ANALİZ YAZILARI

Tarım Sektörü

Mehmet Şengür

Tarım geçmişte ve günümüzde ülke ekonomileri için önemli bir sektör olarak varlığını sürdürmektedir. Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) olan katkısının yanı sıra yaşamın devamı için temel ürünlerin temini açısından da hayati bir öneme sahiptir. Covid-19 salgını ile dünyada ve ülkemizde tarım sektörü ve tarımsal üretimin taşıdığı önem daha belirgin hale gelmiştir. Dünya genelinde ortaya çıkan salgın gerek tıbbi malzeme/ekipman gerekse tarımsal ürün gibi alanlarda kendine yeterli olmayan ülkelerin ve bu ülkedeki bireylerin yaşamlarını oldukça zorlaştırmıştır. Bu analizde; GSYH’deki ve tarımın payındaki değişim, tarım sektöründeki istihdam ile tarım, ormancılık, balıkçılık fiyat endeksi, hayvan sayıları, tarım, ormancılık, balıkçılık üretim endeksi ve büyüme oranları gibi temel göstergeler ile Türkiye’deki tarım sektörünün görünümü ele alınacaktır.

Tarım Sektörü Büyüme ve İstihdam Oranları

1999 yılından 2021 yılı sonuna baktığımızda, GSYH 1999 yılında yüzde 3,3 oranında eksi büyüme göstermiştir. Benzer şekilde negatif büyüme 2001 yılında (yüzde 5,9) ve 2009 yılında (yüzde 4,8) yaşanmıştır. 2021 yılı sonunda ise yüzde 11,6’lık bir pozitif büyüme performansı gözlenmektedir. GSYH’deki bu değişim karşısında tarımın milli hâsıla içindeki payı ise 1999- 2021 döneminde yüzde 10,5 seviyesinden yüzde 6,7’ye gerilemiştir. İlgili dönemde zaman zaman nispi artışlar yaşanmasına rağmen 23 yıllık dönem içerisinde tarımın GSYH’den aldığı pay ortalama olarak yüzde 7,84’tür. GSYH’nin ekonomik kriz dönemlerindeki daralmalarından bağımsız olarak tarım sektörünün payında radikal bir değişimin olmadığı görülmektedir.

Ülkelerin ekonomik büyüme performansları üzerinde üretim ve üretimin temel bileşeni olan işgücünün önemli rolü bulunmaktadır. 2010- 2021 dönemini dikkate aldığımız zaman tarım sektöründe istihdam edilen bireylerin sayısının 5 milyon 583 bin kişiden 4 milyon 948 bin kişiye gerilediği görülmektedir. 2010 yılından 2021 yılına gelindiğinde tarım sektöründeki istihdam oranı yüzde 11,5 civarında bir azalma göstermiştir. Tarım sektöründeki istihdam rakamlarında ve oranlarındaki azalış ile paralel şekilde tarımın toplam istihdam içerisindeki payı da azalmıştır. 2010 yılında yüzde 24,6 olan tarımın toplam istihdamdaki payı 2021 yılı sonu itibariyle yüzde 17,2’ye düşmüştür.

Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık Büyüme Oranları ve Fiyat Endeksi

2010-2021 döneminde tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün büyüme oranları; 2010 yılında yüzde 7,7 iken 2014 yılında yüzde 0,5’e düşmüş ve ardından tekrar yükseliş ile 2015 yılında yüzde 9,3 seviyesine çıkmıştır. 2016 yılında ise negatif bir büyüme sergilemiş olup sektör yüzde 2,6 küçülmüştür. İlerleyen yıllarda nispi olarak pozitif düzelmeler görülen sektör 2021 yılı itibariyle tekrardan negatif bir büyüme ile yüzde 2,2’lik daralma yaşamıştır. 

Şekil 16. GSYH Büyüme Hızı ve Tarım Payındaki Değişim (%, 1999-2021)

Kaynak: TÜİK, Ulusal Hesaplar


Made with Flourish
Şekil 17. Tarım Sektörü İstihdamı ve Toplam İstihdam İçindeki Payı (%, 2010-2021)
Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri

Made with Flourish

Şekil 18. Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık Sektörü Büyüme Oran (%, 2010-2021)

Kaynak: TÜİK, Ulusal Hesaplar

Bu daralma Türkiye’de ve dünyada yaşanan başta Covid-19 salgınının ve diğer uluslararası siyasal/ekonomik gelişmelerin bir sonucu olarak görülebilir. Tarımsal üretici fiyat endeksi (Tarım ÜFE), tarımsal ürünlerini piyasaya sunan çiftçilerin satış fiyatlarında meydana gelen değişimleri ölçmektedir. Üretici fiyat endeksinin on iki aylık ortalama değeri 2012 yılında 81,2 iken 2022 yılı itibariyle 521,8’e yükseldiği görülmektedir. On bir yıl boyunca üretici fiyat endeksinin sadece 2013 yılında azaldığı görülmektedir. Benzer şekilde üretici fiyat endeksinin yıllık (on iki aylık ortalama değeri) değişim oranı da endeks değeri ile neredeyse doğru orantılı şekilde artış/azalış göstermektedir.

Tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörüne ait 2022 yılı için yayınlanan son verilerden oluşturulan ÜFE grafiğine baktığımızda endeks değeri 683,51 iken on iki aylık ortalamaya göre değişim (artış) yüzde 132,18 olarak geçmektedir. Alt kategorilere baktığımızda tarım ve avcılık, orman ürünleri ve balıkçılık için de benzer şekilde gerek endeks değerinde gerekse on iki aylık ortalama değişim oranında artışlar gözlenmektedir.

2022 yılında toplam hayvan sayısının 76 milyon 518 bin civarında olduğu görülmektedir. 2021 yılında benzer şekilde toplam içerisinde sayısal olarak da oransal olarak da ilk sırada küçükbaş hayvanların yer aldığı görülmektedir. 2021 yılından 2022 yılına kadar toplam canlı hayvan sayısında 758 bin 566 adetlik bir artış yaşanmıştır. Bu da yüzde 1 civarında bir artış oranına tekabül etmektedir. Ayrıca büyükbaş hayvan sayısı 160 bin 445 adet azalırken küçükbaş hayvan sayısı 928 bin 351 adet artış göstermiştir. Bu durum kırmızı et fiyatları açısından nispi olarak olumlu bir sonuç meydana getirmiş olsa da süt ve süt ürünleri fiyatlarındaki artışın ve muhtemelen yaşanacak artışların da nedenidir.

2022 yılı içinde fiyatı en fazla azalan ya da en az artan tarımsal ürünler ile fiyatı en fazla artan tarımsal ürünler yer almaktadır. 2022 yılında fiyatı en fazla azalan ürün yüzde 36,24’lük bir oran ile turp olmuştur. Yakacak odunlar, limon ve dolmalık biberde de yüzde 15 ve üzerinde bir fiyat azalışı gözlenmektedir. Fiyatı en fazla artan ürünler içerisinde ise birinci sırada yüzde 36,47’lik bir artış oranı ile palamut-torik gelmektedir. İkinci sırada fiyatı en fazla artan ürün soğan olurken soğanı takip eden üçüncü ürün kabuklu yer fıstığı olmuştur.

Tarımsal Alanlar ve Tarımda Yeterlilik Derecesi

Türkiye’de toplam tahıl ve sebze açısından 2007- 2020 yılları arasındaki yeterlilik derecesi grafikte yer almaktadır. Tahıl bakımından yeterlilik oranı, 2020 itibariyle 94,7’den 97,4’e yükselmiştir. Bu yükselişe rağmen 2009 ve 2015 yılları dışında toplam tahıl ürünleri bakımından Türkiye’de kendi kendine yeterlilik bulunmamaktadır. Bu durumun doğal sonucu olarak çözüm yolu tahıl ithalatından geçmektedir. Tahılın aksine 2007- 2020 döneminde Türkiye’nin sebze açısından kendi kendine yeterli bir nokta olduğu ve nispi olarak küçük artışların yaşandığı görülmektedir.

Türkiye’deki tarım alanlardaki bir önceki yıla göre değişim yüzdesel olarak ele alındığı zaman, 2005 yılından 2021 yılına kadar inişli-çıkışlı bir seyir izlendiği görülmektedir. En fazla azalmanın yaşandığı yıl yüzde 4’e yakın bir oran ile 2007 yılı olmuştur. Benzer şekilde 2011 yılında yüzde 3,2’lik bir negatif değişim yaşanmış,  

Made with Flourish
Şekil 19. Tarımsal Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ve Yıllık Değişimi (%, Endeks Değeri:2015=100,2012-2022)
Kaynak: TÜİK, Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi

Made with Flourish
Şekil 20. Tarım ÜFE Değişim Oranı (2022)
Kaynak: TÜİK, Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi
Made with Flourish
Şekil 21. Hayvansal İstatistikler (2021-2022)
Kaynak: TÜİK, Hayvancılık İstatistikleri
Şekil 22. En Fazla Düşüş Gösteren Seçilmiş Ürünler (%, 2022)
Kaynak: TÜİK, Bitkisel Üretim İstatistikleri
Made with Flourish
Şekil 23. En fazla Artış Gösteren Seçilmiş Ürünler (%, 2022)
Kaynak: TÜİK, Bitkisel Üretim İstatistikleri
2021 yılında ise en yüksek pozitif değişim yüzde 1,42’lik oranla yaşanmıştır. 2005-2021 dönemini bir bütün olarak ele aldığımız zaman tarım alanlarının dekar olarak azaldığı gerçekliği ortaya çıkmaktadır.

2008-2020 dönemine ait toplam tahıl ekilen alanların bir önceki yıla göre yüzdesel değişimi grafikte yer almaktadır. Öncelikle 13 yıllık dönem süresince, tahıl ekilen toplam alanın gerek miktar gerekse oransal olarak azalmış olduğunu ifade edebiliriz. Dönemsel değişimler açısından ise sadece 2009, 2010, 2013, 2014 ve 2020 yılları için ekilen alanlarda önceki yıla göre artışın olduğu gözlenmektedir. Diğer yıllar için ise tahıl ekilen toplam alan azalmış ve 2012 yılında yüzde 5,34 ile en fazla azalış yaşanmıştır.

2021 ve 2022 yılı için, yüzde 50 üzerinde bir oranla en fazla paya sahip olduğu ve miktar değişimi bakımında payı en çok artan ikinci ürün olduğu görülmektedir. Üretim miktarı artışı sonucunda, payı en çok artan birinci ürün ise yüzde 22,2 ile tekstilde kullanılan ham bitkiler olmuştur. Tahıllar ve diğer bitkilerin üretim miktarı 2021 yılından 2022 yılına kadar toplamda yüzde 14,5 oranında artış göstermiştir. 

Sonuç ve Değerlendirme

Tarım sektörü tüm dünyada ve ülkemizde diğer sektörler karşısında GSYH içindeki payını zaman içerisinde kaybetmiştir. Bu duruma bağlı olarak tarım sektöründeki istihdam oranları da azalma eğilimde olmuştur. Ancak özellikle Covid-19 salgınının etkisi ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi küresel ölçekli gelişmeler tüm dünyaya tarımın odaklanılması gereken bir alan olduğunu hatırlatmıştır. Türkiye’de tarımsal üretim, GSYH’deki payın azalmasına rağmen birçok alanda yeterli ya da yeterliliğe çok yakın noktadır. İlgili bakanlıkça sağlanan desteklerin verimli ve etkin şekilde kullanımı, sektördeki üretim miktarını ve istihdamı artırabilme potansiyeline sahiptir. Ancak hayvancılık açısında durum biraz daha zor görünmektedir. Toplam hayvan sayısında yüzde 1’lik artış olmasına rağmen büyükbaş hayvan sayısının azalması önemli bir sorundur. Bu sorunun, gerek süt ve süt ürünleri gerekse kırmızı et temini açısından mevcut fiyatlama davranışlarını etkilememesi imkânsızdır. Dolayısıyla, tarımsal ve hayvansal üretime yapılacak olan destek ve düzenlemelerin takibi de son derece önemlidir. Sonuç olarak tarım ve hayvancılık sektörü, günlük yaşamdaki birçok ürünün fiyatı üzerinde doğrudan etkiye sahiptir ve enflasyonist baskının azaltılması noktasında dikkate alınmalıdır.


Made with Flourish
Şekil 24. Tarımda Yeterlilik Derecesi (%, 2007-2021)
Kaynak. TÜİK, Bitkisel Ürün Denge İstatistikleri
Made with Flourish
Şekil 25. Tarım Alanı ve Değişimi (Bin Hektar, %, 2004-2021)
Kaynak: TÜİK, Bitkisel Üretim İstatistikleri
Made with Flourish
Şekil 26. Ekili Tarım Alanı, (Bin Hektar, %, 2007-2020)
Kaynak: TÜİK, Bitkisel Üretim İstatistikleri
Made with Flourish
Şekil 27. Bitkisel Ürün Üretim Payları
Kaynak: TÜİK, Bitkisel Üretim İstatistikleri