Logo

Yayınlar

Dijital Bağımlılık ve Eğitim: Sorunlar, Eğilimler ve Politika Önerileri


Dijital bağımlılık, öğrencilerin akademik başarısını, bilişsel gelişimini ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyen giderek büyüyen bir sorundur. Eğitimde dijital teknolojiler önemli fırsatlar sunarken, bilinçsiz ve aşırı kullanım çeşitli riskler doğurmaktadır. Ancak, bu sorunla mücadelede eğitim sistemi paydaşları arasında etkin iş birliği sağlanamadığında, dijital bağımlılık derinleşmektedir. Dijital bağımlılık, öğrencilerin akademik başarısını, bilişsel gelişimini ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyen giderek büyüyen bir sorundur. Eğitimde dijital teknolojiler önemli fırsatlar sunarken, bilinçsiz ve aşırı kullanım çeşitli riskler doğurmaktadır. Ancak, bu sorunla mücadelede eğitim sistemi paydaşları arasında etkin iş birliği sağlanamadığında, dijital bağımlılık derinleşmektedir. Hazırlanan politika notu, dijital bağımlılığın eğitim üzerindeki etkilerini analiz ederek, ebeveynler ile öğretmenlerin rollerini, öğrencilerin değişen teknoloji kullanım alışkanlıklarını ve eğitimde dijitalleşmenin fırsat ve risklerini ele almaktadır. Ayrıca, öğrencilerin bilinçli teknoloji kullanımını destekleyecek stratejiler ve öğretmenlerin bu süreçte nasıl daha etkin olabileceği incelenmektedir. Hazırlanan politika notu, dijital bağımlılığın eğitim üzerindeki etkilerini analiz ederek, ebeveynler ile öğretmenlerin rollerini, öğrencilerin değişen teknoloji kullanım alışkanlıklarını ve eğitimde dijitalleşmenin fırsat ve risklerini ele almaktadır. Ayrıca, öğrencilerin bilinçli teknoloji kullanımını destekleyecek stratejiler ve öğretmenlerin bu süreçte nasıl daha etkin olabileceği incelenmektedir. Bu politika notu, eğitimde dijital bağımlılığın getirdiği sorunları ve sunduğu fırsatları değerlendirerek, politika yapıcılara, öğretmenlere ve ebeveynlere somut çözüm önerileri sunmaktadır. Bu politika notu, eğitimde dijital bağımlılığın getirdiği sorunları ve sunduğu fırsatları değerlendirerek, politika yapıcılara, öğretmenlere ve ebeveynlere somut çözüm önerileri sunmaktadır. Dijital bağımlılık, öğrencilerin akademik başarısını, bilişsel gelişimini ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyen giderek büyüyen bir sorundur. Eğitimde dijital teknolojiler önemli fırsatlar sunarken, bilinçsiz ve aşırı kullanım çeşitli riskler doğurmaktadır. Ancak, bu sorunla mücadelede eğitim sistemi paydaşları arasında etkin iş birliği sağlanamadığında, dijital bağımlılık derinleşmektedir.  Hazırlanan politika notu, dijital bağımlılığın eğitim üzerindeki etkilerini analiz ederek, ebeveynler ile öğretmenlerin rollerini, öğrencilerin değişen teknoloji kullanım alışkanlıklarını ve eğitimde dijitalleşmenin fırsat ve risklerini ele almaktadır. Ayrıca, öğrencilerin bilinçli teknoloji kullanımını destekleyecek stratejiler ve öğretmenlerin bu süreçte nasıl daha etkin olabileceği incelenmektedir.  Bu politika notu, eğitimde dijital bağımlılığın getirdiği sorunları ve sunduğu fırsatları değerlendirerek, politika yapıcılara, öğretmenlere ve ebeveynlere somut çözüm önerileri sunmaktadır.

Sürdürülebilir Kalkınmada Sivil Toplum Kuruluşlarının Konumu


Etkisi her geçen gün artan küresel çevre sorunlarıyla mücadelede, çevre ile yaşam arasındaki dengeyi sağlama konusunda devletlere, işletmelere ve hatta bireylere önemli görevler düşmektedir. Küresel çevre sorunlarıyla mücadele etmek için sorumluluk alan sivil toplum kuruluşları hem birer aktör olarak hem de diğer aktörleri birbirine bağlamak için çalışmaktalar ve gün geçtikçe etki sahalarını artırmaktadırlar. Etkisi her geçen gün artan küresel çevre sorunlarıyla mücadelede, çevre ile yaşam arasındaki dengeyi sağlama konusunda devletlere, işletmelere ve hatta bireylere önemli görevler düşmektedir. Küresel çevre sorunlarıyla mücadele etmek için sorumluluk alan sivil toplum kuruluşları hem birer aktör olarak hem de diğer aktörleri birbirine bağlamak için çalışmaktalar ve gün geçtikçe etki sahalarını artırmaktadırlar. Sürdürülebilirlik kültürünü inşa etmek için çabalayan uluslararası çevre STK’larına paralel olarak Türkiye’deki çevre ve diğer STK’ların çevre uygulamalarına katılımı ve sürdürülebilir kalkınma için gereken amaçlarda işbirliği yapmaları vurgulanmaktadır. Aynı zamanda küresel çevre sorunlarıyla mücadele etmek ve uluslararası alanda işbirliğine entegre olunması için STK’ların uluslararasılaşma konusundaki eksiklikleri ve sürece uygun dönüşümleri öne çıkarılmaktadır Sürdürülebilirlik kültürünü inşa etmek için çabalayan uluslararası çevre STK’larına paralel olarak Türkiye’deki çevre ve diğer STK’ların çevre uygulamalarına katılımı ve sürdürülebilir kalkınma için gereken amaçlarda işbirliği yapmaları vurgulanmaktadır. Aynı zamanda küresel çevre sorunlarıyla mücadele etmek ve uluslararası alanda işbirliğine entegre olunması için STK’ların uluslararasılaşma konusundaki eksiklikleri ve sürece uygun dönüşümleri öne çıkarılmaktadır Sivil toplum kuruluşlarının yeşil organizasyon ve yeşil insan kaynakları yönetimi açısından ele alınmasının öneminden hareketle bu çalışmada, sürdürülebilir kalkınmada sivil toplum kuruluşlarının etkilerinin artırılması ve çerçevelerinin genişletilmesi adına hem sivil toplum kuruluşlarına hem de politika yapıcılara öneriler sunulmaktadır. Sivil toplum kuruluşlarının yeşil organizasyon ve yeşil insan kaynakları yönetimi açısından ele alınmasının öneminden hareketle bu çalışmada, sürdürülebilir kalkınmada sivil toplum kuruluşlarının etkilerinin artırılması ve çerçevelerinin genişletilmesi adına hem sivil toplum kuruluşlarına hem de politika yapıcılara öneriler sunulmaktadır. Etkisi her geçen gün artan küresel çevre sorunlarıyla mücadelede, çevre ile yaşam arasındaki dengeyi sağlama konusunda devletlere, işletmelere ve hatta bireylere önemli görevler düşmektedir. Küresel çevre sorunlarıyla mücadele etmek için sorumluluk alan sivil toplum kuruluşları hem birer aktör olarak hem de diğer aktörleri birbirine bağlamak için çalışmaktalar ve gün geçtikçe etki sahalarını artırmaktadırlar.  Sürdürülebilirlik kültürünü inşa etmek için çabalayan uluslararası çevre STK’larına paralel olarak Türkiye’deki çevre ve diğer STK’ların çevre uygulamalarına katılımı ve sürdürülebilir kalkınma için gereken amaçlarda işbirliği yapmaları vurgulanmaktadır. Aynı zamanda küresel çevre sorunlarıyla mücadele etmek ve uluslararası alanda işbirliğine entegre olunması için STK’ların uluslararasılaşma konusundaki eksiklikleri ve sürece uygun dönüşümleri öne çıkarılmaktadır  Sivil toplum kuruluşlarının yeşil organizasyon ve yeşil insan kaynakları yönetimi açısından ele alınmasının öneminden hareketle bu çalışmada, sürdürülebilir kalkınmada sivil toplum kuruluşlarının etkilerinin artırılması ve çerçevelerinin genişletilmesi adına hem sivil toplum kuruluşlarına hem de politika yapıcılara öneriler sunulmaktadır.

Türkiye’de Zorunlu Eğitimde Yabancı Dil Öğretimi


Türkiye’de yabancı dil eğitimi, örgün eğitimde önemli bir öncelik olarak ele alınmakta ve bu alanda çeşitli iyileştirme çalışmaları sürdürülmektedir. Ancak, sürecin tüm paydaşları arasında etkin işbirliğinin sağlanamaması, istenen öğrenim çıktılarına ulaşılmasını zorlaştırmaktadır. Hazırlanan politika notu, bu mevcut durumu verilerle analiz ederek, dijital çağın dil eğitimine etkilerini, değişen öğrenci profilleri ile öğretmenlerin uyumunu ve ölçme-değerlendirme süreçlerinin verimliliğini ele almaktadır. Ayrıca, uzun süreli yabancı dil eğitimine rağmen öğrencilerin hedeflenen dil seviyelerine ulaşamamasının sebeplerini de incelemektedir. Bu durumun paydaşlar arası etkileşim ve teknolojinin etkin kullanımı ile çözülebileceği vurgulanmaktadır. Teknolojik araçların kullanımı, öğretim ve değerlendirme süreçlerini güçlendirebilirken, öğretmenlerin mesleki gelişim süreçlerinin zenginleştirilmesi de eğitimdeki başarının artırılmasına katkı sağlayacaktır. Bu politika notu, dil eğitimindeki mevcut sorunları ve fırsatları dikkate alarak, politika yapıcılara ve eğitimcilere somut çözüm önerileri sunmayı amaçlamaktadır.  Türkiye’de yabancı dil eğitimi, örgün eğitimde önemli bir öncelik olarak ele alınmakta ve bu alanda çeşitli iyileştirme çalışmaları sürdürülmektedir. Ancak, sürecin tüm paydaşları arasında etkin işbirliğinin sağlanamaması, istenen öğrenim çıktılarına ulaşılmasını zorlaştırmaktadır. Türkiye’de yabancı dil eğitimi, örgün eğitimde önemli bir öncelik olarak ele alınmakta ve bu alanda çeşitli iyileştirme çalışmaları sürdürülmektedir. Ancak, sürecin tüm paydaşları arasında etkin işbirliğinin sağlanamaması, istenen öğrenim çıktılarına ulaşılmasını zorlaştırmaktadır. Hazırlanan politika notu, bu mevcut durumu verilerle analiz ederek, dijital çağın dil eğitimine etkilerini, değişen öğrenci profilleri ile öğretmenlerin uyumunu ve ölçme-değerlendirme süreçlerinin verimliliğini ele almaktadır. Ayrıca, uzun süreli yabancı dil eğitimine rağmen öğrencilerin hedeflenen dil seviyelerine ulaşamamasının sebeplerini de incelemektedir. Hazırlanan politika notu, bu mevcut durumu verilerle analiz ederek, dijital çağın dil eğitimine etkilerini, değişen öğrenci profilleri ile öğretmenlerin uyumunu ve ölçme-değerlendirme süreçlerinin verimliliğini ele almaktadır. Ayrıca, uzun süreli yabancı dil eğitimine rağmen öğrencilerin hedeflenen dil seviyelerine ulaşamamasının sebeplerini de incelemektedir. Bu durumun paydaşlar arası etkileşim ve teknolojinin etkin kullanımı ile çözülebileceği vurgulanmaktadır. Teknolojik araçların kullanımı, öğretim ve değerlendirme süreçlerini güçlendirebilirken, öğretmenlerin mesleki gelişim süreçlerinin zenginleştirilmesi de eğitimdeki başarının artırılmasına katkı sağlayacaktır. Bu durumun paydaşlar arası etkileşim ve teknolojinin etkin kullanımı ile çözülebileceği vurgulanmaktadır. Teknolojik araçların kullanımı, öğretim ve değerlendirme süreçlerini güçlendirebilirken, öğretmenlerin mesleki gelişim süreçlerinin zenginleştirilmesi de eğitimdeki başarının artırılmasına katkı sağlayacaktır. Bu politika notu, dil eğitimindeki mevcut sorunları ve fırsatları dikkate alarak, politika yapıcılara ve eğitimcilere somut çözüm önerileri sunmayı amaçlamaktadır.  Bu politika notu, dil eğitimindeki mevcut sorunları ve fırsatları dikkate alarak, politika yapıcılara ve eğitimcilere somut çözüm önerileri sunmayı amaçlamaktadır. 

Türkiye’de Vatandaşların ve Sivil Toplum Örgütlerinin Kamusal Kararlara Katılımı


Modern demokrasinin iki yüz yılı aşan deneyimi güçlü bir demokratik sistemin ancak güçlü ve siyasi karar alma mekanizmalarıyla diyalog içinde olan bir sivil toplum örgütlenmesi ile mümkün olduğuna işaret ediyor. Bu çalışmanın amacı; Türkiye’de önemli sivil toplum aktörleri arasında yer alan sivil toplum örgütlerinin (STÖ) karar alma süreçlerinde oynadıkları rolü mevzuat ve uygulamalar çerçevesinde ele alarak bir durum tespiti yapmak ve bu tespitten hareketle geleceğe yönelik sivil toplum katılımını güçlendirecek önerilerde bulunmaktır. Rapor, STÖ’lerin karar alma süreçlerine katılımı konusunda uluslararası ve ulusal düzenlemeler temelinde geliştirilen bir metodolojik yaklaşım temelinde yasama organı, merkezi idare ile yerel yönetimler düzeylerinde katılımla ilgili mevcut durum ve sorunları ele almaktadır. Modern demokrasinin iki yüz yılı aşan deneyimi güçlü bir demokratik sistemin ancak güçlü ve siyasi karar alma mekanizmalarıyla diyalog içinde olan bir sivil toplum örgütlenmesi ile mümkün olduğuna işaret ediyor. Bu çalışmanın amacı; Türkiye’de önemli sivil toplum aktörleri arasında yer alan sivil toplum örgütlerinin (STÖ) karar alma süreçlerinde oynadıkları rolü mevzuat ve uygulamalar çerçevesinde ele alarak bir durum tespiti yapmak ve bu tespitten hareketle geleceğe yönelik sivil toplum katılımını güçlendirecek önerilerde bulunmaktır. Modern demokrasinin iki yüz yılı aşan deneyimi güçlü bir demokratik sistemin ancak güçlü ve siyasi karar alma mekanizmalarıyla diyalog içinde olan bir sivil toplum örgütlenmesi ile mümkün olduğuna işaret ediyor. Bu çalışmanın amacı; Türkiye’de önemli sivil toplum aktörleri arasında yer alan sivil toplum örgütlerinin (STÖ) karar alma süreçlerinde oynadıkları rolü mevzuat ve uygulamalar çerçevesinde ele alarak bir durum tespiti yapmak ve bu tespitten hareketle geleceğe yönelik sivil toplum katılımını güçlendirecek önerilerde bulunmaktır. Rapor, STÖ’lerin karar alma süreçlerine katılımı konusunda uluslararası ve ulusal düzenlemeler temelinde geliştirilen bir metodolojik yaklaşım temelinde yasama organı, merkezi idare ile yerel yönetimler düzeylerinde katılımla ilgili mevcut durum ve sorunları ele almaktadır. Rapor, STÖ’lerin karar alma süreçlerine katılımı konusunda uluslararası ve ulusal düzenlemeler temelinde geliştirilen bir metodolojik yaklaşım temelinde yasama organı, merkezi idare ile yerel yönetimler düzeylerinde katılımla ilgili mevcut durum ve sorunları ele almaktadır.

Kent Yönetiminde Yerel Katılım


Kent Yönetiminde Yerel Katılım Günümüzde kentlerde demokrasilerin gelişmişliği ve demokratik sistemlerin kalitesi, vatandaşların karar alma süreçlerine katılımıyla doğrudan ilişkilidir. Modern kent demokrasisi anlayışında, katılım yalnızca oy verme eylemiyle sınırlı kalmayıp bireylerin kendilerini ilgilendiren konularda aktif rol alabilmelerini de kapsamaktadır. Bu nedenle, Türkiye'de kent yönetiminde yerel katılımın artırılması, demokratik süreçlerin derinleşmesi, şeffaflık ve hesap verebilirliğin sağlanması açısından kritik önem taşımaktadır. Bu politika notu, Türkiye'deki kent yönetimine yerel katılımın önemini vurgulamakta, mevcut durumu analiz etmekte ve sorunların çözümüne yönelik politika önerileri sunmaktadır. Öneriler, hukuki düzenlemelerden mali ve teknik kapasitelerin artırılmasına, eğitim ve bilinçlendirme kampanyalarından yenilikçi katılım araçlarının geliştirilmesine kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Kent Yönetiminde Yerel Katılım Günümüzde kentlerde demokrasilerin gelişmişliği ve demokratik sistemlerin kalitesi, vatandaşların karar alma süreçlerine katılımıyla doğrudan ilişkilidir. Modern kent demokrasisi anlayışında, katılım yalnızca oy verme eylemiyle sınırlı kalmayıp bireylerin kendilerini ilgilendiren konularda aktif rol alabilmelerini de kapsamaktadır. Bu nedenle, Türkiye'de kent yönetiminde yerel katılımın artırılması, demokratik süreçlerin derinleşmesi, şeffaflık ve hesap verebilirliğin sağlanması açısından kritik önem taşımaktadır. Günümüzde kentlerde demokrasilerin gelişmişliği ve demokratik sistemlerin kalitesi, vatandaşların karar alma süreçlerine katılımıyla doğrudan ilişkilidir. Modern kent demokrasisi anlayışında, katılım yalnızca oy verme eylemiyle sınırlı kalmayıp bireylerin kendilerini ilgilendiren konularda aktif rol alabilmelerini de kapsamaktadır. Bu nedenle, Türkiye'de kent yönetiminde yerel katılımın artırılması, demokratik süreçlerin derinleşmesi, şeffaflık ve hesap verebilirliğin sağlanması açısından kritik önem taşımaktadır. Bu politika notu, Türkiye'deki kent yönetimine yerel katılımın önemini vurgulamakta, mevcut durumu analiz etmekte ve sorunların çözümüne yönelik politika önerileri sunmaktadır. Öneriler, hukuki düzenlemelerden mali ve teknik kapasitelerin artırılmasına, eğitim ve bilinçlendirme kampanyalarından yenilikçi katılım araçlarının geliştirilmesine kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Bu politika notu, Türkiye'deki kent yönetimine yerel katılımın önemini vurgulamakta, mevcut durumu analiz etmekte ve sorunların çözümüne yönelik politika önerileri sunmaktadır. Öneriler, hukuki düzenlemelerden mali ve teknik kapasitelerin artırılmasına, eğitim ve bilinçlendirme kampanyalarından yenilikçi katılım araçlarının geliştirilmesine kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.