Logo

Yayınlar

Kamu Maliyesi


Bu rapor, Türkiye’de kamu maliyesine ilişkin güncel sorun alanlarını ve yapısal dinamikleri beş temel başlık çerçevesinde ele alarak politika yapıcılara yönelik bütüncül öneriler sunmaktadır. Özellikle kamu gelirleri, harcama politikaları ve borçlanma stratejileri gibi temel alanlara odaklanan rapor, maliye politikalarının ekonomik sistem içindeki etkilerini görünür kılarken, Türkiye’nin kamu maliyesindeki yapısal dönüşümlerini de analiz etmektedir. Yapılan analizler, maliye politikasının yalnızca gelir ve harcama dengesine indirgenemeyeceği ve daha kompleks bir araç setine sahip olduğunu göstermektedir. Kamuda tasarruf politikalarının, kamuoyunda sürekli gündemde olan bir konu olmasına rağmen yapısal dönüşüm yaratmaktan uzak olması çözümcül ve kapsayıcı politikaları gerektirmektedir. Raporda, tasarruf politikalarının gerçeğe daha yakın ve daha kurumsal hale getirilmesi, tasarruf tedbirlerinde şeffaflığın ve netleştirilmiş bir etki alanının sağlanması, dijitalleşme süreçlerinin hızlandırılması, stratejik planlı kamu destekleri ile bütçe yükünün hafifletilmesi ve kamu kaynaklarının öncelikli alanlara yönlendirilmesi gibi kritik politika önerileri sunulmaktadır. İKAM, bu kapsamlı ve stratejik rapor aracılığıyla, Türkiye’nin kamu maliyesini hem bilimsel hem de toplumsal sonuçları açısından değerlendirerek paydaşların dikkatine sunmaktadır. Bu rapor, Türkiye’de kamu maliyesine ilişkin güncel sorun alanlarını ve yapısal dinamikleri beş temel başlık çerçevesinde ele alarak politika yapıcılara yönelik bütüncül öneriler sunmaktadır. Özellikle kamu gelirleri, harcama politikaları ve borçlanma stratejileri gibi temel alanlara odaklanan rapor, maliye politikalarının ekonomik sistem içindeki etkilerini görünür kılarken, Türkiye’nin kamu maliyesindeki yapısal dönüşümlerini de analiz etmektedir. Yapılan analizler, maliye politikasının yalnızca gelir ve harcama dengesine indirgenemeyeceği ve daha kompleks bir araç setine sahip olduğunu göstermektedir. Kamuda tasarruf politikalarının, kamuoyunda sürekli gündemde olan bir konu olmasına rağmen yapısal dönüşüm yaratmaktan uzak olması çözümcül ve kapsayıcı politikaları gerektirmektedir. Raporda, tasarruf politikalarının gerçeğe daha yakın ve daha kurumsal hale getirilmesi, tasarruf tedbirlerinde şeffaflığın ve netleştirilmiş bir etki alanının sağlanması, dijitalleşme süreçlerinin hızlandırılması, stratejik planlı kamu destekleri ile bütçe yükünün hafifletilmesi ve kamu kaynaklarının öncelikli alanlara yönlendirilmesi gibi kritik politika önerileri sunulmaktadır. İKAM, bu kapsamlı ve stratejik rapor aracılığıyla, Türkiye’nin kamu maliyesini hem bilimsel hem de toplumsal sonuçları açısından değerlendirerek paydaşların dikkatine sunmaktadır.

İktisat İzleme Raporu 2024


Küresel salgının ardından derinleşen ekonomik ve jeopolitik belirsizliklerin belirgin biçimde hissedildiği 2024 yılında ülkeler hem dış ticaret pozisyonlarını hem de iç ekonomik dengelerini korumak adına yeni politika arayışlarına yönelmiştir. Türkiye ekonomisi, ihracat performansı, yapısal direnç unsuları, para ve maliye politikalarıyla bu dalgalanmalardan nispeten daha az etkilenmiştir. Diğer yandan, ekonomik istikrarın sürdürülebilirliği, fiyat istikrarı, istihdam ve gelir dağılımı gibi konularda kalıcı çözümlere duyulan ihtiyaç güncelliğini korumaktadır. İktisat İzleme Raporlarının dördüncüsü olan bu rapor, Türkiye ekonomisinin geçmişini ve bugününü analiz etmekte ve gelecek politikalara ışık tutmaktadır. Türkiye ekonomisinin kuramsal çerçeveyle uygulama arasındaki ilişki gözetilerek bütüncül bir analiz zemini sunulmaktadır. Raporda Türkiye’nin ulusal ve uluslararası düzlemdeki konumu ve potansiyeli 17 farklı başlıkta çok boyutlu göstergeler ve özgün veri görselleştirmelerle ortaya konmaktadır. Ayrıca rapor, Türkiye’nin ekonomik düzlemde karşılaştığı sorunları ve benimsenen  politikaların sosyoekonomik yansımalarını ele almaktadır. Türkiye ekonomisinin gelecek vizyonuna ışık tutmayı hedefleyen rapor, politika yapıcılar, ekonomistler, piyasa aktörleri ve akademisyenler için dikkate değer bir rehber niteliğindedir. Küresel salgının ardından derinleşen ekonomik ve jeopolitik belirsizliklerin belirgin biçimde hissedildiği 2024 yılında ülkeler hem dış ticaret pozisyonlarını hem de iç ekonomik dengelerini korumak adına yeni politika arayışlarına yönelmiştir. Türkiye ekonomisi, ihracat performansı, yapısal direnç unsuları, para ve maliye politikalarıyla bu dalgalanmalardan nispeten daha az etkilenmiştir. Diğer yandan, ekonomik istikrarın sürdürülebilirliği, fiyat istikrarı, istihdam ve gelir dağılımı gibi konularda kalıcı çözümlere duyulan ihtiyaç güncelliğini korumaktadır. İktisat İzleme Raporlarının dördüncüsü olan bu rapor, Türkiye ekonomisinin geçmişini ve bugününü analiz etmekte ve gelecek politikalara ışık tutmaktadır. Türkiye ekonomisinin kuramsal çerçeveyle uygulama arasındaki ilişki gözetilerek bütüncül bir analiz zemini sunulmaktadır. Raporda Türkiye’nin ulusal ve uluslararası düzlemdeki konumu ve potansiyeli 17 farklı başlıkta çok boyutlu göstergeler ve özgün veri görselleştirmelerle ortaya konmaktadır. Ayrıca rapor, Türkiye’nin ekonomik düzlemde karşılaştığı sorunları ve benimsenen  politikaların sosyoekonomik yansımalarını ele almaktadır. Türkiye ekonomisinin gelecek vizyonuna ışık tutmayı hedefleyen rapor, politika yapıcılar, ekonomistler, piyasa aktörleri ve akademisyenler için dikkate değer bir rehber niteliğindedir.

Toplumun Görünümü 2024


Toplumun Görünümü raporlarının dördüncüsü olan bu çalışma, Türkiye toplumunun güncel yapısını ve dönüşümünü eğitim, sağlık, demografi, ekonomi, göç, hanehalkı, hukuk ve çalışma hayatı gibi başlıklar altında kapsamlı biçimde analiz ediyor. Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) tarafından hazırlanan rapor, temel sosyoekonomik göstergeleri disiplinlerarası bir yaklaşımla bir araya getirerek Türkiye'nin toplumsal dinamiklerine ilişkin bütüncül bir değerlendirme sunuyor. Önceki yılların raporlarında olduğu gibi, bu çalışmada da Türkiye’nin son on yıldaki toplumsal dönüşümü 12 farklı alanda temel göstergeler üzerinden ele alınıyor; yıllar içindeki değişimlerin yanı sıra Türkiye’nin uluslararası konumu ve 81 il arasındaki bölgesel farklar detaylı karşılaştırmalarla ortaya konuyor. Raporda, nüfusun yaşlanması, eğitimdeki yapısal eşitsizlikler, ekonomik kırılganlıklar ve göç olgusu gibi makro eğilimlerin yanı sıra, hanelerin dönüşen yapısı ve gündelik yaşam pratikleri veri temelli analizlerle inceleniyor. Toplumun Görünümü 2024, daha adil ve müreffeh bir toplumun inşasında temel alınması gereken noktalara ışık tutuyor. Böylece, yalnızca akademik araştırmalara ve kamusal tartışmalara sağlam bir zemin sunmakla kalmıyor; aynı zamanda karar alıcılar, politikacılar ve uygulama makamındaki yetkililer için de yol gösterici bir kaynak olmayı amaçlıyor. Toplumun Görünümü raporlarının dördüncüsü olan bu çalışma, Türkiye toplumunun güncel yapısını ve dönüşümünü eğitim, sağlık, demografi, ekonomi, göç, hanehalkı, hukuk ve çalışma hayatı gibi başlıklar altında kapsamlı biçimde analiz ediyor. Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) tarafından hazırlanan rapor, temel sosyoekonomik göstergeleri disiplinlerarası bir yaklaşımla bir araya getirerek Türkiye'nin toplumsal dinamiklerine ilişkin bütüncül bir değerlendirme sunuyor. Önceki yılların raporlarında olduğu gibi, bu çalışmada da Türkiye’nin son on yıldaki toplumsal dönüşümü 12 farklı alanda temel göstergeler üzerinden ele alınıyor; yıllar içindeki değişimlerin yanı sıra Türkiye’nin uluslararası konumu ve 81 il arasındaki bölgesel farklar detaylı karşılaştırmalarla ortaya konuyor. Raporda, nüfusun yaşlanması, eğitimdeki yapısal eşitsizlikler, ekonomik kırılganlıklar ve göç olgusu gibi makro eğilimlerin yanı sıra, hanelerin dönüşen yapısı ve gündelik yaşam pratikleri veri temelli analizlerle inceleniyor. Toplumun Görünümü 2024, daha adil ve müreffeh bir toplumun inşasında temel alınması gereken noktalara ışık tutuyor. Böylece, yalnızca akademik araştırmalara ve kamusal tartışmalara sağlam bir zemin sunmakla kalmıyor; aynı zamanda karar alıcılar, politikacılar ve uygulama makamındaki yetkililer için de yol gösterici bir kaynak olmayı amaçlıyor.

Dezavantajlı Çalışanlar


Sanayi Devrimi ile birlikte günümüzdeki anlamını kazanmaya başlayan ‘çalışma’ eylemi, herkes için temel haklardan birisi olarak değerlendirilmektedir. Toplumsal adaletin sağlanabilmesi için her bir birey için uygun çalışma koşullarının oluşturulmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda dezavantajlı gruplar olarak kavramsallaştırılan kişilerin istihdamı ile ilgili gerekli tedbirlerin alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Sahip oldukları özellikleri itibariyle diğer bireylerle eşit konumda olmayan dezavantajlı grupların sosyal politika tedbirleri ile korunmaları ve koşullarının iyileştirilmesi gerekmektedir. TODAM tarafından hazırlanan Toplumun Görünümü 2024 Yılı Raporu’nun Araştırma Konusunu ‘Dezavantajlı Çalışanlar’ oluşturmaktadır. Engelliler fiziksel ve zihinsel engeli; kadınlar istihdama dahil olma ve terfi sürecindeki önyargı; gençler tecrübe eksikliği; çocuklar ve yaşlılar korunmasız olmaları; eski hükümlüler daha önce yaptıkları eylemlerinden dolayı ve göçmenler de ayrımcılık vb. davranışlar nedeniyle çalışma hayatına dahil olma ve istihdamlarını sürdürme konusunda problem yaşamaktadırlar. Raporda dezavantajlı grupların istihdama dahil olma ve istihdam sürecinde yaşadıkları problemlerin ortaya çıkarılması ve onları koruyucu düzenlemelerin hayata geçirilmesi önerilerine odaklanılmıştır. Bu kapsamda yapılacak çalışmaların Anayasa’nın 49. maddesinde yer alan ‘Çalışma Hakkı ve Ödevi’ başlığında belirtilen hususlara uygun olması ve toplumda emeğini arz ederek çalışma isteğini gösteren kişilere gerekli koşulların oluşturulması gerekmektedir. Sanayi Devrimi ile birlikte günümüzdeki anlamını kazanmaya başlayan ‘çalışma’ eylemi, herkes için temel haklardan birisi olarak değerlendirilmektedir. Toplumsal adaletin sağlanabilmesi için her bir birey için uygun çalışma koşullarının oluşturulmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda dezavantajlı gruplar olarak kavramsallaştırılan kişilerin istihdamı ile ilgili gerekli tedbirlerin alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Sahip oldukları özellikleri itibariyle diğer bireylerle eşit konumda olmayan dezavantajlı grupların sosyal politika tedbirleri ile korunmaları ve koşullarının iyileştirilmesi gerekmektedir. TODAM tarafından hazırlanan Toplumun Görünümü 2024 Yılı Raporu’nun Araştırma Konusunu ‘Dezavantajlı Çalışanlar’ oluşturmaktadır. Engelliler fiziksel ve zihinsel engeli; kadınlar istihdama dahil olma ve terfi sürecindeki önyargı; gençler tecrübe eksikliği; çocuklar ve yaşlılar korunmasız olmaları; eski hükümlüler daha önce yaptıkları eylemlerinden dolayı ve göçmenler de ayrımcılık vb. davranışlar nedeniyle çalışma hayatına dahil olma ve istihdamlarını sürdürme konusunda problem yaşamaktadırlar. Raporda dezavantajlı grupların istihdama dahil olma ve istihdam sürecinde yaşadıkları problemlerin ortaya çıkarılması ve onları koruyucu düzenlemelerin hayata geçirilmesi önerilerine odaklanılmıştır. Bu kapsamda yapılacak çalışmaların Anayasa’nın 49. maddesinde yer alan ‘Çalışma Hakkı ve Ödevi’ başlığında belirtilen hususlara uygun olması ve toplumda emeğini arz ederek çalışma isteğini gösteren kişilere gerekli koşulların oluşturulması gerekmektedir.

İslami Sosyal Finans Bağlamında Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri


Marmara Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Saime Kavakcı’nın İLKE Vakfı İslam İktisadı Araştırma Merkezi için hazırladığı İslami Sosyal Finans Bağlamında Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri başlıklı rapor, sosyal finans kavramını İslami perspektiften ele alarak Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) ile ilişkisini değerlendiriyor. Raporda; sürdürülebilir kalkınma, kurumsal sosyal sorumluluk, etik bankacılık, mikro finans ve sosyal etki yatırımları gibi sosyal finansla bağlantılı konulara yer veriliyor. İslami finansın etik ilkeleri ile sosyal finansın kesişim noktaları analiz edilerek "İslami Sosyal Finans (İSF)" kavramı detaylandırılıyor. Özellikle Arap ülkelerinin SKH’lere yönelik performansı incelenerek, bu bölgelerdeki İslami finans uygulamalarının kalkınma hedeflerine katkısı değerlendirilmiş. Hem ülkeler hem bireyler ve kurumlar düzeyinde güçlü ve zayıf yönler analiz ediliyor. Sonuç olarak, İslami sosyal finansın sürdürülebilir kalkınmadaki potansiyelinden daha iyi yararlanılabilmesi için politika yapıcılara ve finans aktörlerine öneriler sunuluyor. Rapor, bu alanda çalışanlar için önemli bir kaynak niteliğinde. Marmara Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Saime Kavakcı’nın İLKE Vakfı İslam İktisadı Araştırma Merkezi için hazırladığı İslami Sosyal Finans Bağlamında Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri başlıklı rapor, sosyal finans kavramını İslami perspektiften ele alarak Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) ile ilişkisini değerlendiriyor. Marmara Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Saime Kavakcı’nın İLKE Vakfı İslam İktisadı Araştırma Merkezi için hazırladığı  İslami Sosyal Finans Bağlamında Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri başlıklı rapor, sosyal finans kavramını İslami perspektiften ele alarak Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) ile ilişkisini değerlendiriyor. Raporda; sürdürülebilir kalkınma, kurumsal sosyal sorumluluk, etik bankacılık, mikro finans ve sosyal etki yatırımları gibi sosyal finansla bağlantılı konulara yer veriliyor. İslami finansın etik ilkeleri ile sosyal finansın kesişim noktaları analiz edilerek "İslami Sosyal Finans (İSF)" kavramı detaylandırılıyor. Raporda; sürdürülebilir kalkınma, kurumsal sosyal sorumluluk, etik bankacılık, mikro finans ve sosyal etki yatırımları gibi sosyal finansla bağlantılı konulara yer veriliyor. İslami finansın etik ilkeleri ile sosyal finansın kesişim noktaları analiz edilerek "İslami Sosyal Finans (İSF)" kavramı detaylandırılıyor. Özellikle Arap ülkelerinin SKH’lere yönelik performansı incelenerek, bu bölgelerdeki İslami finans uygulamalarının kalkınma hedeflerine katkısı değerlendirilmiş. Hem ülkeler hem bireyler ve kurumlar düzeyinde güçlü ve zayıf yönler analiz ediliyor. Özellikle Arap ülkelerinin SKH’lere yönelik performansı incelenerek, bu bölgelerdeki İslami finans uygulamalarının kalkınma hedeflerine katkısı değerlendirilmiş. Hem ülkeler hem bireyler ve kurumlar düzeyinde güçlü ve zayıf yönler analiz ediliyor. Sonuç olarak, İslami sosyal finansın sürdürülebilir kalkınmadaki potansiyelinden daha iyi yararlanılabilmesi için politika yapıcılara ve finans aktörlerine öneriler sunuluyor. Rapor, bu alanda çalışanlar için önemli bir kaynak niteliğinde. Sonuç olarak, İslami sosyal finansın sürdürülebilir kalkınmadaki potansiyelinden daha iyi yararlanılabilmesi için politika yapıcılara ve finans aktörlerine öneriler sunuluyor. Rapor, bu alanda çalışanlar için önemli bir kaynak niteliğinde.