Özel Hukuk


Özel hukuk ile temel olarak irade serbestisine dayalı bir hukuki ilişkinin rejimi kastedilmektedir. Bu başlık altında ülkenin hukuk gündemine etki edebilecek mahiyette ve öne çıkan bazı hukuk uyuşmazlıklarının adli yargı mercilerince veya alternatif çözüm yollarıyla görülmesi izlenerek küçük ölçekte özel hukuk uyuşmazlıklarının görünümü verilecektir.


Yargıtay


Yargıtay, hukuk ve ceza idarelerine sahip ve dolayısıyla hem ceza hukuk uyuşmazlıklarını hem de özel hukuk içerisinde medeni hukuk, ticaret hukuku, iş hukuku gibi temel alanları medeni yargılama usulüne göre çözüme kavuşturmaktadır.


Yargıtay Hukuk Daireleri, tam manasıyla bir içtihat mahkemesi şeklinde çalışarak ülkenin gündemindeki hukuk tıkanıklıklarını açan bir misyon yürütmektedir. Örneğin; 1958 yılında İçtihadi Birleştirme Kararıyla kamulaştırmasız el koyma kavramı ortaya konulmuş ve bunun haksız fiil niteliğinde olduğunu açıklayarak adli yargıda görülmesi gerektiğine hükmedilmiştir. Aynı mahkeme, imar planlarının uygulanmaması suretiyle yıllarca taşınmazlarından yararlanamayan, ilgili idarelerden kamulaştırma talepleri reddedilen ve idari yargıdan da olumlu kararlar alamayan kişiler için hukuki el atma kavramını ortaya çıkarmış ve yine bir hukuki tıkanıklığı açmıştır. Dolayısıyla Yargıtay’ın bir içtihat mahkemesi olarak mesele çözme konusundaki yeteneği göz önüne alındığında, Türkiye’nin hukuk mutfağının en önemli aşçılarından biri olduğunu vurgulamak gerekir.


 

Şekil 25. Yargıtay Hukuk Daireleri ve Genel Kurulu Dosya Yükü ve Dosya Çözme Kapasitesi

Kaynak: Adalet Bakanlığı İstatistik Verileri, 2019


2019 yılında Yargıtay’ın hukuk dairelerine bir önceki yıla göre gelen dosya sayısı azalmış, gelecek yıla devreden dosya sayısında da gerileme görülmüştür. Bölge adliye mahkemeleri, yargıda iş yükünün azaltılması amacıyla faaliyete geçirilerek ikinci derece mahkemeler olarak görev yapmakta ve ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulabilmektedirler. 2016 yılı sonrası bölge adliye mahkemelerinin Yargıtay’a temyiz yoluyla gelebilecek kararlar bakımından oluşturduğu bu ara kanun yolunun, gelen dosya sayısında azalmaya sebep olduğu görülmüştür. Bu durum Yargıtay’daki dosyaların görülme günü süresine de etki etmiştir. Özellikle 2019 yılı ortalama görülme süresindeki azalma eğilimi dikkat çekmektedir. 2018 yılında 451 olan görülme gününün 2019 yılında 344’e düşmesi makul sürede yargılanma hakkı açısından önemli bir gelişmedir.


Hukuk Mahkemeleri


Hukuk mahkemeleri, uyuşmazlığın irade serbestiyetine dayandığı uyuşmazlıkların görüldüğü Asliye Hukuk, Asliye Ticaret, Sulh Hukuk, İcra Hukuk, Kadastro, İş, Tüketici, Aile, Fikrî ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin tümünü ifade eden bir üst başlıktır. Özel hukuk uyuşmazlıklarında ihtisaslaşma ve buna dayalı mahkeme kurulumu önemli görülmüştür.


Bu denli ihtisaslaşma, hukuki muhakemenin uyuşmazlık üzerinde yoğunlaşmasını sağlayabilmektedir. Ancak diğer taraftan bu mahkemeler arasında görev veya iş bölümü problemleri, görülme süresini uzatabilmektedir. Ayrıca özellikle dava harcı vb. sebeplerle kişiler, dosyalarının özel ihtisas mahkemelerinde görülmesini sağlamak isteyebilmektedir. Örneğin; Tüketici Mahkemelerinden dava harcının alınmaması, normal şartlarda belki de Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına girebilecek meseleyi bu mahkemelerde çözdürme gayreti içerisine de sokabilmektedir. Bu başlıkta ihtisas mahkemeleri özeline girmeden genel olarak hukuk mahkemelerinin küçük ölçekte bir bilançosu gösterilecektir.

 

Şekil 26. Hukuk Mahkemelerinde Dosya Sayısı ve Dosya Çözme Kapasitesi

Kaynak: Adalet Bakanlığı İstatistik Verileri, 2019


Şekil 27. Hukuk Mahkemeleri Dava Ortalama Görülme Süresi

Kaynak: Adalet Bakanlığı İstatistik Verileri, 2019


Hukuk Mahkemelerinin 2019 verilerine bakıldığında, dosyaların temizlenme oranı  104,8’dir. Bu oran 2018 yılına göre ciddi bir farklılık arz etmese de son 4 yılda temizlenme oranının artış eğiliminde olması, sistemin hızı açısından önemlidir. 2018 verisi ile karşılaştırıldığında görülme gün sayısının da azaldığı dikkat çekmektedir.


Şekil 28. Hukuk Mahkemeleri Mahkeme Türüne Göre Toplam Dosya Sayısı Artış/Azalış Oranı, 2018-2019

Kaynak: Adalet Bakanlığı İstatistik Verileri, 2019



2019 yılı hukuk mahkemeleri dosya sayıları incelendiğinde, toplam gelen dosya sayısının %29, 8’ini oluşturan asliye hukuk birinci sırada yer almaktadır. %24,2’i ile sulh hukuk, %15,0 ile iş hukuku sıralamayı takip eder. Dosya sayısının en az olduğu fikrî ve sınai haklar, hukuk mahkemelerine gelen toplam dosya sayısının %0,3’ünü oluşturur.


Şekil 29. 2019 Yılı Hukuk Mahkemelerinde Açılan Dava Konu ve Sayıları

Kaynak: Adalet Bakanlığı İstatistik Verileri, 2019


2019 yılında hukuk mahkemelerinde açılan davalar arasında ilk sırayı, veraset konulu davaların aldığı görülmektedir. Bu yılın önemli bir gündem maddesi de aile kurumu üzerindeki tartışmalardı. Veraset davalarından sonra en fazla sayıda davanın boşanma konulu açılması da Türkiye’de 2019 yılının her yönüyle aile meselelerinin hukuksal düzlemde çözüme kavuşturulduğu bir yıl olduğunu göstermektedir. 2018 yılında açılan boşanma dava sayısı 246.921 iken 2019 yılında bu rakam %0,7 oranında artarak 248.640 olmuştur.

 

Şekil 30. Yıllara Göre Açılan Boşanma Dava Sayısı

Kaynak: Adalet Bakanlığı İstatistik Verileri, 2019


Sadece boşanma davası özelinde açılan dava sayılarına son 5 yılda bakarsak sayının her yıl artış göstermesi, bu meselenin toplumsal sebeplerine eğilmenin ve diğer bilimler ile birlikte çeşitli araştırmalara konu etmenin elzem bir durum olduğunu ortaya koymaktadır. 

2019 yılında açılan 248.640 davanın boşanma sebeplerine aşağıdaki şekilden ulaşmak mümkündür. 


Şekil 31. Boşanma Davalarında Sebepler

Kaynak: Adalet Bakanlığı İstatistik Verileri, 2019


Anlaşmalı boşanma sayısı, çekişmeli boşanmaya göre daha fazladır. Özellikle toplumda eğitim seviyesinin yükselmesine bağlı olarak bir protokol çerçevesinde sona erdirmenin sayıca fazlalığı üzerinde diğer disiplinler tarafından da durulmalıdır. Çekişmeli boşanma nedenlerine dair de çalışmalar yürütülmelidir. Zira süresiz nafaka gibi kamuoyunda da çokça tartışma yaratan hususlar, çekişmeli boşanma davalarına neden olabilmektedir. Evlilik öncesi kişilerin hukuki olarak bilgilendirilmesi ve alternatif boşanma yollarının devreye konulması, çekişmeli boşanma dava sayısının azalmasına etki edebilir.


Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk


Esas amacı hukuk yargılamasına giden dosya sayısını azaltmak olan arabuluculuk, bir hukuki uyuşmazlıkta tarafların anlaşmaya varmaları için onların bir araya gelmelerini ve görüşmelerini sağlayan uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Yukarıda da görüldüğü üzere çok sayıda ihtisas mahkemesiyle adli yargıda hukuk uyuşmazlık sayısı hâlen yüksek düzeydedir. Hâlbuki bazen orta noktada buluşulduğu takdirde uyuşmazlığı yargıya gitmeden çözebilmek mümkün olabilir. İşte bu düşünceyle kanun koyucu hem tarafların takdirine göre gidebilecekleri hem de adli yargıda dava açmadan önce zorunlu olarak başvuracakları arabuluculuk müessesesini düzenleme altına almıştır.

 

Şekil 32. Arabuluculuk Türüne Göre Anlaşma Oranları

Kaynak: Adalet Bakanlığı İstatistik Verileri, 2019


Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kültürünün giderek yaygınlaşması, 2018 yılında bazı uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabuluculuğu doğurmuştur. Hem ihtiyari hem de dava şartı olarak arabuluculukta anlaşma sağlanma oranlarına bakıldığında arabuluculuğun, yargının iş yükünün azaltılması noktasında önemli bir misyon yürüttüğü görülmektedir.


2019 yılı hukuk uyuşmazlıklarında ihtiyari arabuluculuktaki anlaşma oranı %98,7 iken bir önceki sene bu oran %94,6 idi. Arabuluculuğa başvuru artarken aynı zamanda anlaşma sağlanma oranı da artmaktadır. Bu veriler, arabuluculuğun yaygınlaşması ile birlikte tercih edilen bir alternatif çözüm yöntemi olduğunu göstermektedir.


2018 yılı hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı olarak arabuluculuktaki anlaşma oranı %69,4 iken 2019 yılında bu oran %58’e düşmüştür. Anlaşma sağlanamama oranının 2019’da yükselmesinin gelecek yıllarda devam edip etmeyeceği dikkatle takip edilmelidir.