Kadın Sivil Toplum Kuruluşları
H. Merve Bircan Altınsoy
Kadın STK’ları kapsamında kadınlara yönelik çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşları bu yazı kapsamında incelenecektir. Kadın STK’larının; dernek, vakıf, sendika, kooperatif ve federasyon gibi farklı yapılarla ortaya çıktığı görülmektedir.
Kadın dernekleri kapsamında Sivil Toplum Genel Müdürlüğü’nün verileri incelendiğinde, çok fazla veriye ulaşılamadığı görülmektedir. Sivil Toplum Genel Müdürlüğü’nün faaliyet alanlarına göre dernekler sınıflandırmasında “kadın dernekleri” şeklinde bir tür sınıflandırması mevcut değildir. Bununla birlikte detaylı faaliyet alanı verileri incelendiğinde “kadın hakları” şeklinde bir başlık olduğu görülmektedir. Dernekler kendi beyanlarında bulunurken, faaliyet alanlarını kendileri bildirmektedir. 2020 yılı itibarıyla detaylı faaliyet alanını “kadın hakları” olarak tanımlayan dernek sayısı 1.012’dir. Şehir bazında incelendiğinde ise kadın hakları alanındaki dernek sayısı 115 ile en fazla Bursa’da bulunmaktadır. Bursa’yı; 109 ile İstanbul, 86 ile İzmir ve 69 ile Ankara izlemektedir. Detaylı faaliyet alanı kadın hakları olan derneklerin ana faaliyet alanları incelendiğinde ise hak ve savunuculuk, düşünce temelli dernekler, kültür, sanat ve turizm dernekleri, toplumsal değeri yaşatma dernekleri, mesleki ve dayanışma dernekleri alanlarının olduğu görülmektedir. Vakıflar kapsamında veriler incelendiğinde ise yeni vakıfların hedef kitlesine göre dağılımı kapsamında hedef kitlesi kadın olan vakıfların verisine ulaşılmıştır. Bu kapsamda hedef kitlesi kadın olan vakıfların sayısının 2.369 olduğu görülmektedir. Hedef kitlesi sıralamasına göre üçüncü sırada %15 oranıyla hedef kitlesi kadın olan vakıflar yer almaktadır. Bunun dışında kadın vakıflarına dair veriye ulaşılamamıştır. Bütün bu verilerle birlikte kadın STK’larının hak ve savunuculuk, eğitim ve insani yardım gibi faaliyet alanlarında yer aldığı söylenebilir.
Bu alanda araştırmalar yapan önemli isimlerden olan Prof. Dr. Ömer Çaha, verdiği bir röportajda “Türkiye’nin son kırk yılında en önemli ve etkili sivil toplum hareketinin kadınlar cephesinden geldiğini” vurgulamıştır. Ayrıca “Kadın örgütlerinin yasal mevzuatın eşitlik temelinde revize edilmesini sağladıklarını; akademi ve medya dâhil birçok alanda kadının bakış açısının dikkate alınmasının yolunu açtıklarını” belirtmiştir (Kap, 2020). Bu bağlamda kadın STK’larının diğer STK’lara kıyasla daha örgütlü olduğu ve yasaları etkileme gücünün daha fazla olduğu söylenebilir.
Kadın hakları ve kadın STK’larını yakından ilgilendiren en önemli sözleşme olan Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW), Birleşmiş Milletler (BM) temel insan hakları sözleşmeleri arasında yer alan ve kadın hakları konusunda uluslararası standartları belirleyen ilk sözleşme olma özelliği taşımaktadır. Bu sözleşme kadın STK’larının örgütlülüğünün en önemli örneğidir. 1985’te Türkiye tarafından imzalanan sözleşmede, kadın örgütleri CEDAW komitesine sunmak için gölge/alternatif raporlar hazırlamaktadırlar. Bu raporlarla CEDAW komitesi ülkeler bazında kadın haklarının gelişim sürecini sivil bir bakış açısıyla görebilmektedir.
Kadın STK’ları için son on yıllık dönemde tartışılan birçok gündem bulunmaktadır. İstanbul Sözleşmesi bu gündemlerin başında gelmektedir. Bunun dışında covid-19 döneminde; ev içi şiddet, toplumsal cinsiyet, kadın istihdamı, kadına yönelik şiddet bu gündemler arasındadır. Bu gündemler ile ilgili çeşitli çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı “Koronavirüs Salgını ve Kadına Yönelik Şiddet” başlığında bir rapor yayımlamıştır. İSTANPOL “Covid-19 salgınının kadınların çalışma ve hane yaşamı etkileri” üzerine bir çalışma gerçekleştirmiştir. Bunun yanında İLKE Vakfı tarafından “Aile Hukuku ile İlgili Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı bir politika notu yayımlanmıştır.
Kadın STK’larının son on senelik dönem içerisinde alandaki genel eğilimleri incelendiğinde; aile içi şiddet, toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın cinayetleri, istismar, kadın hakları ve kadın girişimciliği gibi başlıklar altında faaliyet gösterdiği görülmektedir.
Kadın STK’ları çeşitli projeler yaparak hem kendi kapasitelerini geliştirmekte hem de faaliyet alanları kapsamında çalışmalarını sürdürebilmektedir. Son on yıl incelendiğinde, 2014-2016 yılları arasında sürdürülmüş olan “Aile İçi Şiddet Projesi” örnek verilebilir. Bu proje kapsamında STK’lara kadına karşı şiddete yönelik kapasitelerini geliştirebilmeleri için 11 ilde 19 STK’ya hibeler verilmiştir. Bunun dışında farklı sivil toplum alanları desteklenmektedir. Örneğin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından, Tarım Orman Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı iş birliğinde 2018 yılında “Kadın Kooperatiflerinin Güçlendirilmesi İş Birliği Protokolü” imzalanmıştır. Bu kapsamda “Kadın Kooperatifçiliği Çalışma Grupları” oluşturulmuştur ve farklı illerde çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.