ÖĞRETMENLİĞİN DÖNÜŞÜMÜ

Çalışma Hayatı ve Ücretler Açısından Türkiye’de Öğretmenlik

Yusuf Alpaydın

Doç. Dr., Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi

Giriş

Mesleklerin geçirdiği dönüşümlerin izlenebileceği başlıca konulardan biri, meslek üyelerinin çalışma koşullarıdır. Türkiye’de en büyük meslek gruplarından biri olan öğretmenlerin çalışma koşulları son yıllarda sıklıkla kamuoyunun gündemine geliyor. 2022 yılında Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkmış olması, diğer memurlarla birlikte öğretmenlere verilen ücretler ve emekli maaşlarında iyileştirme sağlayacak olan 3600 ek gösterge gündemi ve devam eden ekonomik kriz, öğretmen ücretlerine yönelik tartışmaları canlı tutmaktadır. 


2000’li yıllar, öğretmenlerin çalışma hayatına ilişkin çok sayıda yasal düzenlemenin yapıldığı bir dönem oldu. 2000 yılından günümüze öğretmenlerin çalışma hayatına yönelik olarak Resmî Gazete’de yayınlanan 68 kayda rastlanmaktadır. Ayrıca, okul yöneticisi olma, görevde yükselme, atama ve yer değiştirme ile ilgili olarak 30 mevzuat kaydı görünmektedir. Öğretmenliğin bir kariyer mesleği haline getirilmesi konusunda 3 mevzuatla karşılaşıldı. İlkokul öğretmenlerinin sağlık ve sosyal yardımları ile özel statüdeki okullara yapılan öğretmen atamalarının seçimi ve atama usullerine yer verildiği görülüyor (T.C. Resmî Gazete, 2022). Bu veri bile tek başına, meslekteki bir görev olan yöneticiliğin, öğretmen hareketliliğin, kariyerinin, ücretlerinin yapılandırılmaya çalışıldığını ve genel olarak öğretmenlik mesleğindeki çalışma koşulları bakımından dinamik bir dönem içerisinde olduğumuzu gösteriyor.


Bu bölümde, Türkiye’de öğretmenlerin çalışma hayatındaki hakları, kadro türleri, meslekte yükselmeleri, yer değiştirmeleri, sendikal örgütlenmeleri ve toplu sözleşme süreçlerine değinildikten sonra özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin çalışma koşulları ele alınacak. Son olarak öğretmenlerin çalışma saatleri ve ücretleri, uluslararası bağlamda ülke karşılaştırmalarıyla incelenecek. Bu şekilde 2000’li yıllardan günümüze öğretmenliğin dönüşümünü çalışma hayatına odaklanarak ele alacağız.


Öğretmenlikte İstihdam Türleri ve Temel Haklar

Kamu sektöründeki öğretmenlerin büyük çoğunluğunun istihdamı uzun süredir merkezi sınavlar yoluyla yapılıyor. İlk sınav, Devlet Memurları Sınavı (DMS) adı altında 1999’da yapıldı ve 2000’de ikincisi gerçekleştirildi. 2001 yılında ise Kurumlar için Merkezi Eleme Sınavı (KMS) adını alan sınav, 2002’den sonra Kamu Personeli Seçme Sınavı olarak uygulanmaya devam ediyor.


Kamu kurumlarında çalışan öğretmenlerin, diğer memurlar gibi 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’ndan kaynaklanan ilerleme ve yükselme, uygulamayı isteme, iş güvenliği, emeklilik, istifa, müracaat, şikâyet ve dava açma hakkı, sendika kurma ve sendikaya üye olma, toplu iş sözleşmesi yapma, izin, yolluk, tedavi yardımı, aile yardımı, doğum ve ölüm yardımı gibi sosyal hakları bulunuyor. Bu hakların çoğu tüm kamu çalışanlarında standart olmakla birlikte izin hakkında olduğu gibi bazı haklar ise öğretmenlere özel olarak ayrıca düzenlenmiştir. Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin çalışma hakları ise temelde 4857 sayılı İş Kanunu’na dayalı olarak belirlenmekte, buna ilaveten Millî Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen esaslarla, mesleğe özgü bazı çalışma koşulları da ihdas edilmektedir.


Ülkemizdeki öğretmen ihtiyacı her geçen yıl artıyor. Bu ihtiyaçların karşılanması için, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/A ve 4/B maddeleri kapsamında öğretmenler kadrolu ve sözleşmeli olarak iki ayrı şekilde istihdam ediliyor. İlk kez 2022-2005 yılları arasında 4/C geçici sözleşmeli öğretmenlik (10 ay süreli) uygulaması, Danıştay’ın 2005/5116 kararı ile durdurulmuş ve 2006- 2011 yılları arasında 4/B sözleşmeli personel statüsünde uygulanmaya devam etmiştir. Sözleşmeli öğretmenlerin yanı sıra kadrolu öğretmen ataması da yapılan bu süre sonunda, sözleşmeli öğretmenler ile kadrolu öğretmenlere sağlanan haklar arasındaki farklılıklar, uzun süre gündemden düşmedi. Sözleşmeli öğretmenler örneğin bu süreçte, kadrolu öğretmenlerin aksine 30 günden uzun süreli sağlık raporu kullanmaları durumunda sözleşme fesihleriyle karşı karşıya kaldılar. Ayrıca SGK tarafından sunulan sağlık hizmetlerinden faydalanılabilmesi için sözleşmeli öğretmenler, 90 gün süre zarfında çalışmak durumunda kaldı.


Şu anda 3+1 yıl şeklinde çözüme kavuşturulan süreçte, zorunlu çalışma süreleri, mazerete yönelik atamalar ve kadroya alınmaları sırasında da çeşitli zorluklarla karşılaşılmakta. Bu haliyle sözleşmeli öğretmenlik uygulaması, 2011 genel seçimleri öncesinde öğretmen kimliği, özlük hakları ve atama konusunda yarattığı zorluklar ve farklı uygulamalar nedeniyle mevcutta bulunan sözleşmeli öğretmenlerin de kadroya dahil edilmesiyle uygulamadan kaldırıldı. 15 Temmuz 2016 tarihinde ülkemizde yaşanan menfur darbe girişimi sonrası, 27 Temmuz 2016’da OHAL ve 668/KHK doğrultusunda meslekten ihraç edilen kadrolar dahil olmak üzere, boş kalan ve ihtiyaç duyulan kadroların ihdas edilmesi ve öğretmenlik mesleğinin kritik öneminden dolayı 03.08.2016 tarihinde 29790 sayılı T.C. Resmî Gazete’de yayımlanan, “Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelik” doğrultusunda, doğrudan atama yerine, merkezi sistemle uygulanan yazılı ve sözlü sınavlar sonucunda, adaylık süreleri dahil olmak üzere, 4 yıllık performansa dayalı kadroya geçme imkanı sağlayan yeni bir sistem oluşturuldu. Ülkemizdeki hizmet bölgeleri ve öğretmen hareketliliği gözden geçirildiğinde, bütünü temsil eden adil ve mesleki bir demografik yapının halen sağlanamadığı görülüyor.


Millî Eğitim Bakanlığı bugün 81 ildeki 922 ilçe teşkilatında yer alan 50 bin 432 mahalle ve 63 ülkede eğitim ve öğretim hizmeti veren, ülkemizin ve dünyanın sayılı saygın ve büyük örgütleri arasında yer alıyor. Bilindiği üzere, ülkemiz kalkınma ve çalışma zorlukları yönünden 3 hizmet bölgesinde 6 hizmet alanına bölündü. Bu hizmet alanları, bahsedilen zorluk kademelerine göre her yıl sadece 3 kata kadar verilen (10 ila 30 öğretmen hizmet puanı) ek hizmet puanları ile teşvik edilmeye çalışıldı. Ancak bu bölgelerdeki çalışma süreleri ile öğretmenlerin çalışma ve yaşam koşullarının sahip olduğu zorluklar düşünüldüğünde tek başına hizmet puanının yetersiz olduğu çeşitli kaynaklarda da bildirilmektedir (Manav ve Çoban, 2022; Şahin, 2022; EBSAM, 2022; Göker ve Gündüz, 2017). Zorunlu çalışma yükümlüsü öğretmenler, 1. 2. 3. hizmet alanlarında 3 yıl görev yaptıktan sonra ihtiyaç duyulan hizmet alanlarındaki kurumlara tercihlerine, hizmet puanlarına göre veya başvuruda bulunmayanlar ise resen bakanlıkça atanmaktadır. Zorunlu çalışma yükümlülüğü çeşitli mücbir sebeplerle ertelenebilmektedir. Özellikle sağlık ve aile birliği konusunda bakanlık her yıl belgelendirme ile bu yükümlülüğü erteleyerek öğretmenlere ihtiyaç duydukları zamanı sağlamaktadır. Doğu illerimizde ilk atamalar sonucunda daha çok sözleşmeli öğretmen bulunması, kurumlar arası başarı farklarının azaltılması hem eğitim fırsat eşitliğinin sağlanması hem de eğitimin niteliği ve mesleğe özgü adil fırsatları içeren barışçıl ve demokratik bir kültürün oluşturulması konusunda zorluklar yaratmaktadır (EBSAM, 2022).


Kadrolu ve sözleşmeli öğretmenlik istihdamı dışında sayılan (geçici görevli ve işçi sayılmayan) ücretli öğretmenlik sorunu da devam ediyor. Çeşitli meslek örgütlerinin verilerine göre ücretli öğretmen istihdamı da azalmak yerine artış gösterirken, Türkiye genelindeki sayıları 85 bini aşkın ücretli öğretmenin 25 binden fazlasının İstanbul’da görev yaptığı dile getiriliyor (T24, 2022). Ücretli veya geçici görevli öğretmenlerin ücret ve özlük politikaları halen çözüm bekleyen en önemli meseleler arasında yer alırken, sürdürülebilir kesintisiz ve nitelikli eğitim konusunda zorluklar ve tartışmalı gündemler yaratıyor. Ayrıca bu uygulama ve sürecin belirsizliği, öğretmenleri maddi ve manevi olarak yıpratmakta. Konu ile ilgili son yıllarda yapılmış birçok çalışma bu anlamda gözden geçirilebilir (Manav ve Çoban, 2022; Şahin, 2022). Millî Eğitim Bakanlığı içerisinde Sayıştay raporlarına göre de halen 40 bini aşkın norm fazlası öğretmen bulunmakta. 150 bini aşkın yeni öğretmene de ihtiyaç duyuluyor. Mevcut kaynakların kamu lehine etkili ve verimli bir şekilde kullanılabilmesi en önemli sorunlarımız arasında görülüyor. Ayrıca, 2023 MEB Vizyon planında sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik konusunda iyileştirme hedefleri yer almasına rağmen, Millî Eğitim Bakanlığı 2020 İdare Faaliyet Raporu’nda “Sözleşmeli ve Kadrolu Öğretmenler Arasındaki Özlük Farkları” bir zayıf yön olarak belirlendi (MEB, 2019; 2020). 


Öğretmenlik Kariyer Basamakları ve Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun Çalışma Hayatına Etkileri

Tüm öğretmenlere ek ücret ve özlük (kariyer basamakları dahil) yönünden katkı sağlayan, ikinci sınav, 03.02.2022 tarihinde kabul edilen 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu çerçevesinde kontenjan sınırlandırması olmadan 2022 Kasım ayında yapıldı. Kariyer basamağında ilerleyen öğretmenlere, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında ek derece ve ek ücret hakkı tanındı. Bu bağlamda öğretmenlik mesleği özel bir ihtisas alanına dönüşürken adayların girişleri ve meslek içerisinde lisansüstü eğitimlerini teşvik edecek şekilde kariyer basamaklarında sınav ya da lisansüstü eğitim şartıyla yükselme imkanı tanındı. Hedefler arasında artan kıdemin yeni ücret ve özlük haklarıyla da desteklenmesi yer aldı. Her ne kadar lisansüstü mezunu olmayan uzman öğretmen adayları verilen 180 saatlik ve başöğretmen adayları verilen 240 saatlik eğitimler sonunda sınavlara alınsa da sınav kalitesi ve/veya sınavın mı deneyimin mi öne çıkarılması tartışmaları kamuoyunu uzun süre meşgul etmiştir. Maaş ve özlük haklarına katkısı olacağı düşünülen öğretmenlik kariyer basamağında eğitim yöneticiliği konusunda herhangi bir karar alınmadı. Örneğin okul müdürlerinin halen il dışı tayin hakları bulunmuyor. Öğretmenlerin meslek kanunu ile görevde yükselmeleri, müfettiş ve yönetici kariyerlerinde ilerlemelerine olanak sağlanamadı. Ayrıca öğretmenlik mesleğine katılan, ücretli ve sözleşmeli statüdeki personelin durumu da bu kanun çerçevesinde netleştirilemedi. Öğretmen, uzman ve başöğretmen statüsünde istihdam edilen öğretmenlerin çalışma koşulları aynı tutuldu. Ücret yönünden uzman öğretmenliğe ve başöğretmenlik kariyerlerine yükselmeyi hak edenlere Millî Eğitim Bakanlığının 22.12.2022 tarihli talimatı gereği ilgili meslek kanununun çıktığı 14.02.2022 tarihinden itibaren, bir memuriyet derecesi verilmiştir. Ocak 2023’ten itibaren, tüm kariyer basamaklarında görev yapanların (öğretmen dahil) sekizinci dereceden başlamak kaydı ile birinci dereceye kadar maaş ek gösterge ve aylıkları, bulundukları derecelere bağlı olarak, farklı seviyelerde yükseltilmiştir. Birinci derecede görev yapan öğretmenler içerisinde bulunan ve uzman öğretmenliğe ya da başöğretmenliğe geçenlerin, 3000 ek göstergeleri ve 1.000,81 TL ek gösterge aylıkları, 3600 ek gösterge ve 1.200,97 TL ek gösterge aylığına çıkarılmıştır. Ayrıca uzman öğretmenlere 2.250 TL ve başöğretmenlere ise 4.500 TL maaş farkı öngörülmektedir.


Özel Okullarda Çalışan Öğretmenlerin Ücretleri ve Çalışma Koşulları

Millî Eğitim Bakanlığı özel öğretim bünyesinde, 2021-2022 kayıtlarına göre, 163 bin 975 öğretmen hizmet vermektedir (MEB, 2022d). Özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerle, 4857 sayılı İş Kanunu’nun hükümlerine göre uyarlanan yönetmelik gereği en az 1 yıl süreli sözleşme yapılabilmektedir. Aynı şekilde sadece ders ücreti karşılığında istihdam edilecekler için ise bir yıldan daha az süre ile sözleşme imzalanabilmektedir. Öğretmenlerin çalışma izinlerinin alındığı gün, iş sözleşmelerinin başladığı gün olarak kabul edilmektedir. Ek ders ücretleri resmi kurumlarda alınan ek ders ücretlerinden düşük olamayacağı gibi iki katını da geçemeyecek şekilde düzenlenmiştir. Öğretmenler kendi okullarında veya okullar arası sözleşmelerle haftada 40 saate kadar derse girebilmektedirler. Bu bağlamda, özel okullarda çalışan öğretmenlerin de en çok kaygı duydukları konular arasında işsizlik ve iş güvencesi ile gelecek kaygıları gibi başlıklar yer almaktadır. Öğretmenlerin yıllık sözleşmelerinin yenilenmemesi durumunda ise yaz aylarında maaş alamadıklarını belirten öğretmenler, ücret ve özlük hakları konusunda daha sürdürülebilir politikalara ihtiyaç duymaktadırlar (Yıldırım ve Şimşek, 2016; Şahin, 2022; Türkoğlu ve Aypay, 2015).


Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Uygulamaları

2009’da uygulanan yazılı sınav sonuçlarına istinaden öğretmenlere okul yöneticisi olma yolu açıldı. Yönetici Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği 2000 ila 2022 yıllarında 30’a yakın değişiklikle en son 2021’de “Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme ve Görevlendirme Yönetmeliği” adı altında yeniden revize edildi. Yazılı, sözlü ve deneyim puanlarıyla 3 ayrı alanda değerlendirilen yöneticiler sırayla puan üstünlüğüne göre atanabilmektedir. “Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme Sınavı (EKYS)” adı altında her yıl ÖSYM tarafından düzenlenen bir yazılı sınavın ardından yönetici adayları yönetmelik ekinde sunulan değerlendirme formu çerçevesinde eğitim durumları, öğretmenlik ve yöneticilikte geçen hizmet süreleri, akademik ve mesleki deneyim, okul ve/veya kurum (RAM gibi) geliştirme puanlarına ek olarak aldıkları ödül ve cezalarla birlikte yeniden değerlendirilmekte ve en son yapılan sözlü sınav sonuçlarının da hesaba katılmasıyla puan üstünlüğüne göre öğretmenlikten müdür yardımcılığına, herhangi bir yönetim kademesindeki hizmet süreleri çerçevesinde ise okul/kurum müdürlüğüne atanabilmektedirler. Eğitim yöneticileri, idari ve mali yönün dışında disiplin yönünden de birçok sorumluluğun altında bulunmasına rağmen, öğretmen maaşları ve ek derslerine yakın ücretlerle hizmet ediyorlar. Ayrıca gerek okulların gerekse de eğitim yöneticilerinin performanslarını analiz edecek herhangi bir sistemli yapı bulunmamakta. Alınan ücretlere bakıldığında ise ilk ve ortaokul müdürlerinin, OECD ülkeleri ve diğer katılımcı ülkeler arasında ortalama olarak, yüksek öğretim görmüş çalışanların kazançlarından en az %30 daha yüksek olduğu, lise kademelerinde ise bu ücretin %70’leri aştığı görülüyor (OECD, 2022b). 


Yer Değiştirme Rotasyon Uygulamalarındaki Gelişmeler

Eğitim yöneticileri atandıkları son kararname tarihinden itibaren yazılı ve sözlü sınav hariç olmak üzere çalıştıkları 4 yıl sürenin sonunda yukarıda sayılan yönetmelik ekindeki değerlendirme formu kriterlerince, yeniden değerlendirilmeye alınarak puan üstünlüğüne ve tercihlerine göre öncelikle kendi kurumlarına veya diğer kurumlara yeniden atanıyorlar. 8 yılın sonunda ise aynı değerlendirme çerçevesinde kendi okullarını tercih etmemeleri kaydı ile münhal yönetici kadrosu boş bulunan okulların yöneticiliğine, tercih ve puan üstünlüğüne göre sırayla atanıyorlar. Bu bağlamda okul yöneticilerinin atandıkları okullardaki rotasyona tabi hizmet süreleri değerlendirildiğinde görev yaptıkları okullardaki yöneticilik görevlerinin 4. yıl ve/veya 8. yıl sonunda rotasyona tabi tutuldukları görülüyor (T.C. Resmî Gazete, 2022). 


Öğretmen Ek Ders Ücretleriyle İlgili Düzenlemeler

2006/11356 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile uygulamaya konulan “Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar” 2022 yılına kadar yirmi kez revize edildi. Yapılan son değişiklikler ve toplu sözleşmelerdeki kazanımlar incelendiğinde, resmi görevi bulunmayan ve ders verenlere (ücretli öğretmenlere) 5 ders saati karşılığında 1 saat daha ders eklenmesine karar verildi. Resmi görevi bulunmayan öğretmenler haftada 40 saate kadar derse girebilirken okullarında aylık karşılığı ve zorunlu ek ders görevini tamamlayan resmi görevli öğretmenler, MEB’e bağlı diğer kurumlarda 10 saate kadar daha ilave derse girebilmektedirler. Özel eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlere ek ders ücretleri %25 daha fazla ödenmektedir. Yüksek lisans mezunu öğretmenlerin ek ders ücretleri %7, doktora mezunları öğretmenlerin ise ek ders ücretleri %20 daha fazla ödenirken yöneticilerin yönetim karşılığı aldıkları ek ders ücretlerine bu farklar yansıtılmamaktadır. Okul müdürleri toplu sözleşme düzenlemesi ile haftada 25 saat yönetim karşılığında ek ders ücreti alıyorlar. Derse giren okul yöneticileri ise 6 saati maaş; 5 saati ek ders olmak üzere 12 saate kadar alanlarına uygun derslere girebiliyorlar. Öğretmenlere istemeleri halinde, sınavlarda komisyon üyeliği ve gözcülüğü için her etkinlik başına 5 saat ek ders veriliyor. Atölye ve laboratuvar öğretmenleri hariç olmak üzere branş öğretmenleri, sınıf ve okulöncesi öğretmenleri olağan şartlarda haftada 20 saat ek ders alabiliyorlar. 


Öğretmenlerin Aldıkları Ek Dersler

Kaynak: 2006/11356 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile uygulamaya konulan “Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar” 


Programı (İYEP)” kapsamında öğretmenler istemeleri halinde haftada 10 saate kadar ek ders alabiliyorlar (İYEP, 2020). Özel eğitime ihtiyacı bulunan yetenekli ve engelli öğrenciler için düzenlenen destek eğitim programları kapsamında öğretmenler haftalık ders yüklerinin %40’ını aşmayacak şekilde (ortalama 8 ila 12 saat ders ücreti) isteğe bağlı ek ders alabilmektedirler. Ders dışı egzersiz ve kulüp çalışmalarında ise öğretmenler öğrencilerin yaşlarına ve seviyelerine uygun konu alanlarında günde 2 saatten 6 saate kadar (18.30’da bitmek kaydı ile) ders dışında eğitim vererek ders ücreti alabilmektedirler. “Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Çocuk Kulüpleri Yönergesi”nde 11.02.2022 tarihinde yapılan değişiklikle ele geçen gelirlerin il ve ilçe payları kaldırılarak, usta öğretici, öğretmen ve koordinatör öğretmenlere aktarıldı. Son olarak hayata geçirilen Aile Okulları, Yaz ve Ara Tatil Kursları ve Köy Yaşam Merkezleri’nde düzenlenen kurslar ile öğretmenlerin ek ders ücretleri konusunda fırsatları genişletildi.


Öğretmenlerin Sendikalaşması ve Toplu Sözleşmelerin Çalışma Hayatına Etkileri

Öğretmen sendikaları eğitim politikaları üzerinde giderek önemli etkiler bırakıyor. Sendikalaşmanın, mesleğin maddi manevi edinimleri, mesleğe kattığı yeni sosyal ve ekonomik haklar bağlamında eğitim politikaları üzerinde çeşitli etkileri bulunuyor (Cerev, 2013; Avcı, 2021). Öğretmenlik mesleğinde sendikalaşma hakkı ilk kez 1961 Anayasası çerçevesinde düzenlense de 1971’deki ikinci anayasal düzenlemede bu hak ortadan kaldırıldı. 2001’de “Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu” olarak düzenlenen yeni mevzuat çerçevesince ilk toplu sözleşmenin hayata geçirilmesi 10 yıllık bir zaman aldı ve 2011’de iki yılı kapsayacak şekilde (2012-2013) düzenlendi (Avcı, 2021). Öğretmenler ilerleyen yıllar içerisinde sendikalaşmaya önem vermekte ve katılımlarını artırmaktadır. Bu konuda daha detaylı bilgi için bu raporun “Örgütlenme” konusunu inceleyebilirsiniz. 


Eğitim sendikaları, öğretmenlere verilen ücret zamları ve enflasyon farklarının tutarlı olması, öğretmen ve okulları arasındaki ücret ve özlük haklarının mümkün mertebe adil olması ve genişletilmesi, öğretmenliğin özel bir ihtisas alanı olması sebebiyle öğretmenlikte kariyer basamaklarını içeren hakların zenginleştirilmesi, öğretmen ve yöneticilerin atama ve yer değiştirme ile görevde yükselme konularının yanı sıra kılık ve kıyafet özgürlüğünden, mesleğin korunması ve geliştirilmesine kadar geniş bir yelpazede yoğun çabalar göstermektedirler. 2009 yılından beri Eğitim-Öğretim ve Bilim hizmetleri kolunda toplu sözleşmelerde yetkili olan sendika Eğitim-Bir-Sen’dir.


Son toplu sözleşme 2021 yılında yapıldı. 6. Dönem Toplu Sözleşmeleri ile öğretmenlerin ücretlerine yönelik çok sayıda düzenleme gerçekleştirildi. Bu bağlamda öğretmenlere 2022’de 5+7 ve 2023’te 8+6 olmak üzere, iki yıllık sürede enflasyon farklarından bağımsız olarak, toplamda yüzde 26’lık bir ücret iyileştirmesi sağlandı. Danışman öğretmenlik veya sınıf/şube sorumluluğu karşılığında, sınıf ve okul öncesi öğretmenleri ile atölye ve laboratuvar şefliği görevini yürüten öğretmenlere haftada ilave 2 ek ders verilmesi sağlandı. Ayrıca, okul derece ve türlerine göre okul müdür ve müdür başyardımcılarına verilen haftalık 20 ila 30 saat arasında değişiklik gösteren, yönetim karşılığı ek ders sayıları yapılan eşit ilavelerle, tabanda 25 saate tamamlandı ve gelir farklılıkları bu bağlamda azaltıldı. Benzer şekilde Akşam Sanat Okulu yöneticilerine ilave 4 saat yönetim karşılığı ek dersi ile Olgunlaştırma Enstitüleri ve Halk Eğitim Merkezleri’nde görev yapan hem öğretmen hem de yöneticilere de haftada 3 saat ek ders ödemesi yapılması sağlandı. Sözleşmeli öğretmenlerin ise, başarı ve üstün başarı belgesi alabilmeleri konusu çözüme kavuşturuldu. Rehberlik ve Araştırma Merkezleri’nde (RAM) görev yapan özel eğitim branşındaki öğretmenlerin haftalık ek ders sayıları 15’ten 18’e çıkarıldı. Yatılı ve pansiyonlu okullarda belletici nöbetçi öğretmenlik görevini yürüten öğretmenlere 24 saat süreli nöbetlerde 2 saatlik ders sayısı 4 saate çıkarıldı, aylık belletici nöbet ek ders saatleri 56’dan 64 ders saatine yükseltildi ve yöneticilerin de istemeleri halinde belletici nöbet görevi yürütebilmeleri ve ek derslerden faydalanmaları konusu çözüme kavuşturuldu. Yüksek lisans mezunu öğretmenlerin fiilen girdikleri ek ders ücretlerinin %7, doktora mezunlarının ise aynı şekilde %20 artımlı ödenmesi kararlaştırıldı. Ortaokul ve liselerde yürütülen Destekleme ve Yetiştirme Kursları’nda (DYK), görevli hizmetli ve memurlara, dört kat oranında fazla çalışma ücreti ödenmesi, ocak ve mayıs aylarının ilk günlerinde ek ders ücretinin ödenmesine, meslek liselerinde staj gören öğrencilerin kendi okullarında devam uygulamalarında görevli öğretmen ve yöneticilere ilave 4 saat ders verilmesi ve yaz tatillerinde uygulanan ücret politikalarının koyduğu sınırlamaların kaldırılması, yaz tatillerinde tercih danışmanlığı yürüten rehber öğretmenlere, günlük ödenen 3 ek ders saatinin 4 saate çıkarılması konularında çeşitli ve daha çok ücrete yönelik kazanımlar sağlanarak ücret yönünden iyileştirmeler öne çıktı (Memur-Sen Konfederasyonu, Eğitimciler Birliği Sendikası, 2021).


Kıyafet Uygulaması ve Gizliliğin Korunması Gibi Kişisel Haklardaki Gelişmeler

24.3.2016 tarihli ve 6698 sayılı “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu” ile tüm kamu sektörünü kapsayan ve başta özel hayatın gizliliği olmak üzere, kişisel verilerin işlenmesi, kişisel hak ve özgürlüklerinin korunması ve konuyla ilgili gerçek ve tüzel kişiliklerin yükümlülükleri, uyacakları esas ve usuller düzenlendi. Kamu personelinin ve dolayısıyla öğretmenlerin uyacakları kılık ve kıyafet kuralları, 14.7.1965 tarihli 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na dayanan “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik” ile belirlendi. Memur-Sen Konfederasyonu ve bağlı sendikaları aracıyla 08.11.2013 tarihinden itibaren sivil itaatsizlik çerçevesinde uygulanan kılık kıyafet özgürlüğü hedefine, üst mahkemelerin de kararlarıyla bazı önemli kazanımlar elde edildi. Erkeklerde favori ve bıyık uzunlukları, ceket ve kravat zorunluluğu gibi 1980 döneminin katı disiplinini taşıyan uygulamalar kaldırıldı. En son kazanımlar ve düzenlemeler neticesinde, memurların sakal kesme zorunluluğu Danıştay 12. Dairesi’nin 20.4.2022 tarihli 2021/7000 ve 2022/2247 Kararları ile iptal edildi. Öncelikle sivil itaatsizlikle başlayan çözüm sürecinde, 2013 yılında Cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanan “Demokratikleşme Paketi” kapsamında öğretmenlerin başörtüsü ile çalışmaları konusunda yaşanan ayrımcı zorluklar giderildi (Memur-Sen, 2022).



Dünya Ülkelerinde Eğitim Düzeylerine Göre Devlet Okullarında Öğretmenlerin Öğretim Zamanı (Saat Bazlı Yıllık Öğretim Zamanı, 2021)

Kaynak: OECD, Education at a Glance, 2022

Not: Öğretmenlerin çalışma süreleri dünyada da farklılıklar göstermektedir. Yukardaki grafikte, çeşitli dünya ülkelerinde öğretmenlerin karşılaştırmalı ve saat bazında yıllık öğretim süreleri verilmiştir. Türkiye, okulöncesi düzeyde OECD ortalamasına yakın iken, ilkokul, ortaokul ve lisede öğretim zamanı bakımından ortalamanın altındadır (OECD, 2022b).


Türkiye’de ve Dünyada Öğretmen Çalışma Saatleri

Eğitim 2030 Eylem Çerçevesi, öğretmenlerin insana yakışır çalışma koşulları hakkını tanıyarak çalışma süresi, ödül ve destek mekanizmaları üzerindeki potansiyel etkilerini öne çıkardı. Öğretmenlerin toplam çalışma süresinin öğretim ve öğretim dışı faaliyetler arasında ne şekilde bölündüğü, okul içinde veya başka bir yerde gerçekleşen çalışma saatlerinin dağılımları ülkeden ülkeye büyük farklılıklar gösteriyor. OECD ülkelerinde öğretmenlerin, okulöncesinde 987 saat, ilkokulda 784, ortaokulda (genel programlar) 711 saat ve lise düzeyinde (genel ve mesleki programlar) 684 saat çalışmaları bekleniyor. OECD ülkelerindeki okul müdürleri ve diğer katılımcılar, eğitim düzeyine bağlı olarak yılda ortalama 43-44 hafta çalışıyor. Yıllık yasal çalışma süreleri, okul öncesi düzeyde ortalama 1.648 saat, ilköğretim düzeyinde 1.613 saat, ortaokul düzeyinde (genel programlar) 1.612 saat ve lise düzeyinde (genel programlar) 1.608 saate tekabül ediyor. OECD ülkelerinin yaklaşık üçte ikisinde, okul müdürleri, öğrenciler tatilde iken çalışmaya devam etmektedirler (OECD, 2022c).


Ülkemizde eğitimde ara tatil uygulaması 2020-2021’de ilk kez hayata geçti. Kasım ve nisan aylarının ikinci haftasında başlayan tatil süresi 1 hafta ile sınırlandırıldı. Bunun dışında sömestr veya 15 tatil ve yaz aylarında öğretmenlere yönelik iki aylık tatil bulunuyor. Öğretmenler genellikle, iki aylık yaz tatilleri dışında, eylül ayının ilk haftası ile haziran ayının son iki haftası, kasım ve nisan aylarındaki ara tatillerinde mesleki eğitime katılıyorlar. Öğretmenler ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda belirtilen yıllık izin (yöneticiler için) aylıksız izin, mazeret izinleri, hastalık ve refakat izin haklarına sahiptir. 2010 yılından sonra, doğum yapan memurlara, engelli çocuğa (%70 ve üzeri engelde) sahip memurlara ve refakat izni konusunda ihtiyaç sahibi memurlara yönelik çeşitli iyileştirmeler yapıldı. Lisansüstü eğitim yapan yönetici ve öğretmenlerle ilgili yönetici inisiyatifine bağlı izinler konusunda daha nesnel uygulamalara ihtiyaç bulunuyor.



İlköğretim Kademesinde 15 Yıllık Deneyime Sahip Öğretmen Maaşları (ABD Doları, 2021)

Kaynak: OECD, Teachers’ Salaries, 2022



Ortaöğretim (Lise) Kademesinde 15 Yıllık Deneyime Sahip Öğretmen Maaşları (ABD Doları, 2021)

Kaynak: OECD, Teachers’ Salaries, 2022

Not: Öğretmen maaşları, eğitim personelinin resmi maaş cetveline göre ortalama brüt maaşıdır; çalışanın emeklilik veya sağlık planları için yaptığı katkı payları ve sosyal sigorta veya diğer amaçlarla ilgili diğer katkı payları veya primler dahil olmak üzere vergiler düşülmeden önce, ancak işveren vergilerinin düşülmüş halini yansıtıyor. Buna göre Türkiye seçilmiş ülkeler arasında öğretmenlere verilen ücretler bakımından son sıralarda yer alıyor (OECD, 2022d).


Türkiye’de ve Dünya’da Öğretmen Ücretleri

2021 yılı veya devam eden güncel rakamlara göre seçilmiş ülkelerdeki 15 yıllık deneyime sahip ilköğretim ve lise öğretmenlerinin maaşları incelendiğinde, genellikle lisede eğitim veren öğretmenlerin ilköğretim düzeyine göre daha fazla ücret aldığı ortaya çıktı. Türkiye’de ilköğretim düzeyinde çalışan 15 yıl deneyime sahip bir öğretmen yıllık brüt 34.256 dolar kazanırken, lise düzeyindeki aynı özelliklere sahip bir öğretmen ise yıllık brüt 35.365 dolar kazanabilmektedir (OECD, 2019d; 2022c).



Ülkelere göre, tahmini öğretmen ücretleri, algılanan adil öğretmen ücretleri ve fiili öğretmen ücretleri (Dolar (USD), Satın alma Gücü Paritesi (PPP) bazında) – (2018)

Not: Araştırma sonucuna göre, Türk halkı öğretmenlerin 65.000 dolar ve daha fazla ödemeyi hak ettiğini düşünmektedir. Bir ortaokul öğretmeninin başlangıç maaşı 30.000 doların biraz üzerindeyken (satın alma gücü paritesine göre ayarlanmış), Türkiye’deki insanlar adil bir maaşın yıllık 36.500 doların üzerinde olacağını düşünmektedir (Varkery Foundation, 2018).


Çoğu OECD ülkesinde ve diğer katılımcılarda öğretmenlerin ve okul müdürlerinin maaşları öğretim hizmeti sundukları eğitimin düzeyine göre artma eğilimindedir. Bilginin mevcut olduğu çoğu ülke ve ekonomide, öğretmenlerin maaşları öğretim verdikleri eğitim düzeyine göre artıyor. OECD ülkeleri ve diğer katılımcılar arasında ortalama olarak, 15 yıllık deneyime ve en yaygın niteliklere sahip öğretmenlerin maaşları, okul öncesi düzeyde 45.253 ABD Doları, ilköğretim düzeyinde 49.245 ABD Doları, ortaöğretim düzeyinde (7-9. Sınıf) 51.246 ABD Doları (10-12. Sınıf) ve lise seviyesinde 53.268 doları seviyelerinde değişiklik gösteriyor. OECD ülkeleri ve diğer katılımcılar genelinde yükseköğretim mezunu çalışanların ortalama kazançlarından %4- 14 daha düşük seviyelerde. OECD ülkeleri ve diğer katılımcılar arasında ortalama olarak, ilk ve ortaokul müdürlerinin gerçek maaşları, yüksek öğretim görmüş çalışanların kazançlarından en az %30 daha yüksek. Öğretmen maaşları ülkeler arasında büyük farklılıklar göstermektedir. 15 yıllık deneyime ve en yaygın niteliklere (kariyer ortası maaşları için bir örnek) sahip ortaokul öğretmenlerinin maaşları, Macaristan ve Slovak Cumhuriyeti’nde 21.000 doların altındayken Kanada ve Almanya’da 70.000 doların üzerinde değişmekte; Hollanda ve Lüksemburg’da ise 100.000 ABD Dolarını aşmaktadır (OECD, 2022d).


Bu rakam Türkiye’de 35 bin dolar civarındadır (OECD, 2022d). OECD ülkeleri ve ekonomileri genelinde ortalama olarak, okul müdürlerinin maaşları, ilk ve orta düzeydeki yüksek eğitimli çalışanların kazançlarından en az %25 daha yüksektir. Maaş skalasının en üstünde azami niteliklere sahip öğretmenlerin resmi maaşları, kariyerlerinin başlangıcında asgari maaşlı ve asgari niteliklere sahip öğretmenlerinkinden ortalama olarak %86 ila %89 daha yüksektir. Ülkemizde ise göreve yeni başlayan öğretmen maaşları ile meslekte ilerleme kaydetmiş öğretmen maaşları arasında önemli farklılıklar bulunmuyor. OECD genelinde öğretmen ve yönetici maaşlarının yükselmesinde temel kriterler arasında deneyim ve yaygın öğretmen nitelikleri yer alıyor (OECD, 2019b). 


Ülkemizde, 2002 yılından 2022 Temmuz ayı öğretmen ücretlerindeki artış dolar kuru üzerinden karşılaştırıldığında ise aşağıdaki tablo ortaya çıkıyor.

 


Öğretmen Maaşları ve Kur Karşılığı (TL, 2002-2022)

Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ve MEB 2022 Bütçe Sunuş Rehberi, 2022



 Öğretmen Ek Dersleri (15 Saat) ve Toplam Ücretleri (TL, 2002-2022)

Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ve MEB 2022 Bütçe Sunuş Rehberi, 2022 



 Dolar Kuru ve Enflasyon Oranı (TL, 2002-2022)

Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ve MEB 2022 Bütçe Sunuş Rehberi, 2022

Not: Yukarda verilen tabloda 9/1 derece ve kademe ile göreve başlayan öğretmenlerin Temmuz aylarında aldıkları net (ele geçen) maaş ve ek dersler gösterilmiş ve ilgili dönemin dolar kuru ile karşılaştırılmıştır. Öğretmenlerin ücret iyileştirmeleri ile ilgili olarak özellikle 2008, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014 yılları dikkati çekerken en yüksek ücret 2013 yılında yansımıştır. Günümüzde ise öğretmen ücretleri önceki yıllara göre satın alma gücü bakımından, dolar bazında gerilemiştir. Öğretmenler, maaş ve ek derslerin haricinde ilkokullarda yetiştirme kursları, ortaokul ve liselerde ise Destekleme ve Yetiştirme Kursları adı altında isteğe bağlı kurslarda, sınav görevlerinde ve yükseköğretim dahil olmak üzere Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı diğer kurumlarda haftalık 10 saate kadar görev alabilmektedirler (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve MEB 2022 Bütçe Sunuş Rehberi, 2022). Ocak 2023 maaşlarına yansıyacak %30’luk maaş zammı ile yeni başlayan bir öğretmenin 15.000 TL, kıdemi yüksek olan ve uzman olan bir öğretmenin ise 18.500 TL maaş alacağı hesaplanmaktadır. Ek ücretler ve isteğe bağlı diğer ücretlerle bir bütün olarak değerlendirildiğinde öğretmen ücretleri tekrar 1100 dolar üzerine çıkmıştır. Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik uygulaması sayesinde diğer profesyonel meslek grupları ile öğretmen ücretleri arasındaki makas da daralmıştır. 


Sonuç

2000’li yıllardan bu yana öğretmenlik mesleğinin çalışma koşullarının geliştirilmesinde başta ücret, özlük ve atama haklarındaki çabalar dikkat çekerken, 2011 yılında imzalanan ilk toplu sözleşme ve 2022’de hayata geçirilen mesleki kanun ile öğretmenlik kariyer basamakları en önemli gelişmeler arasında yer almaktadır. 2000’li yıllardan bu yana öğretmenlerin aldıkları ücretler, son iyileştirmeler dikkate alındığında satın alma paritesine göre (dolar bazında) başlangıç yılının üç katına yaklaşarak kamudaki avukatlık, mühendislik gibi profesyonel meslek gruplarının ücretlerine yaklaşmıştır. Bu gelişmeler, öğretmenlerin mesleki statü ve itibarına katkı sağlayan önemli adımlar arasında sayılabilir.


İş güvencesi ve gelecek kaygısı ile ilgili sorunlar özellikle özel öğretim kurumlarında görevli öğretmenler, ücretli veya geçici görevli öğretmenler bağlamında çözüme kavuşturulmalıdır. Özel öğretim okullarında görevli öğretmenlere yönelik taban maaş ve sözleşme sürelerinin yeniden düzenlenmesine de ihtiyaç bulunmaktadır. Sözleşmeli öğretmenlik ile ilgili uygulamalarda karşılaşılan birçok zorluk çözüme kavuşturulsa da mazerete dayalı atamalar, zorunlu hizmet süreleri ve sözlü mülakatlar ile ilgili gündemler hala önemli yer kaplamaktadır.


Öğretmen hareketliliğinde ve atamalarda bölgesel ayrımların önüne geçilmesi adına, hizmet puanının daha fazla artırılmasına ve ek olarak diğer meslek gruplarında olduğu gibi mali teşviklere de ihtiyaç bulunmaktadır. Lisansüstü eğitimin teşvik edilmesinde öğretmenlerin kullanacakları mazerete dayalı izinler daha net çerçevelerle desteklenmelidir. Eğitim bakımından mazerete dayalı atamalar düzenli ve gerçek ihtiyaçlar bağlamında yürütülmelidir.


Öğretmenlik Meslek Kanunu öğretmenlere özlük hakları konusunda tarihi açıdan önemli haklar tanımasına rağmen, kanunda beklentiler arasında yer alan görevde yükselme, eğitim yöneticilerinin atanma ve yer değiştirme ile ek hizmet tazminatlarının yanı sıra, öğretmenlerin hizmet içinde aldıkları mesleki eğitimlerin akreditasyonları, yabancı dil tazminatları, kalkınma hizmet bölgeleri içerisinde yer alan zor çalışma koşullarındaki alanlarda, öğretmenlerin konuyla ilgili ek mali teşvikleri ve atanmaya esas hizmet puanlarının artırılması, eğitim ve öğretime hazırlık ödenekleri, eğitim çalışanlarının güvenliği ve çalışma hayatındaki yaptırımlar ile çalışanların denetim ve performansları sonucunda gerçekleşen yeterlilikleri gibi önemli konular halen çözüm beklemektedir.


Değerlendirme

  • Öğretme ve öğrenmenin kalitesinin sadece öğretmenlerin kalitesi tarafından değil, aynı zamanda öğretmenlerin çalışma koşulları ve motivasyonu tarafından da belirleneceği şüphesizdir. Bu minvalde, öğretmenlerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve motivasyonları eğitim politikasının önemli başlıklarından biri olmaya devam edecektir.
  • Öğretmenlerin maaş aralığı, atama ve görevde yükselme, tazminat, ikramiye ve ödüller gibi faktörlerle de şekillenen çalışma koşulları; çalışma süresi, öğretmen-öğrenci oranları, etkili okul liderliği, altyapı ve tesisler, öğretmenlerin iş yerine ilişkin algı ve tutumları, görevlerinin ve işin doğası ile ilgili memnuniyetlerini ve ayrıca öğretmenlerin işlerini verimli bir şekilde yürütmelerini ve öğrencilerle ilişki kurma becerilerini etkilemektedir.
  • Çalışma koşulları ayrıca öğretmenleri çekmek ve etkili öğretmenleri elde tutmak için çok önemli bir rol oynamaktadır. Çeşitli ülkelerde, rekabetçi olmayan maaşların, yüksek iş yükünün, stres düzeylerinin ve kötü çalışma ortamlarının etkileri hakkında halen çeşitli endişeler de bulunmaktadır. Bu endişelere sebep olan faktörler, belirli bir düzeyde personel kaybına ya da eğitimdeki kalitenin azalmasına veya kaybına yol açarken, eğitimle ilgili sorunları da artırabilmektedir.
  • Milli Eğitim Bakanlığı 2022 yılında, değişim çağına göre geç kalmış ve bazı eksik yönleriyle eleştirilen meslek kanununu başarıyla hayata geçirmiş olsa da daha çok deneyim ve ücret iyileştirmelerini içine alan sığ bir özlüğe odaklanmıştır.
  • Küresel anlamda da en büyük meslek örgütlerinden biri olan Millî Eğitim Bakanlığı bünyesindeki öğretmenlerin mensubu oldukları sendikaların yıllardır dile getirdikleri gündemler çağa uygun bir hızla çözüme kavuşturulamasa da önemli mesafeler alınmıştır.
  • Öğretmenin ücret, atama ve yer değiştirmede karşılaştıkları zorluklara odaklanan sendikal gündemler tüketilemediğinden, öğretmenlerin, çalışma koşullarının genel anlamda iyileştirilmesi, eğitim yöneticilerinin hak ve sorumlulukları bakımından elde etmeleri gereken maddi ve manevi teşvikler, atama sorunları ile ücretli ve sözleşmeli öğretmenlerin sahip olduğu kronik sorunlar için kapsayıcı ve sürdürülebilir bir politika ihtiyacı halen mevcuttur. 


Öneriler

  • Öğretmenlik mesleğinin itibar kazanması için profesyonel kimliğin öne çıkarılması, denetim ve performans sistemlerine dayalı hesap verebilir ve karşılaştırmalı bir kariyer süreci izlenmelidir.
  • Öğretmenlik mesleğinde görev yapanların istihdam tipleri, çalışma bölgeleri ve süreleri gibi faktörler mesleki kimliği parçalamaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı içerisinde yer alan norm fazlası öğretmenlerin, ücretli ve sözleşmeli öğretmenlerin sorunları ile özel öğretimde görev yapan öğretmenlerin ücret ve özlük yönünden yaşadıkları sorunlar daha kapsayıcı politikalarla desteklenerek ek mali teşvikler ve iş güvencesi sağlayan ek politikalarla desteklenmelidir. Ücretli öğretmenlerin görev yaptıkları süreler sonunda özlük hakları genişletilmeli, ilerlemelerinde çalışma süreleri tanınmalı ve kadroya geçişleri kolaylaştırılmalıdır.
  • Öğretmenlik mesleği, özellikle bilimsel, kültürel, sosyal, ekolojik, dijital becerilerin öğretmenlere kazandırılması maksadıyla, terfi, ödül, denetim ve performans gibi çeşitli motivasyon unsurlarıyla desteklenerek hayat boyu geliştirilmelidir.
  • Meslek örgütlerinin eğitim politikalarını yönlendirmesine daha çok fırsat sağlanabilir.
  • Okul yöneticilerine ek mali hizmet tazminatları sağlanmalıdır.
  • Kalkınmada hizmet bölge ve alanlarına ilişkin öncelikli zorlukları barındıran yerlerde görev yapan öğretmenlerin hizmet puanları artırılmalı ve ek mali teşvikler verilerek ülke genelinde öğretmen demografisi konusunda adil atama ve uygulamalara yer verilmelidir.