Logo

Yayınlar

Yükseköğretim Kurumlarında Öğrenme ve Öğretme Merkezleri


İlk örnekleri 1980’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkan öğrenme ve öğretme merkezleri akademisyenlere aktif öğrenme, sınıf yönetimi, dijital teknolojilerin derslere entegrasyonu, öğrenci psikolojisi, motivasyon stratejileri, ölçme-değerlendirme süreçleri gibi konularda öğretim elemanlarına yönelik eğitimler ve hizmetler sunmaktadır. Öğrenme ve öğretme merkezleri bünyesinde mesleki gelişim olanaklarının sunulması, öğretim üyelerinin aktif öğrenme yöntemlerini kullanması ve benimsemesi açısından olumlu bir etkiye sahiptir. Ülkemizde 2009 yılından bu yana kurulmaya başlanan öğrenme ve öğretme merkezleri teknolojiyi verimli kullanma ve öğretimi mükemmelleştirme amacı taşımaktadır. Dünyada 30 yılı aşkın bir tecrübeyle profesyonelleşen öğrenme ve öğretme merkezleri, ülkemizde hala kurulma ve gelişme aşamasındadır. Bu sebeple öğrenme ve öğretme merkezlerinin öğretim elemanlarının mesleki gelişimine katkı sağlaması için öncelikle nicel ve nitel yöntemler kullanılarak ihtiyaç analizi yapılmalı ve bu ihtiyaçlara yönelik kişiselleştirilmiş destek ve rehberlik sağlanmalıdır.   İlk örnekleri 1980’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkan öğrenme ve öğretme merkezleri akademisyenlere aktif öğrenme, sınıf yönetimi, dijital teknolojilerin derslere entegrasyonu, öğrenci psikolojisi, motivasyon stratejileri, ölçme-değerlendirme süreçleri gibi konularda öğretim elemanlarına yönelik eğitimler ve hizmetler sunmaktadır. Öğrenme ve öğretme merkezleri bünyesinde mesleki gelişim olanaklarının sunulması, öğretim üyelerinin aktif öğrenme yöntemlerini kullanması ve benimsemesi açısından olumlu bir etkiye sahiptir. Ülkemizde 2009 yılından bu yana kurulmaya başlanan öğrenme ve öğretme merkezleri teknolojiyi verimli kullanma ve öğretimi mükemmelleştirme amacı taşımaktadır. Dünyada 30 yılı aşkın bir tecrübeyle profesyonelleşen öğrenme ve öğretme merkezleri, ülkemizde hala kurulma ve gelişme aşamasındadır. Bu sebeple öğrenme ve öğretme merkezlerinin öğretim elemanlarının mesleki gelişimine katkı sağlaması için öncelikle nicel ve nitel yöntemler kullanılarak ihtiyaç analizi yapılmalı ve bu ihtiyaçlara yönelik kişiselleştirilmiş destek ve rehberlik sağlanmalıdır. 

Eğitim İzleme Raporu 2022

Fikri zemini, yapılanması, politikaları, içeriği ve yönetimi hakkında çok büyük bir kamuoyu kitlesini ilgilendiren eğitim, bütüncül ve çok yönlü bir bakış açısıyla değerlendirilmelidir. Eğitim İzleme Raporu, yıllık periyodlarla eğitimin genel süreçlerini etkileyen gelişmeleri kendi bağlamı içinde analiz etmeyi, değerlendirmeyi ve bir perspektif sunmayı amaçlıyor.
Elinizdeki rapor, “Öğretmenliğin Dönüşümü” temasını temel alarak hazırlandı. Tema içerisinde öğretmenlik kariyeri, öğretmen ağları, öğretmenliğin toplumsal konum ve itibarının değişimi gibi konularda alanında uzman yazarların kaleme aldığı analiz yazıları yer alıyor. Aynı zamanda rapor, 2022 yılını kapsayarak güncel veriler ışığında eğitim ortamları, yükseköğretim, eğitimde eşitsizlik, eğitim bütçesi gibi 10 kategoriyi istatistiksel verilerle ele alıyor. Eğitim İzleme Raporu 2022, temel bulgular ve önerileri ile araştırmacılar, akademisyenler, politika yapıcılar, sivil toplum ve sektörler için eğitim alanını verilere dayalı izleme imkanı tanıyor. Elinizdeki rapor, “Öğretmenliğin Dönüşümü” temasını temel alarak hazırlandı. Tema içerisinde öğretmenlik kariyeri, öğretmen ağları, öğretmenliğin toplumsal konum ve itibarının değişimi gibi konularda alanında uzman yazarların kaleme aldığı analiz yazıları yer alıyor. Aynı zamanda rapor, 2022 yılını kapsayarak güncel veriler ışığında eğitim ortamları, yükseköğretim, eğitimde eşitsizlik, eğitim bütçesi gibi 10 kategoriyi istatistiksel verilerle ele alıyor. Eğitim İzleme Raporu 2022, temel bulgular ve önerileri ile araştırmacılar, akademisyenler, politika yapıcılar, sivil toplum ve sektörler için eğitim alanını verilere dayalı izleme imkanı tanıyor.

Açıköğretim Lisesi'ne Göç


Salgın hastalık dolayısıyla örgün eğitime verilen ara ile birlikte okulların sosyalleşme işlevinin askıya alınması ve Açık Öğretim Lisesi’nde son yıllarda uygulanan sınavların kapsam ve yöntem bakımından daha cazip olması, örgün ortaöğretim öğrencilerinin yoğun bir şekilde Açık Öğretim Lisesi’ne yönelmesine yol açmıştır. Açık Öğretim Lisesi’nde ders yükünün daha az olması; üniversiteye hazırlık kaygısı içerisindeki öğrencilerin üniversiteye hazırlanmak için daha fazla zaman elde edebilmesi ve lise diplomasına sahip olmanın üniversiteye geçiş için sadece bir prosedürü tamamlamak olarak görülmesi gibi sebepler örgün eğitimden Açık Öğretim Lisesi’ne olan göçü arttırmıştır. Bu göç; 11 ve 12. sınıf seviyesindeki şubelerin boşalması, şubelerin boşalmasına bağlı olarak bazı öğretmenlerin norm fazlası durumuna düşmesi ve üniversite sınavlarına hazırlığa yönelik hizmet veren alternatif eğitim kurumu sayısında artış yaşanması gibi olası sonuçlara sebep olacaktır. Bu göçü ve olumsuz sonuçları önlemek için; örgün eğitimde gerçekleştirilen eğitim uygulamalarının yükseköğretime geçiş sınavına okul dışı bir mekanizma yardımıyla hazırlanmaya fırsat vermesinin önüne geçecek biçimde sınav-öğretim içeriği entegrasyonu sağlanmalı, iki program arasındaki diplomaların eş değer olması gibi öğretim programı içerikleri de birbirine muadil hâle getirilmeli ve örgün eğitim kurumlarından ayrılarak Açık Öğretim Lisesi’ne geçiş yapan öğrenciler ve velilerin bu eğilimlerinin gerekçeleri tespit edilerek örgün eğitim sisteminin veli ve öğrencilerin hangi beklentilerine cevap vermediği tespit edilmeli ve bu alanlara yönelik yapılandırmaya gidilmelidir.  Salgın hastalık dolayısıyla örgün eğitime verilen ara ile birlikte okulların sosyalleşme işlevinin askıya alınması ve Açık Öğretim Lisesi’nde son yıllarda uygulanan sınavların kapsam ve yöntem bakımından daha cazip olması, örgün ortaöğretim öğrencilerinin yoğun bir şekilde Açık Öğretim Lisesi’ne yönelmesine yol açmıştır. Açık Öğretim Lisesi’nde ders yükünün daha az olması; üniversiteye hazırlık kaygısı içerisindeki öğrencilerin üniversiteye hazırlanmak için daha fazla zaman elde edebilmesi ve lise diplomasına sahip olmanın üniversiteye geçiş için sadece bir prosedürü tamamlamak olarak görülmesi gibi sebepler örgün eğitimden Açık Öğretim Lisesi’ne olan göçü arttırmıştır. Bu göç; 11 ve 12. sınıf seviyesindeki şubelerin boşalması, şubelerin boşalmasına bağlı olarak bazı öğretmenlerin norm fazlası durumuna düşmesi ve üniversite sınavlarına hazırlığa yönelik hizmet veren alternatif eğitim kurumu sayısında artış yaşanması gibi olası sonuçlara sebep olacaktır. Bu göçü ve olumsuz sonuçları önlemek için; örgün eğitimde gerçekleştirilen eğitim uygulamalarının yükseköğretime geçiş sınavına okul dışı bir mekanizma yardımıyla hazırlanmaya fırsat vermesinin önüne geçecek biçimde sınav-öğretim içeriği entegrasyonu sağlanmalı, iki program arasındaki diplomaların eş değer olması gibi öğretim programı içerikleri de birbirine muadil hâle getirilmeli ve örgün eğitim kurumlarından ayrılarak Açık Öğretim Lisesi’ne geçiş yapan öğrenciler ve velilerin bu eğilimlerinin gerekçeleri tespit edilerek örgün eğitim sisteminin veli ve öğrencilerin hangi beklentilerine cevap vermediği tespit edilmeli ve bu alanlara yönelik yapılandırmaya gidilmelidir.

II. İstanbul Eğitim Konferansı Sonuç Raporu


İstanbul Eğitim Konferansı ile uzmanlar, paydaşlar ve karar alıcıları bir araya getirerek her yıl bir temel konuyu tartışma zeminine taşımayı hedefliyoruz. Türkiye’nin eğitim meselelerini küresel ve kapsayıcı bir perspektifle ele alarak yeni yorum ve fikirler geliştirilmesini gaye ediniyoruz. II. İstanbul Eğitim Konferansı, 1 Ekim 2022 tarihinde "Kitlesel Eğitimde Rota Arayışı" teması ile gerçekleştirildi. Konferans çıktılarından yola çıkarak hazırlanan bu rapor, hem konferansın özetini hem de başta karar alıcılar, uzmanlar ve eğitimciler için önemli önerileri bir araya getirmektedir. İstanbul Eğitim Konferansı ile uzmanlar, paydaşlar ve karar alıcıları bir araya getirerek her yıl bir temel konuyu tartışma zeminine taşımayı hedefliyoruz. Türkiye’nin eğitim meselelerini küresel ve kapsayıcı bir perspektifle ele alarak yeni yorum ve fikirler geliştirilmesini gaye ediniyoruz.     II. İstanbul Eğitim Konferansı, 1 Ekim 2022 tarihinde "Kitlesel Eğitimde Rota Arayışı" teması ile gerçekleştirildi. Konferans çıktılarından yola çıkarak hazırlanan bu rapor, hem konferansın özetini hem de başta karar alıcılar, uzmanlar ve eğitimciler için önemli önerileri bir araya getirmektedir.

Ebeveyni Cezaevinde Olan Çocukların Eğitimi


İLKE Vakfı olarak Türkiye’de eğitim alanının güçlenmesini sağlayacak çalışmalar yaparak bütün dünyada eğitimde fırsat eşitliğinin ve adaletin sağlanmasına katkı sunacak bir birikim oluşturmak üzere kurduğumuz Eğitim Politikaları ve Araştırma Merkezi (EPAM) yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi! Orhan Kahya, “Ebeveyni Cezaevinde Olan Çocukların Eğitimi” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı.   Politika Notunda Ebeveyni cezaevinde olan çocuklar eğitim sistemlerindeki dezavantajlı gruplardan biri olarak ele alınmış; bu çocukların birtakım yan etkilere maruz kaldıkları ve okul terki, devamsızlık, etiketlenme, ekonomik güçlükler gibi sorunlar yaşadıklarına değinilmiştir. Bununla birlikte ebeveyni cezaevinde olan çocukların, diğer akranlarına göre birçok konuda dezavantajlı konumda olmalarına rağmen dezavantajlı gruplara yönelik politikalarda da görmezden gelindiği vurgulanmıştır.    EPAM olarak ebeveyni cezaevinde olan çocukları ele aldığımız bu çalışmada, ebeveyni cezaevinde olan çocukların yaşadıkları sorunları ortaya koymaya ve bu çocukların eğitim ortamlarında ve toplumsal hayattaki dezavantajlı konumlarını iyileştirmeye yönelik politika önerileri sunmaktayız.  İLKE Vakfı olarak Türkiye’de eğitim alanının güçlenmesini sağlayacak çalışmalar yaparak bütün dünyada eğitimde fırsat eşitliğinin ve adaletin sağlanmasına katkı sunacak bir birikim oluşturmak üzere kurduğumuz Eğitim Politikaları ve Araştırma Merkezi (EPAM) yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi! Orhan Kahya, “Ebeveyni Cezaevinde Olan Çocukların Eğitimi” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Politika Notunda Ebeveyni cezaevinde olan çocuklar eğitim sistemlerindeki dezavantajlı gruplardan biri olarak ele alınmış; bu çocukların birtakım yan etkilere maruz kaldıkları ve okul terki, devamsızlık, etiketlenme, ekonomik güçlükler gibi sorunlar yaşadıklarına değinilmiştir. Bununla birlikte ebeveyni cezaevinde olan çocukların, diğer akranlarına göre birçok konuda dezavantajlı konumda olmalarına rağmen dezavantajlı gruplara yönelik politikalarda da görmezden gelindiği vurgulanmıştır.  EPAM olarak ebeveyni cezaevinde olan çocukları ele aldığımız bu çalışmada, ebeveyni cezaevinde olan çocukların yaşadıkları sorunları ortaya koymaya ve bu çocukların eğitim ortamlarında ve toplumsal hayattaki dezavantajlı konumlarını iyileştirmeye yönelik politika önerileri sunmaktayız.