Logo

Yayınlar

Ebeveyni Cezaevinde Olan Çocukların Eğitimi


İLKE Vakfı olarak Türkiye’de eğitim alanının güçlenmesini sağlayacak çalışmalar yaparak bütün dünyada eğitimde fırsat eşitliğinin ve adaletin sağlanmasına katkı sunacak bir birikim oluşturmak üzere kurduğumuz Eğitim Politikaları ve Araştırma Merkezi (EPAM) yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi! Orhan Kahya, “Ebeveyni Cezaevinde Olan Çocukların Eğitimi” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı.   Politika Notunda Ebeveyni cezaevinde olan çocuklar eğitim sistemlerindeki dezavantajlı gruplardan biri olarak ele alınmış; bu çocukların birtakım yan etkilere maruz kaldıkları ve okul terki, devamsızlık, etiketlenme, ekonomik güçlükler gibi sorunlar yaşadıklarına değinilmiştir. Bununla birlikte ebeveyni cezaevinde olan çocukların, diğer akranlarına göre birçok konuda dezavantajlı konumda olmalarına rağmen dezavantajlı gruplara yönelik politikalarda da görmezden gelindiği vurgulanmıştır.    EPAM olarak ebeveyni cezaevinde olan çocukları ele aldığımız bu çalışmada, ebeveyni cezaevinde olan çocukların yaşadıkları sorunları ortaya koymaya ve bu çocukların eğitim ortamlarında ve toplumsal hayattaki dezavantajlı konumlarını iyileştirmeye yönelik politika önerileri sunmaktayız.  İLKE Vakfı olarak Türkiye’de eğitim alanının güçlenmesini sağlayacak çalışmalar yaparak bütün dünyada eğitimde fırsat eşitliğinin ve adaletin sağlanmasına katkı sunacak bir birikim oluşturmak üzere kurduğumuz Eğitim Politikaları ve Araştırma Merkezi (EPAM) yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi! Orhan Kahya, “Ebeveyni Cezaevinde Olan Çocukların Eğitimi” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Politika Notunda Ebeveyni cezaevinde olan çocuklar eğitim sistemlerindeki dezavantajlı gruplardan biri olarak ele alınmış; bu çocukların birtakım yan etkilere maruz kaldıkları ve okul terki, devamsızlık, etiketlenme, ekonomik güçlükler gibi sorunlar yaşadıklarına değinilmiştir. Bununla birlikte ebeveyni cezaevinde olan çocukların, diğer akranlarına göre birçok konuda dezavantajlı konumda olmalarına rağmen dezavantajlı gruplara yönelik politikalarda da görmezden gelindiği vurgulanmıştır.  EPAM olarak ebeveyni cezaevinde olan çocukları ele aldığımız bu çalışmada, ebeveyni cezaevinde olan çocukların yaşadıkları sorunları ortaya koymaya ve bu çocukların eğitim ortamlarında ve toplumsal hayattaki dezavantajlı konumlarını iyileştirmeye yönelik politika önerileri sunmaktayız. 

EPAM 2021 Faaliyet Raporu


EPAM, eğitim güncel tartışma alanları olan uluslararasılaşma ve dijitalleşmeyi geniş bir perspektiften analiz eden raporlar hazırlanmıştır. Türkiye’de eğitim gündemini izleyen politika notlarında eğitim bütçesi, eğitim bilişim ağı, Covid-19 salgını sonrası eğitim ve 20 Milli Eğitim Şurası gündemi doğrultusunda eğitimde fırsat eşitliği, mesleki eğitim ve öğretmenin gelişimi konuları ele alınmıştır. Bu kapsamda Türkiye’de eğitimde teknoloji kullanımının etkinleştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla Eğitim Teknolojileri Araştırma Projesi (ETAP) ve Türkiye’de eğitimde fırsat eşitliğini veriye dayalı izlemek amacıyla Türkiye Eğitim Endeksi adlı iki proje yürütmüştür. EPAM, eğitim politikalarına ve eğitim gündemine ilişkin sıcak gelişmelere ilişkin görüş ve yorumları İLKE Analiz sitesinde yayımlanan görüş yazıları ve İLKE Youtube kanalında ayda iki kez yayımlanan yayınlanan Eğitim Gündemi programları ile kamuoyu ile paylaşmıştır. EPAM eğitim alanındaki araştırma ve yorumlama çalışmalarını beş politika çalıştayı, Dijital Çağda Beceri Geliştirme temalı 1. Uluslararası İstanbul Eğitim Konferansı ve kurum ziyaretleri ile katılımcı ve paylaşımcı bir yaklaşımla sürdürmüştür.   EPAM, eğitim düşüncesinin kuramsal arka planının güçlenmesi amacıyla eğitim kitapları yayımlama projesini de başlatmış ve ilk eserlerini 2022’de okuyucuyla buluşturmak üzere hazırlıklarını tamamlamak üzeredir. EPAM, eğitim güncel tartışma alanları olan uluslararasılaşma ve dijitalleşmeyi geniş bir perspektiften analiz eden raporlar hazırlanmıştır. EPAM, eğitim güncel tartışma alanları olan uluslararasılaşma ve dijitalleşmeyi geniş bir perspektiften analiz eden raporlar hazırlanmıştır. Türkiye’de eğitim gündemini izleyen politika notlarında eğitim bütçesi, eğitim bilişim ağı, Covid-19 salgını sonrası eğitim ve 20 Milli Eğitim Şurası gündemi doğrultusunda eğitimde fırsat eşitliği, mesleki eğitim ve öğretmenin gelişimi konuları ele alınmıştır. Türkiye’de eğitim gündemini izleyen politika notlarında eğitim bütçesi, eğitim bilişim ağı, Covid-19 salgını sonrası eğitim ve 20 Milli Eğitim Şurası gündemi doğrultusunda eğitimde fırsat eşitliği, mesleki eğitim ve öğretmenin gelişimi konuları ele alınmıştır. Bu kapsamda Türkiye’de eğitimde teknoloji kullanımının etkinleştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla Eğitim Teknolojileri Araştırma Projesi (ETAP) ve Türkiye’de eğitimde fırsat eşitliğini veriye dayalı izlemek amacıyla Türkiye Eğitim Endeksi adlı iki proje yürütmüştür. Bu kapsamda Türkiye’de eğitimde teknoloji kullanımının etkinleştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla Eğitim Teknolojileri Araştırma Projesi (ETAP) ve Türkiye’de eğitimde fırsat eşitliğini veriye dayalı izlemek amacıyla Türkiye Eğitim Endeksi adlı iki proje yürütmüştür. EPAM, eğitim politikalarına ve eğitim gündemine ilişkin sıcak gelişmelere ilişkin görüş ve yorumları İLKE Analiz sitesinde yayımlanan görüş yazıları ve İLKE Youtube kanalında ayda iki kez yayımlanan yayınlanan Eğitim Gündemi programları ile kamuoyu ile paylaşmıştır. EPAM, eğitim politikalarına ve eğitim gündemine ilişkin sıcak gelişmelere ilişkin görüş ve yorumları İLKE Analiz sitesinde yayımlanan görüş yazıları ve İLKE Youtube kanalında ayda iki kez yayımlanan yayınlanan Eğitim Gündemi programları ile kamuoyu ile paylaşmıştır. EPAM eğitim alanındaki araştırma ve yorumlama çalışmalarını beş politika çalıştayı, Dijital Çağda Beceri Geliştirme temalı 1. Uluslararası İstanbul Eğitim Konferansı ve kurum ziyaretleri ile katılımcı ve paylaşımcı bir yaklaşımla sürdürmüştür. EPAM eğitim alanındaki araştırma ve yorumlama çalışmalarını beş politika çalıştayı, Dijital Çağda Beceri Geliştirme temalı 1. Uluslararası İstanbul Eğitim Konferansı ve kurum ziyaretleri ile katılımcı ve paylaşımcı bir yaklaşımla sürdürmüştür. EPAM, eğitim düşüncesinin kuramsal arka planının güçlenmesi amacıyla eğitim kitapları yayımlama projesini de başlatmış ve ilk eserlerini 2022’de okuyucuyla buluşturmak üzere hazırlıklarını tamamlamak üzeredir. EPAM, eğitim düşüncesinin kuramsal arka planının güçlenmesi amacıyla eğitim kitapları yayımlama projesini de başlatmış ve ilk eserlerini 2022’de okuyucuyla buluşturmak üzere hazırlıklarını tamamlamak üzeredir.

COVID-19 Sonrasında Yükseköğretimde Dönüşümün İzleri: Tespitler ve Öneriler


Türkiye’de K-12 düzeyindeki okulların Eylül ayında açılmasının akabinde yükseköğretim kurumları da yüz yüze eğitim için Güz ve Bahar dönemlerini kapsayan akademik takvimlerini planlamaya çalışmaktadır.   Yükseköğretim paydaşlarını rahatsız eden mevcut problemlerin yanı sıra salgın koşullarından kaynaklı sorunların ve yakın gelecek belirsizliğinin sebep olduğu meselelerin izale edilmesi oldukça önemlidir. İLKE Vakfı olarak yayınladığımız bu çalışmanın amacı, Covid-19 salgını sürecinde kapalı kalan yükseköğretim kurumlarının yeni akademik yılda yüz yüze eğitime başlarken mevcut durumların değerlendirilmesi ve salgın sebebiyle yaşanan değişimlerin kurumların geleceği perspektifiyle irdelenmesidir.  Çalışma, Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi (EPAM)’ın yükseköğretimde yeni eğitim-öğretim sezonuna hazır olma durumun anlamak ve değerlendirmek için organize ettiği çalıştayda akademisyenler, okul yöneticileri, yurt yöneticileri, öğrenciler ve eğitim araştırmacılarının katılımıyla ortaya çıkan görüş ve perspektiflerin genişletilmesi üzere hazırlanmıştır.   Bu kapsamda kampüs, eğitim ortamları öğretim üyeleri, eğitim-öğretim, öğrenciler, barınma, yönetim ve özerklik konularına değinilmiştir. Çözüm önceliği taşıyan sorunların tanımlanması ve çözümü için gerekli adımların atılması adına politika uygulayıcılarına yol gösterici notlar ve tespitlerin yer aldığı çalışmada; politika uygulayıcıları ve yükseköğretim paydaşları için uygulanabilir, sürdürülebilir somut politika notları sunulmuştur.  Türkiye’de K-12 düzeyindeki okulların Eylül ayında açılmasının akabinde yükseköğretim kurumları da yüz yüze eğitim için Güz ve Bahar dönemlerini kapsayan akademik takvimlerini planlamaya çalışmaktadır. Yükseköğretim paydaşlarını rahatsız eden mevcut problemlerin yanı sıra salgın koşullarından kaynaklı sorunların ve yakın gelecek belirsizliğinin sebep olduğu meselelerin izale edilmesi oldukça önemlidir. İLKE Vakfı olarak yayınladığımız bu çalışmanın amacı, Covid-19 salgını sürecinde kapalı kalan yükseköğretim kurumlarının yeni akademik yılda yüz yüze eğitime başlarken mevcut durumların değerlendirilmesi ve salgın sebebiyle yaşanan değişimlerin kurumların geleceği perspektifiyle irdelenmesidir.  Çalışma, Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi (EPAM)’ın yükseköğretimde yeni eğitim-öğretim sezonuna hazır olma durumun anlamak ve değerlendirmek için organize ettiği çalıştayda akademisyenler, okul yöneticileri, yurt yöneticileri, öğrenciler ve eğitim araştırmacılarının katılımıyla ortaya çıkan görüş ve perspektiflerin genişletilmesi üzere hazırlanmıştır. Bu kapsamda kampüs, eğitim ortamları öğretim üyeleri, eğitim-öğretim, öğrenciler, barınma, yönetim ve özerklik konularına değinilmiştir. Çözüm önceliği taşıyan sorunların tanımlanması ve çözümü için gerekli adımların atılması adına politika uygulayıcılarına yol gösterici notlar ve tespitlerin yer aldığı çalışmada; politika uygulayıcıları ve yükseköğretim paydaşları için uygulanabilir, sürdürülebilir somut politika notları sunulmuştur. 

Eğitimde Dijital Dönüşüm Harmanlanmış Öğrenme


Son yıllarda pek çok alanda olduğu gibi eğitim alanında da etkisini gösteren internet, teknoloji ve mobilite uzaktan öğretim süreciyle beraber eğitim hayatının çok önemli bir parçası haline gelmiştir. Salgın süreci zorunlu dijital geçişleri hızlandırmış, bu geçişlerin kalıcı etkileri tartışılmaya başlanmış ve yaşanan değişimlerin salgından sonraki dönemde tamamen eski haline dönüşünün beklenmediği görülmektedir. Değişimin olumlu etkilerinin kalıcı hale getirilerek gelişimin amaçlanması sağlanmalıdır. Geleneksel öğrenme süreçleri ile uzaktan öğrenme süreçlerinin birlikte tasarlanması olarak ifade edilen harmanlanmış öğrenme, mevcut ihtiyaçların ve şartların göz önünde bulundurularak ve iki öğrenme ortamının en gü.lü yanları alınarak öğrenme/öğretme sürecini daha etkili ve verimli hale getirmeyi amaçlamaktadır. İLKE Vakfı olarak yayınladığımız bu analiz raporunda, harmanlanmış öğrenmenin kuramsal temelleriyle birlikte harmanlanmış öğrenme modellerine, harmanlanmış öğrenme ortamlarının tasarımında göz önünde bulundurulması gereken unsurlara ve harmanlanmış eğitim örneklerine yer veriyor; öğrenme ortamlarının neden ve nasıl harmanlanabileceğine yönelik bir vizyon oluşturmayı amaçlıyoruz. Son yıllarda pek çok alanda olduğu gibi eğitim alanında da etkisini gösteren internet, teknoloji ve mobilite uzaktan öğretim süreciyle beraber eğitim hayatının çok önemli bir parçası haline gelmiştir. Salgın süreci zorunlu dijital geçişleri hızlandırmış, bu geçişlerin kalıcı etkileri tartışılmaya başlanmış ve yaşanan değişimlerin salgından sonraki dönemde tamamen eski haline dönüşünün beklenmediği görülmektedir. Değişimin olumlu etkilerinin kalıcı hale getirilerek gelişimin amaçlanması sağlanmalıdır. Geleneksel öğrenme süreçleri ile uzaktan öğrenme süreçlerinin birlikte tasarlanması olarak ifade edilen harmanlanmış öğrenme, mevcut ihtiyaçların ve şartların göz önünde bulundurularak ve iki öğrenme ortamının en gü.lü yanları alınarak öğrenme/öğretme sürecini daha etkili ve verimli hale getirmeyi amaçlamaktadır. İLKE Vakfı olarak yayınladığımız bu analiz raporunda, harmanlanmış öğrenmenin kuramsal temelleriyle birlikte harmanlanmış öğrenme modellerine, harmanlanmış öğrenme ortamlarının tasarımında göz önünde bulundurulması gereken unsurlara ve harmanlanmış eğitim örneklerine yer veriyor; öğrenme ortamlarının neden ve nasıl harmanlanabileceğine yönelik bir vizyon oluşturmayı amaçlıyoruz. Son yıllarda pek çok alanda olduğu gibi eğitim alanında da etkisini gösteren internet, teknoloji ve mobilite uzaktan öğretim süreciyle beraber eğitim hayatının çok önemli bir parçası haline gelmiştir. Salgın süreci zorunlu dijital geçişleri hızlandırmış, bu geçişlerin kalıcı etkileri tartışılmaya başlanmış ve yaşanan değişimlerin salgından sonraki dönemde tamamen eski haline dönüşünün beklenmediği görülmektedir. Değişimin olumlu etkilerinin kalıcı hale getirilerek gelişimin amaçlanması sağlanmalıdır. Geleneksel öğrenme süreçleri ile uzaktan öğrenme süreçlerinin birlikte tasarlanması olarak ifade edilen harmanlanmış öğrenme, mevcut ihtiyaçların ve şartların göz önünde bulundurularak ve iki öğrenme ortamının en gü.lü yanları alınarak öğrenme/öğretme sürecini daha etkili ve verimli hale getirmeyi amaçlamaktadır. İLKE Vakfı olarak yayınladığımız bu analiz raporunda, harmanlanmış öğrenmenin kuramsal temelleriyle birlikte harmanlanmış öğrenme modellerine, harmanlanmış öğrenme ortamlarının tasarımında göz önünde bulundurulması gereken unsurlara ve harmanlanmış eğitim örneklerine yer veriyor; öğrenme ortamlarının neden ve nasıl harmanlanabileceğine yönelik bir vizyon oluşturmayı amaçlıyoruz.

20. MİLLÎ EĞİTİM ŞÛRASI Görüş ve Öneriler


Millî Eğitim Şûrası, ülkemizde eğitim alanındaki en köklü ve yüksek danışma kurulu olarak bilinmektedir. Birincisi 1939 yılında gerçekleşen Millî Eğitim Şûrası, en son 2014 yılında gerçekleşmiştir. Şûra’da alınan kararlar Türkiye’nin eğitim gündemini şekillendirmekte ve eğitim politikalarına yön vermektedir. Sonuncusu 1-3 Aralık tarihinde gerçekleşecek olan 20. Millî Eğitim Şûrası’nın başlığı “Eğitimde Fırsat Eşitliği” olarak belirlenmiştir. Şûra’nın özel ihtisas komisyonu ise “Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği”, “Mesleki Eğitimin İyileştirilmesi” ve “Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi” olmak üzere üç ana konuda oluşturulacaktır.   Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi, 20. Millî Eğitim Şûrası gündemini EPAM Politika Çalıştayları - III başlıklı çalıştayda masaya yatırdı. İLKE Vakfı olarak yayınladığımız bu çalışmanın amacı, çalıştayda ortaya çıkan görüş ve perspektiflerin geliştirilerek 20. Millî Eğitim Şûrası’na yönelik politika önerilerinin sunulmasıdır.  Millî Eğitim Şûrası, ülkemizde eğitim alanındaki en köklü ve yüksek danışma kurulu olarak bilinmektedir. Birincisi 1939 yılında gerçekleşen Millî Eğitim Şûrası, en son 2014 yılında gerçekleşmiştir. Şûra’da alınan kararlar Türkiye’nin eğitim gündemini şekillendirmekte ve eğitim politikalarına yön vermektedir. Sonuncusu 1-3 Aralık tarihinde gerçekleşecek olan 20. Millî Eğitim Şûrası’nın başlığı “Eğitimde Fırsat Eşitliği” olarak belirlenmiştir. Şûra’nın özel ihtisas komisyonu ise “Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği”, “Mesleki Eğitimin İyileştirilmesi” ve “Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi” olmak üzere üç ana konuda oluşturulacaktır.  Millî Eğitim Şûrası, ülkemizde eğitim alanındaki en köklü ve yüksek danışma kurulu olarak bilinmektedir. Birincisi 1939 yılında gerçekleşen Millî Eğitim Şûrası, en son 2014 yılında gerçekleşmiştir. Şûra’da alınan kararlar Türkiye’nin eğitim gündemini şekillendirmekte ve eğitim politikalarına yön vermektedir. Sonuncusu 1-3 Aralık tarihinde gerçekleşecek olan 20. Millî Eğitim Şûrası’nın başlığı “Eğitimde Fırsat Eşitliği” olarak belirlenmiştir. Şûra’nın özel ihtisas komisyonu ise “Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği”, “Mesleki Eğitimin İyileştirilmesi” ve “Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi” olmak üzere üç ana konuda oluşturulacaktır.  Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi, 20. Millî Eğitim Şûrası gündemini EPAM Politika Çalıştayları - III başlıklı çalıştayda masaya yatırdı. İLKE Vakfı olarak yayınladığımız bu çalışmanın amacı, çalıştayda ortaya çıkan görüş ve perspektiflerin geliştirilerek 20. Millî Eğitim Şûrası’na yönelik politika önerilerinin sunulmasıdır.