Logo

Yayınlar

İLKE Politika Önerileri 11 | Hukuk


İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı, bir sivil toplum kuruluşu olarak 40 yılı aşkın bir süredir bilgi, politika ve strateji üretiyor. İLKE olarak yaptığımız çalışmalarla bir taraftan sivil alanın nabzını tutuyor; bir taraftan da ülke meselelerinin daha derinlikli ve nitelikli kavranmasını sağlamaya çalışıyoruz. Eğitim, toplum, sivil toplum ve ekonomi alanlarını merkeze aldığımız çalışmalarımızı tüm ilgililerin istifadesine sunuyoruz. Türkiye’deki hukuk sisteminin, siyasetin ön ayak olduğu temel hak ve özgürlüklere dair kazanımları ileri taşıyabilecek ve sağlam temellere oturtabilecek bir gelişim göstermesi ülkemizin temel ihtiyaçları arasında yer almaktadır. Gelişimin önemli bir kriteri bir yandan yetki ve kamu gücü kullananların hukukla bağlı olmayı içselleştirebilmesi, diğer yandan yargı erkinin yasama ve yürütme karşısında jüristokrasiye varmayacak düzeyde bağımsız bir konuma erişebilmesidir. Gelişimin bir diğer bileşeni ise içinde bulunduğu toplumsal gerçekliğin farkında, talep ve sorunlara duyarlı ve etkin çözüm sunmada sorumlu ve aktif davranabilen bir yargının varlığıdır.  İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı, bir sivil toplum kuruluşu olarak 40 yılı aşkın bir süredir bilgi, politika ve strateji üretiyor. İLKE olarak yaptığımız çalışmalarla bir taraftan sivil alanın nabzını tutuyor; bir taraftan da ülke meselelerinin daha derinlikli ve nitelikli kavranmasını sağlamaya çalışıyoruz. Eğitim, toplum, sivil toplum ve ekonomi alanlarını merkeze aldığımız çalışmalarımızı tüm ilgililerin istifadesine sunuyoruz. Türkiye’deki hukuk sisteminin, siyasetin ön ayak olduğu temel hak ve özgürlüklere dair kazanımları ileri taşıyabilecek ve sağlam temellere oturtabilecek bir gelişim göstermesi ülkemizin temel ihtiyaçları arasında yer almaktadır. Gelişimin önemli bir kriteri bir yandan yetki ve kamu gücü kullananların hukukla bağlı olmayı içselleştirebilmesi, diğer yandan yargı erkinin yasama ve yürütme karşısında jüristokrasiye varmayacak düzeyde bağımsız bir konuma erişebilmesidir. Gelişimin bir diğer bileşeni ise içinde bulunduğu toplumsal gerçekliğin farkında, talep ve sorunlara duyarlı ve etkin çözüm sunmada sorumlu ve aktif davranabilen bir yargının varlığıdır.

İLKE Politika Önerileri 10 | Göç


İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı, bir sivil toplum kuruluşu olarak 40 yılı aşkın bir süredir bilgi, politika ve strateji üretiyor. İLKE olarak yaptığımız çalışmalarla bir taraftan sivil alanın nabzını tutuyor; bir taraftan da ülke meselelerinin daha derinlikli ve nitelikli kavranmasını sağlamaya çalışıyoruz. Eğitim, toplum, sivil toplum ve ekonomi alanlarını merkeze aldığımız çalışmalarımızı tüm ilgililerin istifadesine sunuyoruz. Türkiye tarih boyunca bir göç ülkesi olmuştur. Türkiye'nin 21. yüzyılda da hem iç göç hem dış göç olgularını titizlikle takip etmesi, yasal-kurumsal düzeyde göç yönetimini temel hak ve özgürlükler başta olmak üzere belli insani ve tarihsel ilkelere göre yapılandırması, göçle ilgili idari kayıtları ayrıntılı şekilde tutması ve şeffaf şekilde sunması, göçmenlerin yaşadığı veya yaşaması muhtemel ekonomik, sosyal ve kültürel entegrasyon sorunlarını odaklı ve sistematik şekilde ele alması şarttır. Bu politika dosyası, Türkiye'nin göçmen çocuklardan beyin göçüne, göçle ilgili gündem maddelerine dair tespit ve teklifler içerir.  İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı, bir sivil toplum kuruluşu olarak 40 yılı aşkın bir süredir bilgi, politika ve strateji üretiyor. İLKE olarak yaptığımız çalışmalarla bir taraftan sivil alanın nabzını tutuyor; bir taraftan da ülke meselelerinin daha derinlikli ve nitelikli kavranmasını sağlamaya çalışıyoruz. Eğitim, toplum, sivil toplum ve ekonomi alanlarını merkeze aldığımız çalışmalarımızı tüm ilgililerin istifadesine sunuyoruz. Türkiye tarih boyunca bir göç ülkesi olmuştur. Türkiye'nin 21. yüzyılda da hem iç göç hem dış göç olgularını titizlikle takip etmesi, yasal-kurumsal düzeyde göç yönetimini temel hak ve özgürlükler başta olmak üzere belli insani ve tarihsel ilkelere göre yapılandırması, göçle ilgili idari kayıtları ayrıntılı şekilde tutması ve şeffaf şekilde sunması, göçmenlerin yaşadığı veya yaşaması muhtemel ekonomik, sosyal ve kültürel entegrasyon sorunlarını odaklı ve sistematik şekilde ele alması şarttır. Bu politika dosyası, Türkiye'nin göçmen çocuklardan beyin göçüne, göçle ilgili gündem maddelerine dair tespit ve teklifler içerir.

Yaşlı Dostu Şehirler


Türkiye’de ve dünyada yaşlı nüfus oranı her geçen gün artmakta ve nüfus projeksiyonlarında yaşlanma trendinin daha da artacağı görülmektedir. Bu değişim ve dönüşüm hayatın birçok alanında önemli değişikleri beraberinde getirmektedir. Demografik yaşlanmaya bağlı olarak etkin politikalar gerçekleştirme ihtiyacı yaşlı dostu şehir kavramını ortaya çıkarmıştır. Yaşlı dostu şehirler, mevcut yapı ve hizmetlerini yaşlı insanlar için erişebilir şekilde uyarlayan onların sağlık, toplumsal katılım ve güvenlik risklerini asgari düzeye indirmeye çalışarak yaşam kalitesini artırmaya çalışan kentlerdir.   Türkiye’de de yaşlanan insanların günlük yaşamlarında sosyal katılımın devam etmesi ve hayat kalitelerinin azalmaması için bu kişilere yönelik güvenlik ve sağlık tehditlerini en aza indirme ve temel yaşam fırsatların yükseltilme süreci önemini arttırmaktadır. Bu bağlamda politika notu, Türkiye’de yaşlılığın dönüşümünü ve şehir hayatındaki yaşlıların durumunu incelenip mevcut risk durumunu ortaya koyduktan sonra aktif yaşlanma ve yaşlı dostu şehirler kavramları bağlamında yaşlıların aktif bir yaşlılık süreci geçirmesi, daha fazla sosyal hayata katılması, güvenlik ve sağlık risklerinin en aza indirilmesi için çözüm önerileri sunmaktadır. Türkiye’de ve dünyada yaşlı nüfus oranı her geçen gün artmakta ve nüfus projeksiyonlarında yaşlanma trendinin daha da artacağı görülmektedir. Bu değişim ve dönüşüm hayatın birçok alanında önemli değişikleri beraberinde getirmektedir. Demografik yaşlanmaya bağlı olarak etkin politikalar gerçekleştirme ihtiyacı yaşlı dostu şehir kavramını ortaya çıkarmıştır. Yaşlı dostu şehirler, mevcut yapı ve hizmetlerini yaşlı insanlar için erişebilir şekilde uyarlayan onların sağlık, toplumsal katılım ve güvenlik risklerini asgari düzeye indirmeye çalışarak yaşam kalitesini artırmaya çalışan kentlerdir. Türkiye’de ve dünyada yaşlı nüfus oranı her geçen gün artmakta ve nüfus projeksiyonlarında yaşlanma trendinin daha da artacağı görülmektedir. Bu değişim ve dönüşüm hayatın birçok alanında önemli değişikleri beraberinde getirmektedir. Demografik yaşlanmaya bağlı olarak etkin politikalar gerçekleştirme ihtiyacı yaşlı dostu şehir kavramını ortaya çıkarmıştır. Yaşlı dostu şehirler, mevcut yapı ve hizmetlerini yaşlı insanlar için erişebilir şekilde uyarlayan onların sağlık, toplumsal katılım ve güvenlik risklerini asgari düzeye indirmeye çalışarak yaşam kalitesini artırmaya çalışan kentlerdir.     Türkiye’de de yaşlanan insanların günlük yaşamlarında sosyal katılımın devam etmesi ve hayat kalitelerinin azalmaması için bu kişilere yönelik güvenlik ve sağlık tehditlerini en aza indirme ve temel yaşam fırsatların yükseltilme süreci önemini arttırmaktadır. Bu bağlamda politika notu, Türkiye’de yaşlılığın dönüşümünü ve şehir hayatındaki yaşlıların durumunu incelenip mevcut risk durumunu ortaya koyduktan sonra aktif yaşlanma ve yaşlı dostu şehirler kavramları bağlamında yaşlıların aktif bir yaşlılık süreci geçirmesi, daha fazla sosyal hayata katılması, güvenlik ve sağlık risklerinin en aza indirilmesi için çözüm önerileri sunmaktadır. Türkiye’de de yaşlanan insanların günlük yaşamlarında sosyal katılımın devam etmesi ve hayat kalitelerinin azalmaması için bu kişilere yönelik güvenlik ve sağlık tehditlerini en aza indirme ve temel yaşam fırsatların yükseltilme süreci önemini arttırmaktadır. Bu bağlamda politika notu, Türkiye’de yaşlılığın dönüşümünü ve şehir hayatındaki yaşlıların durumunu incelenip mevcut risk durumunu ortaya koyduktan sonra aktif yaşlanma ve yaşlı dostu şehirler kavramları bağlamında yaşlıların aktif bir yaşlılık süreci geçirmesi, daha fazla sosyal hayata katılması, güvenlik ve sağlık risklerinin en aza indirilmesi için çözüm önerileri sunmaktadır.

Müslüman Dünyanın Gündemi: 2022 Genel Görünümü


Dünya, her geçen gün, siyasetten teknolojiye ekonomiden kültüre farklı pek çok alanda değişiyor ve dönüşüyor. Peki Müslüman toplumlar bu değişimin neresinde duruyor? Elinizdeki rapor tam da bu soruyu odağına alarak Müslüman toplumların 2022 yılında gündeminde olan meseleleri analiz ediyor.   Müslüman toplumlara dair genel, kapsamlı ve bütüncül bir analiz sunan Müslüman Dünyanın Gündemi: 2022 Genel Görünümü Raporu Müslüman toplumların gündemini veriye dayalı perspektifle birlikte bölgesel ve yerel karşılaştırmalarla inceliyor.  Dünya, her geçen gün, siyasetten teknolojiye ekonomiden kültüre farklı pek çok alanda değişiyor ve dönüşüyor. Peki Müslüman toplumlar bu değişimin neresinde duruyor? Elinizdeki rapor tam da bu soruyu odağına alarak Müslüman toplumların 2022 yılında gündeminde olan meseleleri analiz ediyor. Müslüman toplumlara dair genel, kapsamlı ve bütüncül bir analiz sunan Müslüman Dünyanın Gündemi: 2022 Genel Görünümü Raporu Müslüman toplumların gündemini veriye dayalı perspektifle birlikte bölgesel ve yerel karşılaştırmalarla inceliyor.

Türkiye’de Yükseköğretimin Genişlemesi ve İstihdam Edilebilirlik İlişkisi


Üniversitenin kuruluşu yüzlerce yıl öncesine dayanmasına rağmen üniversiteye erişim uzun  zaman boyunca ayrıcalıklı bir grup birey için mümkün olmuştur. Ancak gelişmiş ülkelerin 1950’lerden itibaren yükseköğretime erişim fırsatlarını genişletmesiyle genel nüfus içerisinde  yükseköğretime erişimi olan bireylerin sayısı hızla artmıştır. Nüfusun genelinin yükseköğretime erişiminin arttırılması için yapılan en kayda değer hamle yükseköğretimin genişlemesi; bir diğer ifadeyle yükseköğretim kurumlarının sayısının ülkenin geniş kısmına yayılarak artırılması olmuştur. Türkiye bu trendi özellikle 2006 yılında başlatılan ve her ilde bir üniversite olmasını hedefleyen politikayla yakalamayı ve yükseköğretime erişimi artırmayı hedeflemiştir.  Türkiye’de 2006 yılından itibaren agresif şekilde uygulanmaya başlanan yükseköğretim kurumlarının sayısının artırılması, yükseköğretimin yönetimi ve mezunların uygun işlerde istihdamı gibi ciddi planlama gerektiren karmaşık meseleleri de beraberinde getirmiştir. Lakin bu  tartışmaların analitik bir çerçeveye oturtularak veri temelli ele alınmasına yönelik gayretler  sınırlı düzeydedir. Bu da yapılan hızlı çıkarımların aşırı genellemeler ve yanlış ilişkilendirilmeler içermesine neden olmaktadır. Bu nedenle bu politika notunda Türkiye’de yükseköğretimin genişlemesine yönelik politikaların gerekliliği güncel istatistiki veriler ışığında incelenerek sorgulanmış, ayrıca bu genişlemenin bireylerin istihdam durumlarıyla alakası irdelenerek mevcut sorunlara çözüm önerileri sunulmuştur. Üniversitenin kuruluşu yüzlerce yıl öncesine dayanmasına rağmen üniversiteye erişim uzun  zaman boyunca ayrıcalıklı bir grup birey için mümkün olmuştur. Ancak gelişmiş ülkelerin 1950’lerden itibaren yükseköğretime erişim fırsatlarını genişletmesiyle genel nüfus içerisinde  yükseköğretime erişimi olan bireylerin sayısı hızla artmıştır. Nüfusun genelinin yükseköğretime erişiminin arttırılması için yapılan en kayda değer hamle yükseköğretimin genişlemesi; bir diğer ifadeyle yükseköğretim kurumlarının sayısının ülkenin geniş kısmına yayılarak artırılması olmuştur. Türkiye bu trendi özellikle 2006 yılında başlatılan ve her ilde bir üniversite olmasını hedefleyen politikayla yakalamayı ve yükseköğretime erişimi artırmayı hedeflemiştir.  Üniversitenin kuruluşu yüzlerce yıl öncesine dayanmasına rağmen üniversiteye erişim uzun  zaman boyunca ayrıcalıklı bir grup birey için mümkün olmuştur. Ancak gelişmiş ülkelerin 1950’lerden itibaren yükseköğretime erişim fırsatlarını genişletmesiyle genel nüfus içerisinde  yükseköğretime erişimi olan bireylerin sayısı hızla artmıştır. Nüfusun genelinin yükseköğretime erişiminin arttırılması için yapılan en kayda değer hamle yükseköğretimin genişlemesi; bir diğer ifadeyle yükseköğretim kurumlarının sayısının ülkenin geniş kısmına yayılarak artırılması olmuştur. Türkiye bu trendi özellikle 2006 yılında başlatılan ve her ilde bir üniversite olmasını hedefleyen politikayla yakalamayı ve yükseköğretime erişimi artırmayı hedeflemiştir.  Türkiye’de 2006 yılından itibaren agresif şekilde uygulanmaya başlanan yükseköğretim kurumlarının sayısının artırılması, yükseköğretimin yönetimi ve mezunların uygun işlerde istihdamı gibi ciddi planlama gerektiren karmaşık meseleleri de beraberinde getirmiştir. Lakin bu  tartışmaların analitik bir çerçeveye oturtularak veri temelli ele alınmasına yönelik gayretler  sınırlı düzeydedir. Bu da yapılan hızlı çıkarımların aşırı genellemeler ve yanlış ilişkilendirilmeler içermesine neden olmaktadır. Bu nedenle bu politika notunda Türkiye’de yükseköğretimin genişlemesine yönelik politikaların gerekliliği güncel istatistiki veriler ışığında incelenerek sorgulanmış, ayrıca bu genişlemenin bireylerin istihdam durumlarıyla alakası irdelenerek mevcut sorunlara çözüm önerileri sunulmuştur. Türkiye’de 2006 yılından itibaren agresif şekilde uygulanmaya başlanan yükseköğretim kurumlarının sayısının artırılması, yükseköğretimin yönetimi ve mezunların uygun işlerde istihdamı gibi ciddi planlama gerektiren karmaşık meseleleri de beraberinde getirmiştir. Lakin bu  tartışmaların analitik bir çerçeveye oturtularak veri temelli ele alınmasına yönelik gayretler  sınırlı düzeydedir. Bu da yapılan hızlı çıkarımların aşırı genellemeler ve yanlış ilişkilendirilmeler içermesine neden olmaktadır. Bu nedenle bu politika notunda Türkiye’de yükseköğretimin genişlemesine yönelik politikaların gerekliliği güncel istatistiki veriler ışığında incelenerek sorgulanmış, ayrıca bu genişlemenin bireylerin istihdam durumlarıyla alakası irdelenerek mevcut sorunlara çözüm önerileri sunulmuştur.