Logo

Yayınlar

Filistin'in Görünümü: Verilerle Filistin Toplumu


Filistin, on yıllardır süren İsrail işgalinin altında yaşamaya çalışmaktadır. İşgal yönetiminin yıllardır sürdürdüğü şiddet, 7 Ekim 2023’ten bu yana soykırım boyutuna ulaşmıştır. Bu durum, Filistin sorununun dünya kamuoyunda ses bulmasına neden olmuştur. Filistin’e ve işgal yönetiminin Filistin’deki eylemlerine yönelik sorular artmaya başlamıştır. Yönetimsel, toplumsal ve ekonomikekonomik alanda Filistinlilerin yıllardır karşı karşıya sorunlar neler? İşgal yönetimi Filistin toplumunu nasıl etkilemekte? Filistin toplumu içinde bulunduğu işgal yönetimine hangi yöntemlerle direnmekte? Filistin’in Görünümü adlı bu rapor, Filistin toplumuna yönelik sorulara cevap sunmak amacıyla hazırlanmıştır.   Rapor, 7 Ekim öncesinde Filistin’in sosyo-ekonomik durumunu ve İsrail’in işgal politikalarının Filistin toplumu üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde ele almaktadır. Demografi, ekonomi, eğitim, sağlık, çalışma hayatı gibi temel alanlardaki göstergeler, Filistin toplumunun karşılaştığı yapısal zorlukları ve direncini somut verilerle gözler önüne sermektedir.   Raporda ayrıca, İsrail’in abluka ve yerleşim politikalarının Filistinlilerin günlük yaşamına olan etkisi, diasporadaki Filistinlilerin durumu ve işgalin sosyal yapıya etkileri incelenmektedir.   Filistin Toplumunun Görünümü raporu Türkiye’de Filistin üzerine yapılan çalışmalarda bir kaynak olmayı hedeflemektedir. Filistin’in özgürleşmesinin güç, irade ve bilginin ortaklığına ihtiyaç duyduğu günümüzde bilgi alanındaki en temel ihtiyacı gidermek bu raporun başlıca amacıdır.   Click here to access the English report   Click here to access the Arabic report Filistin, on yıllardır süren İsrail işgalinin altında yaşamaya çalışmaktadır. İşgal yönetiminin yıllardır sürdürdüğü şiddet, 7 Ekim 2023’ten bu yana soykırım boyutuna ulaşmıştır. Bu durum, Filistin sorununun dünya kamuoyunda ses bulmasına neden olmuştur. Filistin’e ve işgal yönetiminin Filistin’deki eylemlerine yönelik sorular artmaya başlamıştır. Yönetimsel, toplumsal ve ekonomikekonomik alanda Filistinlilerin yıllardır karşı karşıya sorunlar neler? İşgal yönetimi Filistin toplumunu nasıl etkilemekte? Filistin toplumu içinde bulunduğu işgal yönetimine hangi yöntemlerle direnmekte? Filistin’in Görünümü adlı bu rapor, Filistin toplumuna yönelik sorulara cevap sunmak amacıyla hazırlanmıştır. Rapor, 7 Ekim öncesinde Filistin’in sosyo-ekonomik durumunu ve İsrail’in işgal politikalarının Filistin toplumu üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde ele almaktadır. Demografi, ekonomi, eğitim, sağlık, çalışma hayatı gibi temel alanlardaki göstergeler, Filistin toplumunun karşılaştığı yapısal zorlukları ve direncini somut verilerle gözler önüne sermektedir. Raporda ayrıca, İsrail’in abluka ve yerleşim politikalarının Filistinlilerin günlük yaşamına olan etkisi, diasporadaki Filistinlilerin durumu ve işgalin sosyal yapıya etkileri incelenmektedir. Filistin Toplumunun Görünümü raporu Türkiye’de Filistin üzerine yapılan çalışmalarda bir kaynak olmayı hedeflemektedir. Filistin’in özgürleşmesinin güç, irade ve bilginin ortaklığına ihtiyaç duyduğu günümüzde bilgi alanındaki en temel ihtiyacı gidermek bu raporun başlıca amacıdır. Click here to access the English report Click here to access the Arabic report

Hukuk İzleme Raporu 2023


Hukuk, ülkenin gündeminde her zaman kendine yer bulan, toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren ve yaşamın her boyutunda etkisi hissedilen bir alandır. Hukuk alanında yaşanan gelişmeler, yenilikler, tartışmalar, kurumsal düzenlemeler ve sair hususlar toplumsal, iktisadi, siyasi ve kültürel birçok temel meseleyi yansıtmaktadır. Aynı zamanda hukuk hiçbir zaman sadece teknik, formel veya teorik bir konu olarak görülmemeli ve yargısal sürece indirgenerek tanımlanmamalıdır. Bu nedenlerle bu rapor hukuk alanını bütüncül bir perspektifle ele alarak disiplinlerarası bir yaklaşımla hazırlandı. Hukuk İzleme Raporu 2023, hukuk alanının seyrini ulusal ve uluslararası veriler ışığında izlemeyi ve Türkiye’de hukuk gündemine dair hafızanın oluşumuna önemli bir katkı sunmayı amaçlıyor. Rapor, geçtiğimiz yılda hukuk alanında öne çıkan meselelere dair Türkiye’nin saygın hukukçuları tarafından kaleme alınan tespit ve önerilerle karşınızda bulunuyor. Yüksek yargı, insan hakları, hukuk yargısı, ceza yargısı, idari yargı, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, alternatif çözüm yöntemleri ve hukuk eğitimi bölümleri ile hukuk sisteminin genel görünümünü ortaya koyuyor ve mevcut tartışmalara yapıcı öneriler sunmayı amaçlıyor.       Hukuk, ülkenin gündeminde her zaman kendine yer bulan, toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren ve yaşamın her boyutunda etkisi hissedilen bir alandır. Hukuk alanında yaşanan gelişmeler, yenilikler, tartışmalar, kurumsal düzenlemeler ve sair hususlar toplumsal, iktisadi, siyasi ve kültürel birçok temel meseleyi yansıtmaktadır. Aynı zamanda hukuk hiçbir zaman sadece teknik, formel veya teorik bir konu olarak görülmemeli ve yargısal sürece indirgenerek tanımlanmamalıdır. Bu nedenlerle bu rapor hukuk alanını bütüncül bir perspektifle ele alarak disiplinlerarası bir yaklaşımla hazırlandı. Hukuk İzleme Raporu 2023, hukuk alanının seyrini ulusal ve uluslararası veriler ışığında izlemeyi ve Türkiye’de hukuk gündemine dair hafızanın oluşumuna önemli bir katkı sunmayı amaçlıyor. Rapor, geçtiğimiz yılda hukuk alanında öne çıkan meselelere dair Türkiye’nin saygın hukukçuları tarafından kaleme alınan tespit ve önerilerle karşınızda bulunuyor. Yüksek yargı, insan hakları, hukuk yargısı, ceza yargısı, idari yargı, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, alternatif çözüm yöntemleri ve hukuk eğitimi bölümleri ile hukuk sisteminin genel görünümünü ortaya koyuyor ve mevcut tartışmalara yapıcı öneriler sunmayı amaçlıyor.

Uluslararası Öğrenci Hareketliliği: Mevcut Durum ve Öneriler


Küresel bilgi toplumunun en görünür çıktılarından biri uluslararası öğrenci hareketliliğindeki artıştır. Dünya çapındaki bu artış, yükseköğretimde uluslararasılaşmanın önemli bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Türkiye’nin de 2010 sonrasında uluslararasılaşma stratejilerine odaklandığı ve uluslararası öğrenci sayısının hızla arttığı görülmektedir. Bu durum kamu kurumlarını, üniversiteleri ve STK’ları yükseköğretimde uluslararasılaşma konusunda politika üretmeye ve yeni uygulamalara gitmeye zorlamaktadır.   Bu politika notunda, dünyadaki uluslararası öğrencilik hareketleri ile bu süreçlerin Türkiye’deki yansımaları, Türkiye’nin gerek ilgili kamu kurumları gerekse STK’lar aracılığı hayata geçirdiği uygulamalar ve yürüttüğü faaliyetler analiz edilmiştir. Bu analize, konuyla ilgili istatistiki bilgiler ve dikkat çeken kurumsal uygulamalar dâhil edilmiş, çalışmanın sonunda Türkiye’nin uluslararası öğrenci politikası açısından işlevsel olabileceği düşünülen birtakım öneriler sunulmuştur.  Küresel bilgi toplumunun en görünür çıktılarından biri uluslararası öğrenci hareketliliğindeki artıştır. Dünya çapındaki bu artış, yükseköğretimde uluslararasılaşmanın önemli bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Türkiye’nin de 2010 sonrasında uluslararasılaşma stratejilerine odaklandığı ve uluslararası öğrenci sayısının hızla arttığı görülmektedir. Bu durum kamu kurumlarını, üniversiteleri ve STK’ları yükseköğretimde uluslararasılaşma konusunda politika üretmeye ve yeni uygulamalara gitmeye zorlamaktadır. Bu politika notunda, dünyadaki uluslararası öğrencilik hareketleri ile bu süreçlerin Türkiye’deki yansımaları, Türkiye’nin gerek ilgili kamu kurumları gerekse STK’lar aracılığı hayata geçirdiği uygulamalar ve yürüttüğü faaliyetler analiz edilmiştir. Bu analize, konuyla ilgili istatistiki bilgiler ve dikkat çeken kurumsal uygulamalar dâhil edilmiş, çalışmanın sonunda Türkiye’nin uluslararası öğrenci politikası açısından işlevsel olabileceği düşünülen birtakım öneriler sunulmuştur.

Toplumun Görünümü 2023: Kent ve Konut


Türkiye’de kent ve konut öteden beri temel bir mesele. Apartman hayatı, gecekondu, belediye hizmetleri, şehir içi ulaşım, çarpık kentleşme, kentsel dönüşüm gibi olgular sürekli tartışılıyor. Son yıllarda konut piyasasında yükselen fiyatlar ve 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri kent ve konut meselesinde çok uzun zamandır biriken sorunları gün yüzüne çıkardı.   TODAM tarafından hazırlanan Toplumun Görünümü 2023: Kent ve Konut Türkiye’nin her dönem şekil değiştiren ama birikerek krize dönüşen kent ve konut meselesine odaklanıyor. Önceki yılların raporlarında olduğu gibi 15 farklı alanda Türkiye’nin son on yıldaki dönüşümü temel göstergelerle ele alınıyor. Bunun yanı sıra 81 ilin ekonomiden eğitime, sağlıktan hukuka sosyoekonomik görünümü gözler önüne seriliyor. Ayrıca rapor, inşaat sektörü, konut piyasası ve konut mülkiyetine dair ayrıntılı harita, tablo ve analizleri içeriyor.   Toplumun Görünümü 2023: Kent ve Konut, il bazlı karşılaştırmalar, bulgular ve öneriler içermesiyle Türkiye’de yaşayan herkesi saran toplumsal şartlara dair bir perspektif sunuyor. Kent sosyolojisinden şehir ve bölge planlamaya bu alanlarda çalışan akademisyen ve araştırmacılarla birlikte, farklı ölçeklerde kamu politikası üretme ve uygulama makamındaki yetkililere de hitap ediyor. Böylece daha adil ve müreffeh bir şehir ve konut hayatının inşasında temel alınması gereken noktalara ışık tutuyor.  Türkiye’de kent ve konut öteden beri temel bir mesele. Apartman hayatı, gecekondu, belediye hizmetleri, şehir içi ulaşım, çarpık kentleşme, kentsel dönüşüm gibi olgular sürekli tartışılıyor. Son yıllarda konut piyasasında yükselen fiyatlar ve 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri kent ve konut meselesinde çok uzun zamandır biriken sorunları gün yüzüne çıkardı. TODAM tarafından hazırlanan Toplumun Görünümü 2023: Kent ve Konut Türkiye’nin her dönem şekil değiştiren ama birikerek krize dönüşen kent ve konut meselesine odaklanıyor. Önceki yılların raporlarında olduğu gibi 15 farklı alanda Türkiye’nin son on yıldaki dönüşümü temel göstergelerle ele alınıyor. Bunun yanı sıra 81 ilin ekonomiden eğitime, sağlıktan hukuka sosyoekonomik görünümü gözler önüne seriliyor. Ayrıca rapor, inşaat sektörü, konut piyasası ve konut mülkiyetine dair ayrıntılı harita, tablo ve analizleri içeriyor. Toplumun Görünümü 2023: Kent ve Konut, il bazlı karşılaştırmalar, bulgular ve öneriler içermesiyle Türkiye’de yaşayan herkesi saran toplumsal şartlara dair bir perspektif sunuyor. Kent sosyolojisinden şehir ve bölge planlamaya bu alanlarda çalışan akademisyen ve araştırmacılarla birlikte, farklı ölçeklerde kamu politikası üretme ve uygulama makamındaki yetkililere de hitap ediyor. Böylece daha adil ve müreffeh bir şehir ve konut hayatının inşasında temel alınması gereken noktalara ışık tutuyor.

Kayıp Potansiyel, Gizli Maliyet: İşgücü Piyasasında Nitelik Uyumsuzluğu


İşgücü piyasasında temel endişe kaynağı işsizlik sorunu olmakla birlikte, nitelik uyumsuzluğu olgusu da işgücü piyasasının performansı açısından büyük öneme sahiptir. İş arayan bireylerin sahip oldukları niteliklerin, işverenlerin talep ettiği niteliklerle uyumsuz olması durumunu ifade eden nitelik uyumsuzluğu, geniş kapsamlı etkileri olan kalıcı bir sorun haline gelmiştir. Bu anlamda, yükseköğretimdeki genişlemeye bağlı olarak özellikle yüksek eğitimli gençlerin nitelikleri altındaki işlerle eşleşmesi, işgücü potansiyelinden tam olarak yararlanılmasını engellemekte; bireysel düzeyde, firma düzeyinde ve makroekonomik düzeyde olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Türkiye’deki işgücü piyasasında nitelik uyumsuzluğunun ele alındığı bu politika notunda dikey ve yatay nitelik uyumsuzluğu ve nitelik uyumsuzluğunun niçin önemsenmesi gerektiği izah edildikten sonra Türkiye işgücü piyasasında eğitim-istihdam ilişkisi incelenmektedir. Yükseköğretimdeki genişlemeye ve bu durumun istihdam piyasasındaki yansımasına vurgu yapılarak başta istihdamdaki yükseköğretim mezunlarının uyumsuz eşleşme düzeyleri olmak üzere Türkiye işgücü piyasasında nitelik uyumsuzluğu ortaya konmaktadır. Politika notu, bu doğrultuda işgücü piyasasında uyumsuz eşleşmeler ve yol açtığı olumsuz etkilerin azaltılmasına yönelik öneriler sunmaktadır.  İşgücü piyasasında temel endişe kaynağı işsizlik sorunu olmakla birlikte, nitelik uyumsuzluğu olgusu da işgücü piyasasının performansı açısından büyük öneme sahiptir. İş arayan bireylerin sahip oldukları niteliklerin, işverenlerin talep ettiği niteliklerle uyumsuz olması durumunu ifade eden nitelik uyumsuzluğu, geniş kapsamlı etkileri olan kalıcı bir sorun haline gelmiştir. Bu anlamda, yükseköğretimdeki genişlemeye bağlı olarak özellikle yüksek eğitimli gençlerin nitelikleri altındaki işlerle eşleşmesi, işgücü potansiyelinden tam olarak yararlanılmasını engellemekte; bireysel düzeyde, firma düzeyinde ve makroekonomik düzeyde olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.  Türkiye’deki işgücü piyasasında nitelik uyumsuzluğunun ele alındığı bu politika notunda dikey ve yatay nitelik uyumsuzluğu ve nitelik uyumsuzluğunun niçin önemsenmesi gerektiği izah edildikten sonra Türkiye işgücü piyasasında eğitim-istihdam ilişkisi incelenmektedir. Yükseköğretimdeki genişlemeye ve bu durumun istihdam piyasasındaki yansımasına vurgu yapılarak başta istihdamdaki yükseköğretim mezunlarının uyumsuz eşleşme düzeyleri olmak üzere Türkiye işgücü piyasasında nitelik uyumsuzluğu ortaya konmaktadır. Politika notu, bu doğrultuda işgücü piyasasında uyumsuz eşleşmeler ve yol açtığı olumsuz etkilerin azaltılmasına yönelik öneriler sunmaktadır.