FARKLI BAKIŞTAN

Üreticinin Gözünden 2020

Tahsin Öztiryaki

İş Adamı

Çin’deki salgın, Dünya Sağlık Örgütüne rapor edildiği 31 Aralık 2019 tarihinden itibaren çok kısa bir süre içerisinde tüm dünyayı etkisi altına alarak küresel salgına yani pandemiye dönüştü.  Ülkemizde de 11 Mart’ta ilk COVID-19 vakasının görülmesi sonrasında, salgının yayılma hızını düşürmek amacı ile alınan önlemler neticesinde, dünya genelinde olduğu gibi ülkemiz ekonomik faaliyetinde de daralmalar yaşandı. Mart ayından sonraki dönemde siparişlerin durma noktasına geldiği, ulaşım ve pazarlama işlemlerinin yavaşladığı, üretimin düştüğü bir tablo ortaya çıktı. Bu, kimsenin öngöremediği bir gelişmeydi. 


Salgın tabii ki ekonomimizi olumsuz etkiledi. Fakat dünyada başlamış ve ilerlemekte olan birçok eğilimi hızlandırdı. Bunlardan bize olumlu veya olumsuz etki edebilecekler vardır. Bize düşen ortaya çıkan duruma en hızlı şekilde adapte olarak sorunların üstesinden gelmek ve ortaya çıkabilecek avantajları da en iyi şekilde kullanmaktır.


Daha salgın başlamadan Çin ve Batı dünyası arasında başlayan çekişmenin ve Çin’de artan maliyetlerin bizim için yeni fırsatlar doğurabileceğini medya aracılığı ile ifade edilmişti. Çin ile gelişmiş ekonomiler arasında artan gerginlik salgın ile hızlandı. Her ne kadar öyle algılansa da bu sadece ABD’ye ve Trump yönetimine bağlı bir eğilim değildir. Bütün gelişmiş ülkelerde görülen ve kolay kolay tersine çevrilemeyecek bir eğilimdir. Çin’e bir tedarikçi olarak duyulan güven azalmıştır. Çin’de artan maliyetler de bu süreci destekler niteliktedir. Bu nedenlerle Çin’e bağımlı olmama, tedarikçilerini çeşitlendirme, tedarik sağlayan lokasyonları yakın mesafeye çekme eğilimi tüm dünyada görülmektedir. Avrupa’ya kapı komşusu olan en büyük üretim kapasitesine sahip ülke olarak Türkiye burada ön plana çıkacaktır. 


Tabii bu avantaj otomatik olarak, çabasız bir şekilde ortaya çıkacak bir şey değildir. Bu fırsattan en iyi şekilde faydalanabilmek için bizim de burada güvenilir bir tedarikçi olacağımızı kanıtlamamız ve güven yaratmamız gerekmektedir. Bunun için ne teşvikler ve düzenlemeler gerekiyorsa yapılmalı ve bu avantaj üstüne odaklanılmalıdır. Doğru adımları atarsak, bu eğilim ekonomimizi ve ihracatımızı daha ileri bir seviyeye taşıyan bir fırsat olacaktır.


Geçmekte olduğumuz zor günlerde sektörlerimizin birçoğu hızla çalışanlarının güvenliğini ve sağlığını koruyucu tedbirlerini alarak, fabrikalarında ara vermeden üretmeye devam etti. Ofis çalışanları da mümkün olduğu ölçüde uzaktan çalışma sistemine yönlendirildi. Ama mesai gözetmeksizin çalışmaktan geri durulmadı. İhracatımızın devamlılığı için daha fazla efor sergilendi. İhracatta düşüşler oldu ama bu süreçte iş insanları olarak önceliğimiz tüm gücümüzü seferber ederek, bir tek çalışanımızı bile işten çıkarmadan işçi-işveren el ele verip ayakta ve hayatta kalıp, ihracatımızı daha da artırmak için çalışmak oldu.




Salgın tedbirleri dünya genelinde seyahatleri ve toplu etkinlikleri imkânsız hâle getirince, İhracatçı Birlikleri olarak 2020 Mart ayı ve sonrasında birçok fuarımız ve organizasyonumuz iptal edildi. Biz de değişen dünya düzenine adapte olmak için bu iptallerden oluşacak eksiklikleri dijital tanıtım faaliyetleri ile telafi etmek üzere kolları sıvadık. Değişen dünya düzenine adapte olmak yetmiyor, bunu hızlı da yapmak icap etmektedir. Hâlen başkanlık görevini yürütmekte olduğum İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) ve koordinatör başkanlığını yürüttüğüm İMMİB olarak üzerinde ciddi emek verdiğimiz Sanal Ticaret Heyetleri vasıtasıyla üyelerimizi salgın döneminde yeni ihracat pazarları ile buluşturmaya başladık. Bu durum bizlere fiziki ve geleneksel pazarlama yöntemleri dışında da satış yapmanın ve müşteri portföyünü artırmanın mümkün olabildiğini gösterdi.


 

Haziran aylarında ülkelerin normalleşmeye başladıklarını gördük. Yavaş yavaş başlayan yeni normalleşme ihracattaki düşüş ivmesini azalttı ve sektörün daha da derini görmeden toparlanacağı umudunu doğurdu. Çevresindeki diğer ülkelerden daha hızlı adapte olabilen ve hareket edebilen bir ülke olmamızın avantajlarını yaşadık ve dünyada hareketlenmenin başladığı yeni normalde de bu hareketlenmeye paralel hareket etmemizin faydamıza olacağının bilinciyle çalışmalarımızı sürdürdük.


İhracatçılar ve sanayiciler yeni normal olarak adlandırılan dönemde de ülke ekonomisine üretim, istihdam ve ihracat özelinde yüksek katma değer sağlamaya devam etti. Özellikle Birliğimizin düzenlediği Sanal Ticaret Heyetleri ile uluslararası ticaret köprüleri sağlamlaştırıldı. Sektörümüzün bilhassa ülke gruplarına göre ihracatına bakıldığında, ihracatçılarımızın Sanal Ticaret Heyetleri vasıtasıyla pazar çeşitlendirmesini gerçekleştirme noktasında ilerleme kaydettiği rahatlıkla söylenebilir.


2020 yılının ilk aylarında salgın sebebi ile ihracatımızdaki düşüşü 2020 yılının Haziran aylarında hızla kapatarak telafi şansı yakaladığımızı düşünürken, dünyada ve ülkemizde salgının seyrinin tekrar hızlanmayla yine kısıtlamalar gündeme gelmeye başladı.


Sanal heyetlere, eğitim ve bilgilendirme toplantılarına ilave olarak firmalarımızı yılın 365 günü yabancı satın almacılar ile buluşturacak web portal projemizi hayata geçirdik. İlgili portallarımızdan sektörümüzün ve firmalarımızın tanıtımını gerçekleştirmenin yanı sıra sanal ticaret heyetlerimizin devam görüşmelerini de gerçekleştireceğiz. Alüminyum, bakır, hırdavat, mutfak eşyaları, endüstriyel mutfak ekipmanları ve döküm alt sektörlerimize yönelik oluşturduğumuz portallarımızın tanıtımını Kasım ayı sonunda gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Sektörümüzü besleyecek dijital eğitimler ve webinarlar yine gündemimizde olacak. Yine üyelerimizin sorunlarına eğilerek, devlet nezdinde kendilerine temsiliyet kazandırmaya, çözüm üretmeye devam edeceğiz. 


Salgın birçok konuya bakış açımızı ve iş yapış şekillerimizi derinden etkiledi. Sürece zorunlu olarak uyum sağlamış olsak da uzaktan çalışma ve pazarlama faaliyetleri hem zaman hem maliyet açısından birçok avantaj sağladığı da göz ardı edilmemelidir. Salgın süreci sona erdiğinde de sanal faaliyetlerin kullanımında artış olacaktır. Birçok toplantımızı sanal ortamda yapacağız. Faaliyetlerimizi daha fazla bir oranda sanal ortamda düzenleyeceğiz.


Dünya artık eskisi gibi olmayacaktır. Birçok konuda kendine yeterliliğin bir zorunluluk olduğunu görülmektedir. Bu doğrultuda Birlik olarak özellikle üretimde girdi olarak kullanılan ara mamullerin ithalatının azaltılmasına büyük önem vermekteyiz. Gerek savunma sanayii gerek otomotiv sanayii olmak üzere çeşitli sektörlerimizin ihtiyacı olan mamul ve yarı mamul ihtiyacını büyük oranda yerli üretim ile karşılamaktayız. Ancak Türkiye’de üretilmeyen ve üretim yapmak için ithal etmek zorunda olduğumuz bir takım ara mamuller mevcut ki bu ara mamulleri tespit ederek üretmek sanayiciler olarak bizim görevimizdir. Son yıllarda devletin sağladığı kredi olanakları, Eximbank’ın katkısı ile ülkemizde birçok alanda yeni yatırım imkânları ortaya çıktı. Birlik olarak sektörle koordine şekilde bu işin de takipçisi olacağız.


Yerli malı kullanımının artırılması, ithal malların yurt içinde üretilmesi, katma değerli üretim, dünya markaları yaratmak, yüksek teknoloji ve tasarımda gelişmeler göstererek kalıcı ve istikrarlı şekilde cari fazla verir hâle gelmek her zamanki gibi önceliğimiz olacaktır. 


Üretim perspektifinden çevre konusu 2020 ve sonrasında gündemden düşmeyecek konulardan biri olacaktır. Tabii çevre etkileri konularında da sektörümüzü geliştirecek projeler üzerinde çalışıyor olacağız. Önümüzdeki dönemde üretilen ürünlerin çevre üzerinde yarattığı etkinin de ihracatta ilave vergiler doğuracağı bir dönemin yaklaştığını söyleyebiliriz. Bu kapsamda düşük karbon ekonomisine dönüşümümüze hız vermemiz ve sanayimizin karbon ayak izini küçültmek için adımlar atmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Bu hususta göstereceğimiz adaptasyon kabiliyeti yakın gelecekte rekabet gücümüz üzerinde de önemli bir etkiye sahip olacaktır.


Sonuç olarak 2020 ve sonrasında çok hızlı bir biçimde değişen bir ortamda faaliyet gösterdiğimizin bilinci ile ekonomik refaha erişmek için değişikliklere hızla adapte olarak, onları avantaja çevirerek üretmeye devam ediyoruz ve edeceğiz