Logo

Yayınlar

20. MİLLÎ EĞİTİM ŞÛRASI Görüş ve Öneriler


Millî Eğitim Şûrası, ülkemizde eğitim alanındaki en köklü ve yüksek danışma kurulu olarak bilinmektedir. Birincisi 1939 yılında gerçekleşen Millî Eğitim Şûrası, en son 2014 yılında gerçekleşmiştir. Şûra’da alınan kararlar Türkiye’nin eğitim gündemini şekillendirmekte ve eğitim politikalarına yön vermektedir. Sonuncusu 1-3 Aralık tarihinde gerçekleşecek olan 20. Millî Eğitim Şûrası’nın başlığı “Eğitimde Fırsat Eşitliği” olarak belirlenmiştir. Şûra’nın özel ihtisas komisyonu ise “Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği”, “Mesleki Eğitimin İyileştirilmesi” ve “Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi” olmak üzere üç ana konuda oluşturulacaktır.   Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi, 20. Millî Eğitim Şûrası gündemini EPAM Politika Çalıştayları - III başlıklı çalıştayda masaya yatırdı. İLKE Vakfı olarak yayınladığımız bu çalışmanın amacı, çalıştayda ortaya çıkan görüş ve perspektiflerin geliştirilerek 20. Millî Eğitim Şûrası’na yönelik politika önerilerinin sunulmasıdır.  Millî Eğitim Şûrası, ülkemizde eğitim alanındaki en köklü ve yüksek danışma kurulu olarak bilinmektedir. Birincisi 1939 yılında gerçekleşen Millî Eğitim Şûrası, en son 2014 yılında gerçekleşmiştir. Şûra’da alınan kararlar Türkiye’nin eğitim gündemini şekillendirmekte ve eğitim politikalarına yön vermektedir. Sonuncusu 1-3 Aralık tarihinde gerçekleşecek olan 20. Millî Eğitim Şûrası’nın başlığı “Eğitimde Fırsat Eşitliği” olarak belirlenmiştir. Şûra’nın özel ihtisas komisyonu ise “Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği”, “Mesleki Eğitimin İyileştirilmesi” ve “Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi” olmak üzere üç ana konuda oluşturulacaktır.  Millî Eğitim Şûrası, ülkemizde eğitim alanındaki en köklü ve yüksek danışma kurulu olarak bilinmektedir. Birincisi 1939 yılında gerçekleşen Millî Eğitim Şûrası, en son 2014 yılında gerçekleşmiştir. Şûra’da alınan kararlar Türkiye’nin eğitim gündemini şekillendirmekte ve eğitim politikalarına yön vermektedir. Sonuncusu 1-3 Aralık tarihinde gerçekleşecek olan 20. Millî Eğitim Şûrası’nın başlığı “Eğitimde Fırsat Eşitliği” olarak belirlenmiştir. Şûra’nın özel ihtisas komisyonu ise “Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği”, “Mesleki Eğitimin İyileştirilmesi” ve “Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi” olmak üzere üç ana konuda oluşturulacaktır.  Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi, 20. Millî Eğitim Şûrası gündemini EPAM Politika Çalıştayları - III başlıklı çalıştayda masaya yatırdı. İLKE Vakfı olarak yayınladığımız bu çalışmanın amacı, çalıştayda ortaya çıkan görüş ve perspektiflerin geliştirilerek 20. Millî Eğitim Şûrası’na yönelik politika önerilerinin sunulmasıdır. 

2022 Millî Eğitim Bakanlığı Bütçesi


Devlet idarelerine ait geliri ifade eden ve diğer bir adıyla konsolide bütçe olarak bilinen Merkezi Yönetim Bütçesi, genel ve katma bütçeli idarelerin toplamından oluşmaktadır. Merkezi Yönetim Bütçesi’nin son 6 yılına baktığımızda, bütçenin bir önceki yıla oranla artış gösterdiği görülmektedir.​Merkezi Yönetim Bütçesi (giderler), son 5 yıldır bir önceki yılın enflasyon oranının üzerinde bir artış göstermekteyken bu yıl, bir önceki senenin enflasyon oranı olan %36,08 oranının altında kalarak %30,07 oranında artmıştır.    Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi olarak hazırladığımız bu çalışmada; Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın 2022 yılı için oluşturduğu bütçe planlamasını eğitim alanı ekseninde ele alıyor, Millî Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bütçe kalemlerini yıllara göre detaylarıyla inceliyor ve bu doğrultuda mevcut eğitim politikalarının uygulanabilirliğini tartışmaya açıyoruz.  Devlet idarelerine ait geliri ifade eden ve diğer bir adıyla konsolide bütçe olarak bilinen Merkezi Yönetim Bütçesi, genel ve katma bütçeli idarelerin toplamından oluşmaktadır. Merkezi Yönetim Bütçesi’nin son 6 yılına baktığımızda, bütçenin bir önceki yıla oranla artış gösterdiği görülmektedir. ​Merkezi Yönetim Bütçesi (giderler), son 5 yıldır bir önceki yılın enflasyon oranının üzerinde bir artış göstermekteyken bu yıl, bir önceki senenin enflasyon oranı olan %36,08 oranının altında kalarak %30,07 oranında artmıştır.  Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi olarak hazırladığımız bu çalışmada; Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın 2022 yılı için oluşturduğu bütçe planlamasını eğitim alanı ekseninde ele alıyor, Millî Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bütçe kalemlerini yıllara göre detaylarıyla inceliyor ve bu doğrultuda mevcut eğitim politikalarının uygulanabilirliğini tartışmaya açıyoruz. 

Genç İşsizliğin Durumu


Genç İşsizliğinin Durumu: Ne Eğitimde Ne İstihdamdaki Gençlerin Eğitim ve İstihdam Politikalarına Göre Analizi Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinden Zafer Çelik ve Fatma Betül Coşkun, “Genç İşsizliğinin Durumu: Ne Eğitimde Ne İstihdamdaki Gençlerin Eğitim ve İstihdam Politikalarına Göre Analizi” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Hazırlanan politika notunda önce Ne Eğitimde Ne İstihdamdaki (NEET) gençlerin durumunu ifade eden kavramın çerçevesi çizilerek Türkiye’nin, OECD ülkeleri arasındaki mevcut durumu veriler ışığında değerlendirildi.    Tespit edilen duruma göre Ne Eğitimde Ne İstihdamda olarak tanımlanan gençler, farklı ülkelerde farklı yaş kategorilerinde tanımlansa da ortak özellikleri eğitim aracılığıyla beşerî sermayelerini geliştiremedikleri için hem eğitimden hem de iş gücü piyasasından kopmaktadırlar. NEET oranlarının ülkelere göre dağılımına bakıldığında, Türkiye’de son yıllardaki azalmaya rağmen OECD ülkeleri arasında en yüksek NEET oranına sahip ülke konumundadır. Türkiye, özellikle genç kadın NEET nüfusunun en yüksek orana sahip olduğu ülkedir. Bu minvalde yayınlamış olduğumuz politika notunda Türkiye’nin mevcut durumu ele alınmış, veriler ışığında sorunlar tespit edilmiş ve çözüm önerileri paylaşılmıştır. Genç İşsizliğinin Durumu: Ne Eğitimde Ne İstihdamdaki Gençlerin Eğitim ve İstihdam Politikalarına Göre Analizi Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinden Zafer Çelik ve Fatma Betül Coşkun, “Genç İşsizliğinin Durumu: Ne Eğitimde Ne İstihdamdaki Gençlerin Eğitim ve İstihdam Politikalarına Göre Analizi” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Hazırlanan politika notunda önce Ne Eğitimde Ne İstihdamdaki (NEET) gençlerin durumunu ifade eden kavramın çerçevesi çizilerek Türkiye’nin, OECD ülkeleri arasındaki mevcut durumu veriler ışığında değerlendirildi.  Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinden Zafer Çelik ve Fatma Betül Coşkun, “Genç İşsizliğinin Durumu: Ne Eğitimde Ne İstihdamdaki Gençlerin Eğitim ve İstihdam Politikalarına Göre Analizi” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Hazırlanan politika notunda önce Ne Eğitimde Ne İstihdamdaki (NEET) gençlerin durumunu ifade eden kavramın çerçevesi çizilerek Türkiye’nin, OECD ülkeleri arasındaki mevcut durumu veriler ışığında değerlendirildi.      Tespit edilen duruma göre Ne Eğitimde Ne İstihdamda olarak tanımlanan gençler, farklı ülkelerde farklı yaş kategorilerinde tanımlansa da ortak özellikleri eğitim aracılığıyla beşerî sermayelerini geliştiremedikleri için hem eğitimden hem de iş gücü piyasasından kopmaktadırlar. NEET oranlarının ülkelere göre dağılımına bakıldığında, Türkiye’de son yıllardaki azalmaya rağmen OECD ülkeleri arasında en yüksek NEET oranına sahip ülke konumundadır. Türkiye, özellikle genç kadın NEET nüfusunun en yüksek orana sahip olduğu ülkedir. Bu minvalde yayınlamış olduğumuz politika notunda Türkiye’nin mevcut durumu ele alınmış, veriler ışığında sorunlar tespit edilmiş ve çözüm önerileri paylaşılmıştır. Tespit edilen duruma göre Ne Eğitimde Ne İstihdamda olarak tanımlanan gençler, farklı ülkelerde farklı yaş kategorilerinde tanımlansa da ortak özellikleri eğitim aracılığıyla beşerî sermayelerini geliştiremedikleri için hem eğitimden hem de iş gücü piyasasından kopmaktadırlar. NEET oranlarının ülkelere göre dağılımına bakıldığında, Türkiye’de son yıllardaki azalmaya rağmen OECD ülkeleri arasında en yüksek NEET oranına sahip ülke konumundadır. Türkiye, özellikle genç kadın NEET nüfusunun en yüksek orana sahip olduğu ülkedir. Bu minvalde yayınlamış olduğumuz politika notunda Türkiye’nin mevcut durumu ele alınmış, veriler ışığında sorunlar tespit edilmiş ve çözüm önerileri paylaşılmıştır.

Eğitim İzleme Raporu 2020

Günümüzde çok büyük bir kitlenin ilgilendiği bir konumda bulunan eğitim alanına yönelik politika, uygulama ve gelişmelerin bütünsel ve çok cepheli bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerekir. Eğitim Alan İzleme Raporu, bu noktada eğitimi kendi doğası ve içinde bulunduğu çevrenin ve toplumun devinimi içinde anlamayı sağlayacak bir perspektif sunmayı hedeflemektedir. Eğitim, toplumsal devinim ve dinamiklerin etkisinde kalmakla beraber toplumu ve hayatı değiştiren, dönüştüren ve geliştiren bir role sahiptir. Rapor, eğitimin dönüştürücü gücünün politika ve uygulamalardaki izdüşümünün anlaşılabilmesi için bir araç olarak da nitelendirilebilir.
Raporda 2020 yılı içerisinde yaşanan gelişmeler farklı açılardan ele alınmaktadır. Eğitim Alan İzleme Raporu; 2020’de eğitimin nicel durumu, yaşanan gelişmeler, yıl boyunca öne çıkan ve tartışılan başlıklar, unutulan ve gündeme gelmeyen konular ve 2020’yi değerlendiren uzman ve paydaş görüşlerinden oluşmaktadır. Raporda 2020 yılı içerisinde yaşanan gelişmeler farklı açılardan ele alınmaktadır. Eğitim Alan İzleme Raporu; 2020’de eğitimin nicel durumu, yaşanan gelişmeler, yıl boyunca öne çıkan ve tartışılan başlıklar, unutulan ve gündeme gelmeyen konular ve 2020’yi değerlendiren uzman ve paydaş görüşlerinden oluşmaktadır. Raporda 2020 yılı içerisinde yaşanan gelişmeler farklı açılardan ele alınmaktadır. Eğitim Alan İzleme Raporu; 2020’de eğitimin nicel durumu, yaşanan gelişmeler, yıl boyunca öne çıkan ve tartışılan başlıklar, unutulan ve gündeme gelmeyen konular ve 2020’yi değerlendiren uzman ve paydaş görüşlerinden oluşmaktadır.

Eğitimde Dönüşüm: Temel Alanlar ve Uygulamalara Yönelik Değerlendirme ve Öneriler


İLKE Vakfı Araştırma Yayın Birimi Eğitim Çalışma Grubu, Türkiye’de eğitimin nasıl bir konumda olması gerektiğini ve ülkemizin ulusal ve uluslararası bağlamdaki ilerleyişini dikkate alarak Eğitimde Dönüşüm: Temel Alanlar ve Uygulamalara Yönelik Değerlendirme ve Öneriler başlıklı araştırma raporu hazırladı. Bu doğrultuda editörlüğünü İbrahim Hakan Karataş ve Hasan Remzi Eker’in yaptığı, eğitimin değişen anlamını kendisine başlangıç noktası olarak belirleyen ve eğitimde küresel trendleri, katılımcı modeli, yönetim sorununu, öğretmen ve yöneticilerin yeni yeterlik alanlarını ve yetenek yönetimini konu edinen çalışmada bölüm yazarları olarak Lütfi Sunar, İbrahim Hakan Karataş, Yusuf Alpaydın, Arife Gümüş, Hasan Remzi Eker, İlayda Ardakoç ve Hayyam Celilzade yer aldı. Çalışmada Türkiye’nin eğitim tarihi, tecrübesi, birikimi ve kendine özgü koşulları çerçevesinde kısa ve orta vadeli eylem kararlarına ilişkin bir arayış ve bu doğrultuda ortaya çıkan bir model de bulunmaktadır. Artık Türk eğitim sisteminin köklü dönüşüm gereksiniminin her kademede fark edilmiş olması ve bu farkındalığın MEB nezdinde eyleme dönüştürülmesi gerektiği için bu durum Türkiye için kaçırılmaması gereken fırsatlardandır. Ayrıca önümüzdeki üç yıl içerisinde bazı değişim adımlarının uygulamaya geçmesi ve son dönemde yaşanan değişim heyecanının ve inancın sürdürülebilmesi için önerdiğimiz eylemler kritik önemdedirler. İLKE Vakfı Eğitim Çalışma Grubu, değişim kavramının doğru anlaşıldığında eğitim için tüm organizmalarını kapsayan sağlıklı refleksler verilecek pratik çözümler üretme kapasitesinin geliştirilerek eğitimde sürdürülebilirliğin yakalanacağına inanıyor. Sonuç olarak, iyi niyetli, bilimsel bilgiye dayanan ve çoklu bakış açıları ile eldeki imkânlar çerçevesinde geliştirilecek önerilerin, Türkiye’yi kuruluşunun 100. yılında eğitim sistemi bakımından da küresel bir güç ve merkez haline getireceğine inanıyor. Bu ülkenin çocukları için atılan her adım, sürdürülebilir bir geleceğin teminatıdır.  İLKE Vakfı Araştırma Yayın Birimi Eğitim Çalışma Grubu, Türkiye’de eğitimin nasıl bir konumda olması gerektiğini ve ülkemizin ulusal ve uluslararası bağlamdaki ilerleyişini dikkate alarak Eğitimde Dönüşüm: Temel Alanlar ve Uygulamalara Yönelik Değerlendirme ve Öneriler başlıklı araştırma raporu hazırladı. Bu doğrultuda editörlüğünü İbrahim Hakan Karataş ve Hasan Remzi Eker’in yaptığı, eğitimin değişen anlamını kendisine başlangıç noktası olarak belirleyen ve eğitimde küresel trendleri, katılımcı modeli, yönetim sorununu, öğretmen ve yöneticilerin yeni yeterlik alanlarını ve yetenek yönetimini konu edinen çalışmada bölüm yazarları olarak Lütfi Sunar, İbrahim Hakan Karataş, Yusuf Alpaydın, Arife Gümüş, Hasan Remzi Eker, İlayda Ardakoç ve Hayyam Celilzade yer aldı. Çalışmada Türkiye’nin eğitim tarihi, tecrübesi, birikimi ve kendine özgü koşulları çerçevesinde kısa ve orta vadeli eylem kararlarına ilişkin bir arayış ve bu doğrultuda ortaya çıkan bir model de bulunmaktadır. Artık Türk eğitim sisteminin köklü dönüşüm gereksiniminin her kademede fark edilmiş olması ve bu farkındalığın MEB nezdinde eyleme dönüştürülmesi gerektiği için bu durum Türkiye için kaçırılmaması gereken fırsatlardandır. Ayrıca önümüzdeki üç yıl içerisinde bazı değişim adımlarının uygulamaya geçmesi ve son dönemde yaşanan değişim heyecanının ve inancın sürdürülebilmesi için önerdiğimiz eylemler kritik önemdedirler. İLKE Vakfı Eğitim Çalışma Grubu, değişim kavramının doğru anlaşıldığında eğitim için tüm organizmalarını kapsayan sağlıklı refleksler verilecek pratik çözümler üretme kapasitesinin geliştirilerek eğitimde sürdürülebilirliğin yakalanacağına inanıyor. Sonuç olarak, iyi niyetli, bilimsel bilgiye dayanan ve çoklu bakış açıları ile eldeki imkânlar çerçevesinde geliştirilecek önerilerin, Türkiye’yi kuruluşunun 100. yılında eğitim sistemi bakımından da küresel bir güç ve merkez haline getireceğine inanıyor. Bu ülkenin çocukları için atılan her adım, sürdürülebilir bir geleceğin teminatıdır.