ANALİZ YAZILARI

Rekabet Kurumu

Metin Pektaş

Rekabet Kurumu Eski Başuzmanı

İktisadi anlamda rekabet, mikro seviyede şirketlerin rekabet gücü ve inovasyon yapma kabiliyetlerini geliştirirken, makro seviyede ülkenin rekabet gücü, ekonomik büyüme ve kalkınma üzerinde önemli etkiler yaratır. Bu olumlu etkileri amaçlayan rekabet hukuku, rekabetin korunması hedefi doğrultusunda mikro-iktisadi alana yönelik kurallar ve içtihatlar bütünü olup, şirketler arası ilişkilere ve şirket davranışlarına ve dahası iş modellerine müdahale edebilen oldukça güçlü bir hukuk alanıdır.

Rekabetin korunması amacına yönelik güçlü bir hukuk alanının bulunması, rekabetin yarattığı büyük iktisadi faydalar ve eksik rekabetin doğurduğu iktisadi zararları ortaya koyan teorik altyapıya dayanmaktadır. Rekabet Kanunu; rekabeti bozucu anlaşmalar, hakim durumun kötüye kullanılması niteliğindeki firma davranışlarının tespiti ve yasaklanması ile şirket birleşme ve devralmalarının incelenmesi şeklinde Rekabet Kurumu’na üç önemli görev yüklemektedir. Rekabet Kurumu bu görevleri yerine getirirken iki farklı yöntem kullanmaktadır. Bunlardan birincisi negatif yöntem olarak tanımlayabileceğimiz soruşturma ve yaptırım uygulamak gibi zorlayıcı mekanizmaların kullanıldığı rekabet hukuku uygulamaları, ikincisi ise pozitif yöntem olarak tanımlayabileceğimiz, zorlayıcı olmayan mekanizmaların kullanıldığı rekabet savunuculuğu yoludur.

Son yıllara ve özellikle 2021 yılına baktığımızda Rekabet Kurumu’nun ceza ile sonuçlanan dosyalarının sayısında kayda değer bir artışın gerçekleştiği dikkat çekmektedir. Ceza ile sonuçlanan karar sayısı 2017 yılında 7, 2018 yılında 11, 2019 yılında 10, 2020 yılında 16 ve nihayet 2021 yılında ise 25 olarak gerçekleşmiştir. Buna karşılık şikâyetin reddi ile sonuçlanan dosya sayılarında ise gözle görülür bir azalma gerçekleşmiştir. Bu rakam 2017 yılında 69, 2018 yılında 66, 2019 yılında 52, 2020 yılında 46 ve nihayet 2021 yılında ise 44 olarak gerçekleşmiştir. Son olarak Kurul’un karar sayısında da önemli bir artış göze çarpmaktadır. Rekabet Kurulu’nun verdiği toplam kararların sayısı 2017 yılında 320, 2018 yılında 378, 2019 yılında 341, 2020 yılında 355 ve nihayet 2021 yılında ise 460 olarak gerçekleşmiştir. Yalnızca son beş yıla ilişkin sunulan bu rakamlar, Rekabet Kurumu tarafından daha müdahaleci bir rekabet hukuku uygulama politikasının hayata geçirildiğine işaret etmektedir.

2021 yılı, Rekabet Kurumu’nun hem yürütülen dosyalar hem de mevzuat çalışmaları bakımından en aktif olduğu yıllardan biri olarak kayda geçmiştir. Öncelikle Rekabet Kurumu’nun 2021 yılında yürüttüğü önemli dosyalara bakıldığında, Kurumun üç sektöre odaklandığı görülmektedir. Bunlardan birincisi, içerisinde bulunduğumuz enflasyonist dönem nedeniyle de tetiklenmiş olduğu düşünülen gıda tedarik zincirine ilişkin dosyalarıdır. Kurum tarafından 2021 yılında zincir marketler hakkında yürüttüğü soruşturmayı sonuçlandırmış ve tüm marketler ile bir yağ üreticisine toplam 2,7 milyar TL seviyesinde rekor bir ceza vermiştir. Rekabet Kurumu bu cezasını, ilk defa etraflıca ortaya koymuş olduğu “hub&spoke karteli (topla&dağıt karteli)” iddiasına dayandırmıştır. İspat sistematiği bakımından diğer kartel dosyalarından ayrışan bu konu önümüzdeki dönemde yeni kararlar açısından da önemli bir tartışma konusu olacaktır.  Bu önemli karar dışında Kurum; yem, un, dondurma, meyve-sebze, gazlı içecek ve maya sektörlerine yönelik dosyalar yürütmüştür.

2021 yılında rekabet hukuku açısından hareketli olan bir diğer alan dijital piyasalar olmuştur. Rekabet Kurumu büyük dijital platformların çeşitli davranışlarını ve sözleşme koşullarını hakim durumun kötüye kullanılması penceresinden mercek altına almış ve iş modellerine dönüşümüne neden olacak önemli kararlar almıştır.

2021 yılında rekabet hukuku uygulaması açısından önemli tartışmalar içeren bir diğer alan işgücü (emek) piyasası olmuştur. Rekabet Kurumu çalışanların maaş ve yan haklarının koordinasyon içerisinde belirlendiği ve çalışan ayartmama anlaşmalarının yapıldığı iddiası çerçevesinde biri hastanelere, diğeri dijital platformlar ve yazılım firmalarına yönelik olmak üzere iki ayrı soruşturma yürütmüştür. Rekabet Kurumu yürüttüğü bu soruşturmalarla, emek piyasasının Rekabet Kanunu kapsamında olup olmadığı yönündeki tartışmayı sonlandırmış ve bu alanı Kanun kapsamında görerek dosyaları ilerletmiştir.

Son olarak 2021 yılında De Minimis, Taahhüt ve Uzlaşma’ya ilişkin olmak üzere üç ayrı ikincil mevzuat yürürlüğe girmiş ve Rekabet Kurumu bu uygulamaları hızla hayata geçirerek ilk karar örneklerine ilişkin gerekçeli kararlarını yayınlamıştır.

Sonuç olarak, Rekabet Kurumu’nun 2021 yılında gerek yürütülen dosyalar ve verilen ceza kararları gerekse yeni mevzuatlar bakımından aktif bir yıl geçirdiğini söylemek mümkündür. 2021 yılında verilen kararlar, Kurum’un bundan sonraki dönemde daha müdahaleci ve sert bir uygulama periyoduna girdiğini göstermektedir. 



Rekabet Kurumu Kurul Kararlarının Kapsam, Nitelik ve Sonuçlarına Göre Dağılımı (2013 – 2021)

Kaynak: Rekabet Kurumu, Kaynak İstatistikleri




Rekabet Kurumu Verilen İdari Para Cezaları (2013-2021)

Kaynak: Rekabet Kurumu, Kaynak İstatistikleri




Rekabet Kurumu Rekabet İhlali Kararları - Sonuçlarına Göre (2013 – 2021)

Kaynak: Rekabet Kurumu, Kaynak İstatistikleri