26 Ekim 2020

MEB’İN UZAKTAN EĞİTİM YÖNETİMİ: KAFALAR MI KARIŞIK MEVZUAT MI?

Dünyayı etkisi altına alan salgın nedeniyle ülkemizde de okullarda yüz yüze eğitime ara verildi ve mart ayından itibaren uzaktan eğitim süreci başladı. 2019-2020 eğitim-öğretim yılının uzaktan eğitim ile bitirilmesinin ardından yaz tatilinden dönen öğrenciler, 2020-2021 eğitim-öğretim yılına 31 Ağustos tarihinde yine uzaktan eğitim ile başladı. Geçen altı ay içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı EBA alt yapısını güçlendirmek, canlı derslerdeki eğitimin niteliğini arttırmak ve daha fazla öğrencinin internete erişimini sağlamak için birçok çalışma yaptı. Öğrencilerin eğitim sürecinden kopmamaları için yaz tatiline özel kitap setleri dağıtıldı, EBA platformu içerisinde bulunan içerikler güçlendirildi, öğretmenlerin dijital platformları daha etkin kullanabilmeleri için hizmet içi eğitimler düzenlendi ve güncel verilere göre 13230 EBA destek noktası kurularak evlerinde internete erişim sağlayamayan öğrencilerin EBA destek noktası olarak seçilen okullarda eğitim çalışmalarına devam edebilmesi sağlandı.




Yönetilen tüm bu başarılı sürecin yanında kafa karışıklığına sebep olan bazı konular da oldu. 31 Ağustos – 18 Eylül arasında gerçekleştirilen telafi eğitimi sürecinde öğretmenlerden canlı ders eğitimini EBA Canlı Ders uygulamaları üzerinden gerçekleştirmeleri istendi ve derslerin sınıf kademesi bazında belirlenen gün ve saatlerde okul yönetimleri tarafından tanımlanacağı belirtildi. Ancak bu süreçte yoğunluk kaynaklı sorunlar nedeniyle bazen yöneticiler tarafından öğretmenlere düzenli bir şekilde ders tanımı yapılamadı, bazen de öğretmenler ve öğrenciler EBA Canlı Ders uygulamasına girişte sorun yaşadı. Öğretmenler kimi zaman derslerini Mart ayında olduğu gibi açık kaynaklı diğer platformlar üzerinden (Zoom, Google Meetings, TeamLink vb.) gerçekleştirmek zorunda kaldılar. Bu durum öğretmenlerin açık kaynaklı platformlardan işledikleri derslerin denetim sürecinin ve ek ders ödemelerinin nasıl gerçekleştirileceği hakkında belirsizliklere yol açtı. Çünkü bakanlık tarafından gelen yazıda ek ders ödemelerinin EBA Canlı Ders uygulaması üzerinden yapılan dersler için ödeneceği ve canlı dersleri fiilen yerine getiren öğretmenlerin, önce maaş karşılığı ders saatlerini doldurmaları üzerine planlama yapılacağı ardından ek ders ücretlerini alabilecekleri ve hafta sonu işlenen canlı derslerin de ek ders ücreti olarak sayılacağı belirtilmekteydi.




Telafi eğitim döneminin ardından uzaktan eğitime devam edileceği yönünde karar alınması ile canlı derslerin nasıl ve hangi platformlar üzerinden işleneceği sorusu yeniden gündeme geldi. Bakanlık tarafından ilk olarak EBA Canlı Ders uygulamasına getirilen bir yenilik ile öğretmenlere derslerini okul yönetimlerinin yanı sıra kendilerinin de tanımlamaları hakkı getirildi. İlkokul kademesinin canlı dersleri EBA alt yapısını kullanarak Zoom üzerinden gerçekleştirmesi, ortaokul ve lise kademesinin ise EBA Canlı Ders uygulaması üzerinden gerçekleştirmesi istendi. Ancak özellikle ilkokul kademesindeki öğrencilerin EBA üzerinden giriş yaparak Zoom’da derse bağlanma konusunda sıkıntılar yaşaması üzerine öğretmenler, Zoom oturum bilgilerini öğrenciler ile paylaşarak doğrudan derslere katılmalarını sağlamak zorunda kaldılar. Bu durum öğretmenlerin zihinlerinde, derslerini işlemiş olsalar dahi sistemde dersin yapılmamış görünmesi ve böyle bir durumda ek ders ücretlerinin nasıl ödeneceği konusunda soru işaretleri oluşturdu.


Son olarak canlı ders saatlerinin günde kaç saat işlenmesi gerektiği konusunda da uzun süren bir kararsızlık söz konusu oldu. 21 Eylül’de ilk olarak günde 6 ders saati ile başlayan uzaktan eğitim canlı ders uygulaması sürecinin birkaç gün içerisinde gelen resmi yazı ile ilkokullar için günde 4 saat, ortaokul ve liseler için günde 6 saat olarak düzenlenmesi istendi. Bu karar doğrultusunda öğretmenler hafta başında oluşturdukları ders programlarını hafta ortasında tekrardan düzenlemek zorunda kaldılar. Özellikle ilkokul kademesindeki canlı ders sayılarının günlük 4 saate düşmesi kararı ile sınıf öğretmenleri ek ders ücreti sorununun yanı sıra maaş karşılığı yapmak zorunda oldukları ders saatlerini bile dolduramama sorunu ile de karşı karşıya kaldılar. Ancak 24 Eylül’de Bakan Selçuk bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada öğretmenlerin ek ders ücretlerinin kesinlikle ödeneceğini bildirdi. Bakan tarafından yapılan bu açıklamanın bir hafta ardından gelen yeni bir resmi yazı ile günlük canlı ders sayılarının işlenmesine yönelik kısıtlamaların kaldırıldığı ve derslerin EBA Canlı Ders uygulamasının yanı sıra açık kaynaklı diğer platformlar ve özel okulların kendi oluşturdukları platformlar aracılığı ile de gerçekleştirilebileceği belirtildi.




Sürece bakıldığında yapılan açıklamalar ve gönderilen yazılar ile öğretmenler her hafta yeni bir planlama yapmak zorunda kaldılar ve hatta bazen yapılan planları hafta içerisinde yeniden değiştirmek zorunda kaldı. Bu durum veli, öğretmen ve öğrenci üçlüsü arasında güven problemi oluşturdu. İnsan kaynağı olgusu verimsiz bir şekilde kullanıldı. Güncel ek ders mevzuatının kriz zamanlarında esnek bir yapıda olmaması ve hareket alanının oldukça kısıtlı olması, uzaktan eğitim sürecinde sorun oluşturdu. Bakanlığın yanı sıra okul yönetimlerine ve öğretmenlere de birçok görev düştü ancak okul merkezli yönetim konusunda hazırlıkları ve pratikleri olmayan yöneticiler zor günler yaşadı. Uzaktan eğitim süreci için yapılan ciddi hazırlıklar, çalışmalar ve uygulamaların iyi niyetine karşın Mart ayından itibaren yönetilen süreçte küçük detayların netleştirilememesi büyük başarıları gölgede bıraktı. 


ÜYE KURULUŞLARIMIZ

ARAŞTIRMA MERKEZLERİMİZ