PAYDAŞ GÖRÜŞÜ

MEB 2019-2023 Stratejik Planı Üzerine

Kurtuluş Öztürk

Millî Eğitim Bakanlığı ilk stratejik planını, 2010-2014 ikincisini de 2015-2019 yıllarını kapsayacak şekilde hazırlamıştır. 2023 yılının Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yılı olması sebebiyle Bakanlık, 23 Ekim 2018 tarihinde -içinde Türkiye’yi 21. yüzyılın güçlü ve saygın ülkeleri arasına katacağı iddiasını da barındıran- 2023 Eğitim Vizyonu belgesini paylaştı. Oldukça kapsamlı olarak hazırlanan 2023 Eğitim Vizyonu, 17 bölüm ve bu bölümlere bağlı 44 hedefe sahiptir. Vizyon belgesinin çerçevesini çizdiği ilkeler doğrultusunda hazırlanan 2019-2023 Stratejik Planı, Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştıracak eğitim hamlelerini gerçekleştirmesi beklenen bir plandır.


Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, stratejik planın 2023 Eğitim Vizyonu belgesinde de vurgulanan “gönül ve bilim”, “mana ve madde”, “talim ve terbiye” gibi somut birikimle soyut değerlerin birlikteliği ilkesine dayandığının altını çizmektedir. Selçuk’un eğitimde fiziki eksikliklerin büyük oranda tamamlandığı, planın odağında “nitelik devrimini gerçekleştirmek” olduğu söylemi de dikkat çekmektedir. Beş bölüm olarak hazırlanan stratejik plan, yedi amaç ve bunların altında yer alan 24 hedef ile hedefleri gerçekleştirecek strateji ve eylemlerden oluşmaktadır. Stratejik planın mali boyutunda, amaç ve hedeflerin bütçeleri ayrı ayrı belirlenmiştir. Planda yer alan amaç ve hedeflerin gerçekleşme düzeylerini takip için bakanlığın geliştirdiği takip sisteminin kullanılması kararlaştırılmış ve altı aylık periyotlarla izleme raporlarının hazırlanması planlanmıştır. Stratejik planda hedeflerle ilgili riskler gerçekçi bir şekilde belirlenmiş, hedeflere dair tespitler ve ihtiyaçlar çıkarılmıştır.


Sürece bütün olarak bakıldığında stratejik plan ile topyekûn bir dönüşüm ve iyileştirme sürecinin birlikte yürütülmek istendiği anlaşılmaktadır. Sürecin yürütülme süreci, Bakanlığın genel müdürlükleri ve diğer ilgili organları arasında paylaştırılmıştır. Bu birimler bazı amaç ve hedeflerin ana sorumlusu olarak tayin edilirken diğer amaç ve hedeflerin gerçekleştirilme sürecinde de iş birliği görevi üstlenmişlerdir. Mevcut kadronun var olan işleyişle birlikte farklı kalemlerdeki devasa değişim ve gelişim süreçlerini birlikte yürütmeleri beklenmektedir. Bu konuda birimleri zor bir sürecin beklediğinin altı çizilmelidir.


Birikmiş problemler ve 2023 yılının Cumhuriyet’in 100. yılı olması gibi sembolik öneme sahip olaylar sebebiyle oluşan baskının, Bakanlığı kısa sürede büyük dönüşümler gerçekleştirmeye zorlamaktadır. Ancak modern dönem Türk eğitim tarihinden edindiğimiz tecrübe, eğitimindeki değişim ve dönüşümlerin bütüncül ve tedricî bir şekilde gerçekleşebileceğini söylemektedir.