BİR BAKIŞTA TÜRKİYE TOPLUMU

Hukuk


Türkiye’de hukuk sistemi en tartışılan konulardan biri. Toplumun yargıdan beklentileri giderek arttığı gibi yargıdaki iş yükü, beşeri kapasite ve hak ihlalleri bu tartışmanın önemli maddelerini oluşturuyor. 2000’lerden bu yana mevzuattan kurumsal mekanizmalara bir dizi bahiste yapılan düzenlemeler ve getirilen yenilikler adalete erişimi belli oranda kolaylaştırsa da yargılama süreleri ve giderleri başta olmak üzere belli konularda talep ve şikayetlerin yapısal bir çözüme kavuştuğunu söylemek zor.

Hukuk denince yargıdaki iş yükü konusu başta geliyor. İlk derece ceza, hukuk ve idare mahkemelerine yıl içinde gelen dava sayısında ciddi bir artış olduğu görülüyor. 2020 yılında salgının etkisiyle ilk defa bir düşüş yaşansa da 2021 yılında ilk derece mahkemelere gelen dosya sayısı 8 milyonu geçti. Toplumda ihtilafların hukuk sistemine daha çok taşındığı günümüzde hukuk sisteminin bu iş yükünü ne kadar taşıyabildiği şüpheli. Nitekim ilk derece mahkemelerde karara bağlanan dava sayısının gelen dava sayısına oranı hem ceza hem hukuk hem de idare mahkemelerinde giderek azalıyor. Bir diğer ifadeyle hâkimler, 2021 yılında salgın etkisiyle hafifleyen iş yüklerine rağmen, giderek daha fazla yeni dosya görüyorlar.

Olumlu bir gelişme elbette 2010’dan bu yana ilk derece hâkimlere düşen ortalama dosya sayısının giderek azalma eğiliminde olması. Ancak halen daha yargı profesyonellerinin yeterli sayıda olduğunu söylemek zor. Nitekim Cumhuriyet başsavcılıklarında ortalama soruşturma görülme süresinde azalma değil, artış olduğunu görüyoruz. 2021 itibariyle bir soruşturma ortalama 413 günde görülüyor. Bu sayı 2010 yılında 311’di. Ceza ve hukuk mahkemelerinde de bir dosyanın ortalama görülme süresi son yıllarda giderek bir yıla yaklaştı. Uzlaştırma ve arabuluculuk mekanizmalarının iş yükünü hafifletici etkisine rağmen, toplum vicdanında adalet duygusunu en çok zorlayan olgulardan birinin bu sürelerin uzunluğu olduğunu tartışmaya gerek yok. Nitekim 2021’de AYM’ye yapılan başvuruların %25’inin makul sürede yargılanma hakkına dair olduğunu görüyoruz.

Yargılamanın kurucu taraflarından biri olan avukatların sayısındaki artış dikkat çekici bir boyuta vardı. On yılda yaklaşık iki katından daha fazla sayıya ulaşan ve çok hızlı genişleyen avukatlık piyasasında, meslek içi eşitsizliklerin etkisiyle bilhassa yeni kuşak avukatların iş bulma, geçim temin etme, beceri geliştirme ve ilerleme ihtimalleri aşınıyor. 2021 yılında 18.529 öğrenci hukuk fakültelerinden mezun oldu ve büyük bir kısmı avukatlık stajına başladı. Yükseköğretimin genişlemesi avukatlıkta büro sermayesi, sosyal sermaye ve iş kapasitesi farkları üzerinden halihazırda 1990’lardan beri oluşan meslekî konum farklarının etkisini tetikliyor. Baroların çalışma şartlarını denetleme ve yetkinleşme kanallarını geliştirme noktasında ciddi zaaflarıyla buluştuğunda meslek içinde yeni bir tabakalaşmanın oluştuğu söylenebilir.

Hukuk alanında önemli bir dinamikse kadınlaşma. 2021 itibariyle hukuk fakültesine yeni kayıt yaptıran öğrenciler arasında kadınların oranı %50’yi geçti. Avukatlar arasında da 2010’dan bu yana istikrarlı şekilde artan kadınların oranı %46’ya varmış durumda. Aynı oranı hâkimler arasında da görüyoruz ancak savcılar arasında kadın oranı henüz sadece %16. Diğer yandan yeni kuşak kadın avukatların ücretli konumlarda yoğunlaştığını; kendi bürosunu açmak yerine görece düşük özerkliğe sahip şekilde meslekte devam ettiklerini; bilhassa büyük bürolarda kadın avukat istihdamının arttığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla kadınlaşma sadece nicel artış üzerinden takip edilecek bir dinamik değil; çalışma şartları ve ilişkileri noktasında çok boyutlu sonuçlar doğuran ve yakın planda incelenmesi gereken bir gelişme.

2021 itibariyle 300 bine yakın kişi cezaevlerinde bulunuyor. Lise ve üniversite mezunlarının hükümlüler arasında artması esasen genel olarak bu iki eğitim kademesinde okullaşma oranının artmasından kaynaklanıyor. Suç türlerine göre bakıldığında en çok işlenen hırsızlık suçunun oranının azaldığını; cinayet suçundan hüküm giyenlerin oranının da ilk defa %3’ün altına düştüğünü görüyoruz. Buna karşılık yaralama suçundan hüküm giyenlerinin oranının 2021’de %15,7 olması incelenmesi gereken bir olguya işaret ediyor.




Kaynaklar: Adalet Bakanlığı Adalet İstatistikleri, Adli İstatistikler, İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Türkiye Barolar Birliği, TÜİK Ceza İnfaz Kurumu İstatistikleri, anitsayac.com


Avukat Sayısı ve Hukuk Fakültelerinden Mezun Sayısı (2010-2021)
Kaynak: TÜİK, Hanehalkı İstatistikleri



İlk Derece Mahkemelerde Karara Bağlanan Dava Sayısının Gelen Dava Sayısına Oranı (2010-2021)
Kaynak: TÜİK, Hanehalkı İstatistikleri



Cumhuriyet Başsavcılıklarında, Ceza Mahkemelerinde ve Hukuk Mahkemelerinde Ortalama Soruşturma / Görülme Süresi (Gün, 2010-2021)
Kaynak: Adli İstatistikler, 2021



Eğitim Düzeylerine Göre Hükümlülerin Oranı (%, 2010-2021)
Kaynak: Adli İstatistikler, 2021