EĞİTİME ERİŞİM
Kademelere göre okullaşma oranında okul öncesi ve ortaöğretim düzeyinde istikrarlı bir artış yaşandığı söylenebilir. Bununla birlikte son sezonda okul öncesi kademede önemli bir düşüş yaşanmıştır. İlkokul kademesinde artış devam ederken ortaokul kademesinde son yıl önemli bir düşüş görülmektedir. Yükseköğretimde durağan bir döneme girildiği söylenebilir. Türkiye’de okullaşma oranında kritik olan kademeler okul öncesi ve ortaöğretim olarak görülmektedir. Diğer taraftan ortaokul ve ilkokul kademelerinde okullaşma oranlarında artış eğilimine girebilmesi için yeni politikaların gerektiği söylenebilir.
Ortaöğretime geçiş sürecinde yeni bir sisteme geçilen 2019 yılı itibariyle yaklaşık bir milyon öğrenci LGS’ye girmektedir. LGS’ye giren öğrenci sayısında 2020 yılında önemli bir artış olduğu görülmektedir. 2012-2013 eğitim-öğretim yılında yapılan düzenleme ile 60 aylık .ocukların ilkokula başlaması yönündeki uygulama sonucunda yaşanan öğrenci artışı, 2020’de LGS’ye yansımıştır. LGS sonu.larına göre öğrenci alan okulların kontenjanlarında önemli bir değişiklik olmadığı görülmektedir. Sekizinci sınıfa devam eden öğrencilerin yaklaşık %85’inin LGS’ye girdiği görülmektedir. Sonuçta öğrencilerin yaklaşık %10’unun sınavla öğrenci alan bir ortaöğretim kurumuna kaydolma hakkı kazandığı anlaşılmaktadır.
Son beş yılda çoğunluğunu Anadolu, fen ve sosyal bilimler liselerinin oluşturduğu ortaöğretim kurumlarına devam eden öğrenci oranı artarken Meslek Liselerine devam eden öğrenci oranı azalmaktadır. İmam hatip liselerine devam eden öğrenci oranı ise durağandır. Ortaöğretim düzeyinde genel ortaöğretimin baskın konumu güçlenmektedir.
Özel öğretim kurumlarına devam eden öğrenci sayısı, son yıllarda artış eğilimindeyken salgın sebebiyle önemli bir düşüş yaşamaktadır. Kademelere göre değişime bakıldığında asıl düşüşün okul öncesi kademesinde olduğu görülmektedir. İlkokul ve ortaokul kademesinde ve meslekî ortaöğretimde artış yaşanırken genel ortaöğretimde düşüş olduğu izlenmektedir. Salgın döneminde okul öncesi eğitime olan ilgi azalırken temel eğitimde özel öğretim kurumlarına bilinçli bir yönelim olduğu görülmektedir. Bu yönelimin sebebi olarak salgın döneminde yaşanan öğrenme kayıplarının önüne geçme ve mümkünse telafi etme düşüncesinin olduğu
söylenebilir.
Özel eğitime gereksinimi olan öğrenci sayısının kademeler yükseldikçe arttığı görülmektedir. Artış eğilimi yıllar içinde de izlenmektedir. Bununla birlikte artış, özel gereksinimli nüfus ile oranlandığında eğitime erişim imkânı ve fırsatı bulan özel gereksinimli öğrenci sayısının oldukça düşük olduğu görülebilir.
Toplam Suriyeli öğrenci sayısında artış eğiliminin devam ettiği görülürken kademelere göre artış eğilimi farklılık göstermektedir. Okul öncesi ve ilkokul kademesinde düşüş yaşanmaktadır. Ortaokul ve lise düzeyinde ise artış söz konusudur. Bu eğilim farklılığının gerekçesi incelenmeye değer bir konudur.
BİLSEM kurum, öğrenci ve öğretmen sayısında 2017-2018 sezonunda hızlı bir artış yaşanmış, sonraki yıllarda artış hızı yavaşlasa da kurum ve öğretmen sayısı bakımından devam etmiştir. 2019-2020 sezonunda öğrenci sayısında düşüş görülmektedir. Düşüşün salgın sebebiyle yaşandığı düşünülebilir ancak son sezonun verilerine erişilemediğinden öğrenci sayısındaki düşüşün yönelimi anlaşılamamıştır.