Uzman Görüşü

Eğitimci Mesleki Gelişimine Eleştirel Yaklaşım ve Öneriler

Ömer Avcı

Türkiye’de eğitimcilerin mesleki gelişim faaliyetlere katılımları ve eğitimcilerin mesleki öz-yeterlikleri OECD ortalamasının üstündedir. Bu olumlu verilerin betimsel nitelikleri derinlemesine analiz verecek imkânı sunamamaktadır. Mesleki eğitim katılım ve öz-yeterlik ortalaması bu kadar olumlu olan bir ülkemizde öğrenci başarısının aynı doğrultuda yüksek olmaması sorgulanması gereken noktalardan biridir. Zira mesleki gelişim yaklaşımlarının ortak sayıltısı eğitimcilerin gelişimlerine yapılacak yatırımların hedeflenen öğrenci başarısı üzerinde olumlu etkisi olacağıdır. 



Türkiye’deki eğitimci mesleki gelişim yaklaşımlarının kavramsal çerçeveden yoksun olması, ağırlıklı olarak niceliksel artışlara odaklanılması ve içeriklerin belirlenmesinde, eğitimlerin uygulanmasında ve etkililiğin ölçme ve değerlendirmesinde kavramsal bir çerçevenin olmayışı istenilen hedeflere ulaşılamamasının temel sebeplerindendir. Eğitimci mesleki gelişim hizmetleri, eğitimcilerin bilgi ve becerilerini artırmalı ve/veya eğitime dair inanç ve tutumlarını değiştirmelerini sağlamalıdır. Böylelikle eğitimciler edindikleri yeni bilgi ve beceri ile tutum ve inançlarını gözden geçirmeli, gerekiyorsa değiştirmelidirler. Tüm bunlar sonuç olarak eğitimcilerin pedagojik yaklaşımlarına ve sınıf içi pratiklerine yansımalıdır. Pedagojik temellere dayanan sınıf içi pratikler, öğrencilerin öğrenme performansına da olumlu olarak yansımalıdır. 


Genel olarak kavramsal çerçevesi verilen eğitici gelişim yaklaşımlarının başarılı olabilmesi için öğretmen, öğrenci, eğitim mekânı, sınıf içi etkileşimler, müfredat ve materyal, ölçme ve değerlendirme ve eğitim politika ve sistemleri gibi birçok bağlamsal faktörlere bağlı olduğu da unutulmamalıdır. Bu faktörlerin doğru tespit edilerek eğitici eğitim programlarının tasarlanarak ortaya konulması istenilen çıktılara ulaşılmasında etkili olacaktır. 


Etkili mesleki gelişim programları içeriğe odaklanmalıdır. Diğer bir ifadeyle eğitimcilerin gerçekten ihtiyaç duydukları ve pratikte uygulayabilecekleri ya da karşılaştıkları durumları ele almalıdır. Yine aynı şekilde bu programlar eğitimcilerin mesleki gelişim programında aktif rol almasını sağlamalıdır. Mesleki eğitim programlarının yetişkin öğrenme kuramları ışığında tasarlanmalıdır. Eğitimcilerin diğer meslektaşlarıyla iş birliği yapmalarını destekleyen mesleki eğitim programları ve iyi eğitimci modelleri örnekleri mesleki eğitimin etkililiğini artıracaktır. Uzman rehberliği ve mentörlüğü içeren ve eğitimcilere geri bildirim ve yansıtma yapma fırsatları tanıyan, yeterli zaman aralığını kapsayan mesleki eğitimler arzulanan hedeflere varılmasını kolaylaştıracaktır. 


Mesleki eğitim programları tasarlanırken kavramsal çerçevesi belirlenmeli ve programın hedef kitlesi olan eğitimcilerin bağlamsal faktörleri dikkate alınmış olmalıdır. Bir sonraki adımda öğrenme ihtiyaçlarının doğru tespit edilmesi gelmektedir. İhtiyaçları tespit edilen ve öğrenme için yeterli süre tanınan eğitimcilerin aktif katılımlarına imkân tanıyan, meslektaşlarıyla iş birliği yapabildikleri, eğitimde güzel örneklerle rol modelleri ve mentörlük sistemiyle rehberliğin sunulduğu, sistematik yansıtmaların yapıldığı ve değerlendirildiği eğitim programları düzenlenmelidir. Katılım oranları yüksek olsa da verilen mesleki eğitimin içeriklerinin etkililiği esastır. Eğitimler sonucunda öğrenmeler gerçekleşmiş olsa da bu öğrenmenin sınıf içi pratiklere yansımış olması mesleki eğitim faaliyetlerinin istenilen sonuca vardığı anlamına gelir. Mesleki eğitim programlarının etkililiğinin ölçülmesinde sınıf içi ders gözlemlerinin yapılması ve öğrencilerin öğrenme performanslarına olan katkısının ölçülüp değerlendirilmesi son derece önemlidir.