ANALİZ YAZILARI

Ceza Mahkemeleri

Yunus Emre Bozcu

Yalova Üniversitesi

Ceza yargılamalarındaki üç kademeli yargılama sisteminin ilk aşamasını teşkil eden ilk derece mahkemeleri; asliye ceza mahkemeleri, ağır ceza mahkemeleri ve özel kanunlarla kurulan diğer mahkemelerden (ör; çocuk mahkemeleri) oluşmaktadır. Suç işlediği iddia edilen kişi hakkında kovuşturma evresine geçildiği takdirde yargılama, ceza mahkemelerince yapılmaktadır. Vicdani kanaatin şekillendiği ilk aşama olması, kural olarak yargılamanın ilk derece mahkemelerince çözümlenmesinin gerekmesi ve bazı kararlarının kesin nitelik taşıması (denetim yolunun kapalı olması) sebebiyle ceza mahkemeleri verilerinin değerlendirilmesi ceza adaleti sisteminin aksayan yönlerinin tespiti bakımından önem arz etmektedir.

Günümüzde sosyal medyanın varlığı ceza yargılamalarını etki altına almaktadır. Bu sayede, birçok insan ceza yargılamalarından haberdar olarak bu yargılamalar üzerine fikir beyan edebilmektedir. Bu iletişim ortamı ceza yargılamalarına olan ilgiyi artırmaktadır. İlginin ceza adaletine duyulan güvene dönüştürülebilmesi ise ceza yargılamalarına ilişkin verilerin takibi ve behemehâl gerekli önlemlerin alınmasıyla mümkündür.

Ceza mahkemelerinde yıl içinde açılan dosya sayısı ve ceza mahkemeleri toplam dosya sayısı, uygulanan hukuki politikaların dosya sayısına etkisini resmetmektedir. 2012-2016 yılları arasında düşüş eğiliminde olan ceza mahkemeleri dosya sayısındaki 2017 yılında gerçekleşen yukarı yönlü kırılmanın temel sebebi 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ve devamındaki süreçtir.

2020’de yaşanan aşağı yönlü kırılmanın ana faktörlerinin ise yargı paketleri ile uzlaştırma ve ön ödeme kapsamına giren suçların sayısının artırılması ve 1 Ocak 2020’de Seri Muhakeme Usulünün yürürlüğe girmesi olduğu düşünülmektedir. Aşağı yönlü eğilimin devamlılığının sağlanabilmesi ceza adaletinin tesisi açısından önemlidir.

Ceza mahkemelerinde bozularak gelen dosya sayısı ceza mahkemelerindeki niteliksel problemlerin artarak devam ettiğini göstermektedir. 2012-2016 yılları arasında farklı oranlarda da olsa düşme eğilimindeyken, 2017 yılında yukarı yönlü kırılma gerçekleşmesinin temel sebebi de 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ve sonrasındaki süreçtir. Zira bu süreçte yargıda dört binden fazla hâkim/savcı ihraç edilmiştir (“15 Temmuz'dan sonra 4 bin 238 hakim ve savcı ihraç edildi”, 2017).

Akabinde lisans mezunları ve avukatlar arasından çok sayıda yeni hâkim istihdam edilmiştir. Bu durum özellikle ilk derece mahkemelerinde, mesleki kıdemi üç yıldan az birçok hâkimin görev almasına yol açmıştır (Bursalı, 2019). Bu hâkimler atandıkları ilk görevlerde birikmiş iş yükü ile karşılaşmış, ağır iş yükü ve mesleki tecrübe eksikliğinin de etkisiyle kanun yolunda bozulan dosya sayısı artmıştır. 2018’de geçici olarak düşüş eğilimi gösteren grafik, 2019 ve sonrasında artışa devam etmiştir. Bozulan dosya sayısındaki artışı engellemek adına hâkimlerin meslek içi eğitimleri daha nitelikli hale getirilmeli, ihtisaslaşma ile hâkim kalitesi artırılmalı ve hâkimlerin farklı mahkemelere atanmalarının önüne geçilmelidir.

Ceza mahkemelerinde yıl içinde karara bağlanan dosya sayısı yıl içinde açılan dosya sayısı ve toplam dosya sayısıyla doğru orantılı olup, artış ve azalışlar paralellik arz etmektedir.

Ceza mahkemeleri dosya temizlenme oranı 2012 yılından itibaren yargının üzerindeki dosya yükünün devamlı arttığını göstermektedir. İlk dönemlerdeki %100’ün üzerindeki temizlenme oranı yargımız adına takdir edilesi olup %100’ün altındaki her yılın sonraki yıllar için ekstra iş yükü anlamına geldiği unutulmamalıdır. 

2012-2015 yılları arasında sabit seyreden ve bir belirlilik sunan ceza mahkemelerinde dosyanın ortalama görülme süresinin 2016 yılında gösterdiği yukarı yönlü kırılmanın temel sebebi 15 Temmuz 2016 ve sonrasında yaşanan süreçtir. Akabinde sabit hale dönmüş ve 2020 yılında tekrar bir kırılma yaşayarak artış göstermiştir.

2020 yılında ortalama gün süresinin artışa geçmesi ve karara bağlanan dosya sayısındaki aşağı yönlü kırılmalar Adalet Bakanlığınca uygulanan yargıda azami süre uygulamasının ve 1 Ocak 2020’de yürürlüğe giren basit yargılama usulünün henüz meyvesini vermediğini ve hâkimlerin tecrübe eksikliği ile ihtisaslaşma probleminin devam ettiğini göstermektedir. 

Hülasa, Türkiye’nin içinden geçtiği bütün süreçler ceza yargılamaları istatistiklerine yansımıştır. Sosyal medya, ceza yargılamaları üzerindeki etkisini artırmakta, dezenformasyon ve spekülasyonlara yol açmaktadır. Zira sosyal medya tepkisi -hukuki bir karşılığı olmasa da- uygulamada örtülü bir tutuklama sebebine dönüşmüştür. Ceza mahkemelerinde ağır iş yükü kaynaklı uzun süreli yargılamalar mağduriyetlere sebep olmaktadır. Dosya temizleme oranının her geçen yıl düşmesi dosya yükünün hızla artacağına ilişkin endişe doğurmaktadır. Derin kırılmalar yaşayan yargının önümüzdeki süreçte bu kırılmaların doğurduğu olumsuz neticeler ile yüzleşeceği açıktır.


Ceza Mahkemeleri Davaları Dosya Sayısı (Milyon, 2012-2021)

Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler 2021.


Ceza Mahkemeleri Bozularak Gelen Dosya Sayısı (2012-2021)

Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler 2021.


Ceza Mahkemelerinde Ortalama Görülme Süresi ve Dosya Temizlenme Oranı (Gün, % 2012-2021)

Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, Adli İstatistikler 2021.