2020 YILINDA TÜRKİYE’DE İSLAM İKTİSADININ GENEL DURUMU

Bu bölüm, 2020 yılında İslam iktisadı alanında yaşanan gelişmelerin değerlendirildiği bir araştırma ve değerlendirme özelliği taşımaktadır. Bu minvalde bölümde; İslam iktisadı alanındaki katılım bankacılığı, katılım sigortacılığı, katılım endeksi, faizsiz bireysel emeklilik fonları, katılım portföy fonları, sukûk, tasarrufa dayalı finansman ve bankacılık dışı finans kurumlarındaki gelişmeler ele alınarak değerlendirilmiştir.

Bu bölümün temel amacı İslamî finans sahasında 2020 yılında yapılan bütün çalışmaları ele alarak ilgililere bilgi sunmaktır. İslam iktisadının 2020 görünümüne dair sunulan bu raporda bütün aktörlerin genel görünümü özet hâlinde sunulmuştur. 



Faizsiz Finans

Bilindiği üzere İslam iktisadı kavramı geniş bir ekosistemi kapsamaktadır. Ancak bu ekosistemin temel lokomotifini İslamî finans sahasında faaliyet gösteren bankacılık sektörü oluşturmaktadır. Türkiye’de 2020 yılı içerisinde 6 katılım bankası bankacılık sektöründe faaliyetlerini sürdürürken katılım sigortacılığı, katılım endeksi, faizsiz bireysel emeklilik fonları, katılım portföy fonları, sukûk ve tasarrufa dayalı finansman İslamî finans sahasında faaliyet gösteren diğer kurum ve enstrümanlardır. Finans dışı faaliyetleri ise eğitim ve araştırma faaliyetleri oluşturmaktadır. Tüm bilgiler ışığında 2020 yılı içerisinde İslam iktisadi ekosistemindeki gelişmeler aşağıdaki şekilde özetlenmektedir.



Bankacılık Sektörü

Türkiye’de bankacılık sektörü; mevduat, katılım ve kalkınma/yatırım bankaları şeklinde sınıflandırılmaktadır. Albaraka Türk ile 1985 yılında ilk faaliyetlerine başlayan katılım bankacılığı hâlihazırda 6 banka ile sektörde yer almaktadır. 1989 yılında Kuveyt Türk ve 2005 yılında Türkiye Finans’ın kuruluşunun ardından kamu bankaları da sektöre girmiştir. 2015 yılında Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım, 2019 yılında da Emlak Katılım kurulmuştur. Sektör açısından 2020 yılındaki en önemli gelişme Golden Global Yatırım Bankasının faizsiz finans prensiplerine uygun bir şekilde faaliyetlerini icra eden ilk ve tek yatırım bankası olarak faaliyete geçmesidir. Bu gelişme, katılım bankacılığı dışındaki kalkınma/yatırım bankacılığı faaliyetlerinde bulunma anlamında önemli bir mihenk taşını oluşturmuştur. Önümüzdeki dönemlerde bu bankanın performansına bağlı olarak sektörde yeni aktörlerin girmesi beklenilmektedir. Tüm bu gelişmeler çerçevesinde 2020 yılı içerisinde Türkiye’de faaliyet gösteren 32 mevduat, 14 kalkınma / yatırım ve 6 katılım bankası bulunmaktadır. 


2020 yılında katılım bankalarının güncel verileri Tablo 10’da yer almaktadır. Buna göre aktif büyüklük ve birçok finansal verilere göre sektörün en büyüğü Kuveyt Türk Katılım Bankasıdır. Kuveyt Türk’ün aktif büyüklüğü 152 milyar TL olup sektördeki pazar payı yaklaşık % 53’dür. Kuvet Türk’ü 81 milyar TL aktif büyüklük ile Türkiye Finans Katılım Bankası ve 69 milyar TL ile aktif büyüklük ile Albaraka Türk Katılım Bankası takip etmektedir. Türkiye’de faaliyet gösteren katılım bankalarının 2020 yılı bilançoları aşağıdaki Tablo 9’da detaylı bir şekilde yer almaktadır:


Tablo 9. Türkiye'de Faaliyet Gösteren Katılım Bankaları Finansal Büyüklükler (Bin TL)

*İlk tarih kuruluş, ikinci tarih ise faaliyet izni alma tarihini göstermektedir.

Kaynak: TKBB


Tablo 10. Katılım Bankaları ve Bankacılık Sektörü Finansal Büyüklükler (Milyon TL)


 

Katılım bankalarının 2020 yıl sonu itibarıyla Tablo 10’da da görüleceği üzere sektördeki aktif büyüklüğü 437 milyar TL ve sektörden aldığı pay %7.2, topladığı fonlar 322 milyar TL ve sektörden aldığı pay %9.3, kullandırdığı fonlar 240 milyar TL ve sektörden aldığı pay %6.5, öz varlıkları 27 milyar TL ve sektördeki payı %4.6, net kârı 3.7 milyar TL ve sektördeki payı %6.2’dir. 2019 yılına göre 2020 yılında katılım bankacılığındaki büyüme oranları bankacılık sektörüne göre çok daha yüksek gerçekleşmiştir. Tabloda görüleceği üzere bir diğer önemli husus personel sayısındaki büyüme oranlarıdır. Katılım bankacılığındaki personel istihdamı %5 artarken sektörde istihdam %-1.6 küçülmüştür. Bunun en önemli sebeplerinden birisi Emlak Katılım Bankasının hızlı şubeleşmesi ve personel alımını yoğunlaştırmasıdır. Tablo 9’da detaylı finansal bilgiler yer almaktadır:



Katılım Sigortacılığı

Sigorta, insanoğlunun kendini güvende hissetme güdüsüyle ortaya çıkmıştır. Sigortacılık sistemi sayesinde gerçekleşmesi muhtemel ekonomik kayıplar asgari düzeyde tutulmaktadır. İslamî usul ve prensiplere uygun bir şekilde geliştirilen katılım sigortacılığı, İslamî finans enstrümanlarından birisi olup tarafların risk paylaşımını esas alan, yardımlaşma ve dayanışmaya dayanan bir sigorta sistemidir (Billah, 2019, s. 3).


Şekil 38. Sigortacılık Sektörü ve Katılım Sigortacılığı Şirket Sayıları

Kaynak: TSB verilerinden derlenmiştir.


Dünya da ilk örneklerine 1979 yılında Sudan’da rastlanılan katılım sigorta sistemi, ülkemizde ise ilk defa 2009 yılında uygulanmaya başlanmıştır (Ayub, 2007, s. 428). Katılım bankalarının da olumlu etkisi ile sektör kuruluşundan bugüne hızlı bir büyümeye ivmesi yakalamıştır. Şekil 33’te görüleceği üzere sektörde faaliyet gösteren faizli sigorta şirketlerine göre katılım sigortacılığı sahasında faaliyet gösteren şirket sayısında özellikle son 5 yılda ciddi artış yaşanmıştır. 2013 yılına kadar sadece bir firma sektörde faaliyet gösterirken 2020 yılında bu sayı 12’ye ulaşmıştır.


Katılım sigortacılığı 2020 yılında 4.2 milyar TL prim üretimi büyüklüğüne ulaşmıştır. Bu büyümenin arkasındaki temel neden sektöre yönelik hukuki düzenlemelerin oluşturulmasıdır. 2017 yılında Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanan, Katılım Sigortacılığı Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ile pencere uygulamasına izin verilmesi sektöre yeni aktörlerin girmesine yol açmıştır. Tablo 11’de katılım sigortacılığı alanında faaliyet gösteren şirketler, uyguladıkları modeller ve ortaklık yapısı yer almaktadır.


Aşağıda yer alan Tablo 12’de görüleceği üzere sigortacılık sektörü 2009 yılından beri sürekli büyümektedir. 2009 yılında ilk poliçenin kesildiği zamandan 2020 yılına kadar geçen süreçte katılım sigortacılığının ürettiği primler sektöre göre yüksek bir büyüme hacmi yakalamıştır. 2009 yılında 264 milyon TL prim üretimi 2020 yılında 4.2 milyar TL’lik prim hacmine ulaşmıştır. Sigortacılık sektörü ise 2009 yılında 12 milyar TL prim üretiminden 2020 yılında 82 milyar TL prim üretimine ulaşmıştır. 2020 yılı itibariyle katılım sigortacılığı toplam sigortacılık sektörünün yaklaşık %5’ini oluşturmaktadır. Tablo 12’de 2009-2020 dönemine ait katılım sigortacılığı ve sigortacılık sektörünün prim üretimleri ve önceki yıla göre büyüme oranı yer almaktadır. 


Tablo 11. Türkiye'de Faaliyet Gösteren Katılım Sigorta Şirketleri ve Ortaklık Yapısı



Tablo 12. Türkiye'de Faaliyet Gösteren Katılım Şirketleri ve Sektörün 2020-2009 Yılları Prim Üretimleri



Katılım Endeksi

İslamî finans, İslam hukukuna ve İslamî prensiplere göre faaliyet gösteren bir modelidir. İslamî finans modeli içerisinde birçok finans enstrümanı yer almaktadır. Bu enstrümanlardan biri İslamî endekslerdir. İslamî endeksler dünyada uzun yıllardır var olmasına rağmen Türkiye’de 2011 yılından beri varlığını sürdürmektedir. Katılım endeksleri, faiz hassasiyeti bulunan bireylere ve kurumlara yatırım hizmeti sunan bir İslamî finans endeksidir.  Son yıllarda dünyada İslamî finansın gelişmesine paralel bir şekilde Türkiye’de de bu sektör gelişmeye başlamıştır. Bu çerçevede borsalarda, İslamî prensiplere uygun faaliyet gösteren endeksler oluşturulmuştur. AAOIFI’nın 27. faizsiz finans standardında da endekslerin tanımının, mahiyetinin, işlevinin, farklı kullanımlarının fıkhî hükmünü ve faizsiz finans kurumları (kurum/kurumlar) nezdinde kullanım imkânının boyutları detaylı bir şekilde ele alınmıştır (AAOIFI, 2018, s. 687-703). Türkiye’de 2011 yılından itibaren hesaplanmaya başlayan katılım endeksi, İslamî prensiplere göre faaliyet gösteren şirketler ile bu şirketlere yatırım yapmak isteyen yatırımcıları bir araya getirmeyi hedeflemiştir. Bu bağlamda Katılım 30 ve Katılım 50 endeksi borsada işlem gören İslamî endekslerdir. Oluşturulan bu endekste işlem gören şirketlerin İslamî prensiplere uygunluğu yetkili merciler tarafından sürekli kontrol edilmektedir. İslamî prensiplere uygunlukta belirli kriterler yer almaktadır. Bu şirketlerin İslam hukukuna uygun bir şekilde ticari faaliyetlerini sürdürürken kumar, alkol, faizli işlemler, domuz eti ticareti vb gibi işlemlerden uzak durmaları gerekmektedir. Ayrıca aşağıda belirlenen finansal oranlara riayet edilmesi gerekmektedir (www.katilimendeksi.org):


Toplam faizli krediler / Piyasa değeri < %30,

Faiz getirili nakit ve menkul kıymetler / Piyasa değeri < %30,

Ana faaliyet konuları sakıncalı olan faaliyetlerden gelir / Toplam gelir < %5.


Katılım endekslerinin performansları aşağıdaki şekillerde yer almaktadır. Katılım 50 endeksi 2014 yılında oluşturulduğu için şekilde başlangıçları 2014 olarak ele alınmıştır. Şekil 39’da görüleceği üzere Katılım 30 endeksi 2014 tarihinde 800 TL iken 2020 yılında 2.379 TL’ye ulaşarak büyük bir artış sağlamıştır. Bu süreçte sadece 2018 yılında 2017 yılına göre düşüş yaşanırken her yıl büyüyen bir endeks göze çarpmaktadır. 2020 yılında da endeks çok hızlı bir büyüme performansı göstererek tüm zamanların en yüksek değerine ulaşmıştır.


Şekil 39. Katılım 30 Endeksi Performansı

Kaynak: www.investing.com verilerinden derlenmiştir.



Borsa İstanbul’da 2020-Temmuz ayında endeksten iki sıfır atılması sebebiyle katılım 50 endeksi verileri geçmişe yönelik düzenlenmiştir. Şekil 40’da görüleceği üzere katılım 50 endeksi 2014 tarihinde 806 TL değerindeyken 2020 yılında 2.361 TL değerine ulaşmıştır. 2018 yılında yaşanan kur şokundan dolayı kısmen düşüş yaşanmış olsa da 2020 tarihi itibariyle tüm zamanların en yüksek değerine ulaşmıştır.


Şekil 40. Katılım 50 Endeksi Performansı

Kaynak: www.investing.com verilerinden derlenmiştir.



Faizsiz Bireysel Emeklilik Fonları

Faizsiz bireysel emeklilik fonları ilk defa 2009 yılında Hazine Müsteşarlığı tarafından gelir ortaklığı senetleri (GOS) ve gelire endeksli senetlerin (GES) piyasaya sürülmesi ile kurulmuştur (Şen, 2019, s. 66). Sistemde yapılan bu değişiklik sayesinde faiz hassasiyeti bulunan kişiler sisteme dâhil olmaya başlamış, katılım emeklilik şirketleri kurulmuş ve faizsiz fon çeşitliliği artmıştır. 2009 yılında sadece bir adet faizsiz bireysel emeklilik fonu bulunurken bugün Şekil 41’de görüleceği üzere faizsiz bireysel emeklilik fonları 7 finansal enstrümandan oluşmaktadır. 2020 yılında faizsiz bireysel emeklilik fonlarından devlet katkısı hariç olmak üzere en yüksek getiriyi %55 oran ile Değişken Katılım-Agresif Fonları sağlamıştır. Altının ön plana çıktığı 2020 yılında Altın-Katılım Fonları %53 getiri sağlarken %38 getiriyle Değişken Katılım-Atak/Dinamik/Büyüme Fonları üçüncü sırada yer almıştır. Standart katılım BES Fonları %22, Katkı Katılım Fonları %20, Standart Katılım OKS Fonları %14 ve son olarak Başlangıç Katılım Fonları %10 getiri sağlamıştır.


Şekil 41. Faizsiz Bireysel Emeklilik Fonları Performansı

Kaynak: EGM verilerinden derlenmiştir.



Katılım Portföy Fonları

Sermaye piyasalarında faaliyet gösteren portföy yönetim şirketleri, faaliyet konularına uygun fonların kurulması ve yönetilmesi görevlerini ifa eden tüzel kuruluşlardır. Portföy yönetim şirketleri katılım fonlarını, faizsiz finans ilkelerine göre kurarak ve yöneterek faiz hassasiyeti bulunan yatırımcıların hizmetlerine sunmaktadır. Katılım fonları, faizsizlik ilkeleri gereği oluşturulmakta ve müşterilerin hizmetine sunulmaktadır. 


Bugün Türkiye’de 50’ye yakın faizsiz katılım fonu bulunmaktadır. Şekil 42’de 2020 yılında %10 üzeri getiri sağlayan fonlar ele alınmıştır. 2020 yılı içerisinde Albaraka Portföy Katılım Hisse Senedi %100 getiri sağlarken, Mükafat Portföy Katılım Hisse Senedi Fonu (Hisse Senedi Yoğun Fon) %87 ve Ziraat Portföy Katılım Endeksi Hisse Senedi Fonu (Hisse Senedi Yoğun Fon) %73 getiri sağlamıştır. Şekilde diğer fonların getirileri yer almaktadır.


Şekil 42. 2020 Yılı Katılım Portföy Getirileri 

Kaynak: TEFAS verilerinden derlenmiştir.




Sukûk


Şekil 43. 2020-2013 Arası Sukûk İhraç Hacimleri

Kaynak: TKBB verilerinden derlenmiştir.



Ticari bir varlığın menkul kıymetleştirilerek satılmasına sukûk denilmektedir. Sukûk enstrümanını satın alan kişiler aldıkları sukûk oranınca ortak olmakta ve belirli gelir elde etmektedirler (Aktepe, 2017, s. 210). Gelişen finansal piyasalarla birlikte ülke ekonomilerin devasa boyutlara ulaşması ve yatırım hacimlerinin artması, finansal kaynaklara ihtiyaçları arttırmış, bireylerin ve kurumların birlikte hareket ederek projeleri finanse etmesi sukûk fikrinin doğmasına yol açmıştır. Sukûk enstrümanı ile birlikte hem yatırımların finansmanı sağlanmakta hem de sukûk sahipleri belirli bir gelir elde etmektedir (Cebeci, 2016, s. 524). Sukûk, ilk defa 1990’ların sonunda piyasaya sürülmüştür. Piyasada iyi likiditeye sahip olan sukûk, İslam fıkhına uygun orta ve uzun vadeli borç benzeri araçlara olan ihtiyaçların karşılanmasını sağlamıştır. Sukûk enstrümanın faiz içermemesi onları geleneksel tahvillerden ayırmaktadır (Shanmugam ve Zahari, 2009, s. 47).  Dünya piyasalarına göre Türkiye’de henüz çok yeni enstrüman olan sukûk beklentilerin çok üzerinde bir büyüme hacmi yakalamıştır. Şekil 43’de 2013-2020 tarihleri arası sukûk ihraçları yer almaktadır. 2013 yılında 540 milyon TL hacime sahip olan sukûk ihraçları, 2020 tarihinde 54 milyar TL hacime ulaşarak bugüne kadarki en yüksek rakama ulaşmıştır. Ancak bu rekor kıran yüksek hacime rağmen COVID-19 salgınından dolayı önceki yıllara göre büyüme hacminde düşüş yaşanmıştır.  



Tasarrufa Dayalı Finansman

Tasarrufa dayalı finansman şirketleri son otuz yıldır Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Bu şirketler faize alternatif bir model olarak insanların finansman ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuşlardır. Tasarrufa dayalı sistem, karşılıklı dayanışma ve iş birliği içerisinde ihtiyaç duyulan finansmana erişim için belirli bir miktar paranın toplanmasına dayanan bir anlaşma sürecidir (Dinc, 2019, s. 35). Tasarrufa dayalı finansman özellikle son yıllarda hızlı bir gelişim ivmesi yakalamıştır. 1991 yılında Eminevim şirketi ile başlayan süreç, 1992 yılında Fuzulev, 2016’da Birevim ve 2017’de Hedefevim’in kurulması ile hız kazanmıştır. 2018 yılından sonra sektörde yer alan aktörler devasa boyutlara ulaşmış ve 2020 yılı itibariyle toplam 40 şirket faaliyetlerini sürdürmektedir. 2020 yılında sektörün yasal zeminin oluşturulması için hız kazanan çalışmalar neticesinde 7292 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 04.03.2021 tarihi itibarıyla TBMM’de kabul edilmiş ve 07.03.2021 tarihli ve 31416 saylı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun ile tasarruf finansman şirketleri, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında hukuki zemine kavuşmuştur.


Şekil 44. Tasarrufa Dayalı Finans Sektörü Şube Sayıları

Kaynak: Şirket verilerinden derlenmiştir.



Şekil 44’de görüleceği üzere, şubeleşme anlamında sektörün en büyüğü 127 şube ile Eminevim olurken, 95 şube ile Birevim 2. sırada, 92 şube ağı ile Fuzulev 3. sırada yer almaktadır. Şubeleşme ve büyümenin yoğun yaşandığı 2020 yılında sektörde toplam 40 şirket faaliyet göstermektedir. Şekil 44’de şube ağı 10 ve üzeri olan şirketler yer almaktadır.



Eğitim, Yayın ve Araştırma Faaliyetleri

Türkiye’de İslam iktisadı alanında 2020 yılında eğitim, araştırma ve kurumsallaşma hususlarında meydana gelen gelişmeleri aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:





Genel Değerlendirme


COVID-19 salgını sebebiyle 2020 yılında tüm ekonomik faaliyetlerde olduğu gibi finans sektörü de olumsuz yönde etkilemiştir. Sektördeki olumsuzluklara rağmen İslam iktisadı alanında yapılan faaliyetler pozitif yönde bir ilerleme kaydetmiştir. Katılım bankalarının bankacılık sektörüne göre ciddi büyüme hacmi yakalaması, katılım sigortacılığının geçmiş yıllarda olduğu gibi büyüme hacmini sürdürmesi, katılım endeksleri, faizsiz bireysel emeklilik fonları ve katılım portföy fonları yatırımcılarına ciddi kârlar sağlaması bu ilerlemenin önemli göstergelerindendir. 

Finans sektöründe dijitalleşmenin hız kazandığı 2020 ve 2021 yılı içerisinde İslam iktisadı alanında çok ciddi gelişmeler yaşanmıştır. Kalkınma ve yatırım bankacılığında ilk bankanın faaliyete girmesi, Katılım Sigortacılığı Yönetmeliği’nin güncellenmesi, tasarrufa dayalı finansmanın hukuki zeminin oluşturulması, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi bünyesinde Katılım Finans Daire Başkanlığının kurulması, Merkez Bankası bünyesinde Katılım Bankacılığı Müdürlüğünün kurulması, karz-ı hasen müesseselerinin yaygınlaşması, yeni İslam iktisadı dergilerinin kurulması, üniversite bünyelerinde yeni yüksek lisans programlarının ve araştırma merkezlerinin açılması öne çıkan gelişmelerdir.

Özellikle kamu otoritesinin İslam iktisadı alanındaki gelişmeleri desteklemesi, 2021 yılı ve sonrasında çok daha önemli gelişmelerin yaşanacağının göstergesidir. Türkiye’de birçok alanda İslam iktisadının ağırlığının artacağı ve geleceğe dair İslam iktisadının rol model olacağı aşikardır. Gerek geçmişte yaşanan kriz dönemlerinde gerek 2020 yılında yaşanan salgın sürecinde İslam iktisadının her alanda başarılı bir performans gösterdiği ilgili bu çalışmada somut verilerle gözler önüne serilmiştir. Bu bağlamda önümüzdeki süreçlerde İslam iktisadının tüm alanlarda söz sahibi olacağı yoğun bir döneme girileceği beklenilmektedir.