MASANIN FARKLI TARAFI

2019’un Bilançosu: “Af” Beklentisi ve Yerel Seçimler

Cavit Tatlı

Avukat


Takvime bağlı olarak yıllar içinde sistemde çok fazla değişiklik yapmak mümkün olmaz. Sistemde değişiklik için yapılan düzenlemeler kadar yaşananlar da etkili olur. Bu anlamda 2019 yılı iki olumsuz durumun yaşandığı bir yıl olarak kayda geçmiştir. Geleceğe dönük etkileri olan bu iki durum ileride sorun yaşanmasına neden olacaktır. 


2019 yılında gerçekleştirilen yerel seçimler sonrasında iptal edilerek yenilenen İstanbul seçimleri, bundan sonra gerçekleştirilecek tüm seçimler açısından ülkenin başını ağrıtacaktır. Mahkeme kararının gerekçesi kimseyi memnun etmemiş, bu memnuniyetsizlik sandığa yansımıştır. Bundan sonra gerçekleşecek her seçimde gözlerin mahkemede olması durumu olasıdır. Hiçbir sayım ve akabinde seçim kurullarının ya da YSK’nın kararı, toplumun bir kesimini mutlu etmeyecektir. 


İkinci önemli konu ise 2019 yılı boyunca tüm tutuklu ve hükümlüler ile yakınlarının beklediği “af” olmuştur. Bu tür düzenlemelerin birçok zararı bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi, davaların uzamasına neden olmasıdır. Her dava son merci neresi ise sonuna kadar takip edilmekte, kesinleşmeyen kararlar ise yargıyı çok fazla uğraştırmaktadır. En basit dosya da bile yerel mahkeme kararları sadece adil olup olmaması noktasında değil “af” ve benzeri beklentiler ya da kanuni düzenlemeler ile sağlanacak indirimleri beklediği için üst mercilere taşınmaya devam edecektir. Ülkemizde af konuşulduğunda mutlaka çok kısa bir süre sonra çıkmıştır. 2019 yılı da bu talebin doğduğu ve beklentinin yükseldiği bir yıl olmuştur. Daha kötüsü, af 2020 yılında çıkmış olsa da 2019 yılı ve içinde yaşananlar bu beklentiyi artıran dönem olmuştur. 


2019 yılı için belki de en umut verici olan gelişme “Yargı Reformu Strateji Belgesi”nin açıklanmış olmasıdır. Bu hazırlığın çok geniş kesimlerle yapılan istişareler ile hazırlanmış olması, belgenin sorunlardan çıkış umudu olma beklentisini artırmıştır. Uygulamanın nasıl olacağını görmeden belgenin adı dahi beklenti doğurmuştur. 


Müzmin sorunlarımız 2019 yılında da devam etmiştir. Uzun süren yargılamalar, gerekçesinden tatmin olunmayan “gerekçeli kararlar”, öngörülemeyen kararlar, uzun tutuklulukla -ceza yerine kullanılan- geçen dava süreçleri, devletin (KİT ve BİT’lerin) mahkeme kararlarını uygulamaması -özellikle ilamların karşılıklarının ödenmemesi- devrettiğimiz sorunlar olarak karşımıza çıkmaya devam etmektedir.


Sosyal medya ve medya, mahkemelerden daha etkin bir rol üstlenmiş, üstlendiği bu rolün gücünü de 2019 yılında daha da artırmıştır. 


Yargıyı her sorunun çözümü olarak görmek gibi geçmişten gelen bir sorun, 2019 yılında da devam etmiştir. İdari olarak çözülebilecek birçok konu mahkemelere intikal ettirilmiştir. 


Arabuluculuk uygulaması birçok eleştiriye rağmen rağbet görmüştür. Yargılamanın yükünü hafifletmek konusunda önemli açılımlardan bir tanesi olarak yargı sisteminde yerini almıştır.