Logo

Yayınlar

Hukuk İzleme Raporu 2021


Hukuk, ülkenin gündeminde her zaman kendine yer bulan, toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren ve yaşamın her boyutunda etkisi hissedilen bir alandır. Aynı zamanda sadece yargısal sürece indirgenerek tanımlanamaz ve ekonomik, psikolojik, sosyolojik süreç ve dinamiklerle de ilintilidir. Bu nedenlerle bu rapor hukuk alanını bütüncül bir perspektifle ele alarak sosyoloji ve iktisat başta olmak üzere disiplinlerarası bir yaklaşımla hazırlanmıştır.  Hukuk İzleme Raporu, “Adalete Erişim” temasıyla ortaya konmuş olup adalete erişimde sosyo-ekonomik ve bölgesel farklılıklar, kurumsal ve kültürel engeller, baroların rolü, yargıda dijitalleşme ve yargılama süreleri gibi konuları kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Bunun yanı sıra Adalet Bakanlığı ve diğer birçok kamu kurumunun yayınlamış olduğu 2021 yılı verileri temel alınarak Türkiye’de hukuk sisteminin genel görünümü analiz edilmiştir.

Hukuk İzleme Raporu 2020


Hukuk, ülkenin gündeminde her zaman kendine yer bulan, toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren ve yaşamın her alanında yansımaları bulunan bir alandır. Bu sebeple, hukukun bütüncül bir perspektifle ele alınması gerekir. Elinizdeki raporda son yıllar ile birlikte özelde 2020 yılı içinde yaşanan hukuki gelişmelere ve 2020 yılı adli istatistiklerine yer verilmiştir. Dünyayı etkisi altına alan COVID-19 virüsünün hukuka etkisi idare hukuku, anayasa hukuku ve insan hakları bağlamında ele alınmıştır. Kamuoyu gündeminde çokça tartışılan kanuni düzenlemeler, yargıda dijitalleşme yolunda atılan adımlar ve bunların hukuka etkisi değerlendirilmiştir. Bütüncül-sistemsel meselelere işaret edilmeye çalışılan raporda, uzman görüşleri ve alandan paydaşların yazılarına yer verilmiştir. Hukuk, ülkenin gündeminde her zaman kendine yer bulan, toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren ve yaşamın her alanında yansımaları bulunan bir alandır. Bu sebeple, hukukun bütüncül bir perspektifle ele alınması gerekir. Elinizdeki raporda son yıllar ile birlikte özelde 2020 yılı içinde yaşanan hukuki gelişmelere ve 2020 yılı adli istatistiklerine yer verilmiştir. Dünyayı etkisi altına alan COVID-19 virüsünün hukuka etkisi idare hukuku, anayasa hukuku ve insan hakları bağlamında ele alınmıştır. Kamuoyu gündeminde çokça tartışılan kanuni düzenlemeler, yargıda dijitalleşme yolunda atılan adımlar ve bunların hukuka etkisi değerlendirilmiştir. Bütüncül-sistemsel meselelere işaret edilmeye çalışılan raporda, uzman görüşleri ve alandan paydaşların yazılarına yer verilmiştir.

Ar-Ge Ekosistemimizde Üniversitelerimiz.


İLKE Vakfı olarak Türkiye’nin yüzleşmekte olduğu toplumsal sorunları tespit ederek veriye dayalı ve somut çözüm önerileri getirmek üzere kurduğumuz Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi! Prof. Dr. Ali Sınağ, “Ar-Ge Ekonomimizde Üniversitelerimiz” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Ar-Ge ekosistemimizin paydaşları arasında önemli role sahip olan üniversiteler son dönemde büyük bir değişim yaşamaktadır. Üniversitelerimizin girdi odaklı süregelen yapısının çıktı odaklı bir yapıya dönüşmesi, Ar-Ge ekosistemimizin diğer aktörleri olan kamu sektörü ve özel sektör ile iş birliklerinin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmıştır. TÜBİTAK, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı başta olmak üzere Ar-Ge desteği sağlayan bakanlıklar, KOSGEB, TTGV ülkemizdeki Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine destek sağlamaktadır. Sözü edilen Ar-Ge destek mekanizmalarından en fazla yararlanan kuruluşların başında gelen üniversitelerimizin gerçekleştirdiği çalışmaların sektöre ve üretime dönüşebilme oranının yüksekliği, sanayinin de üniversitelerde yürütülen bu çalışmalara destek olmasıyla hatta sektör-üniversite iş birliğiyle gerçekleştirilmesiyle yakından ilişkilidir. İLKE Vakfı olarak yayınladığımız bu politika notunda; ülkemizin Ar-Ge ekosisteminin mevcut durumunu ele alıyor, sorunları inceliyor ve somut çözüm önerilerinde bulunuyoruz. İLKE Vakfı olarak Türkiye’nin yüzleşmekte olduğu toplumsal sorunları tespit ederek veriye dayalı ve somut çözüm önerileri getirmek üzere kurduğumuz Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi! Prof. Dr. Ali Sınağ, “Ar-Ge Ekonomimizde Üniversitelerimiz” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. İLKE Vakfı olarak Türkiye’nin yüzleşmekte olduğu toplumsal sorunları tespit ederek veriye dayalı ve somut çözüm önerileri getirmek üzere kurduğumuz Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi! Prof. Dr. Ali Sınağ, “ Ar-Ge Ekonomimizde Üniversitelerimiz ” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Ar-Ge ekosistemimizin paydaşları arasında önemli role sahip olan üniversiteler son dönemde büyük bir değişim yaşamaktadır. Üniversitelerimizin girdi odaklı süregelen yapısının çıktı odaklı bir yapıya dönüşmesi, Ar-Ge ekosistemimizin diğer aktörleri olan kamu sektörü ve özel sektör ile iş birliklerinin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmıştır. TÜBİTAK, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı başta olmak üzere Ar-Ge desteği sağlayan bakanlıklar, KOSGEB, TTGV ülkemizdeki Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine destek sağlamaktadır. Sözü edilen Ar-Ge destek mekanizmalarından en fazla yararlanan kuruluşların başında gelen üniversitelerimizin gerçekleştirdiği çalışmaların sektöre ve üretime dönüşebilme oranının yüksekliği, sanayinin de üniversitelerde yürütülen bu çalışmalara destek olmasıyla hatta sektör-üniversite iş birliğiyle gerçekleştirilmesiyle yakından ilişkilidir. İLKE Vakfı olarak yayınladığımız bu politika notunda; ülkemizin Ar-Ge ekosisteminin mevcut durumunu ele alıyor, sorunları inceliyor ve somut çözüm önerilerinde bulunuyoruz.

Türkiye'de Sağlıkta Özelleşmenin Sonuçları Sağlık Hizmetlerinin Değişen Arz ve Talep Yapısı

Dünyada ve Türkiye’de ağırlık kazanmaya başlayan neoliberal politikalar, sağlık sistemini de kapsayacak şekilde hayatın pek çok alanına nüfuz etmiştir. Ülkemizde özellikle Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde bu politikalar uygulamaya konulmuş ve zaman içerisinde önemli değişimler yaşanmıştır. Sağlık alanında özel sektörün giderek yaygınlık kazanması da yaşanan bu değişimlerden biri olmuştur. Sağlık sisteminin özelleşmesinin rekabete dayalı olarak sağlık hizmeti kalitesinin artması gibi olumlu bazı sonuçları olsa da bu eğilim tekelleşme gibi birtakım riskler de barındırmaktadır. Türkiye’nin sağlık sisteminde yaşanmakta olan dönüşümün incelendiği bu politika notunda, verilerin analizi yapılarak mevcut/muhtemel riskler dile getirilmiş ve bazı somut politika önerileri takdim edilmiştir:
İLKE Vakfı olarak Türkiye’nin yüzleşmekte olduğu toplumsal sorunları tespit ederek veriye dayalı ve somut çözüm önerileri getirmek üzere kurduğumuz Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi! İhsan Kutlu, “Türkiye’de Sağlıkta Özelleşmenin Sonuçları: Sağlık Hizmetlerinin Değişen Arz ve Talep Yasası” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. İLKE Vakfı olarak Türkiye’nin yüzleşmekte olduğu toplumsal sorunları tespit ederek veriye dayalı ve somut çözüm önerileri getirmek üzere kurduğumuz Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi! İhsan Kutlu, “Türkiye’de Sağlıkta Özelleşmenin Sonuçları: Sağlık Hizmetlerinin Değişen Arz ve Talep Yasası” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. İLKE Vakfı olarak Türkiye’nin yüzleşmekte olduğu toplumsal sorunları tespit ederek veriye dayalı ve somut çözüm önerileri getirmek üzere kurduğumuz Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi! İhsan Kutlu, “Türkiye’de Sağlıkta Özelleşmenin Sonuçları: Sağlık Hizmetlerinin Değişen Arz ve Talep Yasası” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Dünyada ve Türkiye’de ağırlık kazanmaya başlayan neoliberal politikalar, sağlık sistemini de kapsayacak şekilde hayatın pek çok alanına nüfuz etmiştir. Ülkemizde özellikle Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde bu politikalar uygulamaya konulmuş ve zaman içerisinde önemli değişimler yaşanmıştır. Sağlık alanında özel sektörün giderek yaygınlık kazanması da yaşanan bu değişimlerden biri olmuştur. Sağlık sisteminin özelleşmesinin rekabete dayalı olarak sağlık hizmeti kalitesinin artması gibi olumlu bazı sonuçları olsa da bu eğilim tekelleşme gibi birtakım riskler de barındırmaktadır. Türkiye’nin sağlık sisteminde yaşanmakta olan dönüşümün incelendiği bu politika notunda, verilerin analizi yapılarak mevcut/muhtemel riskler dile getirilmiş ve bazı somut politika önerileri takdim edilmiştir:

Governance in the Turkey of the Future

Report considers the field of governance first at the level of constitutional institutions and tradition, addressing the development of Turkey’s...