Logo

Yayınlar

Okul Müdürlüğünden Sistem ve Yetenek Liderliğine


Yönetim süreci çok yönlü ve karmaşık bir ilişkiler ve sorumluluklar ağını içerir. Yönetici, sorumlu olduğu alanların çeşitliği nedeniyle birden fazla rolü yerine getirmek durumundadır. Özellikle son çeyrek yüzyılda yaşanan teknolojik, sosyolojik, ekonomik ve küresel gelişmeler nedeniyle yöneticilerden beklenenler de hem farklılaşmakta hem de kapsamı genişlemektedir. Tüm sektörlerde yaşanan bu değişim, eğitimin her yönüne yansımıştır. Okullar, eğitim sistemi içinde bugünün bakış açısıyla, gelecekte var olacak bireyleri yetiştirme işlevini yerine getirmektedirler. Okul yönetimi ise eğitim sisteminin temel alanlardan biridir. Yönetim vazifesi ile görevli olan okul müdürünün liderlik davranışları, okulun bütününde etkili olmaktadır. Ülkemizde profesyonel bir alan olarak görülmeyen okul yöneticiliği bir görevlendirme unvanı olarak yer almakta, liderlik sergileme boyutu ise oldukça merkeziyetçi olan eğitim sistemi içinde dar bir alanda sıkışıp kalmaktadır. Buna rağmen değişen çevre koşulları içinde okul müdürünün de kendi yönetsel ve kişisel özelliklerini revize etmesi önem arz etmekte aksi takdirde okul yönetiminde problem teşkil etmektedir. Okulların kendilerinden beklenen işlevi yerine getirilebilmesi ancak tüm paydaşların senkronize çalışması ile mümkündür. Okul müdürlüğü seçme ve yetiştirmenin önemi kadar yetki-sorumluluk dengesinin tesis edilmesi de önemlidir. Okul müdürü ne kadar üstün yönetsel beceriler ile donanmış olursa olsun bu becerileri sergileyecek alanların kendilerine açılmasının gerekliliği politika yapıcılara tavsiye edilmiştir. Bu çalışmada, okul müdürünün sahip olması gereken güncel temel yönetim fonksiyonlarına yer verilmiştir. Okul müdürünün görev ve pozisyonunun gerektirdiği kişilik boyutları tanımlanmış, mevcut atama kriterleri değerlendirilmiş ve günümüz okullarının ihtiyaç duyduğu yöneticilik özellikleri paylaşılmıştır. Yönetim süreci çok yönlü ve karmaşık bir ilişkiler ve sorumluluklar ağını içerir. Yönetici, sorumlu olduğu alanların çeşitliği nedeniyle birden fazla rolü yerine getirmek durumundadır. Özellikle son çeyrek yüzyılda yaşanan teknolojik, sosyolojik, ekonomik ve küresel gelişmeler nedeniyle yöneticilerden beklenenler de hem farklılaşmakta hem de kapsamı genişlemektedir. Tüm sektörlerde yaşanan bu değişim, eğitimin her yönüne yansımıştır. Okullar, eğitim sistemi içinde bugünün bakış açısıyla, gelecekte var olacak bireyleri yetiştirme işlevini yerine getirmektedirler. Okul yönetimi ise eğitim sisteminin temel alanlardan biridir. Yönetim vazifesi ile görevli olan okul müdürünün liderlik davranışları, okulun bütününde etkili olmaktadır. Ülkemizde profesyonel bir alan olarak görülmeyen okul yöneticiliği bir görevlendirme unvanı olarak yer almakta, liderlik sergileme boyutu ise oldukça merkeziyetçi olan eğitim sistemi içinde dar bir alanda sıkışıp kalmaktadır. Buna rağmen değişen çevre koşulları içinde okul müdürünün de kendi yönetsel ve kişisel özelliklerini revize etmesi önem arz etmekte aksi takdirde okul yönetiminde problem teşkil etmektedir. Okulların kendilerinden beklenen işlevi yerine getirilebilmesi ancak tüm paydaşların senkronize çalışması ile mümkündür. Okul müdürlüğü seçme ve yetiştirmenin önemi kadar yetki-sorumluluk dengesinin tesis edilmesi de önemlidir. Okul müdürü ne kadar üstün yönetsel beceriler ile donanmış olursa olsun bu becerileri sergileyecek alanların kendilerine açılmasının gerekliliği politika yapıcılara tavsiye edilmiştir. Bu çalışmada, okul müdürünün sahip olması gereken güncel temel yönetim fonksiyonlarına yer verilmiştir. Okul müdürünün görev ve pozisyonunun gerektirdiği kişilik boyutları tanımlanmış, mevcut atama kriterleri değerlendirilmiş ve günümüz okullarının ihtiyaç duyduğu yöneticilik özellikleri paylaşılmıştır.

Geleceğin Türkiyesinde Yükseköğretim Özet Rapor


“Geleceğin Türkiyesinde Yükseköğretim” raporu; politik, ekonomik, sosyal, teknolojik, hukuki ve çevresel değişimler sonucunda yaşanacak değişimlerin yükseköğretimde yansımaları ve bu değişimlerin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair ipuçları veriyor. Yükseköğretim alanındaki gelişmelerin, yükseköğretimi stratejik bir bakışla ele almayı ve bu perspektifle yapısal ve yönetsel değişimi gerekli kıldığı anlaşılıyor. Günümüzde yaşanacak değişimlere hızlı cevap vermenin ve yükseköğretimden beklenen talepleri karşılamanın önemli olduğu görülüyor. Yükseköğretim kurumlarının, insanın anlam arayışına cevap üretme, hayat görüşü oluşumuna katkı sağlama ve kültürel birikim kazandırma gibi amaçların yanında, mesleki bilgi ve beceri kazandırma amacına da hizmet edecek çeşitliliği sağlaması gerektiği vurgulanıyor. Rapor, mevcut durum analizi yaparak gelecekte, işleyen ve güçlü bir yükseköğretim için yapılması gereken değişikliklere dikkat çekiyor ve on iki temadan oluşan bir vizyon ortaya koyuyor.  “Geleceğin Türkiyesinde Yükseköğretim” raporu; politik, ekonomik, sosyal, teknolojik, hukuki ve çevresel değişimler sonucunda yaşanacak değişimlerin yükseköğretimde yansımaları ve bu değişimlerin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair ipuçları veriyor. Yükseköğretim alanındaki gelişmelerin, yükseköğretimi stratejik bir bakışla ele almayı ve bu perspektifle yapısal ve yönetsel değişimi gerekli kıldığı anlaşılıyor. Günümüzde yaşanacak değişimlere hızlı cevap vermenin ve yükseköğretimden beklenen talepleri karşılamanın önemli olduğu görülüyor. Yükseköğretim kurumlarının, insanın anlam arayışına cevap üretme, hayat görüşü oluşumuna katkı sağlama ve kültürel birikim kazandırma gibi amaçların yanında, mesleki bilgi ve beceri kazandırma amacına da hizmet edecek çeşitliliği sağlaması gerektiği vurgulanıyor. Rapor, mevcut durum analizi yaparak gelecekte, işleyen ve güçlü bir yükseköğretim için yapılması gereken değişikliklere dikkat çekiyor ve on iki temadan oluşan bir vizyon ortaya koyuyor. “Geleceğin Türkiyesinde Yükseköğretim” raporu; politik, ekonomik, sosyal, teknolojik, hukuki ve çevresel değişimler sonucunda yaşanacak değişimlerin yükseköğretimde yansımaları ve bu değişimlerin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair ipuçları veriyor. Yükseköğretim alanındaki gelişmelerin, yükseköğretimi stratejik bir bakışla ele almayı ve bu perspektifle yapısal ve yönetsel değişimi gerekli kıldığı anlaşılıyor. Günümüzde yaşanacak değişimlere hızlı cevap vermenin ve yükseköğretimden beklenen talepleri karşılamanın önemli olduğu görülüyor. Yükseköğretim kurumlarının, insanın anlam arayışına cevap üretme, hayat görüşü oluşumuna katkı sağlama ve kültürel birikim kazandırma gibi amaçların yanında, mesleki bilgi ve beceri kazandırma amacına da hizmet edecek çeşitliliği sağlaması gerektiği vurgulanıyor. Rapor, mevcut durum analizi yaparak gelecekte, işleyen ve güçlü bir yükseköğretim için yapılması gereken değişikliklere dikkat çekiyor ve on iki temadan oluşan bir vizyon ortaya koyuyor.

Geleceğin Türkiyesinde Yükseköğretim


“Geleceğin Türkiyesinde Yükseköğretim” raporu; politik, ekonomik, sosyal, teknolojik, hukuki ve çevresel değişimler sonucunda yaşanacak değişimlerin yükseköğretimde yansımaları ve bu değişimlerin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair ipuçları veriyor. Yükseköğretim alanındaki gelişmelerin, yükseköğretimi stratejik bir bakışla ele almayı ve bu perspektifle yapısal ve yönetsel değişimi gerekli kıldığı anlaşılıyor. Günümüzde yaşanacak değişimlere hızlı cevap vermenin ve yükseköğretimden beklenen talepleri karşılamanın önemli olduğu görülüyor. Yükseköğretim kurumlarının, insanın anlam arayışına cevap üretme, hayat görüşü oluşumuna katkı sağlama ve kültürel birikim kazandırma gibi amaçların yanında, mesleki bilgi ve beceri kazandırma amacına da hizmet edecek çeşitliliği sağlaması gerektiği vurgulanıyor. Rapor, mevcut durum analizi yaparak gelecekte, işleyen ve güçlü bir yükseköğretim için yapılması gereken değişikliklere dikkat çekiyor ve on iki temadan oluşan bir vizyon ortaya koyuyor.  “Geleceğin Türkiyesinde Yükseköğretim” raporu; politik, ekonomik, sosyal, teknolojik, hukuki ve çevresel değişimler sonucunda yaşanacak değişimlerin yükseköğretimde yansımaları ve bu değişimlerin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair ipuçları veriyor. Yükseköğretim alanındaki gelişmelerin, yükseköğretimi stratejik bir bakışla ele almayı ve bu perspektifle yapısal ve yönetsel değişimi gerekli kıldığı anlaşılıyor. Günümüzde yaşanacak değişimlere hızlı cevap vermenin ve yükseköğretimden beklenen talepleri karşılamanın önemli olduğu görülüyor. Yükseköğretim kurumlarının, insanın anlam arayışına cevap üretme, hayat görüşü oluşumuna katkı sağlama ve kültürel birikim kazandırma gibi amaçların yanında, mesleki bilgi ve beceri kazandırma amacına da hizmet edecek çeşitliliği sağlaması gerektiği vurgulanıyor. Rapor, mevcut durum analizi yaparak gelecekte, işleyen ve güçlü bir yükseköğretim için yapılması gereken değişikliklere dikkat çekiyor ve on iki temadan oluşan bir vizyon ortaya koyuyor.

Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü (1997-2012)


Bu rapor İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği tarafından Mehmet Bahçekapılı ’ya hazırlatılan "Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü" başlıklı araştırmanın sonuçlarını içermektedir.   Çalışma üç ayrı bölümde 28 Şubat 1997 sonrası Türkiye’de din eğitimi alanındaki hem yasal/hukuki, hem de muhtelif alt alanları ile birlikte- kurumsal sivil din eğitimi alanındaki dönüşümleri ve yeni eğilimleri tespit etmektedir. 28 Şubat post modern darbe sürecinin aktörleri, 28 Şubat Millî Güvenlik Kurulu Toplantısı ve alınan kararlar ve kesintisiz eğitim uygulaması incelenmiştir. geçmişten dünümüze Kur’an kursları, imam hatip okulları ve ilahiyat fakültelerindeki nitel ve nicel değişim ve dönüşümler ele alınmıştır. 4+4+4 ile birlikte öğretim programlarına yeni dâhil olan din dersleri, ülkemizdeki din eğitiminin yeniden yapılandırılması ve din eğitiminde devlet ve STK’ların konumu gibi konu başlıkları incelenmiştir. Araştırmanın en önemli özelliği Türkiye’de ilk defa devletin, din eğitiminde sivil iradeye daha fazla alan açması ve sivil din eğitimini teşvik etmesi gerektiğinin altını çizmesidir Bu rapor Türkiye'de Din Eğitimi Projesi kapsamında yayınlanmıştır. Bu rapor İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği tarafından Mehmet Bahçekapılı ’ya hazırlatılan "Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü" başlıklı araştırmanın sonuçlarını içermektedir. Bu rapor İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği tarafından Mehmet Bahçekapılı ’ya hazırlatılan "Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü" başlıklı araştırmanın sonuçlarını içermektedir. Çalışma üç ayrı bölümde 28 Şubat 1997 sonrası Türkiye’de din eğitimi alanındaki hem yasal/hukuki, hem de muhtelif alt alanları ile birlikte- kurumsal sivil din eğitimi alanındaki dönüşümleri ve yeni eğilimleri tespit etmektedir. 28 Şubat 1997 sonrası Türkiye’de din eğitimi alanındaki hem yasal/hukuki, hem de muhtelif alt alanları ile birlikte- kurumsal sivil din eğitimi alanındaki dönüşümleri ve yeni eğilimleri tespit etmektedir. 28 Şubat post modern darbe sürecinin aktörleri, 28 Şubat Millî Güvenlik Kurulu Toplantısı ve alınan kararlar ve kesintisiz eğitim uygulaması incelenmiştir. geçmişten dünümüze Kur’an kursları, imam hatip okulları ve ilahiyat fakültelerindeki nitel ve nicel değişim ve dönüşümler ele alınmıştır. 4+4+4 ile birlikte öğretim programlarına yeni dâhil olan din dersleri, ülkemizdeki din eğitiminin yeniden yapılandırılması ve din eğitiminde devlet ve STK’ların konumu gibi konu başlıkları incelenmiştir. Araştırmanın en önemli özelliği Türkiye’de ilk defa devletin, din eğitiminde sivil iradeye daha fazla alan açması ve sivil din eğitimini teşvik etmesi gerektiğinin altını çizmesidir Araştırmanın en önemli özelliği Türkiye’de ilk defa devletin, din eğitiminde sivil iradeye daha fazla alan açması ve sivil din eğitimini teşvik etmesi gerektiğinin altını çizmesidir Bu rapor Türkiye'de Din Eğitimi Projesi kapsamında yayınlanmıştır. Bu rapor İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği tarafından Mehmet Bahçekapılı ’ya hazırlatılan "Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü" başlıklı araştırmanın sonuçlarını içermektedir. Çalışma üç ayrı bölümde 28 Şubat 1997 sonrası Türkiye’de din eğitimi alanındaki hem yasal/hukuki, hem de muhtelif alt alanları ile birlikte- kurumsal sivil din eğitimi alanındaki dönüşümleri ve yeni eğilimleri tespit etmektedir. 28 Şubat post modern darbe sürecinin aktörleri, 28 Şubat Millî Güvenlik Kurulu Toplantısı ve alınan kararlar ve kesintisiz eğitim uygulaması incelenmiştir. geçmişten dünümüze Kur’an kursları, imam hatip okulları ve ilahiyat fakültelerindeki nitel ve nicel değişim ve dönüşümler ele alınmıştır. 4+4+4 ile birlikte öğretim programlarına yeni dâhil olan din dersleri, ülkemizdeki din eğitiminin yeniden yapılandırılması ve din eğitiminde devlet ve STK’ların konumu gibi konu başlıkları incelenmiştir. Araştırmanın en önemli özelliği Türkiye’de ilk defa devletin, din eğitiminde sivil iradeye daha fazla alan açması ve sivil din eğitimini teşvik etmesi gerektiğinin altını çizmesidir Bu rapor İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği tarafından Mehmet Bahçekapılı ’ya hazırlatılan "Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü" başlıklı araştırmanın sonuçlarını içermektedir. Çalışma üç ayrı bölümde 28 Şubat 1997 sonrası Türkiye’de din eğitimi alanındaki hem yasal/hukuki, hem de muhtelif alt alanları ile birlikte- kurumsal sivil din eğitimi alanındaki dönüşümleri ve yeni eğilimleri tespit etmektedir. 28 Şubat post modern darbe sürecinin aktörleri, 28 Şubat Millî Güvenlik Kurulu Toplantısı ve alınan kararlar ve kesintisiz eğitim uygulaması incelenmiştir. geçmişten dünümüze Kur’an kursları, imam hatip okulları ve ilahiyat fakültelerindeki nitel ve nicel değişim ve dönüşümler ele alınmıştır. 4+4+4 ile birlikte öğretim programlarına yeni dâhil olan din dersleri, ülkemizdeki din eğitiminin yeniden yapılandırılması ve din eğitiminde devlet ve STK’ların konumu gibi konu başlıkları incelenmiştir. Araştırmanın en önemli özelliği Türkiye’de ilk defa devletin, din eğitiminde sivil iradeye daha fazla alan açması ve sivil din eğitimini teşvik etmesi gerektiğinin altını çizmesidir Bu rapor İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği tarafından Mehmet Bahçekapılı ’ya hazırlatılan "Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü" başlıklı araştırmanın sonuçlarını içermektedir. Çalışma üç ayrı bölümde 28 Şubat 1997 sonrası Türkiye’de din eğitimi alanındaki hem yasal/hukuki, hem de muhtelif alt alanları ile birlikte- kurumsal sivil din eğitimi alanındaki dönüşümleri ve yeni eğilimleri tespit etmektedir. 28 Şubat post modern darbe sürecinin aktörleri, 28 Şubat Millî Güvenlik Kurulu Toplantısı ve alınan kararlar ve kesintisiz eğitim uygulaması incelenmiştir. geçmişten dünümüze Kur’an kursları, imam hatip okulları ve ilahiyat fakültelerindeki nitel ve nicel değişim ve dönüşümler ele alınmıştır. 4+4+4 ile birlikte öğretim programlarına yeni dâhil olan din dersleri, ülkemizdeki din eğitiminin yeniden yapılandırılması ve din eğitiminde devlet ve STK’ların konumu gibi konu başlıkları incelenmiştir. Araştırmanın en önemli özelliği Türkiye’de ilk defa devletin, din eğitiminde sivil iradeye daha fazla alan açması ve sivil din eğitimini teşvik etmesi gerektiğinin altını çizmesidir Bu rapor Türkiye'de Din Eğitimi Projesi kapsamında yayınlanmıştır.

Türkiye’de Göçmenlerin Eğitimi: Mevcut Durum ve Çözüm Önerileri


İLKE Derneği Politika Notları serisinin üçüncüsü yayımlandı. İpek Coşkun ve Müberra Nur Emin’in kaleme aldığı “Türkiye’de Göçmenlerin Eğitimi: Mevcut Durum ve Çözüm Önerileri” konulu politika notunda Suriyeli göçmenlerin eğitime erişimi, süreçte yaşanan sıkıntılar ve bu sıkıntıları aşmada kullanılacak çözüm önerilerine değinildi. Dikkate değer öneriler sunan metin, uygulamaya dönük politikalar için önem arz ediyor. İLKE Derneği Politika Notları serisinin üçüncüsü yayımlandı. İpek Coşkun ve Müberra Nur Emin’in kaleme aldığı “Türkiye’de Göçmenlerin Eğitimi: Mevcut Durum ve Çözüm Önerileri” konulu politika notunda Suriyeli göçmenlerin eğitime erişimi, süreçte yaşanan sıkıntılar ve bu sıkıntıları aşmada kullanılacak çözüm önerilerine değinildi. Dikkate değer öneriler sunan metin, uygulamaya dönük politikalar için önem arz ediyor. İLKE Derneği Politika Notları serisinin üçüncüsü yayımlandı. İpek Coşkun ve Müberra Nur Emin’in kaleme aldığı “Türkiye’de Göçmenlerin Eğitimi: Mevcut Durum ve Çözüm Önerileri” konulu politika notunda Suriyeli göçmenlerin eğitime erişimi, süreçte yaşanan sıkıntılar ve bu sıkıntıları aşmada kullanılacak çözüm önerilerine değinildi. Dikkate değer öneriler sunan metin, uygulamaya dönük politikalar için önem arz ediyor. İLKE Derneği Politika Notları serisinin üçüncüsü yayımlandı. İpek Coşkun ve Müberra Nur Emin’in kaleme aldığı “Türkiye’de Göçmenlerin Eğitimi: Mevcut Durum ve Çözüm Önerileri” konulu politika notunda Suriyeli göçmenlerin eğitime erişimi, süreçte yaşanan sıkıntılar ve bu sıkıntıları aşmada kullanılacak çözüm önerilerine değinildi. Dikkate değer öneriler sunan metin, uygulamaya dönük politikalar için önem arz ediyor.