Logo

Yayınlar

Mesleki ve Teknik Eğitimin Geleceği


Ülkemizdeki mesleki ve teknik eğitim sisteminin mevcut durumu önemli ve köklü yapısal sorunlara sahip olup, tüm bu sorunlar tarihsel bir süreçte ülkenin sosyolojik ve ekonomik yapısının yansıması niteliğindedir. Özellikle 28 Şubat döneminde 8 yıllık kesintisiz temel eğitim uygulamasına geçilmesi ve meslek lisesi mezunlarına yükseköğretime geçişte katsayı engeli konulmasının ardından daralan mesleki ve teknik ortaöğretimde taşlar hâlâ yerine oturmamıştır.    Konu ile ilgili yapılan bütün çalışmalar ve resmî belgeler aslında sorunun farkında olduğumuz gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle yapılması gereken şey mesleki eğitime ilişkin sorunların yeniden tespit edilmesinden ziyade, sistemdeki kronik sorunlar için geliştirilen çözümlerin hızlı bir şekilde uygulanmasıdır. Bunu yaparken de herhangi bir politika belirleme veya bu alana yönelik yatırım sürecinde karar alınırken sadece dünyadaki iyi uygulamaların örnek alınmasının yeterli olmadığı göz önüne alınması gereken en önemli husus olmalıdır. Zira bir ülke de mesleki eğitimin karakterine yön veren temel faktörler ülkelerin kendi sosyolojik ve ekonomik gerçekleri ile gelecek vizyonlarıdır.    2023 vizyonuyla dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme yolculuğunda olan Türkiye’nin sanayide dijital dönüşümü hızlandırması, bilim, sanayi ve teknoloji politikaları ile birlikte temel eğitimden mesleki eğitime kadar tüm eğitim olgusunu değiştirmesi zorunlu bir hal almıştır. Ülkemizin Endüstri 4.0 treninde yer alabilmesi için mesleki ve teknik eğitimde ihtiyaç duyulan değişim ve dönüşümü gerçekleştirmek bir tercihten öte zorunluluktur. Ülkemizdeki mesleki ve teknik eğitim sisteminin mevcut durumu önemli ve köklü yapısal sorunlara sahip olup, tüm bu sorunlar tarihsel bir süreçte ülkenin sosyolojik ve ekonomik yapısının yansıması niteliğindedir. Özellikle 28 Şubat döneminde 8 yıllık kesintisiz temel eğitim uygulamasına geçilmesi ve meslek lisesi mezunlarına yükseköğretime geçişte katsayı engeli konulmasının ardından daralan mesleki ve teknik ortaöğretimde taşlar hâlâ yerine oturmamıştır.  Konu ile ilgili yapılan bütün çalışmalar ve resmî belgeler aslında sorunun farkında olduğumuz gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle yapılması gereken şey mesleki eğitime ilişkin sorunların yeniden tespit edilmesinden ziyade, sistemdeki kronik sorunlar için geliştirilen çözümlerin hızlı bir şekilde uygulanmasıdır. Bunu yaparken de herhangi bir politika belirleme veya bu alana yönelik yatırım sürecinde karar alınırken sadece dünyadaki iyi uygulamaların örnek alınmasının yeterli olmadığı göz önüne alınması gereken en önemli husus olmalıdır. Zira bir ülke de mesleki eğitimin karakterine yön veren temel faktörler ülkelerin kendi sosyolojik ve ekonomik gerçekleri ile gelecek vizyonlarıdır.  2023 vizyonuyla dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme yolculuğunda olan Türkiye’nin sanayide dijital dönüşümü hızlandırması, bilim, sanayi ve teknoloji politikaları ile birlikte temel eğitimden mesleki eğitime kadar tüm eğitim olgusunu değiştirmesi zorunlu bir hal almıştır. Ülkemizin Endüstri 4.0 treninde yer alabilmesi için mesleki ve teknik eğitimde ihtiyaç duyulan değişim ve dönüşümü gerçekleştirmek bir tercihten öte zorunluluktur.

Okul Müdürlüğünden Sistem ve Yetenek Liderliğine


Yönetim süreci çok yönlü ve karmaşık bir ilişkiler ve sorumluluklar ağını içerir. Yönetici, sorumlu olduğu alanların çeşitliği nedeniyle birden fazla rolü yerine getirmek durumundadır. Özellikle son çeyrek yüzyılda yaşanan teknolojik, sosyolojik, ekonomik ve küresel gelişmeler nedeniyle yöneticilerden beklenenler de hem farklılaşmakta hem de kapsamı genişlemektedir. Tüm sektörlerde yaşanan bu değişim, eğitimin her yönüne yansımıştır. Okullar, eğitim sistemi içinde bugünün bakış açısıyla, gelecekte var olacak bireyleri yetiştirme işlevini yerine getirmektedirler. Okul yönetimi ise eğitim sisteminin temel alanlardan biridir. Yönetim vazifesi ile görevli olan okul müdürünün liderlik davranışları, okulun bütününde etkili olmaktadır. Ülkemizde profesyonel bir alan olarak görülmeyen okul yöneticiliği bir görevlendirme unvanı olarak yer almakta, liderlik sergileme boyutu ise oldukça merkeziyetçi olan eğitim sistemi içinde dar bir alanda sıkışıp kalmaktadır. Buna rağmen değişen çevre koşulları içinde okul müdürünün de kendi yönetsel ve kişisel özelliklerini revize etmesi önem arz etmekte aksi takdirde okul yönetiminde problem teşkil etmektedir. Okulların kendilerinden beklenen işlevi yerine getirilebilmesi ancak tüm paydaşların senkronize çalışması ile mümkündür. Okul müdürlüğü seçme ve yetiştirmenin önemi kadar yetki-sorumluluk dengesinin tesis edilmesi de önemlidir. Okul müdürü ne kadar üstün yönetsel beceriler ile donanmış olursa olsun bu becerileri sergileyecek alanların kendilerine açılmasının gerekliliği politika yapıcılara tavsiye edilmiştir. Bu çalışmada, okul müdürünün sahip olması gereken güncel temel yönetim fonksiyonlarına yer verilmiştir. Okul müdürünün görev ve pozisyonunun gerektirdiği kişilik boyutları tanımlanmış, mevcut atama kriterleri değerlendirilmiş ve günümüz okullarının ihtiyaç duyduğu yöneticilik özellikleri paylaşılmıştır. Yönetim süreci çok yönlü ve karmaşık bir ilişkiler ve sorumluluklar ağını içerir. Yönetici, sorumlu olduğu alanların çeşitliği nedeniyle birden fazla rolü yerine getirmek durumundadır. Özellikle son çeyrek yüzyılda yaşanan teknolojik, sosyolojik, ekonomik ve küresel gelişmeler nedeniyle yöneticilerden beklenenler de hem farklılaşmakta hem de kapsamı genişlemektedir. Tüm sektörlerde yaşanan bu değişim, eğitimin her yönüne yansımıştır. Okullar, eğitim sistemi içinde bugünün bakış açısıyla, gelecekte var olacak bireyleri yetiştirme işlevini yerine getirmektedirler. Okul yönetimi ise eğitim sisteminin temel alanlardan biridir. Yönetim vazifesi ile görevli olan okul müdürünün liderlik davranışları, okulun bütününde etkili olmaktadır. Ülkemizde profesyonel bir alan olarak görülmeyen okul yöneticiliği bir görevlendirme unvanı olarak yer almakta, liderlik sergileme boyutu ise oldukça merkeziyetçi olan eğitim sistemi içinde dar bir alanda sıkışıp kalmaktadır. Buna rağmen değişen çevre koşulları içinde okul müdürünün de kendi yönetsel ve kişisel özelliklerini revize etmesi önem arz etmekte aksi takdirde okul yönetiminde problem teşkil etmektedir. Okulların kendilerinden beklenen işlevi yerine getirilebilmesi ancak tüm paydaşların senkronize çalışması ile mümkündür. Okul müdürlüğü seçme ve yetiştirmenin önemi kadar yetki-sorumluluk dengesinin tesis edilmesi de önemlidir. Okul müdürü ne kadar üstün yönetsel beceriler ile donanmış olursa olsun bu becerileri sergileyecek alanların kendilerine açılmasının gerekliliği politika yapıcılara tavsiye edilmiştir. Bu çalışmada, okul müdürünün sahip olması gereken güncel temel yönetim fonksiyonlarına yer verilmiştir. Okul müdürünün görev ve pozisyonunun gerektirdiği kişilik boyutları tanımlanmış, mevcut atama kriterleri değerlendirilmiş ve günümüz okullarının ihtiyaç duyduğu yöneticilik özellikleri paylaşılmıştır.

Geleceğin Türkiyesinde Yükseköğretim Özet Rapor


“Geleceğin Türkiyesinde Yükseköğretim” raporu; politik, ekonomik, sosyal, teknolojik, hukuki ve çevresel değişimler sonucunda yaşanacak değişimlerin yükseköğretimde yansımaları ve bu değişimlerin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair ipuçları veriyor. Yükseköğretim alanındaki gelişmelerin, yükseköğretimi stratejik bir bakışla ele almayı ve bu perspektifle yapısal ve yönetsel değişimi gerekli kıldığı anlaşılıyor. Günümüzde yaşanacak değişimlere hızlı cevap vermenin ve yükseköğretimden beklenen talepleri karşılamanın önemli olduğu görülüyor. Yükseköğretim kurumlarının, insanın anlam arayışına cevap üretme, hayat görüşü oluşumuna katkı sağlama ve kültürel birikim kazandırma gibi amaçların yanında, mesleki bilgi ve beceri kazandırma amacına da hizmet edecek çeşitliliği sağlaması gerektiği vurgulanıyor. Rapor, mevcut durum analizi yaparak gelecekte, işleyen ve güçlü bir yükseköğretim için yapılması gereken değişikliklere dikkat çekiyor ve on iki temadan oluşan bir vizyon ortaya koyuyor.  “Geleceğin Türkiyesinde Yükseköğretim” raporu; politik, ekonomik, sosyal, teknolojik, hukuki ve çevresel değişimler sonucunda yaşanacak değişimlerin yükseköğretimde yansımaları ve bu değişimlerin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair ipuçları veriyor. Yükseköğretim alanındaki gelişmelerin, yükseköğretimi stratejik bir bakışla ele almayı ve bu perspektifle yapısal ve yönetsel değişimi gerekli kıldığı anlaşılıyor. Günümüzde yaşanacak değişimlere hızlı cevap vermenin ve yükseköğretimden beklenen talepleri karşılamanın önemli olduğu görülüyor. Yükseköğretim kurumlarının, insanın anlam arayışına cevap üretme, hayat görüşü oluşumuna katkı sağlama ve kültürel birikim kazandırma gibi amaçların yanında, mesleki bilgi ve beceri kazandırma amacına da hizmet edecek çeşitliliği sağlaması gerektiği vurgulanıyor. Rapor, mevcut durum analizi yaparak gelecekte, işleyen ve güçlü bir yükseköğretim için yapılması gereken değişikliklere dikkat çekiyor ve on iki temadan oluşan bir vizyon ortaya koyuyor. “Geleceğin Türkiyesinde Yükseköğretim” raporu; politik, ekonomik, sosyal, teknolojik, hukuki ve çevresel değişimler sonucunda yaşanacak değişimlerin yükseköğretimde yansımaları ve bu değişimlerin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair ipuçları veriyor. Yükseköğretim alanındaki gelişmelerin, yükseköğretimi stratejik bir bakışla ele almayı ve bu perspektifle yapısal ve yönetsel değişimi gerekli kıldığı anlaşılıyor. Günümüzde yaşanacak değişimlere hızlı cevap vermenin ve yükseköğretimden beklenen talepleri karşılamanın önemli olduğu görülüyor. Yükseköğretim kurumlarının, insanın anlam arayışına cevap üretme, hayat görüşü oluşumuna katkı sağlama ve kültürel birikim kazandırma gibi amaçların yanında, mesleki bilgi ve beceri kazandırma amacına da hizmet edecek çeşitliliği sağlaması gerektiği vurgulanıyor. Rapor, mevcut durum analizi yaparak gelecekte, işleyen ve güçlü bir yükseköğretim için yapılması gereken değişikliklere dikkat çekiyor ve on iki temadan oluşan bir vizyon ortaya koyuyor.

Geleceğin Türkiyesinde Yükseköğretim


“Geleceğin Türkiyesinde Yükseköğretim” raporu; politik, ekonomik, sosyal, teknolojik, hukuki ve çevresel değişimler sonucunda yaşanacak değişimlerin yükseköğretimde yansımaları ve bu değişimlerin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair ipuçları veriyor. Yükseköğretim alanındaki gelişmelerin, yükseköğretimi stratejik bir bakışla ele almayı ve bu perspektifle yapısal ve yönetsel değişimi gerekli kıldığı anlaşılıyor. Günümüzde yaşanacak değişimlere hızlı cevap vermenin ve yükseköğretimden beklenen talepleri karşılamanın önemli olduğu görülüyor. Yükseköğretim kurumlarının, insanın anlam arayışına cevap üretme, hayat görüşü oluşumuna katkı sağlama ve kültürel birikim kazandırma gibi amaçların yanında, mesleki bilgi ve beceri kazandırma amacına da hizmet edecek çeşitliliği sağlaması gerektiği vurgulanıyor. Rapor, mevcut durum analizi yaparak gelecekte, işleyen ve güçlü bir yükseköğretim için yapılması gereken değişikliklere dikkat çekiyor ve on iki temadan oluşan bir vizyon ortaya koyuyor.  “Geleceğin Türkiyesinde Yükseköğretim” raporu; politik, ekonomik, sosyal, teknolojik, hukuki ve çevresel değişimler sonucunda yaşanacak değişimlerin yükseköğretimde yansımaları ve bu değişimlerin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair ipuçları veriyor. Yükseköğretim alanındaki gelişmelerin, yükseköğretimi stratejik bir bakışla ele almayı ve bu perspektifle yapısal ve yönetsel değişimi gerekli kıldığı anlaşılıyor. Günümüzde yaşanacak değişimlere hızlı cevap vermenin ve yükseköğretimden beklenen talepleri karşılamanın önemli olduğu görülüyor. Yükseköğretim kurumlarının, insanın anlam arayışına cevap üretme, hayat görüşü oluşumuna katkı sağlama ve kültürel birikim kazandırma gibi amaçların yanında, mesleki bilgi ve beceri kazandırma amacına da hizmet edecek çeşitliliği sağlaması gerektiği vurgulanıyor. Rapor, mevcut durum analizi yaparak gelecekte, işleyen ve güçlü bir yükseköğretim için yapılması gereken değişikliklere dikkat çekiyor ve on iki temadan oluşan bir vizyon ortaya koyuyor.

Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü (1997-2012)


Bu rapor İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği tarafından Mehmet Bahçekapılı ’ya hazırlatılan "Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü" başlıklı araştırmanın sonuçlarını içermektedir.   Çalışma üç ayrı bölümde 28 Şubat 1997 sonrası Türkiye’de din eğitimi alanındaki hem yasal/hukuki, hem de muhtelif alt alanları ile birlikte- kurumsal sivil din eğitimi alanındaki dönüşümleri ve yeni eğilimleri tespit etmektedir. 28 Şubat post modern darbe sürecinin aktörleri, 28 Şubat Millî Güvenlik Kurulu Toplantısı ve alınan kararlar ve kesintisiz eğitim uygulaması incelenmiştir. geçmişten dünümüze Kur’an kursları, imam hatip okulları ve ilahiyat fakültelerindeki nitel ve nicel değişim ve dönüşümler ele alınmıştır. 4+4+4 ile birlikte öğretim programlarına yeni dâhil olan din dersleri, ülkemizdeki din eğitiminin yeniden yapılandırılması ve din eğitiminde devlet ve STK’ların konumu gibi konu başlıkları incelenmiştir. Araştırmanın en önemli özelliği Türkiye’de ilk defa devletin, din eğitiminde sivil iradeye daha fazla alan açması ve sivil din eğitimini teşvik etmesi gerektiğinin altını çizmesidir Bu rapor Türkiye'de Din Eğitimi Projesi kapsamında yayınlanmıştır. Bu rapor İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği tarafından Mehmet Bahçekapılı ’ya hazırlatılan "Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü" başlıklı araştırmanın sonuçlarını içermektedir. Bu rapor İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği tarafından Mehmet Bahçekapılı ’ya hazırlatılan "Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü" başlıklı araştırmanın sonuçlarını içermektedir. Çalışma üç ayrı bölümde 28 Şubat 1997 sonrası Türkiye’de din eğitimi alanındaki hem yasal/hukuki, hem de muhtelif alt alanları ile birlikte- kurumsal sivil din eğitimi alanındaki dönüşümleri ve yeni eğilimleri tespit etmektedir. 28 Şubat 1997 sonrası Türkiye’de din eğitimi alanındaki hem yasal/hukuki, hem de muhtelif alt alanları ile birlikte- kurumsal sivil din eğitimi alanındaki dönüşümleri ve yeni eğilimleri tespit etmektedir. 28 Şubat post modern darbe sürecinin aktörleri, 28 Şubat Millî Güvenlik Kurulu Toplantısı ve alınan kararlar ve kesintisiz eğitim uygulaması incelenmiştir. geçmişten dünümüze Kur’an kursları, imam hatip okulları ve ilahiyat fakültelerindeki nitel ve nicel değişim ve dönüşümler ele alınmıştır. 4+4+4 ile birlikte öğretim programlarına yeni dâhil olan din dersleri, ülkemizdeki din eğitiminin yeniden yapılandırılması ve din eğitiminde devlet ve STK’ların konumu gibi konu başlıkları incelenmiştir. Araştırmanın en önemli özelliği Türkiye’de ilk defa devletin, din eğitiminde sivil iradeye daha fazla alan açması ve sivil din eğitimini teşvik etmesi gerektiğinin altını çizmesidir Araştırmanın en önemli özelliği Türkiye’de ilk defa devletin, din eğitiminde sivil iradeye daha fazla alan açması ve sivil din eğitimini teşvik etmesi gerektiğinin altını çizmesidir Bu rapor Türkiye'de Din Eğitimi Projesi kapsamında yayınlanmıştır. Bu rapor İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği tarafından Mehmet Bahçekapılı ’ya hazırlatılan "Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü" başlıklı araştırmanın sonuçlarını içermektedir. Çalışma üç ayrı bölümde 28 Şubat 1997 sonrası Türkiye’de din eğitimi alanındaki hem yasal/hukuki, hem de muhtelif alt alanları ile birlikte- kurumsal sivil din eğitimi alanındaki dönüşümleri ve yeni eğilimleri tespit etmektedir. 28 Şubat post modern darbe sürecinin aktörleri, 28 Şubat Millî Güvenlik Kurulu Toplantısı ve alınan kararlar ve kesintisiz eğitim uygulaması incelenmiştir. geçmişten dünümüze Kur’an kursları, imam hatip okulları ve ilahiyat fakültelerindeki nitel ve nicel değişim ve dönüşümler ele alınmıştır. 4+4+4 ile birlikte öğretim programlarına yeni dâhil olan din dersleri, ülkemizdeki din eğitiminin yeniden yapılandırılması ve din eğitiminde devlet ve STK’ların konumu gibi konu başlıkları incelenmiştir. Araştırmanın en önemli özelliği Türkiye’de ilk defa devletin, din eğitiminde sivil iradeye daha fazla alan açması ve sivil din eğitimini teşvik etmesi gerektiğinin altını çizmesidir Bu rapor İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği tarafından Mehmet Bahçekapılı ’ya hazırlatılan "Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü" başlıklı araştırmanın sonuçlarını içermektedir. Çalışma üç ayrı bölümde 28 Şubat 1997 sonrası Türkiye’de din eğitimi alanındaki hem yasal/hukuki, hem de muhtelif alt alanları ile birlikte- kurumsal sivil din eğitimi alanındaki dönüşümleri ve yeni eğilimleri tespit etmektedir. 28 Şubat post modern darbe sürecinin aktörleri, 28 Şubat Millî Güvenlik Kurulu Toplantısı ve alınan kararlar ve kesintisiz eğitim uygulaması incelenmiştir. geçmişten dünümüze Kur’an kursları, imam hatip okulları ve ilahiyat fakültelerindeki nitel ve nicel değişim ve dönüşümler ele alınmıştır. 4+4+4 ile birlikte öğretim programlarına yeni dâhil olan din dersleri, ülkemizdeki din eğitiminin yeniden yapılandırılması ve din eğitiminde devlet ve STK’ların konumu gibi konu başlıkları incelenmiştir. Araştırmanın en önemli özelliği Türkiye’de ilk defa devletin, din eğitiminde sivil iradeye daha fazla alan açması ve sivil din eğitimini teşvik etmesi gerektiğinin altını çizmesidir Bu rapor İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği tarafından Mehmet Bahçekapılı ’ya hazırlatılan "Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü" başlıklı araştırmanın sonuçlarını içermektedir. Çalışma üç ayrı bölümde 28 Şubat 1997 sonrası Türkiye’de din eğitimi alanındaki hem yasal/hukuki, hem de muhtelif alt alanları ile birlikte- kurumsal sivil din eğitimi alanındaki dönüşümleri ve yeni eğilimleri tespit etmektedir. 28 Şubat post modern darbe sürecinin aktörleri, 28 Şubat Millî Güvenlik Kurulu Toplantısı ve alınan kararlar ve kesintisiz eğitim uygulaması incelenmiştir. geçmişten dünümüze Kur’an kursları, imam hatip okulları ve ilahiyat fakültelerindeki nitel ve nicel değişim ve dönüşümler ele alınmıştır. 4+4+4 ile birlikte öğretim programlarına yeni dâhil olan din dersleri, ülkemizdeki din eğitiminin yeniden yapılandırılması ve din eğitiminde devlet ve STK’ların konumu gibi konu başlıkları incelenmiştir. Araştırmanın en önemli özelliği Türkiye’de ilk defa devletin, din eğitiminde sivil iradeye daha fazla alan açması ve sivil din eğitimini teşvik etmesi gerektiğinin altını çizmesidir Bu rapor Türkiye'de Din Eğitimi Projesi kapsamında yayınlanmıştır.