Logo

Yayınlar

COVID-19 SONRASI EĞİTİM: Değişimde Süreklilik İçin Tespitler ve Öneriler


Covid-19 salgınının günlük yaşantımıza etkileri halihazırda devam ederken tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sosyal ve ekonomik saikler okulların açılmasını adeta bir zorunluluk haline getirmiştir. Türkiye’de okullar yüz yüze eğitim için yeni eğitim öğretim yılına hazırlıklarını tamamlamaya çalışmaktadır. Salgının yayılımı açısından en kritik kamusal alanlardan biri olan okullarda sürecin nasıl yürütüleceği ve okullar açıkken salgının ne derece kontrol altında tutulabileceği konusu toplumun her kesiminde merak ve endişe uyandırmaktadır.Bu minvalde elinizdeki bu çalışmanın amacı Covid-19 salgını sürecinde kapalı kalan okulların yeni eğitim öğretim dönemine ne kadar hazır olduklarının değerlendirilmesi ve bu bağlamda politika önerilerinin ortaya konmasıdır.  Bu kapsamda ilk olarak okulların mevcut fiziksel koşullarının sağlık önlemleri açısından yeterliği ele alınmıştır. Okulların tam kapasite ile yüz yüze yeniden açılması sürecinde yöneticileri, öğretmenleri, öğrencileri ve velileri ilgilendiren mevcut ve muhtemel problemler değerlendirilmiş ve çözüm önerilerine değinilmiştir. Akabinde eğitim-öğretim planlama, müfredat ve içeriklere dair analizler ile rezilyans uygulamalarının etkililiğini artıracak tavsiyelere yer verilmiştir. Sonuç bölümünde politika uygulayıcıları ve eğitim paydaşları için uygulanabilir ve somut politika notları sunulmuştur.Bu çalışma Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi’nin (EPAM) Covid-19 salgını sonrasındaki süreçte okullarımızın yeni eğitim öğretim sezonuna hazır olma durumunu anlamak ve değerlendirmek için organize ettiği çalıştayda ortaya çıkan görüş ve perspektiflerin genişletilmesi ile hazırlanmıştır. Çalışmada akademisyenlerin, okul yöneticilerinin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve eğitim araştırmacılarının katılımı ve katkısıyla çözüm önceliği taşıyan sorunların tanımlanması ve çözümü için gerekli adımların atılması adına politika uygulayıcılarına yol gösterici notlar ve tespitler derlenmiştir.  Covid-19 salgınının günlük yaşantımıza etkileri halihazırda devam ederken tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sosyal ve ekonomik saikler okulların açılmasını adeta bir zorunluluk haline getirmiştir. Türkiye’de okullar yüz yüze eğitim için yeni eğitim öğretim yılına hazırlıklarını tamamlamaya çalışmaktadır. Salgının yayılımı açısından en kritik kamusal alanlardan biri olan okullarda sürecin nasıl yürütüleceği ve okullar açıkken salgının ne derece kontrol altında tutulabileceği konusu toplumun her kesiminde merak ve endişe uyandırmaktadır. Covid-19 salgınının günlük yaşantımıza etkileri halihazırda devam ederken tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sosyal ve ekonomik saikler okulların açılmasını adeta bir zorunluluk haline getirmiştir. Türkiye’de okullar yüz yüze eğitim için yeni eğitim öğretim yılına hazırlıklarını tamamlamaya çalışmaktadır. Salgının yayılımı açısından en kritik kamusal alanlardan biri olan okullarda sürecin nasıl yürütüleceği ve okullar açıkken salgının ne derece kontrol altında tutulabileceği konusu toplumun her kesiminde merak ve endişe uyandırmaktadır. Bu minvalde elinizdeki bu çalışmanın amacı Covid-19 salgını sürecinde kapalı kalan okulların yeni eğitim öğretim dönemine ne kadar hazır olduklarının değerlendirilmesi ve bu bağlamda politika önerilerinin ortaya konmasıdır.  Bu kapsamda ilk olarak okulların mevcut fiziksel koşullarının sağlık önlemleri açısından yeterliği ele alınmıştır. Okulların tam kapasite ile yüz yüze yeniden açılması sürecinde yöneticileri, öğretmenleri, öğrencileri ve velileri ilgilendiren mevcut ve muhtemel problemler değerlendirilmiş ve çözüm önerilerine değinilmiştir. Akabinde eğitim-öğretim planlama, müfredat ve içeriklere dair analizler ile rezilyans uygulamalarının etkililiğini artıracak tavsiyelere yer verilmiştir. Sonuç bölümünde politika uygulayıcıları ve eğitim paydaşları için uygulanabilir ve somut politika notları sunulmuştur. Bu minvalde elinizdeki bu çalışmanın amacı Covid-19 salgını sürecinde kapalı kalan okulların yeni eğitim öğretim dönemine ne kadar hazır olduklarının değerlendirilmesi ve bu bağlamda politika önerilerinin ortaya konmasıdır.  Bu kapsamda ilk olarak okulların mevcut fiziksel koşullarının sağlık önlemleri açısından yeterliği ele alınmıştır. Okulların tam kapasite ile yüz yüze yeniden açılması sürecinde yöneticileri, öğretmenleri, öğrencileri ve velileri ilgilendiren mevcut ve muhtemel problemler değerlendirilmiş ve çözüm önerilerine değinilmiştir. Akabinde eğitim-öğretim planlama, müfredat ve içeriklere dair analizler ile rezilyans uygulamalarının etkililiğini artıracak tavsiyelere yer verilmiştir. Sonuç bölümünde politika uygulayıcıları ve eğitim paydaşları için uygulanabilir ve somut politika notları sunulmuştur. Bu çalışma Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi’nin (EPAM) Covid-19 salgını sonrasındaki süreçte okullarımızın yeni eğitim öğretim sezonuna hazır olma durumunu anlamak ve değerlendirmek için organize ettiği çalıştayda ortaya çıkan görüş ve perspektiflerin genişletilmesi ile hazırlanmıştır. Çalışmada akademisyenlerin, okul yöneticilerinin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve eğitim araştırmacılarının katılımı ve katkısıyla çözüm önceliği taşıyan sorunların tanımlanması ve çözümü için gerekli adımların atılması adına politika uygulayıcılarına yol gösterici notlar ve tespitler derlenmiştir. Bu çalışma Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi’nin (EPAM) Covid-19 salgını sonrasındaki süreçte okullarımızın yeni eğitim öğretim sezonuna hazır olma durumunu anlamak ve değerlendirmek için organize ettiği çalıştayda ortaya çıkan görüş ve perspektiflerin genişletilmesi ile hazırlanmıştır. Çalışmada akademisyenlerin, okul yöneticilerinin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve eğitim araştırmacılarının katılımı ve katkısıyla çözüm önceliği taşıyan sorunların tanımlanması ve çözümü için gerekli adımların atılması adına politika uygulayıcılarına yol gösterici notlar ve tespitler derlenmiştir.

2022 Millî Eğitim Bakanlığı Bütçesi


Devlet idarelerine ait geliri ifade eden ve diğer bir adıyla konsolide bütçe olarak bilinen Merkezi Yönetim Bütçesi, genel ve katma bütçeli idarelerin toplamından oluşmaktadır. Merkezi Yönetim Bütçesi’nin son 6 yılına baktığımızda, bütçenin bir önceki yıla oranla artış gösterdiği görülmektedir.​Merkezi Yönetim Bütçesi (giderler), son 5 yıldır bir önceki yılın enflasyon oranının üzerinde bir artış göstermekteyken bu yıl, bir önceki senenin enflasyon oranı olan %36,08 oranının altında kalarak %30,07 oranında artmıştır.    Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi olarak hazırladığımız bu çalışmada; Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın 2022 yılı için oluşturduğu bütçe planlamasını eğitim alanı ekseninde ele alıyor, Millî Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bütçe kalemlerini yıllara göre detaylarıyla inceliyor ve bu doğrultuda mevcut eğitim politikalarının uygulanabilirliğini tartışmaya açıyoruz.  Devlet idarelerine ait geliri ifade eden ve diğer bir adıyla konsolide bütçe olarak bilinen Merkezi Yönetim Bütçesi, genel ve katma bütçeli idarelerin toplamından oluşmaktadır. Merkezi Yönetim Bütçesi’nin son 6 yılına baktığımızda, bütçenin bir önceki yıla oranla artış gösterdiği görülmektedir. ​Merkezi Yönetim Bütçesi (giderler), son 5 yıldır bir önceki yılın enflasyon oranının üzerinde bir artış göstermekteyken bu yıl, bir önceki senenin enflasyon oranı olan %36,08 oranının altında kalarak %30,07 oranında artmıştır.  Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi olarak hazırladığımız bu çalışmada; Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın 2022 yılı için oluşturduğu bütçe planlamasını eğitim alanı ekseninde ele alıyor, Millî Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bütçe kalemlerini yıllara göre detaylarıyla inceliyor ve bu doğrultuda mevcut eğitim politikalarının uygulanabilirliğini tartışmaya açıyoruz. 

Öğretmen Gelişiminde Bir Model: İstanbul Öğretmen Akademileri


Öğretmenlik, çağın ihtiyaçlarına uygun şekilde gelişim göstermesi gereken, uzmanlık isteyen bir meslektir. Bu ihtiyaç, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine yönelik tartışmaların sürekli gündemde kalmasına neden olmaktadır. İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü bünyesinde 2016-2017 öğretim yılından itibaren faaliyet gösteren “İstanbul Öğretmen Akademileri” öğretmenlerin mesleki gelişimleri için yenilikçi ve yerel bir model olarak hayata geçirilmiştir. İstanbul Öğretmen Akademileri projesi kapsamında, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine yönelik gerçekleştirdiği çalışmalarda mesleki gelişim modellerinden etkilendiği görülmektedir. EPAM olarak İstanbul Öğretmen Akademilerini konu aldığımız bu politika notunda, İstanbul Öğretmen Akademileri, öğretmenler için mesleki gelişim modelleri ve uygulamaları bakımından incelenmiş ve Millî Eğitim Sistemi ve mesleki gelişim çalışmaları ışığında değerlendirilmiştir. Projenin etkisinin, verimliliğinin ve sürdürülebilirliğinin artırılmasına yönelik tespitlerde bulunulmuş ve politika önerileri sunulmuştur.  Öğretmenlik, çağın ihtiyaçlarına uygun şekilde gelişim göstermesi gereken, uzmanlık isteyen bir meslektir. Bu ihtiyaç, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine yönelik tartışmaların sürekli gündemde kalmasına neden olmaktadır. İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü bünyesinde 2016-2017 öğretim yılından itibaren faaliyet gösteren “İstanbul Öğretmen Akademileri” öğretmenlerin mesleki gelişimleri için yenilikçi ve yerel bir model olarak hayata geçirilmiştir. İstanbul Öğretmen Akademileri projesi kapsamında, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine yönelik gerçekleştirdiği çalışmalarda mesleki gelişim modellerinden etkilendiği görülmektedir. EPAM olarak İstanbul Öğretmen Akademilerini konu aldığımız bu politika notunda, İstanbul Öğretmen Akademileri, öğretmenler için mesleki gelişim modelleri ve uygulamaları bakımından incelenmiş ve Millî Eğitim Sistemi ve mesleki gelişim çalışmaları ışığında değerlendirilmiştir. Projenin etkisinin, verimliliğinin ve sürdürülebilirliğinin artırılmasına yönelik tespitlerde bulunulmuş ve politika önerileri sunulmuştur.  Öğretmenlik, çağın ihtiyaçlarına uygun şekilde gelişim göstermesi gereken, uzmanlık isteyen bir meslektir. Bu ihtiyaç, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine yönelik tartışmaların sürekli gündemde kalmasına neden olmaktadır. İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü bünyesinde 2016-2017 öğretim yılından itibaren faaliyet gösteren “İstanbul Öğretmen Akademileri” öğretmenlerin mesleki gelişimleri için yenilikçi ve yerel bir model olarak hayata geçirilmiştir. İstanbul Öğretmen Akademileri projesi kapsamında, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine yönelik gerçekleştirdiği çalışmalarda mesleki gelişim modellerinden etkilendiği görülmektedir. EPAM olarak İstanbul Öğretmen Akademilerini konu aldığımız bu politika notunda, İstanbul Öğretmen Akademileri, öğretmenler için mesleki gelişim modelleri ve uygulamaları bakımından incelenmiş ve Millî Eğitim Sistemi ve mesleki gelişim çalışmaları ışığında değerlendirilmiştir. Projenin etkisinin, verimliliğinin ve sürdürülebilirliğinin artırılmasına yönelik tespitlerde bulunulmuş ve politika önerileri sunulmuştur. 

Türkiye'de Sivil Toplumun Gündemi Ekim Kasım 2021 Sayısı Yayımlandı


Aylık olarak yayınlamaya devam ettiğimiz “Türkiye’de Sivil Toplumun Gündemi” bülteninin Ekim-Kasım sayısıyla karşınızdayız. Bülteni hazırlanırken Türkiye’deki pek çok STK’nın faaliyetleri inceledik. Covid-19 salgını sonrası Zoom ve türevi programların da sağladığı kolaylıkla birçok seminer, konferans gibi organizasyonlar kolay bir biçimde düzenlenebilir hale gelmesinden ötürü bu faaliyetlerin birçoğuna bültenimizde yer veremedik. Rapor, kitap, bilgi notu gibi yarı akademik çalışmaların yanı sıra çalıştay, sempozyum, eğitim atölyeleri gibi geniş ölçekli organizasyonları dikkate aldık ve bunlara bültenimizde kronolojik olarak sıraladık. Bültenin online versiyonunda, haber başlıklarına haberin kaynağına götüren linkleri yerleştirdik. Toplamda 15 faaliyetin yer aldığı bu sayıda ayın faaliyeti olarak Sivil Sayfalar’ın Etkiniz AB işbirliğinde STK’ların dilekçe hakkına ilişkin hazırladığı rapor kendine yer buldu. Diğer yandan ayın kurumu 6’ncısını düzenledikleri Türkiye İş Ahlakı Zirvesi ile İGİAD oldu. Ayın röportajı olarak ise uzun yıllardır sivil toplumun içinde olan Halit Bekiroğlu’yla Türkiye sivil toplumunun dijitalleşme performansını ve İLKE Vakfı Youtube kanalında başladığı video serisi ile alakalı konuştuk. Aylık olarak yayınlamaya devam ettiğimiz “Türkiye’de Sivil Toplumun Gündemi” bülteninin Ekim-Kasım sayısıyla karşınızdayız. Bülteni hazırlanırken Türkiye’deki pek çok STK’nın faaliyetleri inceledik. Covid-19 salgını sonrası Zoom ve türevi programların da sağladığı kolaylıkla birçok seminer, konferans gibi organizasyonlar kolay bir biçimde düzenlenebilir hale gelmesinden ötürü bu faaliyetlerin birçoğuna bültenimizde yer veremedik. Rapor, kitap, bilgi notu gibi yarı akademik çalışmaların yanı sıra çalıştay, sempozyum, eğitim atölyeleri gibi geniş ölçekli organizasyonları dikkate aldık ve bunlara bültenimizde kronolojik olarak sıraladık. Bültenin online versiyonunda, haber başlıklarına haberin kaynağına götüren linkleri yerleştirdik. Toplamda 15 faaliyetin yer aldığı bu sayıda ayın faaliyeti olarak Sivil Sayfalar’ın Etkiniz AB işbirliğinde STK’ların dilekçe hakkına ilişkin hazırladığı rapor kendine yer buldu. Diğer yandan ayın kurumu 6’ncısını düzenledikleri Türkiye İş Ahlakı Zirvesi ile İGİAD oldu. Ayın röportajı olarak ise uzun yıllardır sivil toplumun içinde olan Halit Bekiroğlu’yla Türkiye sivil toplumunun dijitalleşme performansını ve İLKE Vakfı Youtube kanalında başladığı video serisi ile alakalı konuştuk.

Nitelikli Göçmen İş Gücünün Çalışma Yaşamına Entegrasyonu


İLKE Vakfı olarak Türkiye’nin yüzleşmekte olduğu toplumsal sorunları tespit ederek veriye dayalı ve somut çözüm önerileri getirmek üzere kurduğumuz Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) sağlıkta özelleşme, yeşil ekonomi, genç işsizlik, Üniversitelerde AR-GE, arabuluculuk ve uzlaştırma konularında yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi!İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden Dr. Fatih Yaman, “Nitelikli Göçmen İş Gücünün Çalışma Yaşamına Entegrasyonu” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Hazırlanan politika notunda önce kavramsal karmaşayı aşmak adına göçmenlik kategorileri ele alınmış ardından, göçmenler ve istihdam ilişkisini değerlendirmeyi kolaylaştıracak veriler üzerinden konu analiz edilmiştir. Politika notunda dünyadaki uluslararası göçmen verileri, Türkiye’deki göçmen sayıları, yabancılara verilen çalışma izinleri, çalışma iznine sahip göçmenlerin uyruk, eğitim düzeyi ve cinsiyetleri, ekonomik faaliyete göre dağılımları ele alınarak entegrasyonun gerçekleşmesinde belirleyici bir parametre olan nitelikli göçmenlerin çalışma yaşamına uyumları risk ve fırsatlar temelinde irdelenmiştir.  Bu konudaki risk ve fırsatların tespitinin ardından bu alana yönelik çok katmanlı bir program öngören öneriler ortaya konulmuştur.  İLKE Vakfı olarak Türkiye’nin yüzleşmekte olduğu toplumsal sorunları tespit ederek veriye dayalı ve somut çözüm önerileri getirmek üzere kurduğumuz Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) sağlıkta özelleşme, yeşil ekonomi, genç işsizlik, Üniversitelerde AR-GE, arabuluculuk ve uzlaştırma konularında yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi! İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden Dr. Fatih Yaman, “Nitelikli Göçmen İş Gücünün Çalışma Yaşamına Entegrasyonu” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Hazırlanan politika notunda önce kavramsal karmaşayı aşmak adına göçmenlik kategorileri ele alınmış ardından, göçmenler ve istihdam ilişkisini değerlendirmeyi kolaylaştıracak veriler üzerinden konu analiz edilmiştir.   Politika notunda dünyadaki uluslararası göçmen verileri, Türkiye’deki göçmen sayıları, yabancılara verilen çalışma izinleri, çalışma iznine sahip göçmenlerin uyruk, eğitim düzeyi ve cinsiyetleri, ekonomik faaliyete göre dağılımları ele alınarak entegrasyonun gerçekleşmesinde belirleyici bir parametre olan nitelikli göçmenlerin çalışma yaşamına uyumları risk ve fırsatlar temelinde irdelenmiştir.  Bu konudaki risk ve fırsatların tespitinin ardından bu alana yönelik çok katmanlı bir program öngören öneriler ortaya konulmuştur.