Logo

Yayınlar

Yeşil Ekonomi ve İktisadi Kalkınma: Politik İktisadi Bir Değerlendirme


Küresel ekonominin son yüzyıllık görüntüsü ekonomi, çevre ve toplum ekseninde biri diğerinin gelişimini sınırlayan önemli sonuçlar doğurmuştur. Ekonomik politikaların nihai olarak insan ve toplum refahını artırmak ve iktisadi kalkınmayı tüm topluma yaymak gibi bir misyonu olmasına rağmen, mevcut uygulamalar iktisadi verimlilik adına küresel gelir eşitsizliğine, kaynakların verimli kullanımı adına çevre tahribatına ve iktisadi süreklilik adına ekonomik ve finansal krizlere sebep olmuştur. Bu rapor, ortaya çıkan bu tablonun politik iktisadi bir çerçevesini sunmayı amaçlamaktadır. Avrupamerkezci iktisadi kalkınmanın bedeli olarak ortaya çıkan ve en acil çözüm bekleyen alanlardan biri olan çevre sorununa bu açıdan yaklaşan rapor; ulusal, bölgesel ve küresel çevre politikalarını söylem ve eylem düzeyinde mukayeseli biçimde ele almaktadır. Yeşil ekonomi olarak adlandırılan söylemin uygulamada sağlıklı işleyebilmesi için çevre krizinin öncelikle teknik bir sorun olmaktan öte politik bir mesele olduğunu vurgulanmaktadır. Küresel ekonominin son yüzyıllık görüntüsü ekonomi, çevre ve toplum ekseninde biri diğerinin gelişimini sınırlayan önemli sonuçlar doğurmuştur. Ekonomik politikaların nihai olarak insan ve toplum refahını artırmak ve iktisadi kalkınmayı tüm topluma yaymak gibi bir misyonu olmasına rağmen, mevcut uygulamalar iktisadi verimlilik adına küresel gelir eşitsizliğine, kaynakların verimli kullanımı adına çevre tahribatına ve iktisadi süreklilik adına ekonomik ve finansal krizlere sebep olmuştur. Bu rapor, ortaya çıkan bu tablonun politik iktisadi bir çerçevesini sunmayı amaçlamaktadır. Avrupamerkezci iktisadi kalkınmanın bedeli olarak ortaya çıkan ve en acil çözüm bekleyen alanlardan biri olan çevre sorununa bu açıdan yaklaşan rapor; ulusal, bölgesel ve küresel çevre politikalarını söylem ve eylem düzeyinde mukayeseli biçimde ele almaktadır. Yeşil ekonomi olarak adlandırılan söylemin uygulamada sağlıklı işleyebilmesi için çevre krizinin öncelikle teknik bir sorun olmaktan öte politik bir mesele olduğunu vurgulanmaktadır.

Türkiye'de Matematik Eğitimi Revizyonları ve Matematik Seferberliği


21. yüzyılın gereksinimleri, bilgi ve teknoloji çağının kapılarını aralarken, matematik eğitimi bu çağın anahtarı haline gelmiştir. Ülkeler, teknolojik ilerlemelerin etkisiyle matematik eğitimlerini gözden geçirerek çağa uyum sağlamaya çalışmaktadır. Türkiye, bu değişim rüzgarında sık sık matematik eğitiminde revizyonlar yapmaktadır ve bu yenilikler doğrudan öğretim programlarına yansımaktadır. Son zamanlarda gerçekleşen en kapsamlı yenilik olan "Matematik Seferberliği", bu değişimin en önemli adımlarından biridir. Bu analiz raporu, Türkiye'nin matematik eğitimindeki başarısını değerlendirmek için ulusal sınavlar ve uluslararası değerlendirmeler temelinde gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda, uygulanan eğitim revizyonlarının matematik başarılarına etkisi ve Matematik Seferberliği gibi önemli girişimlerin gerekliliği üzerine odaklanmaktadır. Türkiye'nin matematik eğitimi başarısı, ulusal sınavlar (LGS-YKS) ve uluslararası araştırmalar (PISA-TIMMS) temelinde değerlendirildiğinde, istenilen seviyelere ulaşamadığı ortaya çıkmaktadır. Raporda, Türkiye'nin matematik eğitim başarısını artırmak amacıyla ilan edilen Matematik Seferberliği süreci incelenmiş ve uygulamaya yönelik öneriler sunulmuştur. Matematik eğitimi alanındaki yenilikler ve Matematik Seferberliği gibi girişimlerin etkisiyle, Türkiye'nin matematik eğitiminde başarısını artırma hedefine doğru atılan adımları inceleyen bu analiz raporu; eğitimciler, politika yapıcılar ve ilgili tüm paydaşlar için kılavuz niteliğindedir. 

Sürdürülebilir Kalkınmada Yeşil Sukukun Türkiye’deki Önemi ve Politika Önerileri


Sürdürülebilir kalkınma, İslami finans prensipleri esas alınarak ekonomik büyümenin ve kalkınmanın sürdürülebilirliğini hedeflemektedir. Bu prensipler sürdürülebilir kalkınmanın başarılmasına katkı sağlamakta, İslam iktisadını bir çözüm aracı haline getirerek çevresel ve sosyal sorumlulukla uyumlu projelerin finansmanında etkili bir araç olarak yeşil sukuku öne çıkarmaktadır. Yeşil sukuk enstrümanı kullanması Türkiye'nin enerji bağımlılığını azaltma, karbon ayak izini düşürme ve sürdürülebilir büyümeyi teşvik etme hususlarında fırsat sunmaktadır. Raporda İslami finansın sürdürülebilir kalkınma alanındaki önemi, sürdürülebilirlik perspektifinden yeşil tahvillerin işleyişi ve yeşil sukukun sürdürülebilir kalkınmadaki rolü derinlemesine ele alınmıştır. Yeşil sukukun alandaki potansiyelini artırma yollarını değerlendirilerek gelişimi için politika önerileri sunulmuştur. Türkiye’nin sürdürülebilirlik ve İslami finansın bir araya geldiği bu önemli dönüşümü desteklenerek hem ekonomik büyümeyi hem de çevresel ve sosyal sorumluluğu bir arada başarabileceği iddiası temellendirilmeye çalışılmıştır. Sürdürülebilir kalkınma, İslami finans prensipleri esas alınarak ekonomik büyümenin ve kalkınmanın sürdürülebilirliğini hedeflemektedir. Bu prensipler sürdürülebilir kalkınmanın başarılmasına katkı sağlamakta, İslam iktisadını bir çözüm aracı haline getirerek çevresel ve sosyal sorumlulukla uyumlu projelerin finansmanında etkili bir araç olarak yeşil sukuku öne çıkarmaktadır. Yeşil sukuk enstrümanı kullanması Türkiye'nin enerji bağımlılığını azaltma, karbon ayak izini düşürme ve sürdürülebilir büyümeyi teşvik etme hususlarında fırsat sunmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma, İslami finans prensipleri esas alınarak ekonomik büyümenin ve kalkınmanın sürdürülebilirliğini hedeflemektedir. Bu prensipler sürdürülebilir kalkınmanın başarılmasına katkı sağlamakta, İslam iktisadını bir çözüm aracı haline getirerek çevresel ve sosyal sorumlulukla uyumlu projelerin finansmanında etkili bir araç olarak yeşil sukuku öne çıkarmaktadır. Yeşil sukuk enstrümanı kullanması Türkiye'nin enerji bağımlılığını azaltma, karbon ayak izini düşürme ve sürdürülebilir büyümeyi teşvik etme hususlarında fırsat sunmaktadır. Raporda İslami finansın sürdürülebilir kalkınma alanındaki önemi, sürdürülebilirlik perspektifinden yeşil tahvillerin işleyişi ve yeşil sukukun sürdürülebilir kalkınmadaki rolü derinlemesine ele alınmıştır. Yeşil sukukun alandaki potansiyelini artırma yollarını değerlendirilerek gelişimi için politika önerileri sunulmuştur. Türkiye’nin sürdürülebilirlik ve İslami finansın bir araya geldiği bu önemli dönüşümü desteklenerek hem ekonomik büyümeyi hem de çevresel ve sosyal sorumluluğu bir arada başarabileceği iddiası temellendirilmeye çalışılmıştır. Raporda İslami finansın sürdürülebilir kalkınma alanındaki önemi, sürdürülebilirlik perspektifinden yeşil tahvillerin işleyişi ve yeşil sukukun sürdürülebilir kalkınmadaki rolü derinlemesine ele alınmıştır. Yeşil sukukun alandaki potansiyelini artırma yollarını değerlendirilerek gelişimi için politika önerileri sunulmuştur. Türkiye’nin sürdürülebilirlik ve İslami finansın bir araya geldiği bu önemli dönüşümü desteklenerek hem ekonomik büyümeyi hem de çevresel ve sosyal sorumluluğu bir arada başarabileceği iddiası temellendirilmeye çalışılmıştır.

Toplumun Görünümü 2023: Kent ve Konut


Türkiye’de kent ve konut öteden beri temel bir mesele. Apartman hayatı, gecekondu, belediye hizmetleri, şehir içi ulaşım, çarpık kentleşme, kentsel dönüşüm gibi olgular sürekli tartışılıyor. Son yıllarda konut piyasasında yükselen fiyatlar ve 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri kent ve konut meselesinde çok uzun zamandır biriken sorunları gün yüzüne çıkardı.   TODAM tarafından hazırlanan Toplumun Görünümü 2023: Kent ve Konut Türkiye’nin her dönem şekil değiştiren ama birikerek krize dönüşen kent ve konut meselesine odaklanıyor. Önceki yılların raporlarında olduğu gibi 15 farklı alanda Türkiye’nin son on yıldaki dönüşümü temel göstergelerle ele alınıyor. Bunun yanı sıra 81 ilin ekonomiden eğitime, sağlıktan hukuka sosyoekonomik görünümü gözler önüne seriliyor. Ayrıca rapor, inşaat sektörü, konut piyasası ve konut mülkiyetine dair ayrıntılı harita, tablo ve analizleri içeriyor.   Toplumun Görünümü 2023: Kent ve Konut, il bazlı karşılaştırmalar, bulgular ve öneriler içermesiyle Türkiye’de yaşayan herkesi saran toplumsal şartlara dair bir perspektif sunuyor. Kent sosyolojisinden şehir ve bölge planlamaya bu alanlarda çalışan akademisyen ve araştırmacılarla birlikte, farklı ölçeklerde kamu politikası üretme ve uygulama makamındaki yetkililere de hitap ediyor. Böylece daha adil ve müreffeh bir şehir ve konut hayatının inşasında temel alınması gereken noktalara ışık tutuyor.  Türkiye’de kent ve konut öteden beri temel bir mesele. Apartman hayatı, gecekondu, belediye hizmetleri, şehir içi ulaşım, çarpık kentleşme, kentsel dönüşüm gibi olgular sürekli tartışılıyor. Son yıllarda konut piyasasında yükselen fiyatlar ve 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri kent ve konut meselesinde çok uzun zamandır biriken sorunları gün yüzüne çıkardı. TODAM tarafından hazırlanan Toplumun Görünümü 2023: Kent ve Konut Türkiye’nin her dönem şekil değiştiren ama birikerek krize dönüşen kent ve konut meselesine odaklanıyor. Önceki yılların raporlarında olduğu gibi 15 farklı alanda Türkiye’nin son on yıldaki dönüşümü temel göstergelerle ele alınıyor. Bunun yanı sıra 81 ilin ekonomiden eğitime, sağlıktan hukuka sosyoekonomik görünümü gözler önüne seriliyor. Ayrıca rapor, inşaat sektörü, konut piyasası ve konut mülkiyetine dair ayrıntılı harita, tablo ve analizleri içeriyor. Toplumun Görünümü 2023: Kent ve Konut, il bazlı karşılaştırmalar, bulgular ve öneriler içermesiyle Türkiye’de yaşayan herkesi saran toplumsal şartlara dair bir perspektif sunuyor. Kent sosyolojisinden şehir ve bölge planlamaya bu alanlarda çalışan akademisyen ve araştırmacılarla birlikte, farklı ölçeklerde kamu politikası üretme ve uygulama makamındaki yetkililere de hitap ediyor. Böylece daha adil ve müreffeh bir şehir ve konut hayatının inşasında temel alınması gereken noktalara ışık tutuyor.

Türkiye’de Yardım Ekonomisi Ekosisteme Yönelik Bir Model Önerisi


Günümüzde sosyal, ekonomik ve ekolojik dinamikler her geçen gün daha karmaşık hâle gelmektedir. Yaşanan afetler ve özellikle Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan krizler, son otuz yılda insani ihtiyaçların küresel ölçekte çok büyük bir ivme ile artmasına neden olmuştur. Bu süreçte, bu olumsuz manzaranın çözümüne yönelik bir yardım ekonomisi oluşmuştur. Uluslararası kuruluşlar, devletler, sivil toplum kuruluşları, şirketler ve bireyler tarafından yapılan yardımların toplamı olarak kabul edebileceğimiz yardım ekonomisinin gelinen noktada nitelik ve nicelik açısından yeterli bir seviyede olmadığı görülmektedir. Türkiye ise yıllar içinde kendine özgü bir yardım ekosistemi geliştirmiş, Osmanlı’dan miras aldığı köklü vakıf geleneği ile özellikle 2010’lu yıllar itibari ile hem ülke sınırları içerisinde hem de dünya genelinde hatırı sayılır bir yardım ekonomisi oluşturmuştur. Türkiye’de yardım ekonomisinin ele alındığı bu politika notu küresel ölçekte yardım ekonomisinin geldiği seviyede Türkiye’nin konumunu tespit etmekte, daha sürdürülebilir bir yardım ekosistemi için Türkiye’de devlet ve sivil toplum dengesine dair gelişimi incelemek ve bu kapsamda gelişen yardım modellerini ve örgütlenme biçimlerini kritik ederek daha iyi ve sürdürülebilir bir yapıya dönüşmesi için bir model önerisi sunmaktadır. Günümüzde sosyal, ekonomik ve ekolojik dinamikler her geçen gün daha karmaşık hâle gelmektedir. Yaşanan afetler ve özellikle Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan krizler, son otuz yılda insani ihtiyaçların küresel ölçekte çok büyük bir ivme ile artmasına neden olmuştur. Bu süreçte, bu olumsuz manzaranın çözümüne yönelik bir yardım ekonomisi oluşmuştur. Uluslararası kuruluşlar, devletler, sivil toplum kuruluşları, şirketler ve bireyler tarafından yapılan yardımların toplamı olarak kabul edebileceğimiz yardım ekonomisinin gelinen noktada nitelik ve nicelik açısından yeterli bir seviyede olmadığı görülmektedir. Türkiye ise yıllar içinde kendine özgü bir yardım ekosistemi geliştirmiş, Osmanlı’dan miras aldığı köklü vakıf geleneği ile özellikle 2010’lu yıllar itibari ile hem ülke sınırları içerisinde hem de dünya genelinde hatırı sayılır bir yardım ekonomisi oluşturmuştur. Türkiye’de yardım ekonomisinin ele alındığı bu politika notu küresel ölçekte yardım ekonomisinin geldiği seviyede Türkiye’nin konumunu tespit etmekte, daha sürdürülebilir bir yardım ekosistemi için Türkiye’de devlet ve sivil toplum dengesine dair gelişimi incelemek ve bu kapsamda gelişen yardım modellerini ve örgütlenme biçimlerini kritik ederek daha iyi ve sürdürülebilir bir yapıya dönüşmesi için bir model önerisi sunmaktadır.