Logo

Yayınlar

Sürdürülebilir Kalkınmada Yeşil Sukukun Türkiye’deki Önemi ve Politika Önerileri


Sürdürülebilir kalkınma, İslami finans prensipleri esas alınarak ekonomik büyümenin ve kalkınmanın sürdürülebilirliğini hedeflemektedir. Bu prensipler sürdürülebilir kalkınmanın başarılmasına katkı sağlamakta, İslam iktisadını bir çözüm aracı haline getirerek çevresel ve sosyal sorumlulukla uyumlu projelerin finansmanında etkili bir araç olarak yeşil sukuku öne çıkarmaktadır. Yeşil sukuk enstrümanı kullanması Türkiye'nin enerji bağımlılığını azaltma, karbon ayak izini düşürme ve sürdürülebilir büyümeyi teşvik etme hususlarında fırsat sunmaktadır. Raporda İslami finansın sürdürülebilir kalkınma alanındaki önemi, sürdürülebilirlik perspektifinden yeşil tahvillerin işleyişi ve yeşil sukukun sürdürülebilir kalkınmadaki rolü derinlemesine ele alınmıştır. Yeşil sukukun alandaki potansiyelini artırma yollarını değerlendirilerek gelişimi için politika önerileri sunulmuştur. Türkiye’nin sürdürülebilirlik ve İslami finansın bir araya geldiği bu önemli dönüşümü desteklenerek hem ekonomik büyümeyi hem de çevresel ve sosyal sorumluluğu bir arada başarabileceği iddiası temellendirilmeye çalışılmıştır. Sürdürülebilir kalkınma, İslami finans prensipleri esas alınarak ekonomik büyümenin ve kalkınmanın sürdürülebilirliğini hedeflemektedir. Bu prensipler sürdürülebilir kalkınmanın başarılmasına katkı sağlamakta, İslam iktisadını bir çözüm aracı haline getirerek çevresel ve sosyal sorumlulukla uyumlu projelerin finansmanında etkili bir araç olarak yeşil sukuku öne çıkarmaktadır. Yeşil sukuk enstrümanı kullanması Türkiye'nin enerji bağımlılığını azaltma, karbon ayak izini düşürme ve sürdürülebilir büyümeyi teşvik etme hususlarında fırsat sunmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma, İslami finans prensipleri esas alınarak ekonomik büyümenin ve kalkınmanın sürdürülebilirliğini hedeflemektedir. Bu prensipler sürdürülebilir kalkınmanın başarılmasına katkı sağlamakta, İslam iktisadını bir çözüm aracı haline getirerek çevresel ve sosyal sorumlulukla uyumlu projelerin finansmanında etkili bir araç olarak yeşil sukuku öne çıkarmaktadır. Yeşil sukuk enstrümanı kullanması Türkiye'nin enerji bağımlılığını azaltma, karbon ayak izini düşürme ve sürdürülebilir büyümeyi teşvik etme hususlarında fırsat sunmaktadır. Raporda İslami finansın sürdürülebilir kalkınma alanındaki önemi, sürdürülebilirlik perspektifinden yeşil tahvillerin işleyişi ve yeşil sukukun sürdürülebilir kalkınmadaki rolü derinlemesine ele alınmıştır. Yeşil sukukun alandaki potansiyelini artırma yollarını değerlendirilerek gelişimi için politika önerileri sunulmuştur. Türkiye’nin sürdürülebilirlik ve İslami finansın bir araya geldiği bu önemli dönüşümü desteklenerek hem ekonomik büyümeyi hem de çevresel ve sosyal sorumluluğu bir arada başarabileceği iddiası temellendirilmeye çalışılmıştır. Raporda İslami finansın sürdürülebilir kalkınma alanındaki önemi, sürdürülebilirlik perspektifinden yeşil tahvillerin işleyişi ve yeşil sukukun sürdürülebilir kalkınmadaki rolü derinlemesine ele alınmıştır. Yeşil sukukun alandaki potansiyelini artırma yollarını değerlendirilerek gelişimi için politika önerileri sunulmuştur. Türkiye’nin sürdürülebilirlik ve İslami finansın bir araya geldiği bu önemli dönüşümü desteklenerek hem ekonomik büyümeyi hem de çevresel ve sosyal sorumluluğu bir arada başarabileceği iddiası temellendirilmeye çalışılmıştır.

Toplumun Görünümü 2023: Kent ve Konut


Türkiye’de kent ve konut öteden beri temel bir mesele. Apartman hayatı, gecekondu, belediye hizmetleri, şehir içi ulaşım, çarpık kentleşme, kentsel dönüşüm gibi olgular sürekli tartışılıyor. Son yıllarda konut piyasasında yükselen fiyatlar ve 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri kent ve konut meselesinde çok uzun zamandır biriken sorunları gün yüzüne çıkardı.   TODAM tarafından hazırlanan Toplumun Görünümü 2023: Kent ve Konut Türkiye’nin her dönem şekil değiştiren ama birikerek krize dönüşen kent ve konut meselesine odaklanıyor. Önceki yılların raporlarında olduğu gibi 15 farklı alanda Türkiye’nin son on yıldaki dönüşümü temel göstergelerle ele alınıyor. Bunun yanı sıra 81 ilin ekonomiden eğitime, sağlıktan hukuka sosyoekonomik görünümü gözler önüne seriliyor. Ayrıca rapor, inşaat sektörü, konut piyasası ve konut mülkiyetine dair ayrıntılı harita, tablo ve analizleri içeriyor.   Toplumun Görünümü 2023: Kent ve Konut, il bazlı karşılaştırmalar, bulgular ve öneriler içermesiyle Türkiye’de yaşayan herkesi saran toplumsal şartlara dair bir perspektif sunuyor. Kent sosyolojisinden şehir ve bölge planlamaya bu alanlarda çalışan akademisyen ve araştırmacılarla birlikte, farklı ölçeklerde kamu politikası üretme ve uygulama makamındaki yetkililere de hitap ediyor. Böylece daha adil ve müreffeh bir şehir ve konut hayatının inşasında temel alınması gereken noktalara ışık tutuyor.  Türkiye’de kent ve konut öteden beri temel bir mesele. Apartman hayatı, gecekondu, belediye hizmetleri, şehir içi ulaşım, çarpık kentleşme, kentsel dönüşüm gibi olgular sürekli tartışılıyor. Son yıllarda konut piyasasında yükselen fiyatlar ve 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri kent ve konut meselesinde çok uzun zamandır biriken sorunları gün yüzüne çıkardı. TODAM tarafından hazırlanan Toplumun Görünümü 2023: Kent ve Konut Türkiye’nin her dönem şekil değiştiren ama birikerek krize dönüşen kent ve konut meselesine odaklanıyor. Önceki yılların raporlarında olduğu gibi 15 farklı alanda Türkiye’nin son on yıldaki dönüşümü temel göstergelerle ele alınıyor. Bunun yanı sıra 81 ilin ekonomiden eğitime, sağlıktan hukuka sosyoekonomik görünümü gözler önüne seriliyor. Ayrıca rapor, inşaat sektörü, konut piyasası ve konut mülkiyetine dair ayrıntılı harita, tablo ve analizleri içeriyor. Toplumun Görünümü 2023: Kent ve Konut, il bazlı karşılaştırmalar, bulgular ve öneriler içermesiyle Türkiye’de yaşayan herkesi saran toplumsal şartlara dair bir perspektif sunuyor. Kent sosyolojisinden şehir ve bölge planlamaya bu alanlarda çalışan akademisyen ve araştırmacılarla birlikte, farklı ölçeklerde kamu politikası üretme ve uygulama makamındaki yetkililere de hitap ediyor. Böylece daha adil ve müreffeh bir şehir ve konut hayatının inşasında temel alınması gereken noktalara ışık tutuyor.

Türkiye’de Yardım Ekonomisi Ekosisteme Yönelik Bir Model Önerisi


Günümüzde sosyal, ekonomik ve ekolojik dinamikler her geçen gün daha karmaşık hâle gelmektedir. Yaşanan afetler ve özellikle Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan krizler, son otuz yılda insani ihtiyaçların küresel ölçekte çok büyük bir ivme ile artmasına neden olmuştur. Bu süreçte, bu olumsuz manzaranın çözümüne yönelik bir yardım ekonomisi oluşmuştur. Uluslararası kuruluşlar, devletler, sivil toplum kuruluşları, şirketler ve bireyler tarafından yapılan yardımların toplamı olarak kabul edebileceğimiz yardım ekonomisinin gelinen noktada nitelik ve nicelik açısından yeterli bir seviyede olmadığı görülmektedir. Türkiye ise yıllar içinde kendine özgü bir yardım ekosistemi geliştirmiş, Osmanlı’dan miras aldığı köklü vakıf geleneği ile özellikle 2010’lu yıllar itibari ile hem ülke sınırları içerisinde hem de dünya genelinde hatırı sayılır bir yardım ekonomisi oluşturmuştur. Türkiye’de yardım ekonomisinin ele alındığı bu politika notu küresel ölçekte yardım ekonomisinin geldiği seviyede Türkiye’nin konumunu tespit etmekte, daha sürdürülebilir bir yardım ekosistemi için Türkiye’de devlet ve sivil toplum dengesine dair gelişimi incelemek ve bu kapsamda gelişen yardım modellerini ve örgütlenme biçimlerini kritik ederek daha iyi ve sürdürülebilir bir yapıya dönüşmesi için bir model önerisi sunmaktadır. Günümüzde sosyal, ekonomik ve ekolojik dinamikler her geçen gün daha karmaşık hâle gelmektedir. Yaşanan afetler ve özellikle Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan krizler, son otuz yılda insani ihtiyaçların küresel ölçekte çok büyük bir ivme ile artmasına neden olmuştur. Bu süreçte, bu olumsuz manzaranın çözümüne yönelik bir yardım ekonomisi oluşmuştur. Uluslararası kuruluşlar, devletler, sivil toplum kuruluşları, şirketler ve bireyler tarafından yapılan yardımların toplamı olarak kabul edebileceğimiz yardım ekonomisinin gelinen noktada nitelik ve nicelik açısından yeterli bir seviyede olmadığı görülmektedir. Türkiye ise yıllar içinde kendine özgü bir yardım ekosistemi geliştirmiş, Osmanlı’dan miras aldığı köklü vakıf geleneği ile özellikle 2010’lu yıllar itibari ile hem ülke sınırları içerisinde hem de dünya genelinde hatırı sayılır bir yardım ekonomisi oluşturmuştur. Türkiye’de yardım ekonomisinin ele alındığı bu politika notu küresel ölçekte yardım ekonomisinin geldiği seviyede Türkiye’nin konumunu tespit etmekte, daha sürdürülebilir bir yardım ekosistemi için Türkiye’de devlet ve sivil toplum dengesine dair gelişimi incelemek ve bu kapsamda gelişen yardım modellerini ve örgütlenme biçimlerini kritik ederek daha iyi ve sürdürülebilir bir yapıya dönüşmesi için bir model önerisi sunmaktadır.

III. İstanbul Eğitim Konferansı Sonuç Raporu


"Mesleki ve Teknik Eğitimde Yeni Ufuklar" temasıyla gerçekleşen III. İstanbul Eğitim Konferansı, bu alanda bir dizi heyecan verici ve yenilikçi perspektifi ele alarak birçok eğitim paydaşını bir araya getirdi. Konferansta, hızla değişen inovasyon ve teknoloji çağında toplumsal kalkınma ve ekonomik büyüme için kritik bir konu olan mesleki ve teknik eğitime odaklanıldı. Kamu ve özel sektörden öncü isimler, öğrencileri geleceğin iş dünyasına hazırlamak için yeni stratejileri ve yaklaşımları tartıştı. Türkiye ve dünyadan örnekleri gündeme getiren konuşmacılar, mesleki ve teknik eğitim konusunda Türkiye’nin nasıl bir konumda olduğunu, yapılan uygulamaları ve kurumların pozisyonlarını katılımcılara aktardı. Konuşmaların odak noktası ileri düzeyde bilgi ve becerilerle donanmış bir nesil yetiştirmede mesleki eğitime düşen rol oldu.   III. İstanbul Eğitim Konferansı Sonuç Raporu; mesleki ve teknik eğitimin Türkiye ve dünyadaki mevcut durumunu, güncel sorunlara dair çeşitli önerileri ve alana dair daha nice konuyu kapsamlı bir şekilde ele alıyor. Mesleki ve teknik eğitimde yeni ufuklara açılan kapıları aralayan bu etkinlik, eğitimciler, yöneticiler ve sektör temsilcileri için kılavuz niteliğinde. Yenilikçi yaklaşımlar, başarı öyküleri ve sektördeki en son gelişmelerle dolu bu rapor, eğitim dünyasına yeni bir vizyon kazandırmayı hedefliyor.   For the English version click here "Mesleki ve Teknik Eğitimde Yeni Ufuklar" temasıyla gerçekleşen III. İstanbul Eğitim Konferansı, bu alanda bir dizi heyecan verici ve yenilikçi perspektifi ele alarak birçok eğitim paydaşını bir araya getirdi. Konferansta, hızla değişen inovasyon ve teknoloji çağında toplumsal kalkınma ve ekonomik büyüme için kritik bir konu olan mesleki ve teknik eğitime odaklanıldı. Kamu ve özel sektörden öncü isimler, öğrencileri geleceğin iş dünyasına hazırlamak için yeni stratejileri ve yaklaşımları tartıştı. Türkiye ve dünyadan örnekleri gündeme getiren konuşmacılar, mesleki ve teknik eğitim konusunda Türkiye’nin nasıl bir konumda olduğunu, yapılan uygulamaları ve kurumların pozisyonlarını katılımcılara aktardı. Konuşmaların odak noktası ileri düzeyde bilgi ve becerilerle donanmış bir nesil yetiştirmede mesleki eğitime düşen rol oldu. III. İstanbul Eğitim Konferansı Sonuç Raporu; mesleki ve teknik eğitimin Türkiye ve dünyadaki mevcut durumunu, güncel sorunlara dair çeşitli önerileri ve alana dair daha nice konuyu kapsamlı bir şekilde ele alıyor. Mesleki ve teknik eğitimde yeni ufuklara açılan kapıları aralayan bu etkinlik, eğitimciler, yöneticiler ve sektör temsilcileri için kılavuz niteliğinde. Yenilikçi yaklaşımlar, başarı öyküleri ve sektördeki en son gelişmelerle dolu bu rapor, eğitim dünyasına yeni bir vizyon kazandırmayı hedefliyor. For the English version click here

Türkiye'de Din Eğitimi Genel Görünüm ve Eğilimler (2012-2022)


Eğitim, toplumsal dönüşümün izlerini takip etmek için vazgeçilmez bir role sahiptir. Bu dönüşümün hem bir katalizörü hem de izleyeni olarak eğitim kritik bir konumdadır. Bu doğrultuda, Türkiye’nin toplumsal, siyasi ve kültürel dinamikleri din eğitimini her daim merkezi bir noktaya yerleştirmiştir. Türkiye’de din eğitimini çok yönlü bir perspektifle izlemek, anlamak ve geleceğe ışık tutmak amacıyla yürüttüğümüz Türkiye’de Din Eğitimi projesinin ilk ürünü Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü (1997-2012) raporu oldu. Türkiye'de Din Eğitimi: Genel Görünüm ve Eğilimler (2012-2022) raporu, önceki raporla birlikte Türkiye’nin son çeyrek asrında din eğitiminin durumunu ayrıntılı bir şekilde ele alıyor. Rapor, son on yılda örgün ve yaygın eğitimden yükseköğretime, yasal çerçeveden müfredata, imam hatip okullarından yetişkin din eğitimine kadar geniş bir yelpazede Türkiye'de din eğitimini derinlemesine analiz ediyor. Rapordaki bulgular, din eğitiminin geçmişi ve bugününü anlamak ve geleceğini şekillendirmek için önemli bir kaynak oluşturuyor.  Eğitim, toplumsal dönüşümün izlerini takip etmek için vazgeçilmez bir role sahiptir. Bu dönüşümün hem bir katalizörü hem de izleyeni olarak eğitim kritik bir konumdadır. Bu doğrultuda, Türkiye’nin toplumsal, siyasi ve kültürel dinamikleri din eğitimini her daim merkezi bir noktaya yerleştirmiştir. Türkiye’de din eğitimini çok yönlü bir perspektifle izlemek, anlamak ve geleceğe ışık tutmak amacıyla yürüttüğümüz Türkiye’de Din Eğitimi projesinin ilk ürünü Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü (1997-2012) raporu oldu. Türkiye'de Din Eğitimi: Genel Görünüm ve Eğilimler (2012-2022) raporu, önceki raporla birlikte Türkiye’nin son çeyrek asrında din eğitiminin durumunu ayrıntılı bir şekilde ele alıyor. Rapor, son on yılda örgün ve yaygın eğitimden yükseköğretime, yasal çerçeveden müfredata, imam hatip okullarından yetişkin din eğitimine kadar geniş bir yelpazede Türkiye'de din eğitimini derinlemesine analiz ediyor. Rapordaki bulgular, din eğitiminin geçmişi ve bugününü anlamak ve geleceğini şekillendirmek için önemli bir kaynak oluşturuyor.