Logo

Yayınlar

Platform Müslüman Dünyanın Gündemi 2024


Orta Doğu’dan Balkanlara, Avrupa’dan Asya’ya geniş bir coğrafyada Müslüman azınlıklı ve çoğunluklu tüm toplumların gündemi hızla değişip çeşitleniyor. Ekonomiden iklim krizine, uluslararası hukuktan kültür ve sanata kadar birçok konu, bu toplumların sosyal, ekonomik ve politik dinamiklerini etkilerken bu değişimin ne yönlü olduğunu anlamak ve tartışmak için bir platforma olan ihtiyaç da aynı oranda artıyor. İLKE Vakfı bünyesinde 2021 yılında başlatılan Müslüman Toplumlarda Düşünce ve Hareketler Projesi de böyle bir ihtiyacı karşılamak üzere hayata geçirildi. 2021-2023 yılları arasında bu projenin bir çıktısı olarak Müslüman Dünyadan Fikri Birikimler Bülteni, Müslüman toplumların gündemini aylık bir bülten olarak okuyucularla buluşturdu. 2023 yılında “Platform: Müslüman Dünyanın Gündemi” adıyla dijital bir yayın olarak yeni bir yüz kazanan proje, aynı misyon ve şiarla yoluna devam ediyor. Platform’da 2024 yılı boyunca, ülke ve bölge odaklı yaklaşımla güncel dinamikleri ve ilişkileri dikkate alarak çeşitli analizlere ve söyleşilere yer verdik. Dünyanın dört bir yanındaki Müslüman toplumlarda yaşanan gelişmeleri ve sorunları çeşitli temalar altında ele aldığımız, son bir yılın öne çıkan analizlerinden oluşan Platform: Müslüman Dünyanın Gündemi 2024’ü istifadenize sunuyoruz. Müslümanların mevcut gündemi ile küresel düzeyde şekillenen koşullar arasında, özgün ve bütüncül bir kavrayış sunmayı hedeflediğimiz Platform’u, daha adil bir dünya düzenine ulaşma çabalarının bir parçası kılmaya gayret ediyoruz. Seçkimizin, okurlarımıza faydalı olmasını ve ilgililerine katkı sağlamasını temenni ederiz. Orta Doğu’dan Balkanlara, Avrupa’dan Asya’ya geniş bir coğrafyada Müslüman azınlıklı ve çoğunluklu tüm toplumların gündemi hızla değişip çeşitleniyor. Ekonomiden iklim krizine, uluslararası hukuktan kültür ve sanata kadar birçok konu, bu toplumların sosyal, ekonomik ve politik dinamiklerini etkilerken bu değişimin ne yönlü olduğunu anlamak ve tartışmak için bir platforma olan ihtiyaç da aynı oranda artıyor. İLKE Vakfı bünyesinde 2021 yılında başlatılan Müslüman Toplumlarda Düşünce ve Hareketler Projesi de böyle bir ihtiyacı karşılamak üzere hayata geçirildi. 2021-2023 yılları arasında bu projenin bir çıktısı olarak Müslüman Dünyadan Fikri Birikimler Bülteni, Müslüman toplumların gündemini aylık bir bülten olarak okuyucularla buluşturdu. 2023 yılında “Platform: Müslüman Dünyanın Gündemi” adıyla dijital bir yayın olarak yeni bir yüz kazanan proje, aynı misyon ve şiarla yoluna devam ediyor. Platform’da 2024 yılı boyunca, ülke ve bölge odaklı yaklaşımla güncel dinamikleri ve ilişkileri dikkate alarak çeşitli analizlere ve söyleşilere yer verdik. Dünyanın dört bir yanındaki Müslüman toplumlarda yaşanan gelişmeleri ve sorunları çeşitli temalar altında ele aldığımız, son bir yılın öne çıkan analizlerinden oluşan Platform: Müslüman Dünyanın Gündemi 2024’ü istifadenize sunuyoruz. Müslümanların mevcut gündemi ile küresel düzeyde şekillenen koşullar arasında, özgün ve bütüncül bir kavrayış sunmayı hedeflediğimiz Platform’u, daha adil bir dünya düzenine ulaşma çabalarının bir parçası kılmaya gayret ediyoruz. Seçkimizin, okurlarımıza faydalı olmasını ve ilgililerine katkı sağlamasını temenni ederiz.

İLKE Faaliyet Raporu 2024


2024 yılı boyunca eğitim, sivil toplum, ekonomi ve toplumsal düşünce alanlarında yürüttüğümüz çalışmalarla, topluma katkı sunmaya devam ettik. Yıl boyunca gerçekleştirdiğimiz araştırmalar, yayınlar, eğitim programları ve etkinliklerle, akademik birikime katkı sağlamanın yanı sıra toplumsal yapıyı güçlendirmeye yönelik çalışmalar yürüttük.    Faaliyet raporumuz, İLKE’nin yıl boyunca gerçekleştirdiği çalışmaları, yürütülen projeleri ve ulaşılan sonuçları içeren kapsamlı bir özet niteliğindedir. Bu yıl da araştırmalarımızı derinleştirerek önemli akademik çıktılar ürettik, eğitim programlarımızla genç araştırmacılara rehberlik ettik ve fikir dünyamıza katkı sunan etkinlikler düzenledik.   Bu faaliyet raporu sadece İLKE'nin çalışmalarını değil, aynı zamanda üye kuruluşlarımız İLEM, YEKDER ve İGİAD’ın yıl boyunca gerçekleştirdiği faaliyetleri de kapsamaktadır. Vakfımız, bilgi ve deneyimi paylaşma sorumluluğu ile faaliyetlerini daha ileriye taşımayı, sosyal faydayı artırmayı ve dayanışma temelinde yeni işbirlikleri geliştirmeyi amaçlamaktadır. Gerçekleştirdiğimiz tüm çalışmalara dair detayları 2024 Faaliyet Raporu’nda bulabilirsiniz.Toplumsal gelişime katkı sunmak adına birlikte çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz. 2024 yılı boyunca eğitim, sivil toplum, ekonomi ve toplumsal düşünce alanlarında yürüttüğümüz çalışmalarla, topluma katkı sunmaya devam ettik. Yıl boyunca gerçekleştirdiğimiz araştırmalar, yayınlar, eğitim programları ve etkinliklerle, akademik birikime katkı sağlamanın yanı sıra toplumsal yapıyı güçlendirmeye yönelik çalışmalar yürüttük.  Faaliyet raporumuz, İLKE’nin yıl boyunca gerçekleştirdiği çalışmaları, yürütülen projeleri ve ulaşılan sonuçları içeren kapsamlı bir özet niteliğindedir. Bu yıl da araştırmalarımızı derinleştirerek önemli akademik çıktılar ürettik, eğitim programlarımızla genç araştırmacılara rehberlik ettik ve fikir dünyamıza katkı sunan etkinlikler düzenledik. Bu faaliyet raporu sadece İLKE'nin çalışmalarını değil, aynı zamanda üye kuruluşlarımız İLEM, YEKDER ve İGİAD’ın yıl boyunca gerçekleştirdiği faaliyetleri de kapsamaktadır. Vakfımız, bilgi ve deneyimi paylaşma sorumluluğu ile faaliyetlerini daha ileriye taşımayı, sosyal faydayı artırmayı ve dayanışma temelinde yeni işbirlikleri geliştirmeyi amaçlamaktadır. Gerçekleştirdiğimiz tüm çalışmalara dair detayları 2024 Faaliyet Raporu’nda bulabilirsiniz.Toplumsal gelişime katkı sunmak adına birlikte çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz.

Sürdürülebilir Kalkınmada Sivil Toplum Kuruluşlarının Konumu


Etkisi her geçen gün artan küresel çevre sorunlarıyla mücadelede, çevre ile yaşam arasındaki dengeyi sağlama konusunda devletlere, işletmelere ve hatta bireylere önemli görevler düşmektedir. Küresel çevre sorunlarıyla mücadele etmek için sorumluluk alan sivil toplum kuruluşları hem birer aktör olarak hem de diğer aktörleri birbirine bağlamak için çalışmaktalar ve gün geçtikçe etki sahalarını artırmaktadırlar. Etkisi her geçen gün artan küresel çevre sorunlarıyla mücadelede, çevre ile yaşam arasındaki dengeyi sağlama konusunda devletlere, işletmelere ve hatta bireylere önemli görevler düşmektedir. Küresel çevre sorunlarıyla mücadele etmek için sorumluluk alan sivil toplum kuruluşları hem birer aktör olarak hem de diğer aktörleri birbirine bağlamak için çalışmaktalar ve gün geçtikçe etki sahalarını artırmaktadırlar. Sürdürülebilirlik kültürünü inşa etmek için çabalayan uluslararası çevre STK’larına paralel olarak Türkiye’deki çevre ve diğer STK’ların çevre uygulamalarına katılımı ve sürdürülebilir kalkınma için gereken amaçlarda işbirliği yapmaları vurgulanmaktadır. Aynı zamanda küresel çevre sorunlarıyla mücadele etmek ve uluslararası alanda işbirliğine entegre olunması için STK’ların uluslararasılaşma konusundaki eksiklikleri ve sürece uygun dönüşümleri öne çıkarılmaktadır Sürdürülebilirlik kültürünü inşa etmek için çabalayan uluslararası çevre STK’larına paralel olarak Türkiye’deki çevre ve diğer STK’ların çevre uygulamalarına katılımı ve sürdürülebilir kalkınma için gereken amaçlarda işbirliği yapmaları vurgulanmaktadır. Aynı zamanda küresel çevre sorunlarıyla mücadele etmek ve uluslararası alanda işbirliğine entegre olunması için STK’ların uluslararasılaşma konusundaki eksiklikleri ve sürece uygun dönüşümleri öne çıkarılmaktadır Sivil toplum kuruluşlarının yeşil organizasyon ve yeşil insan kaynakları yönetimi açısından ele alınmasının öneminden hareketle bu çalışmada, sürdürülebilir kalkınmada sivil toplum kuruluşlarının etkilerinin artırılması ve çerçevelerinin genişletilmesi adına hem sivil toplum kuruluşlarına hem de politika yapıcılara öneriler sunulmaktadır. Sivil toplum kuruluşlarının yeşil organizasyon ve yeşil insan kaynakları yönetimi açısından ele alınmasının öneminden hareketle bu çalışmada, sürdürülebilir kalkınmada sivil toplum kuruluşlarının etkilerinin artırılması ve çerçevelerinin genişletilmesi adına hem sivil toplum kuruluşlarına hem de politika yapıcılara öneriler sunulmaktadır. Etkisi her geçen gün artan küresel çevre sorunlarıyla mücadelede, çevre ile yaşam arasındaki dengeyi sağlama konusunda devletlere, işletmelere ve hatta bireylere önemli görevler düşmektedir. Küresel çevre sorunlarıyla mücadele etmek için sorumluluk alan sivil toplum kuruluşları hem birer aktör olarak hem de diğer aktörleri birbirine bağlamak için çalışmaktalar ve gün geçtikçe etki sahalarını artırmaktadırlar.  Sürdürülebilirlik kültürünü inşa etmek için çabalayan uluslararası çevre STK’larına paralel olarak Türkiye’deki çevre ve diğer STK’ların çevre uygulamalarına katılımı ve sürdürülebilir kalkınma için gereken amaçlarda işbirliği yapmaları vurgulanmaktadır. Aynı zamanda küresel çevre sorunlarıyla mücadele etmek ve uluslararası alanda işbirliğine entegre olunması için STK’ların uluslararasılaşma konusundaki eksiklikleri ve sürece uygun dönüşümleri öne çıkarılmaktadır  Sivil toplum kuruluşlarının yeşil organizasyon ve yeşil insan kaynakları yönetimi açısından ele alınmasının öneminden hareketle bu çalışmada, sürdürülebilir kalkınmada sivil toplum kuruluşlarının etkilerinin artırılması ve çerçevelerinin genişletilmesi adına hem sivil toplum kuruluşlarına hem de politika yapıcılara öneriler sunulmaktadır.

IV. İstanbul Eğitim Konferansı Sonuç Raporu


Bu yıl “Eğitimi Yeniden Tasarlamak: 21. Yüzyıl Becerileri” temasıyla gerçekleşen IV. İstanbul Eğitim Konferansı, eğitimin birey ve toplum üzerindeki etkilerini yeniden düşünmeye davet eden bir tartışma platformu sundu. Konferansta, bireysel yeteneklerin geliştirilmesi ve toplumsal kalkınmaya katkı sağlanması için analitik düşünme, yaratıcı problem çözme ve sosyal-duygusal beceriler gibi 21. yüzyıl becerilerinin eğitim süreçlerine entegrasyonunun önemi tartışıldı. Konferansın önemli vurguları arasında, eğitimin yalnızca akademik başarı odaklı bir süreç olmaktan çıkıp öğrencilerin etik değerler, dayanıklılık ve aidiyet duygularını geliştiren bir yapıya dönüşmesi gerektiği yer aldı. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin bu dönüşümdeki yol haritası, öğrencilerin bireysel potansiyellerini keşfetmelerini ve toplumun farklı alanlarına katkı sağlayabilecek çok yönlü bireyler olarak yetişmelerini hedefleyen bir vizyonla detaylandırıldı. IV. İstanbul Eğitim Konferansı Sonuç Raporu, eğitimin bireysel potansiyeli ortaya çıkaran ve toplumsal adaleti destekleyen bir yapıya dönüşmesi için kapsamlı öneriler sunuyor. Bu yıl “Eğitimi Yeniden Tasarlamak: 21. Yüzyıl Becerileri” temasıyla gerçekleşen IV. İstanbul Eğitim Konferansı, eğitimin birey ve toplum üzerindeki etkilerini yeniden düşünmeye davet eden bir tartışma platformu sundu. Konferansta, bireysel yeteneklerin geliştirilmesi ve toplumsal kalkınmaya katkı sağlanması için analitik düşünme, yaratıcı problem çözme ve sosyal-duygusal beceriler gibi 21. yüzyıl becerilerinin eğitim süreçlerine entegrasyonunun önemi tartışıldı. Konferansın önemli vurguları arasında, eğitimin yalnızca akademik başarı odaklı bir süreç olmaktan çıkıp öğrencilerin etik değerler, dayanıklılık ve aidiyet duygularını geliştiren bir yapıya dönüşmesi gerektiği yer aldı. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin bu dönüşümdeki yol haritası, öğrencilerin bireysel potansiyellerini keşfetmelerini ve toplumun farklı alanlarına katkı sağlayabilecek çok yönlü bireyler olarak yetişmelerini hedefleyen bir vizyonla detaylandırıldı. IV. İstanbul Eğitim Konferansı Sonuç Raporu, eğitimin bireysel potansiyeli ortaya çıkaran ve toplumsal adaleti destekleyen bir yapıya dönüşmesi için kapsamlı öneriler sunuyor.

Türkiye’de Zorunlu Eğitimde Yabancı Dil Öğretimi


Türkiye’de yabancı dil eğitimi, örgün eğitimde önemli bir öncelik olarak ele alınmakta ve bu alanda çeşitli iyileştirme çalışmaları sürdürülmektedir. Ancak, sürecin tüm paydaşları arasında etkin işbirliğinin sağlanamaması, istenen öğrenim çıktılarına ulaşılmasını zorlaştırmaktadır. Hazırlanan politika notu, bu mevcut durumu verilerle analiz ederek, dijital çağın dil eğitimine etkilerini, değişen öğrenci profilleri ile öğretmenlerin uyumunu ve ölçme-değerlendirme süreçlerinin verimliliğini ele almaktadır. Ayrıca, uzun süreli yabancı dil eğitimine rağmen öğrencilerin hedeflenen dil seviyelerine ulaşamamasının sebeplerini de incelemektedir. Bu durumun paydaşlar arası etkileşim ve teknolojinin etkin kullanımı ile çözülebileceği vurgulanmaktadır. Teknolojik araçların kullanımı, öğretim ve değerlendirme süreçlerini güçlendirebilirken, öğretmenlerin mesleki gelişim süreçlerinin zenginleştirilmesi de eğitimdeki başarının artırılmasına katkı sağlayacaktır. Bu politika notu, dil eğitimindeki mevcut sorunları ve fırsatları dikkate alarak, politika yapıcılara ve eğitimcilere somut çözüm önerileri sunmayı amaçlamaktadır.  Türkiye’de yabancı dil eğitimi, örgün eğitimde önemli bir öncelik olarak ele alınmakta ve bu alanda çeşitli iyileştirme çalışmaları sürdürülmektedir. Ancak, sürecin tüm paydaşları arasında etkin işbirliğinin sağlanamaması, istenen öğrenim çıktılarına ulaşılmasını zorlaştırmaktadır. Türkiye’de yabancı dil eğitimi, örgün eğitimde önemli bir öncelik olarak ele alınmakta ve bu alanda çeşitli iyileştirme çalışmaları sürdürülmektedir. Ancak, sürecin tüm paydaşları arasında etkin işbirliğinin sağlanamaması, istenen öğrenim çıktılarına ulaşılmasını zorlaştırmaktadır. Hazırlanan politika notu, bu mevcut durumu verilerle analiz ederek, dijital çağın dil eğitimine etkilerini, değişen öğrenci profilleri ile öğretmenlerin uyumunu ve ölçme-değerlendirme süreçlerinin verimliliğini ele almaktadır. Ayrıca, uzun süreli yabancı dil eğitimine rağmen öğrencilerin hedeflenen dil seviyelerine ulaşamamasının sebeplerini de incelemektedir. Hazırlanan politika notu, bu mevcut durumu verilerle analiz ederek, dijital çağın dil eğitimine etkilerini, değişen öğrenci profilleri ile öğretmenlerin uyumunu ve ölçme-değerlendirme süreçlerinin verimliliğini ele almaktadır. Ayrıca, uzun süreli yabancı dil eğitimine rağmen öğrencilerin hedeflenen dil seviyelerine ulaşamamasının sebeplerini de incelemektedir. Bu durumun paydaşlar arası etkileşim ve teknolojinin etkin kullanımı ile çözülebileceği vurgulanmaktadır. Teknolojik araçların kullanımı, öğretim ve değerlendirme süreçlerini güçlendirebilirken, öğretmenlerin mesleki gelişim süreçlerinin zenginleştirilmesi de eğitimdeki başarının artırılmasına katkı sağlayacaktır. Bu durumun paydaşlar arası etkileşim ve teknolojinin etkin kullanımı ile çözülebileceği vurgulanmaktadır. Teknolojik araçların kullanımı, öğretim ve değerlendirme süreçlerini güçlendirebilirken, öğretmenlerin mesleki gelişim süreçlerinin zenginleştirilmesi de eğitimdeki başarının artırılmasına katkı sağlayacaktır. Bu politika notu, dil eğitimindeki mevcut sorunları ve fırsatları dikkate alarak, politika yapıcılara ve eğitimcilere somut çözüm önerileri sunmayı amaçlamaktadır.  Bu politika notu, dil eğitimindeki mevcut sorunları ve fırsatları dikkate alarak, politika yapıcılara ve eğitimcilere somut çözüm önerileri sunmayı amaçlamaktadır.