Logo

Yayınlar

İslam işbirliği Teşkilatı, Sosyal Politikalar ve COVID-19


İLKE Vakfı olarak İslam iktisadı düşüncesinin külli bir şekilde inşası için yetkin fikir ve teorilerin üretilmesini teşvik etmeyi ve yeni çalışmalara zemin teşkil etmeyi amaçlayarak kurduğumuz İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi! İstanbul Üniversitesi'nden Prof.Dr. Faruk Taşçı "İslam İşbirliği Teşkilatı, Sosyal Politikalar ve COVID-19" başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Hazırlanan politika notunda  İİT’nin sosyal politikalarının mahiyeti ve özelde COVID-19 bağlamında yapılanlara yer verilerek bazı öneriler ortaya koyulmaktadır. Dünyada iki milyara yaklaşan Müslüman nüfusu ile İslam ülkelerinde yoksulluk, açlık ve susuzluk başta olmak üzere birçok ekonomik ve sosyal sorunlar baş göstermektedir. Olağanüstü dönemler söz konusu olduğunda (örneğin COVID-19 salgını) da sorunlar daha bariz bir görüntü vermektedir. Politika notunda bu sorunlarla mücadele kapsamında İİT bünyesindeki “yardımcı organlar, bağlı organlar, uzmanlaşmış organlar ve daimî komiteler” ile birlikte İİT yardımcı organlarından İslam Dayanışma Fonu (ISF) ve Vakfı, uzmanlaşmış organlarından İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK)'ın sosyal politikaları incelenmektedir. İLKE Vakfı olarak İslam iktisadı düşüncesinin külli bir şekilde inşası için yetkin fikir ve teorilerin üretilmesini teşvik etmeyi ve yeni çalışmalara zemin teşkil etmeyi amaçlayarak kurduğumuz İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) yayımladığı politika notlarına bir yenisini daha ekledi! İstanbul Üniversitesi'nden Prof.Dr. Faruk Taşçı "İslam İşbirliği Teşkilatı, Sosyal Politikalar ve COVID-19" başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Hazırlanan politika notunda  İİT’nin sosyal politikalarının mahiyeti ve özelde COVID-19 bağlamında yapılanlara yer verilerek bazı öneriler ortaya koyulmaktadır. Dünyada iki milyara yaklaşan Müslüman nüfusu ile İslam ülkelerinde yoksulluk, açlık ve susuzluk başta olmak üzere birçok ekonomik ve sosyal sorunlar baş göstermektedir. Olağanüstü dönemler söz konusu olduğunda (örneğin COVID-19 salgını) da sorunlar daha bariz bir görüntü vermektedir. Politika notunda bu sorunlarla mücadele kapsamında İİT bünyesindeki “yardımcı organlar, bağlı organlar, uzmanlaşmış organlar ve daimî komiteler” ile birlikte İİT yardımcı organlarından İslam Dayanışma Fonu (ISF) ve Vakfı, uzmanlaşmış organlarından İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK)'ın sosyal politikaları incelenmektedir.

Gıda Enflasyonu Üzerine: Öngörüler, Önlemler Öneriler


İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM), gündeme dair odak alanlarımızda gerçekleştirdiğimiz yayın çalışmalarımızdan Politika Notları serisinin 31. sayısını “Gıda Enflasyonu Üzerine: Öngörüler, Önlemler, Öneriler” başlığı ile yayımladı.Atatürk Üniversitesinden Prof. Dr. Fahri Yavuz’un kaleme aldığı " Gıda Enflasyonu Üzerine: Öngörüler, Önlemler, Öneriler" başlıklı politika notu toplumu önemli ölçüde etkileyen gıda politikalarına yönelik tespit ve önerilerde bulunulmuştur.  2008 ekonomik krizinin ardından tüm dünyada kendini gösteren gıda enflasyonu, Türkiye’de de 2020’nin ilk çeyreğinden sonra COVID-19 salgınının ve Ekim-Kasım aylarında oluşan kuraklık endişesinin etkisiyle görünür olmuştur. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nün 2003-2021 gıda fiyat endeksi Mayıs 2020’de 91 iken Mayıs 2021’de 127’ya yükselmiştir. Türkiye’de ise Temmuz 2021 itibariyle son bir yılda gıda TÜFE’deki artışın (%24,9) genel TÜFE’deki artış (%18,9) üzerine çıkması gıda enflasyonunun göstergesi olmuştur. Politika Notu 31’de düşük ve orta gelirliler başta olmak üzere genel enflasyonu, tüketicileri, hatta tarımsal ürün ve gıda üreticilerini olumsuz yönde etkileyen gıda enflasyonu ile ilgili öngörüler, önlemler ve öneriler; verilere dayalı analizlerin ve çıkarımların ışığında ortaya koyulmuştur. İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM), gündeme dair odak alanlarımızda gerçekleştirdiğimiz yayın çalışmalarımızdan Politika Notları serisinin 31. sayısını “Gıda Enflasyonu Üzerine: Öngörüler, Önlemler, Öneriler” başlığı ile yayımladı. Atatürk Üniversitesinden Prof. Dr. Fahri Yavuz’un kaleme aldığı " Gıda Enflasyonu Üzerine: Öngörüler, Önlemler, Öneriler" başlıklı politika notu toplumu önemli ölçüde etkileyen gıda politikalarına yönelik tespit ve önerilerde bulunulmuştur.   2008 ekonomik krizinin ardından tüm dünyada kendini gösteren gıda enflasyonu, Türkiye’de de 2020’nin ilk çeyreğinden sonra COVID-19 salgınının ve Ekim-Kasım aylarında oluşan kuraklık endişesinin etkisiyle görünür olmuştur. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nün 2003-2021 gıda fiyat endeksi Mayıs 2020’de 91 iken Mayıs 2021’de 127’ya yükselmiştir. Türkiye’de ise Temmuz 2021 itibariyle son bir yılda gıda TÜFE’deki artışın (%24,9) genel TÜFE’deki artış (%18,9) üzerine çıkması gıda enflasyonunun göstergesi olmuştur. Politika Notu 31’de düşük ve orta gelirliler başta olmak üzere genel enflasyonu, tüketicileri, hatta tarımsal ürün ve gıda üreticilerini olumsuz yönde etkileyen gıda enflasyonu ile ilgili öngörüler, önlemler ve öneriler; verilere dayalı analizlerin ve çıkarımların ışığında ortaya koyulmuştur.

Türkiye’de Arabuluculuk, Uzaklaştırma ve Tahkim’in Güncel Durumu


Av. Esma Küçükbay, “Türkiye’de Arabuluculuk, Uzlaştırma ve Tahkimin Güncel Durumu” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Hazırlanan politika notunda önce hukukta arabuluculuk yönteminin ne olduğu açıklandı. Daha sonra uzlaşma barosuna gönderilen dosyalar ve sonuçlarına dair veriler paylaşılarak mevcut durum değerlendirildi. Türk hukuk sisteminin işleyişindeki en büyük problemlerden biri olan uzun ve pahalı yargı süreci, bunun neden olduğu adalete geç ulaşma problemlerine çözüm olarak sunulan alternatif uyuşmazlık yöntemleri, arabuluculuk ve tahkim ele alındı. Bu yöntemlerin, bir uyuşmazlık yaşanması halinde hakem sözleşmesinde olduğu gibi önceden; arabuluculuk veya uzlaştırma sistemlerinde olduğu gibi sonradan tarafların bir araya getirilerek konuşmalarını ve müzakere ortamı oluşturmayı amaçladığı belirtildi. Adalet bakanlığınca paylaşılan veriler ışığında işleyişi daha etkili kılmak için gereken hususların tespiti yapıldı ve iyileştirme önerilerinde bulunuldu. Av. Esma Küçükbay, “Türkiye’de Arabuluculuk, Uzlaştırma ve Tahkimin Güncel Durumu” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Hazırlanan politika notunda önce hukukta arabuluculuk yönteminin ne olduğu açıklandı. Daha sonra uzlaşma barosuna gönderilen dosyalar ve sonuçlarına dair veriler paylaşılarak mevcut durum değerlendirildi. Av. Esma Küçükbay, “Türkiye’de Arabuluculuk, Uzlaştırma ve Tahkimin Güncel Durumu” başlıklı politika notunu, İLKE Vakfı için kaleme aldı. Hazırlanan politika notunda önce hukukta arabuluculuk yönteminin ne olduğu açıklandı. Daha sonra uzlaşma barosuna gönderilen dosyalar ve sonuçlarına dair veriler paylaşılarak mevcut durum değerlendirildi. Türk hukuk sisteminin işleyişindeki en büyük problemlerden biri olan uzun ve pahalı yargı süreci, bunun neden olduğu adalete geç ulaşma problemlerine çözüm olarak sunulan alternatif uyuşmazlık yöntemleri, arabuluculuk ve tahkim ele alındı. Bu yöntemlerin, bir uyuşmazlık yaşanması halinde hakem sözleşmesinde olduğu gibi önceden; arabuluculuk veya uzlaştırma sistemlerinde olduğu gibi sonradan tarafların bir araya getirilerek konuşmalarını ve müzakere ortamı oluşturmayı amaçladığı belirtildi. Adalet bakanlığınca paylaşılan veriler ışığında işleyişi daha etkili kılmak için gereken hususların tespiti yapıldı ve iyileştirme önerilerinde bulunuldu. Türk hukuk sisteminin işleyişindeki en büyük problemlerden biri olan uzun ve pahalı yargı süreci, bunun neden olduğu adalete geç ulaşma problemlerine çözüm olarak sunulan alternatif uyuşmazlık yöntemleri, arabuluculuk ve tahkim ele alındı. Bu yöntemlerin, bir uyuşmazlık yaşanması halinde hakem sözleşmesinde olduğu gibi önceden; arabuluculuk veya uzlaştırma sistemlerinde olduğu gibi sonradan tarafların bir araya getirilerek konuşmalarını ve müzakere ortamı oluşturmayı amaçladığı belirtildi. Adalet bakanlığınca paylaşılan veriler ışığında işleyişi daha etkili kılmak için gereken hususların tespiti yapıldı ve iyileştirme önerilerinde bulunuldu.

Türkiye’de Acil Durum Uzaktan Öğretim ve Eğitim Bilişim Ağı (EBA) İncelemesi


Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Betül Tonbuloğlu, İLKE Vakfı için kaleme aldığı “Türkiye’de Acil Durum Uzaktan Öğretim ve Eğitim Bilişim Ağı (EBA) incelemesi” başlıklı politika notunda; acil durum uzaktan öğretim sürecinde yapılanlara, öğrencilerde oluşan öğrenme kayıplarının telafisine ve öğretimde yaşanan aksamalara yönelik öneriler sunmakta; EBA platformunun daha etkili kullanımının sağlanması için platform özelliklerinin ayrıntılı analizine yer vermektedir.   COVİD-19 pandemisi sebebiyle bir yılı aşkın zamandır uygulanan acil durum uzaktan öğretim, ülkemizde eğitimin ve paydaşların dijitalleşmesi anlamında önemli bir etkiye sahiptir. Bu süreçte Eğitim Bilişim Ağı (EBA), acil durum uzaktan öğretim faaliyetlerinin sürdürülebilmesini sağlamak adına en çok kullanılan platformlardan biri olmuş; uzaktan öğretime paydaşların eşit erişim imkanına sahip olabilmeleri ve öğretim faaliyetlerinin aksamaması için önemli adımlar atılmıştır. Ancak pandemi sürecinin ani gelişmesi, süreçteki değişkenlerin fazlalığı ve sahip olunan imkanların farklılığı gibi etmenler aksamaların yaşanmasına sebep olmuş ve öğrenme kayıpları meydana gelmiştir. Bu minvalde yayınlamış olduğumuz politika notunda, acil durum uzaktan öğretim uygulamaları ve ülkemizde uzaktan öğretim faaliyetlerinde adını çokça duyduğumuz Eğitim Bilişim Ağı (EBA) incelenmiş; uzaktan öğretim faaliyetlerinin niteliklerinin geliştirilmesi ve artırılması için öneriler sunulmuştur. Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Betül Tonbuloğlu, İLKE Vakfı için kaleme aldığı “Türkiye’de Acil Durum Uzaktan Öğretim ve Eğitim Bilişim Ağı (EBA) incelemesi” başlıklı politika notunda; acil durum uzaktan öğretim sürecinde yapılanlara, öğrencilerde oluşan öğrenme kayıplarının telafisine ve öğretimde yaşanan aksamalara yönelik öneriler sunmakta; EBA platformunun daha etkili kullanımının sağlanması için platform özelliklerinin ayrıntılı analizine yer vermektedir. Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Betül Tonbuloğlu, İLKE Vakfı için kaleme aldığı “Türkiye’de Acil Durum Uzaktan Öğretim ve Eğitim Bilişim Ağı (EBA) incelemesi” başlıklı politika notunda; acil durum uzaktan öğretim sürecinde yapılanlara, öğrencilerde oluşan öğrenme kayıplarının telafisine ve öğretimde yaşanan aksamalara yönelik öneriler sunmakta; EBA platformunun daha etkili kullanımının sağlanması için platform özelliklerinin ayrıntılı analizine yer vermektedir.     COVİD-19 pandemisi sebebiyle bir yılı aşkın zamandır uygulanan acil durum uzaktan öğretim, ülkemizde eğitimin ve paydaşların dijitalleşmesi anlamında önemli bir etkiye sahiptir. Bu süreçte Eğitim Bilişim Ağı (EBA), acil durum uzaktan öğretim faaliyetlerinin sürdürülebilmesini sağlamak adına en çok kullanılan platformlardan biri olmuş; uzaktan öğretime paydaşların eşit erişim imkanına sahip olabilmeleri ve öğretim faaliyetlerinin aksamaması için önemli adımlar atılmıştır. Ancak pandemi sürecinin ani gelişmesi, süreçteki değişkenlerin fazlalığı ve sahip olunan imkanların farklılığı gibi etmenler aksamaların yaşanmasına sebep olmuş ve öğrenme kayıpları meydana gelmiştir. Bu minvalde yayınlamış olduğumuz politika notunda, acil durum uzaktan öğretim uygulamaları ve ülkemizde uzaktan öğretim faaliyetlerinde adını çokça duyduğumuz Eğitim Bilişim Ağı (EBA) incelenmiş; uzaktan öğretim faaliyetlerinin niteliklerinin geliştirilmesi ve artırılması için öneriler sunulmuştur. COVİD-19 pandemisi sebebiyle bir yılı aşkın zamandır uygulanan acil durum uzaktan öğretim, ülkemizde eğitimin ve paydaşların dijitalleşmesi anlamında önemli bir etkiye sahiptir. Bu süreçte Eğitim Bilişim Ağı (EBA), acil durum uzaktan öğretim faaliyetlerinin sürdürülebilmesini sağlamak adına en çok kullanılan platformlardan biri olmuş; uzaktan öğretime paydaşların eşit erişim imkanına sahip olabilmeleri ve öğretim faaliyetlerinin aksamaması için önemli adımlar atılmıştır. Ancak pandemi sürecinin ani gelişmesi, süreçteki değişkenlerin fazlalığı ve sahip olunan imkanların farklılığı gibi etmenler aksamaların yaşanmasına sebep olmuş ve öğrenme kayıpları meydana gelmiştir. Bu minvalde yayınlamış olduğumuz politika notunda, acil durum uzaktan öğretim uygulamaları ve ülkemizde uzaktan öğretim faaliyetlerinde adını çokça duyduğumuz Eğitim Bilişim Ağı (EBA) incelenmiş; uzaktan öğretim faaliyetlerinin niteliklerinin geliştirilmesi ve artırılması için öneriler sunulmuştur.

Türkiye'de Sivil Toplumun Gündemi Yaz 2021 Sayısı Yayımlandı


TODAM’ın sivil toplum araştırmaları çerçevesinde çıkartmaya başladığı “Türkiye’de Sivil Toplumun Gündemi” bülteni Türkiye’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının yayınlarının ve organizasyonlarının incelendiği, özetlendiği bir bülten olarak yayımlanmaya devam ediyor. Aylık olarak çıkartılan ve Türkiye’deki sivil toplum faaliyetlerini bütüncül bir perspektifle gözler önüne koymayı amaçlayan bültenin, ayrıca STK’ların görünürlüğünü, Türkiye’deki sivil toplum bilincini ve STK’lar arasındaki iş birliğini arttırmak da hedefler arasında yer alıyor.  Bu bültenimizi yaz dönemini kapsayacak şekilde üç aylık olarak sizlere sunuyoruz Bülten hazırlanırken Türkiye’deki pek çok STK’nın faaliyetleri incelendi. Covid-19 salgını sonrası Zoom ve türevi programların da sağladığı kolaylıkla birçok seminer, konferans gibi organizasyonlar kolay bir biçimde düzenlenebilir hale geldi. Dolayısıyla bu faaliyetlere bültenimizde yer veremedik. Rapor, kitap, bilgi notu gibi yarı akademik çalışmaların yanı sıra çalıştay, sempozyum, eğitim atölyeleri gibi geniş ölçekli organizasyonları dikkate aldık ve bunlara bültenimizde kronolojik olarak yer verdik. Bültenin online versiyonunda, haber başlıklarına haberin kaynağına götüren linkleri yerleştirdik. Toplamda 17 faaliyetin yer aldığı bu sayıda ayın faaliyeti olarak TODAM tarafından tasarlanan “STK’larda Kurumsal Öz Değerlendirme Modeli”nin lansman toplantısını seçtik. Söz konusu model, STK’ların kendi kendilerini denetleyebilmeleri ve eksik taraflarını giderebilmeleri açısından önem arz ediyor. Diğer yandan Göç Araştırmaları Vakfı ayın kurumu olarak kendine yer buldu. Gerek mülteci meselesi ile ilgili gerçekleştirdiği müstakil faaliyetler gerekse de katılımcısı olduğu “Kamuoyuna Çağrımızdır!” bildirisi ile bu ayın en dikkat çeken kurumlarından birisi oldu. Son olarak sayımızda son günlerde artan mülteci karşıtlığından hareketle Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Abdullah Resul Demir, Akademisyen Ferhat Kentel, İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır ve Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği Başkanı Rıdvan Kaya ile mülakat gerçekleştirdik. TODAM’ın sivil toplum araştırmaları çerçevesinde çıkartmaya başladığı “Türkiye’de Sivil Toplumun Gündemi” bülteni Türkiye’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının yayınlarının ve organizasyonlarının incelendiği, özetlendiği bir bülten olarak yayımlanmaya devam ediyor. Aylık olarak çıkartılan ve Türkiye’deki sivil toplum faaliyetlerini bütüncül bir perspektifle gözler önüne koymayı amaçlayan bültenin, ayrıca STK’ların görünürlüğünü, Türkiye’deki sivil toplum bilincini ve STK’lar arasındaki iş birliğini arttırmak da hedefler arasında yer alıyor. Bu bültenimizi yaz dönemini kapsayacak şekilde üç aylık olarak sizlere sunuyoruz Bülten hazırlanırken Türkiye’deki pek çok STK’nın faaliyetleri incelendi. Covid-19 salgını sonrası Zoom ve türevi programların da sağladığı kolaylıkla birçok seminer, konferans gibi organizasyonlar kolay bir biçimde düzenlenebilir hale geldi. Dolayısıyla bu faaliyetlere bültenimizde yer veremedik. Rapor, kitap, bilgi notu gibi yarı akademik çalışmaların yanı sıra çalıştay, sempozyum, eğitim atölyeleri gibi geniş ölçekli organizasyonları dikkate aldık ve bunlara bültenimizde kronolojik olarak yer verdik. Bültenin online versiyonunda, haber başlıklarına haberin kaynağına götüren linkleri yerleştirdik. Toplamda 17 faaliyetin yer aldığı bu sayıda ayın faaliyeti olarak TODAM tarafından tasarlanan “STK’larda Kurumsal Öz Değerlendirme Modeli”nin lansman toplantısını seçtik. Söz konusu model, STK’ların kendi kendilerini denetleyebilmeleri ve eksik taraflarını giderebilmeleri açısından önem arz ediyor. Diğer yandan Göç Araştırmaları Vakfı ayın kurumu olarak kendine yer buldu. Gerek mülteci meselesi ile ilgili gerçekleştirdiği müstakil faaliyetler gerekse de katılımcısı olduğu “Kamuoyuna Çağrımızdır!” bildirisi ile bu ayın en dikkat çeken kurumlarından birisi oldu. Son olarak sayımızda son günlerde artan mülteci karşıtlığından hareketle Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Abdullah Resul Demir, Akademisyen Ferhat Kentel, İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır ve Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği Başkanı Rıdvan Kaya ile mülakat gerçekleştirdik.