Logo

Eğitim İzleme Raporu 2021 Tanıtılıyor!

Kategori: Rapor Sunumu Tarih: 09 Nisan 2022

Etkinlik Detayları

Özet

İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı’nın 2020 yılında başlattığı Alan İzleme Raporları Projesi kapsamında Eğitim İzleme Raporu 2021 tamamlandı. Rapor 9 Nisan Cumartesi İLKE Vakfı’nda gerçekleşecek programla kamuoyuna tanıtılacak.

 

İLKE Vakfı’nın 2020 yılında başlattığı Alan İzleme Raporları Projesi kapsamında Eğitim İzleme Raporu 2021 tamamlandı. Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi (EPAM) tarafından hazırlanan rapor, 9 Nisan 2022 Cumartesi günü saat 15.00’te İLKE Vakfı’nda kamuoyuna sunulacak. EPAM Direktörü İbrahim Hakan Karataş moderatörlüğünde düzenlenecek programa Marmara Üniversitesi’nden. Doç. Dr. Yusuf Alpaydın ve Doç. Dr. Ali Özdemir ile İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden Dr. Murat Bülbül konuşmacı olarak katılacak.

 

Raporda 2021 yılının eğitim kronolojisi, salgın krizine yönelik gelişmeler, eğitim niteliğini artırmaya yönelik gelişmeler, basına yansıyan konular, politika belgelerinde eğitime yönelik karar ve hedefler, eğitime ilişkin entelektüel birikimin özetlendi; öncelikli alanların uzman ve paydaş görüşleri ile analiz edildiği bölümler sunuldu. Bunun yanı sıra önceki yıllardan farklı olarak eğitim alanının temel verileri, 2016’dan 2021’e satır içi grafikler şeklinde sunuldu ve elde edilen veriler, bütüncül bir bakış açısı ile analiz edildi.

 

Eğitim 2021 yılına salgın ve salgın sürecinin uzantısı olarak ortaya çıkan dönüşümler ile başladı. İki yıldır süren salgın krizi sonucunda eğitimin tüm kademelerinde ortaya çıkan öğrenme kayıpları, telafi edilemedi. Teknolojinin eğitime entegrasyon sürecinin hızlanması ve geleneksel eğitim sisteminin kırılganlığı 2021 yılının gündemini oluşturdu. Okul öncesi eğitimin yaygınlaşması, mesleki eğitimin niteliğinin geliştirilmesi, yükseköğretimde uluslararasılaşma, küresel etkileşimler ile eğitim diplomasisinin güçlendirildiği görülse de özel öğretim kurumları durumu ve bu okullarda görev yapan öğretmenlerin özlük haklarındaki düzenlemeler, göçmenlerin eğitimi, iklim krizinin eğitimde yer alması, BİLSEM’ler ve özel öğrencilerin eğitimi, hayat boyu öğrenme meseleleri unutulan ve gündeme gelmeyen konular oldu.

Sonuç olarak, raporda 2021 yılında eğitim alanında yaşanan gelişmeler çeşitli başlıklar altında bütüncül bir bakış açısıyla ele alındı ve değerlendirildi. Eğitimdeki mevcut eğilimlerin yanı sıra ve 2022 yılına dair beklentiler ve öngörüler dile getirildi.


Etkinlik Videosu

İlgili İçerikler

Okul Öncesi Eğitim

Okul öncesi eğitim, çocukların gelecekteki akademik ve sosyal başarılarının temellerinin atıldığı hayati bir dönemdir. Türkiye'de bu eğitimin önemi giderek artmakta ve Millî Eğitim Bakanlığının stratejik planları ile hükümet politikalarında sıkça vurgulanmaktadır. Bu rapor, Türkiye'de okul öncesi eğitimin tarihsel gelişiminden güncel durumuna, karşılaştırmalı analizlerden temel ihtiyaç ve taleplere kadar geniş bir yelpazede okul öncesi eğitimi incelemektedir. Rapor kapsamında, Türkiye’nin yakın zamanda yaşadığı salgın ve deprem gibi krizlerin okul öncesi eğitime etkisi ve bu konuda alınması gereken önlemlere de yer verilmiştir.Okul öncesi eğitimde etkin aktörlerin rolü, alternatif eğitim yaklaşımları, göçmen çocukların eğitime katılımı ve ahlaki gelişimin temelleri gibi konuların yanı sıra eğitim teknolojisi kullanımından öğretmen eğitimine, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasından öğretmenlerin mesleki gelişiminin desteklenmesine kadar kapsamlı incelemelerle alana dair çok yönlü bir perspektif sunulmaktadır. Rapor, Türkiye'nin eğitim sistemine dair derinlemesine bir anlayış geliştirmek ve okul öncesi eğitimin uzun vadeli etkilerini analiz etmek isteyen herkes için vazgeçilmez bir referans niteliğindedir. Okul öncesi eğitimin önemine dair farkındalığı artırmak ve bu alanda yapılacak yatırımların doğru alanlara yönlendirilmesi konusunda rehber olmak amacıyla hazırlanan bu rapor, okul öncesi eğitim konusuna ışık tutmayı amaçlamaktadır. 

12 Haziran 2024

Eğitim İzleme Raporu 2023 & Okul Öncesi Eğitim Raporu

Eğitim gündemine dair her yıl düzenli olarak hazırlanan Eğitim İzleme Raporu 2023,  çocuklar ve gençlerden eğitimde eşitsizliğe, eğitime erişimden yükseköğretime birçok konuda güncel verilerle eğitimin nabzını tutuyor. Ulusal ölçekte ikincil verilerle hazırlanan rapora bu sene uluslararası verileri de dahil ederek Türkiye’nin eğitimde uluslararası konumunu belirlemeye ve analiz etmeye çalıştık. Nitelikli analiz yazıları, grafik ve haritaları, politika önerileri ile yenilenmiş bir formatta Eğitim İzleme Raporu 2023’ü istifadenize sunuyoruz. Okul Öncesi Eğitim Raporu, okul öncesi eğitimin tarihsel gelişimi, kriz durumlarında okul öncesi eğitim, alanın etkin aktörleri, göçmen çocukların eğitime katılımı gibi birçok önemli konuyu uzmanların kaleminden tartışmaya açıyor. Tanıtım programında, Doç. Dr. İsa Kaya editörlüğünde hazırlanan raporun önemli bulguları konuşmacı yazarların katılımıyla dinleyicilerle paylaşılıyor. 

EPAM Seminer Notları: Millî Eğitim Akademisi Seminerinden Öne Çıkanlar

Millî Eğitim Akademisi (MEA), öğretmen yetiştirme sürecinde önemli bir dönüşüm olarak öne çıkıyor. Eğitim fakültelerinin formasyon programlarının yerini alacak olan MEA, hem aday öğretmenlerin hem de mevcut öğretmen ve yöneticilerin mesleki gelişimini desteklemeyi hedefliyor. Öne çıkan yenilikler şunlar:Akademiye Giriş Sınavı (AGS): KPSS yerine, Türk Millî Eğitim Sistemi ve eğitimin temelleri üzerine odaklanan yeni bir sınav getiriliyor.Eğitim Süreci: Eğitim fakültesi mezunları 3, diğer bölümlerden gelenler ise 4 dönemlik bir uygulamalı eğitim alacak.Uygulama Odaklı Eğitim: Staj ve saha deneyimi, MEA’nın temel unsurlarından biri olarak öne çıkıyor. Öğretmen adaylarının uzun süreli ders gözlemi yapmaları ve alan uzmanlarıyla etkileşimde bulunmaları sağlanacak.Uluslararası Karşılaştırmalar: Japonya, Singapur ve Çin gibi ülkelerde benzer hizmet içi eğitim modelleri mevcut olsa da MEA’nın üniversitelerden bağımsız bir yapı olması önemli bir fark olarak değerlendiriliyor.Potansiyel Riskler: Finansal ve kurumsal sürdürülebilirlik, bölgesel standartların korunması ve öğretmen adaylarının atama süreçlerine dair kaygılar, dikkat edilmesi gereken unsurlar arasında yer alıyor. Sonuç olarak, MEA modeli, öğretmen yetiştirmede uygulama ağırlıklı bir sistem sunarak eğitimde kaliteyi artırmayı amaçlıyor. Ancak modelin başarılı olması, YÖK ve eğitim fakülteleri ile iş birliği, mali kaynakların etkin yönetimi ve şeffaf bir yol haritasının oluşturulmasına bağlı. Pilot uygulamalarla eksikliklerin giderilmesi ve aday öğretmenlerin sürece dair endişelerinin yönetilmesi kritik önem taşıyor. Öne Çıkan Değerlendirmeleri Görmek İçin Tıklayın