Logo

Yayınlar

Eğitimde Teftiş Sistemi ve Politikaları


MEB’in sorumluluk ve yetki alanındaki kamu eğitiminin niceliksel kapasitesinin büyüklüğü, ülke genelindeki yaygınlığı, harcanılan kamu parasının miktarı ve eğitimin ülke kalkınmasındaki stratejik önemi dikkate alındığında, bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarıyla eğitim-öğretim kurumlarının ve özellikle okulların teftişi önemli hâle gelmektedir. Teftişin ya da günümüz Türkçesiyle denetimin aslında yönetimin bir parçası ve süreci olduğu dikkate alındığında Türk millî eğitimindeki teftiş sisteminin ya da teftiş politikalarının değerlendirilmesinde yönetim kavramının, cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişle birlikte eğitim sisteminin yeni oluşan yapısının tanımlanması tercih edilmiştir. Bu çalışmada olguya dair tarihsel, hukuki, organizasyonel bir perspektifte ilgili mevzuat, bilimsel literatür, Sayıştay ve Danıştay gibi yüksek mahkemelerin kararları kapsamlı bir biçimde incelenerek gerçekçi ve uygulanabilir nitelikte olan özgün öneriler geliştirilmiştir. MEB’in sorumluluk ve yetki alanındaki kamu eğitiminin niceliksel kapasitesinin büyüklüğü, ülke genelindeki yaygınlığı, harcanılan kamu parasının miktarı ve eğitimin ülke kalkınmasındaki stratejik önemi dikkate alındığında, bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarıyla eğitim-öğretim kurumlarının ve özellikle okulların teftişi önemli hâle gelmektedir. MEB’in sorumluluk ve yetki alanındaki kamu eğitiminin niceliksel kapasitesinin büyüklüğü, ülke genelindeki yaygınlığı, harcanılan kamu parasının miktarı ve eğitimin ülke kalkınmasındaki stratejik önemi dikkate alındığında, bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarıyla eğitim-öğretim kurumlarının ve özellikle okulların teftişi önemli hâle gelmektedir. Teftişin ya da günümüz Türkçesiyle denetimin aslında yönetimin bir parçası ve süreci olduğu dikkate alındığında Türk millî eğitimindeki teftiş sisteminin ya da teftiş politikalarının değerlendirilmesinde yönetim kavramının, cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişle birlikte eğitim sisteminin yeni oluşan yapısının tanımlanması tercih edilmiştir. Teftişin ya da günümüz Türkçesiyle denetimin aslında yönetimin bir parçası ve süreci olduğu dikkate alındığında Türk millî eğitimindeki teftiş sisteminin ya da teftiş politikalarının değerlendirilmesinde yönetim kavramının, cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişle birlikte eğitim sisteminin yeni oluşan yapısının tanımlanması tercih edilmiştir. Bu çalışmada olguya dair tarihsel, hukuki, organizasyonel bir perspektifte ilgili mevzuat, bilimsel literatür, Sayıştay ve Danıştay gibi yüksek mahkemelerin kararları kapsamlı bir biçimde incelenerek gerçekçi ve uygulanabilir nitelikte olan özgün öneriler geliştirilmiştir. Bu çalışmada olguya dair tarihsel, hukuki, organizasyonel bir perspektifte ilgili mevzuat, bilimsel literatür, Sayıştay ve Danıştay gibi yüksek mahkemelerin kararları kapsamlı bir biçimde incelenerek gerçekçi ve uygulanabilir nitelikte olan özgün öneriler geliştirilmiştir.

Türkiye’de Zorunlu Okul Öncesi Eğitim: Güçlükler ve Fırsatlar


Yaşamın ilk yıllarının, çocuğun tüm gelişim alanları ve öğrenme deneyimleri üzerindeki etkisinin anlaşılması 20. yüzyılın en önemli farkındalıklarındandır. Türkiye’de çocuk eğitimine verilen önem, Osmanlı’dan günümüze atılmış olan çeşitli adımlarla ortaya konmasına rağmen, I. Dünya Savaşı ve sonrasında gelen cumhuriyetin kuruluşu, ülkemizi sosyal ve ekonomik olduğu kadar eğitime ilişkin güçlük ve gerekliliklerle de karşı karşıya bırakmıştır. Ülkemizde, 1950’lerin ortalarında hız kazanmaya başlayan okul öncesi eğitimin (OÖE) geliştirilmesi çabaları günümüzde de giderek artmaktadır. Bu alanda her geçen gün daha fazla çalışma ve proje yapılmakta, akademisyen ve öğretmen yetiştirilmektedir. Ancak dünyadaki birçok ülkenin mümkün olan en erken yaşlardan itibaren sunduğu erken çocukluk eğitimi (EÇE) olanakları ve zorunlu OÖE konularındaki uygulamalara dair yaklaşımları ülkemizde hâlen tartışılmaktadır. Dünyada ve Türkiye’de EÇE ve OÖE’nin durumu ve zorunlu hale getirilmesindeki güçlükler ve fırsatlar; çeşitli güncel yasal düzenlemeler ve 2020’nin ilk aylarında gündemimize giren Covid-19 pandemisinin etkileri bağlamında tartışılmıştır. Yaşamın ilk yıllarının, çocuğun tüm gelişim alanları ve öğrenme deneyimleri üzerindeki etkisinin anlaşılması 20. yüzyılın en önemli farkındalıklarındandır. Türkiye’de çocuk eğitimine verilen önem, Osmanlı’dan günümüze atılmış olan çeşitli adımlarla ortaya konmasına rağmen, I. Dünya Savaşı ve sonrasında gelen cumhuriyetin kuruluşu, ülkemizi sosyal ve ekonomik olduğu kadar eğitime ilişkin güçlük ve gerekliliklerle de karşı karşıya bırakmıştır. Ülkemizde, 1950’lerin ortalarında hız kazanmaya başlayan okul öncesi eğitimin (OÖE) geliştirilmesi çabaları günümüzde de giderek artmaktadır. Bu alanda her geçen gün daha fazla çalışma ve proje yapılmakta, akademisyen ve öğretmen yetiştirilmektedir. Ancak dünyadaki birçok ülkenin mümkün olan en erken yaşlardan itibaren sunduğu erken çocukluk eğitimi (EÇE) olanakları ve zorunlu OÖE konularındaki uygulamalara dair yaklaşımları ülkemizde hâlen tartışılmaktadır. Dünyada ve Türkiye’de EÇE ve OÖE’nin durumu ve zorunlu hale getirilmesindeki güçlükler ve fırsatlar; çeşitli güncel yasal düzenlemeler ve 2020’nin ilk aylarında gündemimize giren Covid-19 pandemisinin etkileri bağlamında tartışılmıştır. Yaşamın ilk yıllarının, çocuğun tüm gelişim alanları ve öğrenme deneyimleri üzerindeki etkisinin anlaşılması 20. yüzyılın en önemli farkındalıklarındandır. Türkiye’de çocuk eğitimine verilen önem, Osmanlı’dan günümüze atılmış olan çeşitli adımlarla ortaya konmasına rağmen, I. Dünya Savaşı ve sonrasında gelen cumhuriyetin kuruluşu, ülkemizi sosyal ve ekonomik olduğu kadar eğitime ilişkin güçlük ve gerekliliklerle de karşı karşıya bırakmıştır. Ülkemizde, 1950’lerin ortalarında hız kazanmaya başlayan okul öncesi eğitimin (OÖE) geliştirilmesi çabaları günümüzde de giderek artmaktadır. Bu alanda her geçen gün daha fazla çalışma ve proje yapılmakta, akademisyen ve öğretmen yetiştirilmektedir. Ancak dünyadaki birçok ülkenin mümkün olan en erken yaşlardan itibaren sunduğu erken çocukluk eğitimi (EÇE) olanakları ve zorunlu OÖE konularındaki uygulamalara dair yaklaşımları ülkemizde hâlen tartışılmaktadır. Dünyada ve Türkiye’de EÇE ve OÖE’nin durumu ve zorunlu hale getirilmesindeki güçlükler ve fırsatlar; çeşitli güncel yasal düzenlemeler ve 2020’nin ilk aylarında gündemimize giren Covid-19 pandemisinin etkileri bağlamında tartışılmıştır.

Hukuk İzleme Raporu 2019

Hukuk, ülkenin gündeminde her zaman kendine yer bulan, toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren ve yaşamın her alanında yansımaları bulunan bir alandır. Bu nedenle, hukukun bütüncül bir perspektifle ele alınması gerekir. Elinizdeki raporda son on yıldaki gidişatı eksene alarak 2019 yılında hukuk alanının durumu ve gelişmeler değerlendirilmiştir. Hukuk alanında yaşanan gelişmeler ve sorunlar kadar ele alın­mayan ve ihmal edilen boyutlar da raporda kendisine yer bulmuştur. Türkiye’de hukuk siste­minin problemlerinin çözülmesi için yapılması gerekenlerin dile getirilmesi raporun öne çıkan özelliklerinden biri olmuştur. Bütüncül-sistemsel meselelere işa­ret edilmeye çalışılan raporda, uzman görüşleri ve alandan paydaşların yazılarına yer verilmiştir.  
 

Eğitim İzleme Raporu 2019

Oldukça büyük bir kitleyi ilgilendiren ve çok boyutlu bir alan olan eğitime ilişkin politika, uygulama ve gelişmeler, doğası gereği bütünsel bakış açısı ve bütünsel değerlendirmeyi gerektiren bir nitelik taşımaktadır. Eğitim Alan İzleme Raporu, eğitimi, kendi doğası ve içinde bulunduğu çevrenin ve toplumun devinimi içinde anlamayı sağlayacak bir perspektif sunmayı hedeflemektedir. Eğitimin, toplumsal devinimin etkisinde kaldığı kadar hayatı geliştirmeyi, güçlendirmeyi sağlayacak bir rolü olduğu da açıktır. Rapor eğitimin dönüştürücü gücünün politika ve uygulamalardaki yansımasını anlayabilmek için bir araç olarak da değerlendirilebilir.
  Raporda 2019 yılı içerisinde yaşanan gelişmeler farklı açılardan ele alınmaktadır. Raporda 2019’da eğitimin nicel durumu, yaşanan gelişmeler, yıl boyunca öne çıkan ve tartışılan başlıklar ve 2019’u değerlendiren uzman ve paydaş görüşleri de yer almıştır. Raporda 2019 yılı içerisinde yaşanan gelişmeler farklı açılardan ele alınmaktadır. Raporda 2019’da eğitimin nicel durumu, yaşanan gelişmeler, yıl boyunca öne çıkan ve tartışılan başlıklar ve 2019’u değerlendiren uzman ve paydaş görüşleri de yer almıştır. Raporda 2019 yılı içerisinde yaşanan gelişmeler farklı açılardan ele alınmaktadır. Raporda 2019’da eğitimin nicel durumu, yaşanan gelişmeler, yıl boyunca öne çıkan ve tartışılan başlıklar ve 2019’u değerlendiren uzman ve paydaş görüşleri de yer almıştır.

Türkiye'de İslam İktisadı 2019

Yaşadığımız günler İslam iktisadı çalışmaları için bir dönüm noktası olma potansiyelini bünyesinde barındırıyor. Dünyanın durmadan yaşadığı yaşadığı iktisadi krizler bu anlamda yeni model ve sistemlere olan ihtiyacı açığa çıkarmış durumda. İslam iktisadı tüm dünyaya yeni bir bakış ve felsefe oluşturabilir. Bunun için önceki birikimlerini iyi değerlendirmeli ve yenilikçi perspektifleri benimsemekten vazgeçilmemelidir. Bu raporda, 2019 yılı itibariyle bu alanda yaşanan gelişmeler son 20 yılın perspektifinden değerlendirilmektedir. Raporda iktisadi düşünceden, finansal kurumlara, araştırmalardan yayınlara kadar 2019 yılı içerisinde alanda yaşanan önemli gelişmeler değerlendirilmiştir. Yaşanan tecrübeleri değerlendirip geleceğe yönelik bir bakış üreten bu rapor yıllık olarak yayımlanacaktır.