Logo

Türkiye’de Yardım Ekonomisi Ekosisteme Yönelik Bir Model Önerisi

Yazarlar

Özet

Günümüzde sosyal, ekonomik ve ekolojik dinamikler her geçen gün daha karmaşık hâle gelmektedir. Yaşanan afetler ve özellikle Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan krizler, son otuz yılda insani ihtiyaçların küresel ölçekte çok büyük bir ivme ile artmasına neden olmuştur. Bu süreçte, bu olumsuz manzaranın çözümüne yönelik bir yardım ekonomisi oluşmuştur. Uluslararası kuruluşlar, devletler, sivil toplum kuruluşları, şirketler ve bireyler tarafından yapılan yardımların toplamı olarak kabul edebileceğimiz yardım ekonomisinin gelinen noktada nitelik ve nicelik açısından yeterli bir seviyede olmadığı görülmektedir. Türkiye ise yıllar içinde kendine özgü bir yardım ekosistemi geliştirmiş, Osmanlı’dan miras aldığı köklü vakıf geleneği ile özellikle 2010’lu yıllar itibari ile hem ülke sınırları içerisinde hem de dünya genelinde hatırı sayılır bir yardım ekonomisi oluşturmuştur.

Türkiye’de yardım ekonomisinin ele alındığı bu politika notu küresel ölçekte yardım ekonomisinin geldiği seviyede Türkiye’nin konumunu tespit etmekte, daha sürdürülebilir bir yardım ekosistemi için Türkiye’de devlet ve sivil toplum dengesine dair gelişimi incelemek ve bu kapsamda gelişen yardım modellerini ve örgütlenme biçimlerini kritik ederek daha iyi ve sürdürülebilir bir yapıya dönüşmesi için bir model önerisi sunmaktadır.

İlgili İçerikler

İktisat İzleme Raporu 2024

Küresel salgının ardından derinleşen ekonomik ve jeopolitik belirsizliklerin belirgin biçimde hissedildiği 2024 yılında ülkeler hem dış ticaret pozisyonlarını hem de iç ekonomik dengelerini korumak adına yeni politika arayışlarına yönelmiştir. Türkiye ekonomisi, ihracat performansı, yapısal direnç unsuları, para ve maliye politikalarıyla bu dalgalanmalardan nispeten daha az etkilenmiştir. Diğer yandan, ekonomik istikrarın sürdürülebilirliği, fiyat istikrarı, istihdam ve gelir dağılımı gibi konularda kalıcı çözümlere duyulan ihtiyaç güncelliğini korumaktadır.İktisat İzleme Raporlarının dördüncüsü olan bu rapor, Türkiye ekonomisinin geçmişini ve bugününü analiz etmekte ve gelecek politikalara ışık tutmaktadır. Türkiye ekonomisinin kuramsal çerçeveyle uygulama arasındaki ilişki gözetilerek bütüncül bir analiz zemini sunulmaktadır. Raporda Türkiye’nin ulusal ve uluslararası düzlemdeki konumu ve potansiyeli 17 farklı başlıkta çok boyutlu göstergeler ve özgün veri görselleştirmelerle ortaya konmaktadır. Ayrıca rapor, Türkiye’nin ekonomik düzlemde karşılaştığı sorunları ve benimsenen  politikaların sosyoekonomik yansımalarını ele almaktadır. Türkiye ekonomisinin gelecek vizyonuna ışık tutmayı hedefleyen rapor, politika yapıcılar, ekonomistler, piyasa aktörleri ve akademisyenler için dikkate değer bir rehber niteliğindedir.

26 Haziran 2025

İKAM Kamu Maliyesi Raporu Sunumu

İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) tarafından hazırlanan Kamu Maliyesi Raporu, 26 Haziran Perşembe günü Ankara’da kamuoyuyla buluşuyor. Bu yıl “Kamu Maliyesi” temasını ele alan İKAM raporu, Türkiye’nin kamu gelirleri, harcama politikaları ve borçlanma stratejileri gibi temel alanlara odaklanıyor. Rapor, sadece mevcut durumu analiz etmekle kalmıyor, aynı zamanda maliye politikalarının ekonomik sistem üzerindeki etkilerini ve yapısal dönüşüm ihtiyaçlarını da kapsamlı biçimde ele alıyor. İKAM, bu stratejik raporla kamu maliyesine dair bilimsel ve toplumsal değerlendirmeleri bir araya getiriyor ve politika yapıcılar ile ilgili tüm paydaşlara güçlü bir analiz sunuyor. Tarih: 26 Haziran 2025, PerşembeSaat: 14.00Yer: Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, Rektörlük Binası  Kayıt olmak için formu doldurunuz.  

İLKE Vakfı’ndan Türkiye Ekonomisine Işık Tutan Yeni Rapor: “İktisat İzleme Raporu 2024” Yayımlandı

İLKE Vakfı İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) tarafından hazırlanan “İktisat İzleme Raporu 2024: Türkiye Ekonomisinin Görünümü” raporu kamuoyuyla paylaşıldı. Raporda, Doç. Dr. Ömer Faruk Tekdoğan’ın editörlüğünde hazırlanan kapsamlı analizler ve güncel değerlendirmeler yer aldı.Raporda küresel ekonomik ve siyasi risklerin 2024’te de devam ettiği vurgulanırken, Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve Avrupa Birliği’ndeki siyasi dalgalanmaların, ABD seçim süreciyle birlikte ülkeleri tedbirli davranmaya yönlendirdiği ifade edildi. Türkiye’nin ise Kovid-19 sonrası dönemde küresel eğilimlerden farklı olarak pozitif büyüme performansı sergilediği, ancak enflasyonla mücadeleye odaklanan sıkı para ve maliye politikalarının büyümeyi sınırladığı kaydedildi.Son olarak, Dr. Bekir Eren, 2024 yılı yurt içi finansal piyasalara ilişkin analizlerini paylaştı. Bankacılık sektörü, Borsa İstanbul, döviz kuru ve piyasa faizlerine odaklanan Eren, para politikasının enflasyonla mücadeleye odaklanmasının iç piyasalarda istikrarı güçlendirdiğini belirtti.