Logo

Türk Eğitim Sisteminin Sınavlarla İmtihanı

Yazarlar

Özet

2000’li yıllarda Türk eğitim sistemine dair en çok manşetlere taşınan mesele, kademeler arası geçiş sınavları olmuştur. Zaman zaman merkezî sınavların kaldırılacağına dair manşetler atan gazeteler, çok geçmeden aynı senenin merkezî sınav birincilerini sürmanşetten vermiş hatta büyük bir iştiyakla sınavlarda sıfır çeken öğrenci sayılarını paylaşmışlardır. Politika yapıcılarından eğitimcilere, öğrencilerden velilere eğitimin tüm bileşenleri bu süreçte merkezî sınav birincilerini takdir etmekten geri duramayarak eğitim sistemimizin sınavların tekelinde olmasından yakınmışlardır.

Merkezî sınavların neden olduğu sorunlar konuşularak bu sınavların bizatihi kendileri değil; uygulanış biçimleri problemli olarak görülmüştür. Bu nedenle Türkiye eğitim tarihinin son 15 yılında sadece ilköğretimden ortaöğretime geçiş sınavlarında 4 kez değişiklik yapılmış (LGS, OKS, SBS, TEOG) son olarak ise “eğitim bölgesi ve sınavsız mahalli yerleştirme sistemi” getirilmiştir. Ayrıca buna ek olarak “nitelikli okullara” yine devlet eliyle organize edilecek olan merkezî bir sınavla öğrenci alımı yapılması kararlaştırılmıştır. Aynı şekilde üniversiteye geçiş sınavları için de bir çare düşünülmüş yeni bir değişiklikle iki aşamalı TYT (Temel Yeterlik Testi) ve YKS’ye (Yüksek Öğretim Kurumları Sınavları) geçilmiştir. Dershane düzenlemesi kararı ile birlikte hararetlenen merkezî sınav tartışmaları sınav sistemlerinde yapılan sık değişikliklerle devam etmiştir. Sınav sistemlerini değiştirmeye odaklı çözüm arayışları neticesinde özel liselere dönüşmesi beklenen dershaneler temel lise olurken devlet okulları dershanelerin kapatılmasından ortaya çıkan boşlukları doldurmak için destekleme kursları düzenlemeye başlamıştır. Dershanelerin kapatılma gerekçesi “okulun işlevini yerine getirmeye engel” olurken; okul dershanelerin işlevini yerine getirmeye doğru başka bir misyon taşımaya başlamıştır.

Öte yandan öğrenci üzerinde baskı oluşturan sınav sistemlerinin değişme hızı da başka bir baskı ve stres kaynağı olmuştur. Öğrenci, veli, öğretmen kısaca eğitimin tüm bileşenleri bu süreçlerden olumsuz etkilenmiş; eğitim sistemimizin sınavlarla imtihanı her biri için ayrı ayrı bir sınav alanına dönüşmüştür. Bu çalışmada sınavların okul, öğretmen ve öğrenci üzerindeki etkisi tek tek incelenecek ve bu olumsuz etkinin azaltılmasına yönelik önerilerde bulunulacaktır.

İlgili İçerikler

Dijital Bağımlılık ve Eğitim: Sorunlar, Eğilimler ve Politika Önerileri

Dijital bağımlılık, öğrencilerin akademik başarısını, bilişsel gelişimini ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyen giderek büyüyen bir sorundur. Eğitimde dijital teknolojiler önemli fırsatlar sunarken, bilinçsiz ve aşırı kullanım çeşitli riskler doğurmaktadır. Ancak, bu sorunla mücadelede eğitim sistemi paydaşları arasında etkin iş birliği sağlanamadığında, dijital bağımlılık derinleşmektedir. Hazırlanan politika notu, dijital bağımlılığın eğitim üzerindeki etkilerini analiz ederek, ebeveynler ile öğretmenlerin rollerini, öğrencilerin değişen teknoloji kullanım alışkanlıklarını ve eğitimde dijitalleşmenin fırsat ve risklerini ele almaktadır. Ayrıca, öğrencilerin bilinçli teknoloji kullanımını destekleyecek stratejiler ve öğretmenlerin bu süreçte nasıl daha etkin olabileceği incelenmektedir. Bu politika notu, eğitimde dijital bağımlılığın getirdiği sorunları ve sunduğu fırsatları değerlendirerek, politika yapıcılara, öğretmenlere ve ebeveynlere somut çözüm önerileri sunmaktadır.

20 Şubat 2025

Öğretmenlikte Kurumsal Dönüşüm: Millî Eğitim Akademisi

Türkiye’de öğretmen yetiştirme süreçlerinde köklü bir dönüşüm başlatan Millî Eğitim Akademisi (MEA), öğretmen eğitiminin geleceğini şekillendiren yeni bir model olarak öne çıkıyor. Bu seminerde, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun öğretmen yetiştirme süreçlerine etkileri, MEA’nın kuruluş amacı ve temel misyonu, eğitim fakülteleriyle ilişkisi ve uluslararası benzer modellerle karşılaştırılması ele alınacak. Ayrıca, Öğretmen Akademileri ile MEA’nın kavramsal ayrımı, MEA’nın eğitim fakülteleri ve Millî Eğitim Bakanlığı ile nasıl bir koordinasyon içinde çalışacağı ve öğretmenlerin kariyer gelişimine yönelik sunduğu fırsatlar ve sınırlılıklar değerlendirilecek. Çevrimiçi düzenlenecek seminerde, "Millî Eğitim Akademisi ve Öğretmen Yetiştirme Sürecinin Dönüşümü" başlıklı politika notunun yazarı Doç. Dr. Murat Polat, konuyla ilgili görüşlerini paylaşacak.

Proje Yazma Atölyesini Gerçekleştirdik

Sivil Toplum Akademisi (STA) tarafından düzenlenen Proje Yazma Atölyesi, 16 Ağustos 2025 tarihinde İstanbul’da başarıyla tamamlandı. Etkinliğe, 23 farklı sivil toplum kuruluşundan 23 temsilci katıldı.Programın temel amacı, sivil toplum kuruluşlarının proje üretme ve yürütme kapasitelerini geliştirmek, proje yazım süreçlerinde dikkat edilmesi gereken hususları katılımcılara aktarmak ve fikirlerin uygulanabilir projelere dönüşümüne katkı sunmaktı. Atölye, katılımcıların karşılıklı deneyim paylaşımıyla daha da zenginleşti.Etkinlik, İLKE Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Av. Ahmet Sait Öner’in açılış konuşmasıyla başladı. Ardından, İLKE araştırmacılarının katılımıyla Sivil Toplum Akademisi tanıtıldı.Eğitim, Şeyma Karasu tarafından yürütüldü. Karasu, proje sürecinin aşamalarını, iyi bir projenin olmazsa olmazlarını, hibe ve fon kaynaklarını, başarılı proje örneklerini ele alarak katılımcılarla paylaştı. Atölye çalışmalarıyla pekiştirilen eğitim sayesinde, katılımcılar fikirlerini etkili projelere dönüştürme konusunda yeni bakış açıları kazandı.Program, günün anısına çekilen toplu hatıra fotoğrafıyla sona erdi.