Logo
İKTİSAT İZLEME RAPORU 2020 YAYIMLANDI!

İKTİSAT İZLEME RAPORU 2020 YAYIMLANDI!

Kategori: İKAM Tarih: 08 Haziran 2021


İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı (İLKE Vakfı) 2020 yılında yaşanan önemli ekonomik gelişmeleri hazırladığı “İktisat İzleme Raporu 2020” ile kamuoyunun istifadesine sundu.


Rapor sunumu  İLKE Vakfı YouTube kanalında Melih Turan'ın moderatörlüğünde, İKAM Direktörü Dr. Taha Eğri, Dr. Özer Selçuk  ve Dr. Furkan Yıldızın katıldığı yayımlanan programda ile gerçekleştirildi.

İLKE Vakfı, Alan İzleme Raporları Projesi kapsamında serinin altıncı raporu olan “İktisat İzleme Raporu 2020”‘yi kamuoyunun istifadesine sundu. Yedi alt başlıkta hazırlanan raporda 2020 makroekonomik görünüm, stratejik sektörler, İslam iktisadı, gelir dağılımı ve sosyal adalet, çalışma hayatı ve salgın bağlamında Türkiye ekonomisi olmak üzere birçok farklı konu ele alınıyor.
Raporun önemli detaylarından bazıları ise şöyle:


Türkiye 2020’de pozitif büyüdü

Son yüzyılın en büyük salgını olan COVID-19, 2020 yılında küresel ölçekte derin bir etki bıraktı. Salgın sebebiyle ortaya çıkan etkilerin izdüşümleri genel olarak sağlık, ekonomi, eğitim, siyaset ve toplum alanlarında görülürken bu etkinin en derinden hissedildiği alan sağlık sektörüdür oldu.


Makroekonomik göstergeler arasındaki enflasyon, işsizlik ve kur rakamları da bu etkilerin en yoğun hissedildiği alanlar olurken, ekonomik sektörel yapı da salgından etkilenmiştir. Buna rağmen Türkiye’nin en önemli sektörlerinden tarım, enerji, bilişim ve savunma sanayi sektörleri yılı pozitif bir katkı oranıyla tamamlamıştır.


Salgının ortaya çıkardığı küresel ekonomik kriz tüm ülkeleri etkilese de Türkiye ekonomisi alınan önlemler ve yaz aylarında yaşanan normalleşme süreci yıl sonunu pozitif büyüme oranıyla bitirmiştir.


Kritik sektörler ve 2020 performansları

İLKE Vakfı tarafından geçtiğimiz yıl yayımlanan “Geleceğin Türkiye’sinde Ekonomi” raporunda, ülkemizin rekabet gücünü artırmak ve dışa bağımlılığı azaltmak için odaklanılması ve teşviklerle desteklenmesi gerektiği belirtilen tarım, enerji, savunma ve bilişim sektörleri sıralanmıştı. Geçtiğimiz yıl özellikle tarım ve savunma sanayi öne çıkarak, krizlere rağmen ekonomiye pozitif katkı verdi. 2020 yılı bitkisel üretimimiz, yaşanan kuraklığa rağmen tarihin en yüksek seviyesine ulaşarak 124 milyon ton olarak gerçekleşti. 

 

Enerji atılımları ekonomiye büyük katkı sağladı

Tarım sektörüne benzer şekilde enerji sektörü de 2020 yılı içerisinde birçok atılım sayesinde iyi bir performans sergilenmiştir Karadeniz’de keşfedilen doğalgaz rezervleri ve Doğu Akdeniz’deki arama faaliyetleri ile siyasi mücadeleler geçtiğimiz yılın en önemli konularıydı. Özellikle, 2021 Ocak ayında elektrik üretimimizin %21,3’ü rüzgârdan sağlanarak tüm zamanların rekoru kırılmış oldu. 


Savunma sanayisi ölü sektör olmaktan çıktı

Benzer şekilde, savunma sanayii de hayata geçirilen yerli projelerin hem ithalata faturasını azaltması hem de ihraç edilen ürünlerle döviz rezervlerine katkı yaptı. Krizlerden veya salgınlardan hiç etkilenmeyen askerî harcamalar, küresel olarak da artış göstermeye devam etti.  Küresel savunma harcamalarının GSYH’ye oranı ise 2019 yılında 1,85 iken 2020 yılında %2,08’e yükseldi. Dünyanın en büyük 100 savunma sanayi firmasının listelendiği “Defence News Top 100” listesindeki Türk şirketlerinin sayısı 2016 yılında sadece 2 iken, 2020 yılında 7’ye çıktı. 


Bilgi ve iletişim sektörü %13,6 büyüdü

Uzaktan eğitim ve çalışma zorunluluğu, bu alanda harcama ve yatırımların artışıyla sonuçlandı. TÜİK verilerine göre 2020 yılında dünya ile paralel bir şekilde, Türkiye bilgi ve iletişim sektörü %13,6 büyüme kaydetti. Ayrıca bilişim alanında ihracat rakamları da artarak ekonomiye katkı verdi. 


En büyük darbeyi turizm gördü

Kritik sektörlerin yanında salgın bu yıl turizm sektörünü hassas bir konuma taşıdı. Büyük bir umutla girilen 2020 yılında turizm salgından en büyük darbeyi gördü. Özellikle Mart ayından itibaren küresel uçuşların azalması, uluslararası fuarların iptal edilmesi ve dünya çapında seyahat yasaklarının gelmesi, 2020 yılı yaz aylarına ilişkin yapılan tatil rezervasyonlarının ve önceden alınan uçak biletlerinin iptal edilmesine, bir kısmının da ertelenmesine neden oldu. İhracat rakamları içerisinde ciddi bir paya sahip olan turizmdeki kayıplar döviz rezervlerinden hizmet sektöründeki istihdama kadar birçok alanda sorunlara yol açtı.


İktisat İzleme Raporu 2020’ye bu linkten ve diğer tüm detaylara ise Alan İzleme Raporları sitesinden adresinden erişmek mümkün.

İlgili İçerikler

Tüketici Boykotuna Karşı Pazarlama Stratejilerindeki Değişim: İsrail'i Destekleyen Markalar Örneği

Tüketici açısından boykot, bireysel satın alma tercihleri aracılığıyla ahlaki, vicdani veya politik bir duruş sergileme fırsatı sunmaktadır. Tüketici boykotları ile, 7 Ekim 2023 sonrası İsrail’e destek açıklamaları yapan markalar kısa sürede hedef hâline gelmişlerdir. Boykotlar neticesinde firmalar yalnızca maddi kayıplarla değil, aynı zamanda ciddi bir itibar zedelenmesiyle de karşı karşıya kalmışlardır. Bu sebeple firmalar boykot çağrılarına karşılık kriz yönetimi stratejileri geliştirmeye ve uzun vadeli itibar yönetimi planlamaları yapmaya başlamışlardır. Bu politika notunun amacı, firmaların boykotun olumsuz etkilerini hafifletmek için izledikleri stratejileri incelemektir. Çalışmanın bulgularına göre, boykotun hedefindeki markaların yerelleşme stratejisiyle kendilerini boykot edilen ülkenin milli kimliğinin bir parçası gibi gösterdiği tespit edilmiştir. Bununla birlikte ilişkisiz olumlu çağrışım çabalarıyla odağı Filistin meselesinden uzaklaştırarak marka imajlarını güçlendirmeye çalıştığı ortaya konulmuştur.Prof. Dr. Ömer Torlak, Prof. Dr. Muhammet Ali Tiltay ve Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Enes Tepe’nin kaleme aldığı çalışmada, söz konusu stratejiler, firmaların vicdani ve ilkesel tavırlar göstermekten uzak, tüketici algısını manipüle edici, ahlaki sorumluluğa aykırı ve salt kendi itibarlarını koruma çabası olarak değerlendirilmektedir. Bu politika notu, söz konusu stratejilere yönelik, manipülatif pazarlama stratejilerine karşı medya okuryazarlığının artırılması, farkındalık kampanyalarının yürütülmesi, tüketici bilincini artıracak STK'ların kurulması, tüketici aktivizminin eğitimlerle desteklenmesi, boykot olmayan markaların ve firmaların listelerinin periyodik olarak güncellenmesi ve firmaların şeffaflık politikalarının zorunlu hale getirilmesi gibi dikkat çekici öneriler sunmaktadır. 

28 Ekim 2025

13. İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi

İLKE Vakfı İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) tarafından düzenlenen 13. İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi, Vakıf Katılım ana sponsorluğunda ve Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD), Anadolu Ajansı (AA), Türkiye Katılım Sigorta, Hamad bin Khalifa University, İktisat Vakfı ve Boğaziçi Üniversitesi’nin değerli katkıları ve işbirlikleriyle 28 Ekim 2025 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilecektir.Geçtiğimiz yıllarda yalnızca akademik sunumların yapıldığı İslam İktisadı Atölyesi, 2024 yılı itibariyla İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi olarak devam etmektedir. Bu yıl 13. İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi yine araştırmacılar, akademisyenler, kamu ve özel sektör çalışanlarını bir araya getirerek, İslam İktisadı ve Katılım Finans ile ilgili güncel çalışmaların paylaşılmasını ve tartışılmasını hedeflemektedir.Program öğlene kadar aynı salonda icra edilecek, öğleden sonra ise genel salon ve akademik salon olmak üzere iki ayrı oturum olarak devam edecektir. Genel salonda sektörün öncü kuruluşlarının, finans sektörü içerisindeki mevcut durumlarını açıklayıcı sunumlar gerçekleştirilecektir. Önceki atölyelerde yer alan bildiri sunumu oturumları ise bu yıl akademik salonda icra edilecektir.Akademi ve sektör oturumlarıyla gerçekleşecek olan İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi, hem akademisyenlerin hem de sektörün önde gelen isimlerinin İslam iktisadı ve finansı konularını ve mevcut durumlarını derinlemesine tartışılabileceği uzun soluklu oturumların gerçekleşmesine imkân sunacaktır. Böylece akademi ve sektör arasındaki işbirliklerini destekleyici ve uyumu artırıcı fırsatların ortaya çıkması amaçlanmaktadır.Ayrıca İslam İktisadı Ödülleri 2025 de 13. İslam İktisadı ve Finansı Zirvesinde sahiplerini bulacaktır.Kayıt için:

13. İslam İktisadı Zirvesi Akademi ve Sektörü Buluşturdu!

İLKE Vakfı’na bağlı İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) tarafından düzenlenen 13. İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi 28 Ekim 2025 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’de gerçekleştirildi. Zirvenin açılış konuşmalarında, İslam İktisadı Araştırma Merkezi Direktörü Dr. Melih Turan, İslam iktisadı çalışmalarının hızla geliştiğini ancak sistematik sorunların hala devam ettiğini vurguladı. Ayrıca zekâtın kurumsallaşmasının altını çizdi. İLKE Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Av. Ahmet Sait Öner ise “Türkiye, finansal katılımda bir merkez olma yolunda ilerliyor, amacımız emeğe değer veren, yapısal sorunlara kalıcı çözümler sunan bir sistem inşa etmek” dedi. Vakıf Katılım Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Servet Bayındır Türkiye’nin, İslami finansın merkezi olma potansiyeline sahip olduğunu ve bu yüzden başlıca sosyal finans alanları olmak üzere kapsayıcı bir mevzuata ihtiyaç olduğunu vurguladı. T.C. Merkez Bankası Denetleme Kurulu Üyesi Dr. Melikşah Utku ise İslam ekonomisinde değerin yalnızca bireysel değil, aynı zamanda ahlaki ve toplumsal bir boyuta sahip olduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, “İstanbul Finans Merkezi’nin uzun vadeli hedefi, Türkiye’yi uluslararası ölçekte bir finans merkezi haline getirmektir.” dedi.Açılış konuşmalarının ardından iki farklı salonda paralel oturumlar halinde gerçekleştirilen panellerle akademi ve sektörün farklı açılardan ele aldığı konular üzerinde derinlemesine tartışmalar gerçekleştirildi.Gerçekleştirilen panellere akademiden ve sektörden katılan birbirinden değerli konuşmacılar, İslam iktisadı alandaki potansiyelin gerçeğe dönüşmesi için gerekli olan bilgileri, stratejileri ve uygulama alanlarındaki tecrübeleri paylaştı.İslam İktisadı Ödülleri Sahiplerini BulduZirvede, İslam iktisadı alanında yürütülen çalışmalar ödüllendirildi. İslam İktisadı Tez Ödülü  “Budgetary Impacts of Zakat Potential and Tax Reforms in Türkiye: An Islamic Economics Perspective” başlıklı  teziyle Dr. Safa Yıldıran’a verildi. Çalışma, modern devletlerin artan sosyal, ekonomik ve politik sorumlulukları karşısında kamu gelirlerinin sürdürülebilirliğini İslami iktisat perspektifinden incelemektedir. İslam İktisadı Uygulama Ödülü Finans Genç Projesi ile ÖNDER İmam Hatipliler Derneği’ne verildi. Ödülün layık görüldüğü proje, gençlerin İslami finans üzerine çalışarak bu alanda bilinç kazanmalarını ve uluslararası piyasalara uyumlu İslami finans ürünü ortaya koyacak isimlerin yetiştirilmesini hedefliyor. Entegrasyon odaklı yaklaşım benimseyen bu proje, klasik İslam finansı ile çağdaş finansal teknoloji (fintech) öğelerini birleştirmeye çalışıyor. İslam İktisadı Araştırma Ödülü sosyal bilimler alanında çok önemli ve rağbet edilen bir dergi olan Religion dergisinde yayınladığı “Maqāsid al-Sharī ‘a in Islamic Finance: A Critical Analysis of Modern Discourses” başlıklı makalesiyle Doç. Dr. Necmeddin Güney’e verildi. Söz konusu çalışma, makasıda dair literatürdeki niteliği çalışma boşluğunu doldurarak literatüre özgün bir katkıda bulunmaktadır. İslam İktisadı Katkı Ödülü ise Prof. Dr. Hamdi Döndüren’e verildi. Ödül sahibi, Türkiye’de İslam hukuku (fıkıh / şer’î hukuk) ile İslam iktisadı / finansı alanları arasında köprü kuran, bu iki disiplinin kesişim noktalarında özgün katkılar sunan ve İslam İktisadı ve Finansı alanında uzun yıllardır öne çıkan kilit isimlerden biridir.Zirvede Katılım Finans Öne ÇıktıZirve boyunca düzenlenen panellerde, katılım finans sektörü farklı açılardan incelendi. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Katılım Finans Dairesi Başkanı Dr. Tarık Akın,” Varlık eşitsizliği, gelir eşitsizliğinden farklıdır ve ekonomik ile toplumsal düzeyde ciddi sorunlara yol açarak büyümeyi olumsuz etkiler.” dedi. Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri İsmail Vural, Katılım finansın önümüzdeki dönemdeki en büyük ihtiyacının; engelleri aşarak bütüncül bir ekosistem inşa etmek olduğunun altını çizdi. Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Fatma Çınar ise, “İslami finansın gelişimi için en önemli adım, sistemin işleyişini doğru anlatmak ve farkındalık oluşturmaktır.” dedi.Sebelas Maret Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tastaftiyan Risfandy, faiz temelli finansal sistemlerin, yüksek gelirli ve düşük gelirli bireyler arasındaki ekonomik uçurumu derinleştirdiğini vurguladı. Hamad Bin Khalifa Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Faruk Aysan İslam iktisadının yalnızca Müslümanlara özgü konularla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda uluslararası ekonomik meseleleri de kapsaması gerektiğinin altını çizdi. Guidance Capital’den Dr. Mohamad Hammour ise “Bu zorlu dönemde, ihtiyaç yalnızca Müslümanlara özgü değil; tüm insanlık için İslam İktisadı’na yöneliktir.” dedi.