Logo
Sivil Toplumun On Yılı Alan İzleme Raporu Paylaşıldı

Sivil Toplumun On Yılı Alan İzleme Raporu Paylaşıldı

Kategori: Kurumsal Tarih: 10 Şubat 2021




İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı (İLKE Vakfı), Alan İzleme Raporları Projesi’nin dördüncü raporu Sivil Toplumun On Yılı Alan İzleme Raporu (2010-2020)’nu gerçekleştirdiği programla tanıttı. Raporda Türkiye sivil toplumunun on yıl öncesinden günümüze kadar geniş bir analizi yapılıyor.

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Lütfi Sunar’ın koordinatörlüğünde yürütülen projenin bu raporuna, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş, İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Torlak ve İLKE Vakfı Kıdemli Araştırmacısı H. Merve Bircan Altınsoy yazılarıyla katkı sağladı.

Sivil Toplumun On Yılı Alan İzleme Raporu kapsamında, sivil toplum alanında son on yılda meydana gelmiş değişimler ve veriler ele alınmıştır. Bu kapsamda kronolojik olarak sivil toplumun son on yılı, sivil toplum ve devlet ilişkileri, sayısal göstergelerle sivil toplum, sivil toplum kuruluşlarının temel meseleleri ve bu meselelere yönelik çözüm önerileri, sivil toplumu derinden etkileyen önemli olaylardan olan 15 Temmuz darbe girişimi ve salgın, STK’ların türlerine göre son on yıldaki değişimler ve sivil toplum kuruluşları için önemli olabilecek farklı konular ele alındı.

Türkiye sivil toplumunun kronikleşen sorunları ve son dönemdeki gelişmelerden kaynaklanan bazı dönüşümlere temas edilen “Sivil Toplumun On Yılı Alan İzleme Raporu (2010-2020)” ile mevcut sorunlara kurumsal ve yapısal vizyon önerileri de sunuluyor.





2000’li yıllar Türkiye’de sivil toplumun baharı oldu
Türkiye’nin 2000’li yıllara 28 Şubat sürecinin oluşturduğu siyasal ve iktisadi krizlerle girdiğini belirten Lütfi Sunar, 2000’lere girerken iki hadisenin devlet toplum ilişkilerini ciddi bir şekilde dönüştürdüğünü ifade etti.

1999’daki Marmara Depremi ve Avrupa Birliği üyelik müzakerelerinin başlaması ile yapılan yasal ve yapısal reformlarla sivil hak ve özgürlüklerin sivil toplumda büyük bir genişleme alanı oluşturduğuna değinen Sunar, 2000’li yılların hem Türkiye’de hem de bölgede sivil kuruluşlarının baharı olduğunu dile getirdi.

Gezi hadiseleri Türkiye’de sivil toplumu birbirinden ayrıştırdı
2013 yılında İstanbul da Gezi Parkı’nın yerinde olan tarihi kışlanın yeniden inşa edilmesi planları üzerine başlayan protestolar kısa bir süre içerisinde hem İstanbul sathında hem Türkiye sathında geniş çaplı gösterilere dönüşmüştü.

Bu sürecin Gezi olayları ile birlikte sivil toplumun farklı kesimleri kendi misyonundan uzaklaştırdığını belirten Sunar “Sivil topluma karşı devlette güvensiz bir bakış ortaya çıkmaya başladı. Muhafazakâr STK’ların önemli bir kesimi siyasete eklemlendi. Sonrasında yaşanan hadiseler bu eklemlenmeyi derinleştirdi. Siyasetteki gerilimler sivil topluma yansımaya başladı. Sivil toplumun diyalog alanları daraldı ve yaşam tarzı sivil toplumculuğunun alanı genişlemeye başladı. Bir taratanda karşı cenahta yer alan kuruluşların devletten daha fazla koptuğunu hatta bu kopuşun zaman zaman toplumdan bir kopuşa dönüştüğünü ve gittikçe kutuplaşmış, birbirinden uzaklaşmış birbiri ile konuşma kabiliyetlerini yitirmiş, siyasallaşmış bir sivil toplum ortamının ortaya çıkmaya başladığını görüyoruz” diyerek gezi hadiselerinin sivil topluma olan etkilerine değindi.

15 Temmuz sonrası merkezileşme sivil toplumun alanını daralttı
15 Temmuz darbe girişimi sonrası alınan tedbirlerle Türkiye’de bürokrasinin alanının genişlediğini ve sivil toplum alanının daraldığını ifade eden Sunar sivil toplum kuruluşlarının önemli bir kesiminin siyasete eklemlendiğini ve kendi rolünü oynamaktan gittikçe uzaklaşmaya başladığını ifade etti.

Pandemi döneminde Sivil Topluma Olan İhtiyaç Her Zamankinden Daha Fazla
Pandemi döneminde STK’ların temel faaliyetleri durma noktasına gelirken çeşitli yardım organizasyonlarının da hareket alanları kısıtlanmış oldu. Sivil hak ve özgürlüklerin kısıtlanmaya başlandığı bir dönemde STK faaliyetlerine gelen kısıtlamalar ile alan, ilişki ve iletişim kaybı yaşandığını ifade eden İLKE Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Sunar  “Sosyal mesafe”nin artması ile birlikte gönüllüler ile STK’lar arasındaki ilişkinin zayıfladığı görüldü. 2019 yılında ortaya çıkan ve 2020 yılı boyunca tüm hayatı sekteye uğratan covid-19 salgını toplumsal dayanışmaya ve sivil toplum kuruluşlarına olan ihtiyacı çok açık bir şekilde gösterdi. “dedi 

Erdoğmuş: Gençlerin STK’larda bulunmasının tek yolu gençlik organizasyonu kurmak mıdır?
İLKE Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Nihat Erdoğmuş ise programda sivil toplum kuruluşlarında genç gönüllüler ile ilgili sorunlara değinerek “Gençlerin STK’larda bulunması gerekir. Ama gençlerin STK’larda bulunmasının tek yolu gençlik organizasyonu kurmak mıdır? Kuruyorsunuz faal değil. O zaman dönüyoruz gençlerin sivil toplum kuruluşlarına katılması meselesine, önemli bir mesele çünkü. Gençler ne istiyorlar ne arıyorlar? Benim gördüğüm, İLKE’nin yapmış olduğu çalışmalarda da karşıma çıkan bulgu, bu yeni gelen nesil faydalı olmak istiyor katkı sağlamak istiyor fakat eski usuller ile de bunun olmayacağını görmemiz gerekiyor. Bir genç iyi niyetle bir şekilde bir sivil toplum kuruluşuna yardımcı olmak için geldiği zaman “elimizde ne varsa yaptıralım”dan çıkmamız gerekiyor. Özellikleri nedir? Nasıl katkı sağlayabilir? Bunu incelemek ve birazda mesleğini birikimini kullanabilecek alanlar açmaya ihtiyaç var ciddi olarak” dedi.

Sivil Toplumun On Yılı Alan İzleme Raporunu incelemek veya indirmek için tıklayınız.



İlgili İçerikler

III. Sivil Toplum Zirvesi Sonuç Raporu

“Öncü Sivil Toplum: Sivil Toplumda İnsan Yönetimi” temasıyla gerçekleştirilen III. Sivil Toplum Zirvesi, sivil toplum kuruluşlarında insan kaynağı yönetiminin değişen ihtiyaçlarını ve geleceğe yönelik dönüşümünü ele alan kapsamlı bir tartışma zemini sundu. Zirvede, gönüllü yönetimi, değer odaklı liderlik, dijitalleşme, stratejik planlama ve öğrenen organizasyonlar gibi başlıklar altında, sivil toplumun hem bireysel hem de kurumsal kapasitesini artırmaya yönelik yaklaşımlar tartışıldı. İnsan odaklı bir yönetim anlayışının, toplumsal etkiyi kalıcı ve sürdürülebilir kılmadaki önemi vurgulandı.Bu raporda neler bulacaksınız?• 2024 Sivil Toplum Ödülleri kapsamında ödül kazanan kişi ve kuruluşlar• Sivil toplumda insan yönetimi alanındaki güncel eğilimler ve çözüm önerileri• İlham verici proje hikayeleri: İnsan Yönetimi alanında gerçekleştirilen başarılı ve örnek projeler• PiT kişilik envanteri: STK’lar işe alım süreçlerinde nasıl daha etkili kullanılabilir?“Öncü Sivil Toplum: Sivil Toplumda İnsan Yönetimi” Sonuç Raporu, sivil toplum alanının karşılaştığı zorluklara karşı yenilikçi, kapsayıcı ve sürdürülebilir çözümler sunuyor. Rapor, sivil toplum profesyonelleri, sivil toplum yöneticileri ve insan yönetimi alanında çalışan profesyonellere yol gösterici öneriler içeriyor.

28 Kasım 2025

Kurumsal Gelişim Eğitim Programı'nın 15. Dönem Başvuruları Açıldı!

Sivil Toplum Akademisi’nin 2016 yılından bu yana düzenlediği Kurumsal Gelişim Eğitim Programı 15. dönem eğitimleriyle devam ediyor!Kurumsal Gelişim Eğitim Programı (KGEP), sivil toplum kuruluşlarının kurumsal kapasitelerinin artırılması, bu alanda profesyonel ve gönüllü olarak görev yapan kişilerin yetkinliklerinin geliştirilmesini hedefleyen temel eğitim programıdır.  KGEP,  toplumsal sorunlara sivil kuruluşlar aracılığıyla çözüm üretilmesini desteklemektedir. Aynı zamanda STK’ların fayda ve etkilerini güçlendirmelerine katkı sağlayarak, sivil toplum kültürünün yaygınlaşmasında öncülük etmektedir.Katılımcılar, bu dönem; kurumsal yönetim ve organizasyon, insan kaynağı ve gönüllü yönetimi, dijital iletişim, kaynak geliştirme, proje döngüsü yönetimi olmak üzere beş temel alanda eğitim alacaklardır.Program Hakkında Önemli Bilgiler:28-29-30 Kasım 2025 tarihlerinde İstasyon Gaziantep'te gerçekleştireceğimiz KGEP'i eksiksiz tamamlayan katılımcılara katılım belgesi verilecektir.Alan fark etmeksizin tüm STK'lar başvuruda bulunabilir.  Program "kapasite geliştirme" eksenli tasarlandığı için tüm dersler bir bütünün parçasıdır ve hepsi aynı öneme sahiptir.  Dolayısıyla katılımcıların 5 farklı ders başlığından en az 4'üne katılması zorunludur.Programın verimli geçmesi adına kontenjan 35 kişi ile sınırlı tutulmuştur. Programa katılım için başvuru formu doldurma zorunluluğu bulunmaktadır.İl dışından gelecek katılımcıların konaklama ve ulaşım maliyetlerini kendilerinin karşılaması beklenmektedir. Program için herhangi bir ücret talep edilmemektedir.Programa kabul durumuyla ilgili bilgilendirme e-posta yoluyla yapılmaktadır. Yer: İstasyon GaziantepTarih: 28-29-30 Kasım 2025Son Başvuru Tarihi: 9 Kasım 2025 PazarSorularınız için [email protected] adresine ulaşabilirsiniz.

Akademik Gelişim Seminerleri 4| Yönetim Araştırmalarında Bağlam

Kurumsal Yönetim Akademisi tarafından düzenlenen, lisansüstü düzeydeki öğrencilerin akademik gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlayan akademik gelişim seminerlerinin dördüncüsü, Doç. Dr. Erkan Erdemir ile “Yönetim Araştırmalarında Bağlam” başlığı altında, 20 Şubat Salı günü gerçekleştirilmiştir.“Neden bağlamı konuşmalıyız?” sorusu ile başlayan seminer, örgüt kuramlarının evrenselliği sorunu, evrensellik ve yerellik tartışması üzerinden devam etti. Merkez-çevre ilişkisinin ele alındığı seminerde, entelektüel emperyalizmin aşamaları ve sonuçları incelendi. Akademik bağımlılıktan kurtularak bağlama özgü çalışmaların öneminin vurgulandığı seminerde, ülkelerde yapılan bağlama özgü çalışma örneklerine de yer verildi.Etkinlik Erkan Erdemir'e katkılarından ötürü plaket verilmesiyle son buldu.