Logo

Sürdürülebilirlik veGıda Güvenliği: Türkiye ve İİT Ülkelerinin Karşılaştırmalı Analizi

Özet

İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM), gündeme dair odak alanlarımızda gerçekleştirdiğimiz yayın çalışmalarımızdan çevre serisinin 1. raporu “Sürdürebilirlik ve Gıda Güvenliği: Türkiye ve İİT Ülkelerinin Karşılaştırmalı Analizi” başlığı ile yayımladı.

Erdoğan Burak Ezeroğlu’nun kaleme aldığı “Sürdürebilirlik ve Gıda Güvenliği: Türkiye ve İİT Ülkelerinin Karşılaştırmalı Analizi” başlıklı raporu toplumları önemli ölçüde etkileyen gıda güvenliğine yönelik karşılaştırmalı analizlerde bulunulmuştur.

 
Dünyadaki açlığı bitirme çabalarındaki kazanımların birçoğunda COVID-19 salgınının yarattığı kriz ortamı, ekonomik ve siyasi istikrarsızlıklar, çatışmalar, güvensizlik, aşırı hava olayları ve iklim değişikliği gibi nedenlerle gerileme olmuş ve BM’nin “2030 yılına kadar dünyadaki açlığa son verme” hedefinden uzaklaşılmıştır. BM’nin yaptığı projeksiyonlara göre 2030 yılında yaklaşık 660 milyon insan açlık çekmeye devam edecektir. Öte yandan dünyada üretilen gıdanın yaklaşık %17’sinin israf edildiği ve bu israfın büyük bir çoğunluğunun nihai tüketici seviyesinde olduğu; 700 milyon insanın obez ve 2 milyar insanın da fazla kilolu olduğu bilinmektedir. İklim değişikliğinin vahameti IPCC raporları tarafından tüm açıklığıyla ortaya konarken toplam sera gazı emisyonlarının üçte biri gıda sistemlerinden gelmektedir. İklim değişikliğiyle mücadele için gıda sistemlerinin karbonsuzlaştırılması, gıda israfının azaltılması ve bitkisel beslenmenin tercih edilmesi, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılması bakımından büyük önem arz etmektedir. 


Bu raporda küresel gıda güvenliğinin genel görünümü, İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerin dünya gıda güvenliğindeki konumu ve Türkiye’nin gıda güvenliğindeki sürdürülebilirlik konusu; ilgili raporların ve istatistikî verilerin ışığında, gıda güvenliğinin bulunabilirlik ve erişilebilirlik boyutları çerçevesinde karşılaştırılmalı olarak incelenmiştir. Gıda güvenliği konusundaki riskler özellikle iklim değişikliği, nüfus artışı, doğal kaynaklar üzerindeki baskı ve ekonomik/siyasi istikrarsızlıklardan dolayı artma eğiliminde olsa da uluslararası işbirliğinin artırılmasının, verimli tarım ve hayvancılık yöntemlerinin uygulanmasının ve ar-ge faaliyetlerinin sunduğu fırsatlar bulunmaktadır. Bu raporun sonunda gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik konusunda dünyadaki iyi uygulama örneklerinin ışığında Türkiye’nin sürdürülebilir bir şekilde gıda güvenliğini sağlamasına katkıda bulunacak politika önerileri sunulmuştur. 

İlgili İçerikler

İslami Sosyal Finans Bağlamında Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri

Marmara Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Saime Kavakcı’nın İLKE Vakfı İslam İktisadı Araştırma Merkezi için hazırladığı İslami Sosyal Finans Bağlamında Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri başlıklı rapor, sosyal finans kavramını İslami perspektiften ele alarak Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) ile ilişkisini değerlendiriyor.Raporda; sürdürülebilir kalkınma, kurumsal sosyal sorumluluk, etik bankacılık, mikro finans ve sosyal etki yatırımları gibi sosyal finansla bağlantılı konulara yer veriliyor. İslami finansın etik ilkeleri ile sosyal finansın kesişim noktaları analiz edilerek "İslami Sosyal Finans (İSF)" kavramı detaylandırılıyor.Özellikle Arap ülkelerinin SKH’lere yönelik performansı incelenerek, bu bölgelerdeki İslami finans uygulamalarının kalkınma hedeflerine katkısı değerlendirilmiş. Hem ülkeler hem bireyler ve kurumlar düzeyinde güçlü ve zayıf yönler analiz ediliyor.Sonuç olarak, İslami sosyal finansın sürdürülebilir kalkınmadaki potansiyelinden daha iyi yararlanılabilmesi için politika yapıcılara ve finans aktörlerine öneriler sunuluyor. Rapor, bu alanda çalışanlar için önemli bir kaynak niteliğinde.

27 Mayıs 2025

İktisat İzleme 2024 Rapor Sunumu

İKAM tarafından hazırlanan “İktisat İzleme Raporu 2024” 27 Mayıs'ta kamuoyu ile paylaşılacak.Doç. Dr. Ömer Faruk Tekdoğan editörlüğünde hazırlanan İktisat İzleme Raporu 2024, birçok başlıkta veriye dayalı analizlerle 2024 yılında yaşanan ekonomik gelişmeleri değerlendiriyor. 2024 yılında yaşanan ekonomik gelişmeleri derinlemesine analiz etmek ve Türkiye'nin ekonomik performansını daha iyi anlamak amacıyla hazırlanan İktisat İzleme Raporu yayınlanıyor.İktisat İzleme Raporu 2024, küresel ekonomideki gelişmelerden ulusal büyüme dinamiklerine, işgücü piyasasından gelir dağılımı ve yoksulluğa kadar geniş bir yelpazede ekonomik göstergeleri detaylı bir şekilde ele alıyor. Çeşitli başlıklarla Türkiye ekonomisini analiz eden Rapor, Türkiye'nin mevcut ekonomik yapısını anlamanın yanı sıra, sektörel bazda değerlendirmelere ile önemli bulgular sunuyor.İktisat İzleme Raporu 2024, 17 farklı analiz yazısıyla makroekonomik değerlendirmelerde bulunmanın yanı sıra piyasalar ve ekonomik unsurlar üzerine kapsamlı analizler sunuyor.İKAM, bu yeni raporla Türkiye ekonomisini temel göstergeler ve uzman görüşleri perspektifinden izlemeye devam ediyor.Kayıt olmak için:

Finansal, Ekonomik ve Fıkhi Boyutlarıyla Boykot Raporu Paneli Gerçekleşti

İLKE Vakfı İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) tarafından hazırlanan “Finansal, Toplumsal ve Fıkhi Boyutlarıyla Boykot” raporu, düzenlenen etkinlikte tartışıldı. İsrail'in Filistin'deki işgaline karşı yükselen boykot hareketleri ele alındı. Raporda boykot, ahlaki bir sorumluluk ve stratejik bir duruş olarak değerlendirildi.Etkinlikte, İsrail’in Filistin’de sürdürdüğü işgal politikalarına karşı dünya genelinde artan boykot hareketlerinin değerlendirildiği raporun bulguları kapsamlı biçimde tartışıldı. Programın açılışında konuşan İLKE Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Sait Öner, bu çağda boykotun yalnızca bireysel bir tepki değil, aynı zamanda vicdani bir sorumluluk ve stratejik bir duruş olduğunu ifade etti. Öner, şu ifadeleri kullandı:“Boykot, sadece tüketimden kaçınmak değil, adaletin sesi olmak demektir. Bu rapor, bu sesi veriye dayalı bir zeminle güçlendirmeyi amaçlıyor.”Küresel düzeyde çok büyük bir imtihandan geçildiğini vurgulayan Öner, boykotu tarihi bir güç olarak tanımladıklarını ifade ederek şunları söyledi:“Boykotu hem pasif hem aktif direniş, hem ahlaki hem vicdani bir sorumluluk olarak kabul ediyoruz. Bizlerin adil şahitliğimizin yanında, Gazze’deki bu soykırımın, bu hunharca saldırıların bittiği günlere de şahit olarak ulaşmayı Allah’tan diliyorum.”Etkinlik, rapor yazarlarından Doç. Dr. Yusuf Erdem Gezgin’in konuşmasıyla devam etti. Gezgin konuşmasında boykotun İslam hukukundaki yeri ve meşruiyetine değinerek, “Boykot, zulme karşı durmanın bir gereği olarak İslam düşüncesinde karşılık bulur. Ahlaki sorumluluk, hukuki sınırların da ötesindedir,” dedi.Ardından Araştırma Görevlisi Safa Yıldıran, dünya genelinde İsrail işgaline karşı uygulanan boykot örnekleri ve bu hareketlerin küresel etkilerini ele alan bir sunum gerçekleştirdi. Panelde Çok Boyutlu Değerlendirmeler YapıldıEtkinliğin panel bölümünde, raporu kaleme alan isimler boykotun farklı boyutlarını akademik veriler ışığında değerlendirdi. Moderatörlüğünü Dr. Yunus Emre Aydınbaş’ın yaptığı panelde;Prof. Dr. Faruk Bal, “İslam tarihinde ekonomik harp ve boykotun yeri” konusunu ele aldı.Dr. Burak Doğan, “Boykotun finansal tablolar ve hisse senedi performanslarına etkisi” üzerine veriye dayalı bir sunum gerçekleştirdi.Dr. Ozan Maraşlı ise “Türkiye’de boykotun firma satışlarına etkisi” üzerine değerlendirmelerde bulundu.Panelde ayrıca, küresel boykot hareketlerinin ekonomik sonuçları, Türkiye’deki boykot algısı, katılım dinamikleri ve sürdürülebilir boykot stratejileri üzerine öneriler de tartışıldı.