Logo
Yönetim Düşüncesi Seminerleri 4 | Türk Yönetim Kültürünü Teorileştirmenin Felsefi Yolları

Yönetim Düşüncesi Seminerleri 4 | Türk Yönetim Kültürünü Teorileştirmenin Felsefi Yolları

Kategori: STA Tarih: 05 Mayıs 2018
05 Mayıs 2018

Yönetim Düşüncesi seminerlerinin dördüncüsü 5 Mayıs 2018 tarihinde, 16.00-18.00 saatleri arasında İLKE Teras salonunda gerçekleştirildi. “Türk Yönetim Kültürünü Teorileştirmenin Felsefi Yolları (Karşılaştırma ve Eleştiri)” başlığında gerçekleştirilen seminerin konuğu İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Bıçak oldu.

Prof. Dr. Ayhan Bıçak’ın konuşmasında öne çıkan hususlar şunlardır:
Bilimin amacı teori yapmaktır. Teorinin yapılabilmesi için ise araştırma konusunun sorun olması ve amacın ortaya konması gerekir. Bu amaca ilişkin yapısal sorunları göz önünde bulundurmalıdır. Teori aslında bize kurguyu verir.
Teorileştirme yolunda “Kişilerin yaşamak istedikleri şartları toplum sağlayabilmekte midir?”, “Huzurlu bir toplum oluşturabilmenin şartları nelerdir?”, “Komşu toplumların huzurlu olabilmesi için ne yapılması gerekir?”, “İnsanlığın iyi yaşamasının şartları nelerdir?” ve “Toplumsal sorunlar hangi yollarla çözülmelidir?” gibi sorunları düşünmeli ve bu sorunlar üzerine konuşurken “Ne yapmamız gerekiyor?” sorusu sürekli zihnimizde dolanmalıdır. Bu bağlamda genel dünya durumunun içinde ülkelerin kendi yerlerini görmeleri ve dünya sorunları çerçevesinde önlemler almaları gerekmektedir.

Teorileştirme aşamasında elde edilen bilgilerin tasnif edilebilmesi ve bu bilgilerin nasıl sunulacağı hususu önemlidir. Aynı zamanda kavramlar tanımlanmalı ve kavramlara bağlı kalınacak ilkeler de belirlenmelidir.
Teorilerin alana ilişkin temel soruları cevaplandırması gerekir. Bunlara cevap bulamıyorsa o teori zayıftır. Bu soruların cevaplanması ise teorik bir çerçeve ortaya koyar. Bu çerçeve aslında siyasetçinin ihtiyaç duyduğu bir çerçevedir. Felsefi teori eksiğimiz var ve bu durum ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Peki neden teorileştiremede sorunlar yaşadık?
• Bilgi eksikliğimiz çok, bizim tarihimizi yabancılar daha iyi yazıyor.
• Araştırma tekniklerini, araştırma nasıl kurulur, geliştirilir bunu bilmiyoruz.
• Bütüncül bir bakış açısına sahip değiliz.
• Düşünce tarihimiz yok.
• Temel metin eksikliği söz konusu, aynı zamanda bu temel metinlere eleştirel gözle bakılmıyor.
• Tarihsel gerçeklik ile idealleştirilmiş gerçeklik arasında bağlantı kuramıyoruz.
Bu türden eksiklikleri ortadan kaldırabilmek için felsefi düşünceye ihtiyacımız vardır. Bu bağlamda düşünür toplum sorunlarına çözemez, düşünür toplum sorunlarına çözen kadrolara düşünceler önerir. Her kişi kendi felsefi tanımlarına uygun bir bakış açısı geliştirerek felsefi bir bakış açısına sahip olur.

Kişi kendisine karşı sorumluluğunu yerine getirirken topluma karşı sorumluluğunu da yerine getirir. Bu nedenle öncelikle kendi sorumluluklarımızı yerine getirmek önemlidir.
Bugünkü toplumu yöneten paradigma yetersizliğinin temel nedeni eşitsizliktir. Bu doğrultuda “Yönetim sorunlarımızı ve toplumsal sorunlarımızı çözerek nasıl hayatta kalırız?” sorusu akla gelmektedir. İktisat, ordu ve hukuk, yönetimin belirleyicileri unsurlarıdır.
Toplumsal düzenin sürekliliğinin sağlanması için kurumları yönetmek önemlidir. Toplumun eşitsizlik temeline oturmuş farklı katmanlardan oluştuğu kabul edilmelidir. Toplumsal ilişkiler içerisindeki dönüşümlerde kabul edilmelidir. Bu nedenle kurumları tanımlamalıyız. Yönetim probleminin çözülmesi için yönetimi temel kurumlar arasında saymalıyız.

İnsanlık ve dünya için genel geçer tarzda kanun ve kurallara ihtiyacımız var. Dünyadaki tüm insanların ilkece birbirine denk olduğunu kabul etmeliyiz. Eğer birilerini daha zayıf olarak tanımlarsak o zaman felsefi temellendirmede yanlış yapmış oluruz. Kendi devletimizi tanımlayacaksak insanlığı da tanımlamamız gerek. “Biz bu kadar insancıl bir medeniyetsek insan haklarına ilişkin esaslarımız nelerdir?” Yazılı birçok metnimiz olmasına rağmen, neden bu metinleri incelemedik?
Üretim, gelir dağılımı ve adil dağıtım sağlanmalı. Herhangi bir toplum çöküyorsa ilk sebebi ekonomik yapının bozulmasıdır. Adaletsizlik artar, kişi kendi sorunlarına yönelir.
Eski metinlere bakıldığında pek çok yol gösterici eylemin bulunduğu görülmektedir. Örneğin Orhun Yazıtlarında yöneticilerin halkı dinlemediğine dair eleştiriler vardır. Bu tarz eleştirileri bulmak sonraki dönemlerde bulmak çok mümkün değildir. Bunun en temel nedenlerinden biri devletlenme yapısının kişileri daha dar bir kalıba sokması olarak tanımlanabilir.

Bilgelik yönetim için temel alınmıştır fakat modern zamanda bilgelikle artık sorunlar çözülmemektedir. Neden? Hükümdarın ahlaklı olması ile toplum sorunlarının çözüleceği düşünülmüştür. Halbuki felsefe metinlerinde ekonominin ve hukukun önemli bir yer tuttuğuna dair bildirimler vardır. Bilgelik ahlaka dayanır. Topluma güven verebilmesi için ahlak çerçevesinde bilgeliği göstermeli. Eleştiri yapmak entellektüelliği de arttırır. Bu şekilde yönetim kademesi de toplumsal sorunların nasıl çözüleceğini görebilirler.
Modern dünya neleri iyi yapar?
1. Teorileri
2. Tarih teorilerinin yapılması. Bugün İslam tarihine ilişkin teoriler maalesef yoktur. Bu medeniyet hangi ilkeler üzerinde oluştuğu, hangi katmanlardan oluştuğu, kendilerini gelecekte nasıl gördüğüne ilişkin kayıt yoktur. Fakat batı bunu yapmıştır.
Program İLKE Derneği Yürütme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Lütfi Sunar’ın Prof. Dr. Ayhan Bıçak’a plaket takdimi ile sona erdi.


 

Galeri

İlgili İçerikler

III. Sivil Toplum Zirvesi Sonuç Raporu

“Öncü Sivil Toplum: Sivil Toplumda İnsan Yönetimi” temasıyla gerçekleştirilen III. Sivil Toplum Zirvesi, sivil toplum kuruluşlarında insan kaynağı yönetiminin değişen ihtiyaçlarını ve geleceğe yönelik dönüşümünü ele alan kapsamlı bir tartışma zemini sundu. Zirvede, gönüllü yönetimi, değer odaklı liderlik, dijitalleşme, stratejik planlama ve öğrenen organizasyonlar gibi başlıklar altında, sivil toplumun hem bireysel hem de kurumsal kapasitesini artırmaya yönelik yaklaşımlar tartışıldı. İnsan odaklı bir yönetim anlayışının, toplumsal etkiyi kalıcı ve sürdürülebilir kılmadaki önemi vurgulandı.Bu raporda neler bulacaksınız?• 2024 Sivil Toplum Ödülleri kapsamında ödül kazanan kişi ve kuruluşlar• Sivil toplumda insan yönetimi alanındaki güncel eğilimler ve çözüm önerileri• İlham verici proje hikayeleri: İnsan Yönetimi alanında gerçekleştirilen başarılı ve örnek projeler• PiT kişilik envanteri: STK’lar işe alım süreçlerinde nasıl daha etkili kullanılabilir?“Öncü Sivil Toplum: Sivil Toplumda İnsan Yönetimi” Sonuç Raporu, sivil toplum alanının karşılaştığı zorluklara karşı yenilikçi, kapsayıcı ve sürdürülebilir çözümler sunuyor. Rapor, sivil toplum profesyonelleri, sivil toplum yöneticileri ve insan yönetimi alanında çalışan profesyonellere yol gösterici öneriler içeriyor.

28 Kasım 2025

Kurumsal Gelişim Eğitim Programı'nın 15. Dönem Başvuruları Açıldı!

Sivil Toplum Akademisi’nin 2016 yılından bu yana düzenlediği Kurumsal Gelişim Eğitim Programı 15. dönem eğitimleriyle devam ediyor!Kurumsal Gelişim Eğitim Programı (KGEP), sivil toplum kuruluşlarının kurumsal kapasitelerinin artırılması, bu alanda profesyonel ve gönüllü olarak görev yapan kişilerin yetkinliklerinin geliştirilmesini hedefleyen temel eğitim programıdır.  KGEP,  toplumsal sorunlara sivil kuruluşlar aracılığıyla çözüm üretilmesini desteklemektedir. Aynı zamanda STK’ların fayda ve etkilerini güçlendirmelerine katkı sağlayarak, sivil toplum kültürünün yaygınlaşmasında öncülük etmektedir.Katılımcılar, bu dönem; kurumsal yönetim ve organizasyon, insan kaynağı ve gönüllü yönetimi, dijital iletişim, kaynak geliştirme, proje döngüsü yönetimi olmak üzere beş temel alanda eğitim alacaklardır.Program Hakkında Önemli Bilgiler:28-29-30 Kasım 2025 tarihlerinde İstasyon Gaziantep'te gerçekleştireceğimiz KGEP'i eksiksiz tamamlayan katılımcılara katılım belgesi verilecektir.Alan fark etmeksizin tüm STK'lar başvuruda bulunabilir.  Program "kapasite geliştirme" eksenli tasarlandığı için tüm dersler bir bütünün parçasıdır ve hepsi aynı öneme sahiptir.  Dolayısıyla katılımcıların 5 farklı ders başlığından en az 4'üne katılması zorunludur.Programın verimli geçmesi adına kontenjan 35 kişi ile sınırlı tutulmuştur. Programa katılım için başvuru formu doldurma zorunluluğu bulunmaktadır.İl dışından gelecek katılımcıların konaklama ve ulaşım maliyetlerini kendilerinin karşılaması beklenmektedir. Program için herhangi bir ücret talep edilmemektedir.Programa kabul durumuyla ilgili bilgilendirme e-posta yoluyla yapılmaktadır. Yer: İstasyon GaziantepTarih: 28-29-30 Kasım 2025Son Başvuru Tarihi: 9 Kasım 2025 PazarSorularınız için [email protected] adresine ulaşabilirsiniz.

Kurumsal Gelişim Eğitim Programı (KGEP) Gaziantep’te Gerçekleştirildi

İLKE Sivil Toplum Akademisi (STA) tarafından 15. kez düzenlenen Kurumsal Gelişim Eğitim Programı (KGEP), 28–30 Kasım 2025 tarihlerinde İstasyon Gaziantep’te gerçekleştirildi. T.C. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen etkinlik, Gaziantep ve çevre illerden katılan 15 farklı sivil toplum kuruluşundan 23 temsilciyi bir araya getirdi. Program, bilgi aktarımının ötesine geçerek karşılıklı deneyim paylaşımını, tartışmayı ve etkileşimi önceleyen bütünlüklü bir öğrenme ortamı sundu.Programın amacı; STK’ların kurumsal kapasitelerini geliştirmek, yönetim süreçlerini güçlendirmek ve toplumsal etkiyi daha sürdürülebilir hâle getirmek olarak belirlendi. Katılımcılar, teori ile pratiği buluşturan kapsamlı içeriklerle desteklendi.İLKE Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş açılış konuşmasında KGEP’in kurgulanma sürecine değinerek, “Bu programı tasarlarken en çok duyduğumuz soru ‘Bu eğitime nasıl zaman ayıracağız?’ oldu. Biz ise bütünlüklü bir yapıda ısrarcıydık; çünkü sivil toplum yönetiminin böyle bir eğitime ihtiyaç duyduğuna inanıyoruz.” ifadelerini kullandı. Konuşmasını ev sahibi kurum olan İstasyon Gaziantep’e teşekkürlerini ileterek tamamladı. Ardından İstasyon Gaziantep İcra Direktörü Didem Arslan, kurumun yürüttüğü çalışmalar hakkında bir sunum yaptı.Programın ilk bölümünde, “Değişen Dünyada Sivil Toplumun Geleceği” başlıklı tecrübe paylaşımı oturumu gerçekleştirildi. Bülbülzade Vakfı Başkanı Turgay Aldemir ve Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş’un katılımıyla yapılan bu bölümde, sivil toplumun bugünü, stratejik düşünme ve planlama, genç gönüllülüğünün katılımı ve sivil toplumun birleştirici rolü gibi başlıklar ele alındı, katılımcıların sorularıyla tamamlandı.Eğitimlerin devam ettiği üç gün boyunca yoğun ve etkileşimli oturumlar gerçekleştirildi. İlk gün, Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş’un “Kurumsal Yönetim ve Organizasyon” dersiyle STK’ların amaçları, yapıları ve stratejik yönetim süreçleri üzerine kapsamlı bir çerçeve sunuldu. İkinci gün, Mesut Şen’in “Kaynak Geliştirme” eğitimiyle bağışçı ilişkileri, kaynak çeşitliliği, gelir modelleri ve vergi avantajları gibi hayati konular ele alındı. Ardından Vildan Akdoğan Çetinkaya’nın “Proje Döngüsü Yönetimi” modülünde proje tasarımı, kapsam–operasyon ayrımı, başlatma belgeleri ve proje yöneticisinin sorumlulukları detaylı biçimde işlendi. Üçüncü günün ilk oturumunda Ömer Burak Tek, “STK’larda Dijital İletişim” başlığıyla dijital medya stratejileri, içerik planlamasına dair önemli bilgiler paylaştı. Günün devamında Prof. Dr. Mehmet Lütfi Arslan, “İnsan Yönetimi ve Gönüllülük” dersinde gönüllü–profesyonel çalışan dengesinin kurulması, gönüllülüğün sürdürülebilirliği ve kurumsal gönüllülük politikaları üzerine değerlendirmelerde bulundu.Programın sonunda, KGEP’in yalnızca bilgi aktarmaya odaklanan bir eğitim olmanın ötesine geçtiği; STK’lar arasında işbirliğini güçlendiren, kurumlar arası iletişimi artıran ve katılımcılar arasında kalıcı bağlar kurulmasına imkân sağlayan bir buluşma zemini sunduğu vurgulandı. Eğitimi tamamlayan katılımcılara belgeleri takdim edildi ve program toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.