.jpg)
Türkiye'nin Ekonomi Vizyonu Bu Raporda
İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği tarafından
hayata geçirilen "Geleceğin Türkiyesi" projesi kapsamında eğitim,
yükseköğretim, ekonomi, dış politika, kültür, yönetim, sivil toplum ve sosyal
politika alanlarında Türkiye için gelecek vizyonu oluşturacak rapor serisinin
üçüncüsü olan "Geleceğin Türkiyesinde Ekonomi" raporu 16 Nisan 2019
tarihinde düzenlenen törenle sunuldu.
“KISA VADELİ SORUNLAR YERİNE UZUN DÖNEM
ODAKLI STRATEJİLER”
İstanbul’da düzenlenen programda İLKE
Derneği Yürütme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Lütfi Sunar, adil bir düzende toplumun
refah seviyesinin de yükseleceğini kaydetti.
Geleceğin Türkiyesi Projesi hakkında bilgi veren Sunar, projeyle birlikte, kısa vadeli sorunlara odaklanmak yerine uzun vadeli daha sistematik sorunlara odaklanarak bir perspektif oluşturmak istediklerini söyledi. Proje kapsamında ilk olarak Geleceğin Türkiyesinde Eğitim raporu, Yükseköğretim raporu ile eğitim alanında yaptıkları katkıya değinen Sunar, yeni rapor ile ilgili daha fazla insanın daha nitelikli bir yaşama sahip olması için bu raporu yayınladıklarını belirterek bu raporun Türkiye’nin geleceğini inşa etmede çok önemli bir başlangıç noktasını temsil edeceğini vurguladı.
Sunar’ın ardından söz alan İLKE Derneği
Mütevelli Heyeti Başkanı Nihat Erdoğmuş insanın günümüzdeki anlam arayışına
vurgu yaptıktan sonra İLKE derneğini faaliyetlerinden ve İLKE derneğinin bu
raporla olan ilişkisinden bahsetti. Profesör Erdoğmuş konuşmasında iki temel
amacı bilgi stratejisi üretmek ve yönetim alanında sürdürülebilir kurum
oluşumuna katkı bulunmak olan İLKE derneğinde şahsiyeti güçlendirme üzerine
odaklandıklarını vurguladı. Geleceğin Türkiyesi projesi kapsamında genelde nasıl
bir dünya ve özelde nasıl bir Türkiye yaşamak istendiğine cevap aradıklarını
belirtti. Bugün üçüncüsü yayımlanan bu rapor serisinde yaşadığımız dünyaya
nasıl katkı sağlanabilir gelecek nesillere nasıl bir dünya bırakılabilir
sorularına cevap aradıklarını belirtti. Zamanın ruhu ve günün ihtiyacını göz
önünde tutarak iktisat alanına özel anlam atfettiklerini belirten Erdoğmuş, raporun
yazarları Prof. Murat Taşdemir, Doç. Dr. Etem Hakan Ergeç, Doç. Dr. Hüseyin
Kaya ve Dr. Özer Selçuk’a ve organizasyonda emeği geçen tüm paydaşlara
teşekkürlerini iletti.
Katılımcılar arasında yer alan Rekabet
Kurulu Başkanı Ömer Torlak, selamlama konuşmalarında sivil toplum
kuruluşlarının bir topluma yapabilecekleri katkılarından bir tanesine şahitlik
etmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi. Raporun gerekli merciiler tarafından
dikkate alındığını belirten Torlak, yapısal reformların bir an evvel hayata
geçirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
“NİTELİKLİ KURUMLAR OLUŞTURULARAK SOSYAL ADALET VE SÜRDÜREBİLİRLİĞİN SAĞLANDIĞI BİR BÜYÜME”
Selamlama konuşmalarının ardından raporun editörü Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Taşdemir, yaptığı teşekkür konuşmasının ardından raporu sunumunu gerçekleştirdi.
Raporun amacını "erdemli bir toplum
için adil, müreffeh ve sürdürülebilir bir ekonomi oluşturmak adına vizyon
ortaya koymak" olarak açıklayan Profesör Taşdemir, sunumuna Türkiye’nin
adil ve müreffeh bir topluma olan mesafesini sosyal mobilizasyon ve maddi refah
göstergeleriyle ortaya koyarak başladı. Buna göre günümüz Türkiye’sinde babası ilkokul
veya ortaokul mezunu olan bir çocuğunun üniversiteye gitme ihtimalinin %15,
babası üniversite mezunu olan bir
çocuğun ise üniversiteye gitme ihtimalinin
%70 seviyesinde olduğunu belirtti. Bunun yanı sıra 1950’dan bu yana
Türkiye’deki refah artış rakamlarına değinen Taşdemir, Türkiye’nin bugüne kadar
sergilediği büyüme performansının gelişmiş ülkelerin refah seviyesine ulaşması
için yeterli olmadığını belirtti.
Raporun üç temel ayağını
uzun dönem büyüme, sürdürebilirlik, sosyal adalet olarak açıklayan Taşdemir uzun
dönemli büyümeden kasıtlarının ekonominin üretim kapasitesini artıran talep
odaklı büyümeden ziyade beşeri sermaye ve verimliliğe dayalı bir büyüme
olduğunu kaydetti. Sunumun devamında büyüme gerçekleşirken sosyal adaletin
sağlanması gerektiğini belirterek nitelikli kurumlar oluşturulduğu takdirde
sosyal adalet ve sürdürebilirliğin sağlandığı bir büyümenin mümkün olduğuna
inandıklarını belirtti. Sosyal adalet ve sürdürülebilirliğin büyümeye alternatif
değil destekçi olduğuna vurgu yaptı. Taşdemir, rapordaki bir diğer kavram olan
sürdürülebilirlik ile sürekli büyüme gibi bir anlam değil gelecek nesillerin
refahından ödün vermeden üretim ve tüketimin gerçekleşmesine bir diğer ifadeyle
nesiller arası sosyal adalete atıf yaptıklarını belirtti.
Temel mesaj: arzu
ettiğimiz Türkiye için kısa dönemde yapmamız gereken nedir sorusunda uzun
dönemli düşünmemiz gerektiği cevabını veriyoruz. Bugün yaşanan tüm sorunlar
uzun döneme odaklanan politika eksikliğinden kaynaklanmakta olduğunu belirten
Taşdemir, raporu öncelikle küresel eğilimleri ardından odaklanılması gereken
alanları incelediğini belirtti. Rapor ilk kısımda küresel ticaret ve üretimin
değişen ağırlık merkezi, üretimdeki teknolojik dönüşüm ve küresel iklim
değişikliklerini inceliyor. İkinci kısımda ise …. konularına odaklanıyor.
12 MADDELİK VİZYON BELGESİ
Türkiye ekonomisinin geleceğin dünyasına
hazırlanabilmesi, adil ve gelişmeye açık bir sistem için bir vizyon ortaya
koyan rapor sunumunda Profesör Taşdemir sözlerini 12 maddelik vizyon belgesiyle
sonlandırdı.
2030'larda Türkiye'nin Ekonomi Vizyonu:
1.
Yapısal faktörlere bağlı bir
uzun dönem büyümesinin hedeflenmesi
2.
Bireylerin eşit
haklara sahip olması
3.
Büyümenin gelecek
nesillere aktarılarak sürdürülmesi
4.
Beşeri sermayenin
artırılması
5.
Verimli ve stratejik
sektörlere yatırım yapılması
6.
Toplam faktör
verimliliğinin artırılması
7.
Vergi sisteminin
adil hale getirilmesi
8.
Çevreci kalkınma
modellerinin öncelenmesi
9.
Adaptasyon yeteneği
güçlü bir işgücü hedeflenmeli
10.
İslami finansın payı
ve niteliğinin artırılması
11.
İhracatın ithalata
bağımlılığı azaltılarak, katma değerinin artırılması
12. Tarım ve hayvancılık, enerji, savunma ve bilişim sektörlerine önem verilmesi
Sunumun ardından İLKE Mütevelli Heyeti Başkanı Nihat Erdoğmuş’un yazarlara plaket takdimiyle devam eden program, basın özel oturumuyla sona erdi.
Değerlendiren: Nursena Sağır