Logo
Türkiye ve Malezya'da İslam İktisadı ve Finansı Eğitimi Çalıştayı Gerçekleştirildi

Türkiye ve Malezya'da İslam İktisadı ve Finansı Eğitimi Çalıştayı Gerçekleştirildi

Kategori: Kurumsal Tarih: 20 Temmuz 2017

İslam İktisadı alanında yaptığı ulusal ve uluslararası çalışmalarla adından sıkça söz ettiren İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM), Uluslararası İslami Finans Eğitimcileri Konseyi (ICIFE) ile ortaklaşa düzenlediği “Türkiye ve Malezya'da İslam İktisadı ve Finansı Eğitimi” çalıştayını gerçekleştirdi.
İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği bünyesinde faaliyetlerini yürüten İKAM, İslam İktisadı alanında düzenlediği faaliyetlerle alanda eksikliği hissedilen önemli konular üzerine çalışmalar yapmaya devam ediyor. Halka açık olarak gerçekleştirilen konferans, yoğunlaştırılmış dersler, okuma grupları vb. faaliyetlerin yanı sıra dergi, rapor ve kitap yayınlarıyla İslam İktisadı alanında özgün çalışmalara imza atmaya devam eden İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM), Uluslararası İslami Finans Eğitimcileri Konseyi (ICIFE) ile ortaklaşa düzenlediği Türkiye ve Malezya'da İslam İktisadı ve Finansı Eğitimi Çalıştayı’nı 17 Temmuz 2017 tarihinde gerçekleştirdi.
Türkiye ve Malezya’daki İslam İktisadı Lisans ve Lisansüstü programlarının genel durumunun konuşulduğu ve İslam İktisadı alanında öncü isimlere ev sahipliği yapılan çalıştaya; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan Necdet Şensoy, İstanbul Şehir Üniversitesinden Üniversitesi’nden Ahmet Faruk Aysan, İstanbul Üniversitesi’nden Adem Esen, Marmara Üniversitesi’nden İsmail Cebeci, Konya Karatay Üniversitesi’nden Melahat Karadağ, Bingöl Üniversitesi’nden Yavuz Türkan, Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Musa Öztürk, Medipol Üniversitesi’nden Selman Duran ve Ümit Hacıoğlu, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nden Zeyneb Hafsa Orhan, ICIFE'den Mohamed Aslam Haneef, Dzuljastri Abdul Razak, Rosylin Mohd Yusof ve Kamola Bayram'ın katıldığı çalıştaya Türkiye ve Malezya'dan çok sayıda akademisyen katıldı.
Çalıştayda ilk sözü alan İLKE Yürütme Kurulu ve İKAM Başkanı Lütfi Sunar, konuşmasında İKAM’ın kuruluşundan, faaliyetlerinden ve İslam İktisadı alanında yapılan çalışmaların öneminden bahsetti. Sunar’ın ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Meclis Üyesi Necdet Şensoy sözü alarak açılış konuşmalarını yaptılar.
Lütfi Sunar’ın oturum başkanlığını yaptığı çalıştayın ilk oturumunda Necdet Şensoy, Mehmet Saraç, İsmail Cebeci, Melahat Karadağ ve Hafsa Orhan'ın raporları sunuldu ve Türkiye'deki İslam İktisadı ve Finansı bölümlerinin durumu konuşuldu. Konunun katılımcılar tarafından ayrıntılı bir şekilde müzakere edilmesinin ardından çalıştayın ikinci oturumunda; Malezya'daki İslam İktisadı ve Finansı bölümleri hakkındaki raporlar, ICIFE üyesi Dzuljastri Abdul Razak, Mohamed Aslam Mohamed Haneef, Rosylin Mohd Yusof & Kamola Bayram tarafından sunularak müzakere edildi. Çalıştayın sonunda serbest oturumda her iki ülke müfredatları karşılaştırılmalı olarak incelenerek alanında uzman akademisyenler tarafından müzakere edildi.
Çalıştayın müzakere oturumlarının ardından İKAM ve ICIFE arasında gelecekteki çalışmaları da ihtiva eden bir program kapsamında işbirliği anlaşması imzalanarak iki kurum arasındaki bağların güçlendirilmesinin önemine vurgu yapıldı.

Çalıştayın sonunda Necdet Şensoy, Mohamed Aslam Haneef, Dzuljastri Abdul Razak, Rosylin Mohd Yusof, Kamola Bayram, Zeyneb Hafsa Orhan, Mehmet Saraç, İsmail Cebeci ve Melahat Karadağ'a hazırlayıp sundukları raporları ve katkılarından ötürü teşekkür edilerek plaketleri takdim edildi.

İlgili İçerikler

Dijital Bağımlılık ve Eğitim: Sorunlar, Eğilimler ve Politika Önerileri

Dijital bağımlılık, öğrencilerin akademik başarısını, bilişsel gelişimini ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyen giderek büyüyen bir sorundur. Eğitimde dijital teknolojiler önemli fırsatlar sunarken, bilinçsiz ve aşırı kullanım çeşitli riskler doğurmaktadır. Ancak, bu sorunla mücadelede eğitim sistemi paydaşları arasında etkin iş birliği sağlanamadığında, dijital bağımlılık derinleşmektedir. Hazırlanan politika notu, dijital bağımlılığın eğitim üzerindeki etkilerini analiz ederek, ebeveynler ile öğretmenlerin rollerini, öğrencilerin değişen teknoloji kullanım alışkanlıklarını ve eğitimde dijitalleşmenin fırsat ve risklerini ele almaktadır. Ayrıca, öğrencilerin bilinçli teknoloji kullanımını destekleyecek stratejiler ve öğretmenlerin bu süreçte nasıl daha etkin olabileceği incelenmektedir. Bu politika notu, eğitimde dijital bağımlılığın getirdiği sorunları ve sunduğu fırsatları değerlendirerek, politika yapıcılara, öğretmenlere ve ebeveynlere somut çözüm önerileri sunmaktadır.

20 Şubat 2025

Öğretmenlikte Kurumsal Dönüşüm: Millî Eğitim Akademisi

Türkiye’de öğretmen yetiştirme süreçlerinde köklü bir dönüşüm başlatan Millî Eğitim Akademisi (MEA), öğretmen eğitiminin geleceğini şekillendiren yeni bir model olarak öne çıkıyor. Bu seminerde, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun öğretmen yetiştirme süreçlerine etkileri, MEA’nın kuruluş amacı ve temel misyonu, eğitim fakülteleriyle ilişkisi ve uluslararası benzer modellerle karşılaştırılması ele alınacak. Ayrıca, Öğretmen Akademileri ile MEA’nın kavramsal ayrımı, MEA’nın eğitim fakülteleri ve Millî Eğitim Bakanlığı ile nasıl bir koordinasyon içinde çalışacağı ve öğretmenlerin kariyer gelişimine yönelik sunduğu fırsatlar ve sınırlılıklar değerlendirilecek. Çevrimiçi düzenlenecek seminerde, "Millî Eğitim Akademisi ve Öğretmen Yetiştirme Sürecinin Dönüşümü" başlıklı politika notunun yazarı Doç. Dr. Murat Polat, konuyla ilgili görüşlerini paylaşacak.

EPAM Seminer Notları: Millî Eğitim Akademisi Seminerinden Öne Çıkanlar

Millî Eğitim Akademisi (MEA), öğretmen yetiştirme sürecinde önemli bir dönüşüm olarak öne çıkıyor. Eğitim fakültelerinin formasyon programlarının yerini alacak olan MEA, hem aday öğretmenlerin hem de mevcut öğretmen ve yöneticilerin mesleki gelişimini desteklemeyi hedefliyor. Öne çıkan yenilikler şunlar:Akademiye Giriş Sınavı (AGS): KPSS yerine, Türk Millî Eğitim Sistemi ve eğitimin temelleri üzerine odaklanan yeni bir sınav getiriliyor.Eğitim Süreci: Eğitim fakültesi mezunları 3, diğer bölümlerden gelenler ise 4 dönemlik bir uygulamalı eğitim alacak.Uygulama Odaklı Eğitim: Staj ve saha deneyimi, MEA’nın temel unsurlarından biri olarak öne çıkıyor. Öğretmen adaylarının uzun süreli ders gözlemi yapmaları ve alan uzmanlarıyla etkileşimde bulunmaları sağlanacak.Uluslararası Karşılaştırmalar: Japonya, Singapur ve Çin gibi ülkelerde benzer hizmet içi eğitim modelleri mevcut olsa da MEA’nın üniversitelerden bağımsız bir yapı olması önemli bir fark olarak değerlendiriliyor.Potansiyel Riskler: Finansal ve kurumsal sürdürülebilirlik, bölgesel standartların korunması ve öğretmen adaylarının atama süreçlerine dair kaygılar, dikkat edilmesi gereken unsurlar arasında yer alıyor. Sonuç olarak, MEA modeli, öğretmen yetiştirmede uygulama ağırlıklı bir sistem sunarak eğitimde kaliteyi artırmayı amaçlıyor. Ancak modelin başarılı olması, YÖK ve eğitim fakülteleri ile iş birliği, mali kaynakların etkin yönetimi ve şeffaf bir yol haritasının oluşturulmasına bağlı. Pilot uygulamalarla eksikliklerin giderilmesi ve aday öğretmenlerin sürece dair endişelerinin yönetilmesi kritik önem taşıyor. Öne Çıkan Değerlendirmeleri Görmek İçin Tıklayın