Logo
Sivil Toplum Kuruluşları Zirve'de Bir Araya Geldi

Sivil Toplum Kuruluşları Zirve'de Bir Araya Geldi

Kategori: STA Tarih: 21 Mayıs 2022

Sivil Toplum Zirvesi, sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezinde gerçekleşti. Sivil toplum ödüllerinin sahiplerini bulduğu zirvede “Geleceğin Türkiyesinde Sivil Toplum” raporunun ön sunumu, “Geleceğin Sivil Toplumunda Gençlik” ve “Sivil Toplumda Yeni Yönelimler” panelleri de yer aldı.

 

Sivil Toplum Zirvesi İLKE Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Halit Bekiroğlu’nun açılış konuşmasıyla başladı. Bekiroğlu konuşmasında İLKE Vakfı ve üye kurumlarının faaliyetlerinden bahsettikten sonra Türkiye’de Sivil Toplumun son durumundan bahsederek, “İktidar olmak sadece siyasi ve iktisadi bir güçle gerçekleşmiyor, kültürel alanda ve sivil toplumda da bu gücü desteklemek gerekiyor.” şeklinde konuştu.


Halit Bekiroğlu’ndan sonra söz alan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, “Sivil olabilmek için özgür olmamız gerekmektedir. Özgür olmak demek, gelirlerimizin giderlerimizin ve faaliyetlerimizin de özgür ve bağımsız olması demektir. Bu olursa gerçekten sivil ve özgür olabiliriz” dedi.


Sivil Toplum Ödülleri Sahiplerini Buldu


Açılış konuşmalarının ardından bu yıl ilk kez verilen sivil toplum ödülleri sahiplerini buldu. Yenilikçi STK Ödülüne, Mülteciler ve Sığınmacılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği; Öne Çıkan Faaliyet Ödülüne, Assalam Derneği Afrika Kafe; Gönüllülük Ödülüne, TOÇEV Başkanı Ebru Uygun layık görüldü. Ödüller sahiplerine sırasıyla Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ve Prof. Dr. Lütfi Sunar tarafından verildi.


Yenilikçi STK Ödülünü Mülteciler Derneği adına alan Zafer Söğütçü, “Memleketlerinden ayrılmak zorunda kalan kişilerin bir imtihanı var, bizlerin de onlarla imtihanı var. Bu imtihanı en iyi şekilde atlatmak ve yönetmek için böyle bir dernek kurmak istedik.” diyerek ödüle layık görüldüğü için teşekkür etti.


Öne çıkan faaliyet ödülünü Assalam Derneği adına ödülü alan Nazan Yalçınkaya, “Kendi kaynağını üretmeden bir STK’nın devam etmesi çok zor. Birçok ülke gezdik ve birçok kurumun bu ülkelerde nasıl faaliyet gösterdiklerini inceledik. Bu şekilde gençlik ve eğitim programları ve modelleri geliştirdik. Bunu sivil insanlarla yaptık. Hep beraber başardık.” dedi.


Törende son ödül olan Gönüllülük Ödülüne layık görülen TOÇEV Başkanı Ebru Uygun, bu ödülün kendisi için çok kıymetli olduğunu ifade ederek sivil toplumun paylaşmak anlamına geldiğini ifade etti.

 

Geleceğin Türkiyesinde Sivil Toplum


Ödül töreni sonrasında Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş ve Prof. Dr. Lütfi Sunar, hazırlamakta oldukları Geleceğin Türkiyesinde Sivil Toplum raporunun ön sunumunu gerçekleştirdiler.


Sunumda ilk söz alan Lütfi Sunar, raporda sivil toplumu genel olarak dernek ve vakıf yoğunluklu ele aldıklarını dile getirdi. Devlet ne kadar güçlü ve kalkınmış olursa olsun toplumlarda en görünmez kişiye ulaşma imkanının Sivil toplumda olduğunu ifade eden Sunar, Sivil toplumun bu anlamda toplum için ne kadar önemli olduğundan bahsetti.


Türkiye’de sivil toplumun geçirdiği evreleri ele alan Lütfi Sunar, kısıtlayıcı kanunlarla sınırlanan sivil toplumun 2000’li yıllar sonrasında hukuki olarak yapılandırmalar ile iyileşme yaşadığını ve STK’ların daha kolay faaliyet alanı bulabildiğini aktardı. Dijitalleşme ve Covid-19 sonrası yaşanan gelişmelerden bahseden Lütfi Sunar, yeni sosyal örgütlenme modelleri ve yeni ilişki evreni hakkında daha fazla düşünmenin zamanı geldiğini belirterek sözü Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş’a verdi.


Nihat Erdoğmuş sivil toplum kuruluşlarının değişen yapısı ve yönelimlerini ele aldığı sunumunda, günümüzde yaşadığımız değişimleri kamu ve özel sektör gibi STK’ları da derinden etkilediğini ifade etti. Dış çevredeki değişimlerin ve kurumsal yapılardaki ihtiyaçların kurumsallaşma ve profesyonel çalışmaya ilgiyi artırdığını belirterek dijitalleşme ve benzeri yeniliklerin yeni örgütlenme biçimleri ortaya çıkardığını söyledi. Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş, son olarak maddeler halinde STK’lar için önerilerini ve değerlendirmelerini sunarak sözlerine son verdi.


Geleceğin Sivil Toplumunda Gençlik Paneli


Sivil toplum kuruluşlarına genç katılımı arttırmak ve gençlerin gelecek ve kariyer planlarında sivil topluma yer vermelerini sağlamak amacıyla öncü çalışmalar, rol model olabilecek fikir ve katılımlar ile toplumun dönüşümü, gençlerin bu dönüşümde daha fazla rol almasını destekleyen proje ve girişimler “Geleceğin Sivil Toplumunda Gençlik” oturumunda ele alındı.


Erol Erdoğan’ın moderatörlüğünü yaptığı panelde Usturlab Atölye’den Sümeyye Ceylan, OkulDışı’ndan Yavuz Yiğit, İyilikhane Çocuk Derneği’nden Zeynep Sena Soyyiğit, Uluslararası Genç Derneği’nden Süleyman Ragıp Yazıcılar konuştu.


Sivil Toplumda Yeni Yönelimler Paneli


Değişen ve dönüşen dünyada toplumun ihtiyaçlarını en yakından takip eden STK’ların, değişimin getirdiği yeniliklerle birlikte geleceğin ihtiyaçlarına odaklanarak faaliyet ve uygulamalarındaki yeni yönelimler ortaya koyuldu.


Prof. Dr. Ömer Torlak’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Lütfi Arslan ve İslam Dünyası STK’ları Birliğinden (İDSB) Av. Ali Kurt söz aldı.


Mehmet Lütfi Arslan konuşmasında devletçi elitler ve siyasetçi elitlerin politika, ekonomi ve kültür kavgasında arada kaynamış bir sivil toplum olduğunu ifade etti. Günümüzde devletçi ve siyasi elitlerin ötesinde teknoloji elitlerin ön plana çıktığını dile getirdi ve teknoloji elitleri üretilmesine ihtiyacımız olduğunu söyledi.


M. Lütfi Arslan’dan sonra söz alan Av. Ali Kurt sivil toplum kavramının çağın yükselen bir değeri olduğunu ifade etti. STK’ların temel felsefesinin kar amacı gütmemek oldunu söyleyen Ali Kurt, son dönemlerde kaynak ihtiyacının daha derin bir şekilde öne çıktığını belirtti. Kamu kurumları ve Sivil Toplum ilişkileri üzerine değerlendirme yapan Kurt, Sivil Toplum’un gerçekten hükümet dışı kalabilmesi gerektiğini belirterek, Sivil toplumun ancak bu şekilde sivil kalabileceğini söyledi.

Galeri

İlgili İçerikler

III. Sivil Toplum Zirvesi Sonuç Raporu

“Öncü Sivil Toplum: Sivil Toplumda İnsan Yönetimi” temasıyla gerçekleştirilen III. Sivil Toplum Zirvesi, sivil toplum kuruluşlarında insan kaynağı yönetiminin değişen ihtiyaçlarını ve geleceğe yönelik dönüşümünü ele alan kapsamlı bir tartışma zemini sundu. Zirvede, gönüllü yönetimi, değer odaklı liderlik, dijitalleşme, stratejik planlama ve öğrenen organizasyonlar gibi başlıklar altında, sivil toplumun hem bireysel hem de kurumsal kapasitesini artırmaya yönelik yaklaşımlar tartışıldı. İnsan odaklı bir yönetim anlayışının, toplumsal etkiyi kalıcı ve sürdürülebilir kılmadaki önemi vurgulandı.Bu raporda neler bulacaksınız?• 2024 Sivil Toplum Ödülleri kapsamında ödül kazanan kişi ve kuruluşlar• Sivil toplumda insan yönetimi alanındaki güncel eğilimler ve çözüm önerileri• İlham verici proje hikayeleri: İnsan Yönetimi alanında gerçekleştirilen başarılı ve örnek projeler• PiT kişilik envanteri: STK’lar işe alım süreçlerinde nasıl daha etkili kullanılabilir?“Öncü Sivil Toplum: Sivil Toplumda İnsan Yönetimi” Sonuç Raporu, sivil toplum alanının karşılaştığı zorluklara karşı yenilikçi, kapsayıcı ve sürdürülebilir çözümler sunuyor. Rapor, sivil toplum profesyonelleri, sivil toplum yöneticileri ve insan yönetimi alanında çalışan profesyonellere yol gösterici öneriler içeriyor.

15 Nisan 2025

Sivil Toplum için Dijital Beceriler Atölyesi

Sivil Toplum Akademisi, Kapasite Geliştirme Eğitim Serisine  “Sivil Toplum İçin Dijital Beceriler Atölyesi” ile Devam Ediyor Sivil Toplum Akademisi olarak sivil toplumun konuları, sorunları ve ihtiyaçlarını gözeten çalışmalarımıza devam ediyoruz Kapasite geliştirme eğitimleri kapsamında bu defa STK’ların dijital medya becerilerini güçlendirmeye odaklanıyoruz. Sivil toplum kuruluşlarının (STK) dijital medyada görünürlüklerini artırmalarına destek olmak amacıyla, uzman eğitmenler tarafından verilecek 6 haftalık kapsamlı eğitim programı, STK'ların dijital dünyada etkili bir varlık göstermeleri için stratejik iletişim, içerik üretimi, sosyal medya yönetimi ve dijital kampanya planlama gibi konuları kapsıyor.  TarihSaatEğitim TarihiEğitmen15.04.202510:00 - 16:00Dijital Medya Stratejisi, Planlama ve AraçlarKenan Dursun24.04.202510:00 - 16:00Sosyal Medya YönetimiKenan Dursun28.04.202510:00 - 16:00E-posta Temelli Bülten YayıncılığıÖmer Burak Tek06.05.202510:00 - 16:00Dijitalde Etkili Kampanya SüreçleriSelvanur Yazıcı Sezgin13.05.202510:00 - 16:00Etkin Meta Kullanımı ve GüvenlikBurak Karagöl20.05.202510:00 - 16:00STK'lar için Yapay Zeka Araçlarının KullanımBüşra Begçecanlı Eğitime Kimler Katılabilir? • Sivil Toplum Çalışanları • Sivil Toplum Gönüllüleri • STK’ların kurumsal iletişim çalışanları  Tarih: 15 Nisan - 23 Mayıs 2025  Saat: 10:00 - 16:00 Yer: İLKE Vakfı / İstanbul   *Kontenjan sınırlıdır! *Eğitim yüz yüze gerçekleştirilecektir.  *Son Başvuru Tarihi: 4 Nisan 2025, Cuma Sorularınız için [email protected] adresine ulaşabilirsiniz.   

STK'larda Kurumsallaşma ve Sürdürülebilirlik

STK’larda Kurumsallaşma ve Sürdürülebilirlik Zirvesi Gerçekleştirildi Sivil toplum diyaloğu II kapsamında AB fonu tarafından Birlik Vakfı’nın Kurumsal Kapasitesi’nin Güçlendirilmesi amacıyla Nisan 2019’da başlayan proje çerçevesinde Sivil Toplum Zirvesi gerçekleşti. Birlik Vakfı’nın dijital tabanlı olarak gerçekleştirdiği STK’larda Kurumsallaşma ve Sürdürülebilirlik Zirvesi 16 Mayıs 2020 tarihinde izleyicileri ile buluştu. Proje Kapsamında Neler Oldu? Proje tanıtım ve sunumu Proje Koordinatörü Halil İbrahim Başar tarafından gerçekleştirildi. Başar, STK’ların dijitalleşmeye olan ihtiyacından bahsederken projenin bu alandaki açığa nasıl etki edeceğine değindi. Ayrıca projenin dünden bugüne hangi aşamalardan geçtiğini ve proje hakkında diğer detayları katılımcılar ile paylaştı. Projenin en az 50 yıllık bir vizyona sahip Birlik Vakfı’nın günümüzün teknolojik gereksinimleri dikkate alındığında faaliyetlerin dijitalleşmesi yeniden yapılandırılması için bu proje kaldıraç etkisi yaptı. Proje bir açılış toplantısı ile başladı akabinde hazırlık faaliyetleri gerçekleşti. Sonrasında karar vericiler ve gönüllülerle belli bir seride stratejik planlama çalıştayı düzenlendi. Mevcut durum analizi ve beklentiler raporlandı, iyi örneklerin görülmesi ve AB projesi olması hasebiyle AB’deki sivil toplum hareketini yerinde incelemek amacıyla bir çalışma ziyareti yapıldı. Almanya’nın en büyük ve Avrupa’nın en yaygın kuruluşlarından Ebert başta olmak üzere 11 STK ziyaret edildi.Ziyaretlerin ardından genç katılım anketi uygulandığı saha araştırması başladı. Araştırma neticesinde ortaya çıkan gerçekliklerden bir tanesi STK’ların dijitalleşme konusunda tam anlamıyla olgunlaşamadıklarıymış ve eksikliğin bir sivil toplum yazılım programı üretilmesinin eksikliği gidereceği kanaati oluştu. Günümüzde kapsamlı bir sivil toplum yazılım programı bulunmuyor. Birkaç kurumsal vakıf kendilerinin dijitalleşme sürecinde özgün yazılımlar gerçekleştirmiş fakat bütçesi ve operasyonel gücü olmayan STK’ların istifade edebileceği bir yazılım modeli yoktu.Daha sonra 5 bölgede kurumsal yönetim, katılımcı demokrasi ve gençlerin karar alma süreçlerine katılımı konulu seminerler ve proje yönetimi eğitimleri gerçekleştirildi. Kurumsal iletişim alt yapı ve geliştirme çalışmaları yapıldı. Bu anlamda bir Youtube stüdyosu çalışmaları hala devam ediyor. STK Zirvesi bu çalışma bizim için çok önemliydi. Bu zirve için çalıştaylar, literatür taraması, anket uygulaması, bunların raporlama çalışmaları tamamlandı. Bütçe yönetimi ve kaynak geliştirme eğitimi kısmındayız artık. Aynı zamanda yayınlarımız toparlanma aşamasında. Bunları da isteyenlerle paylaşacağız. En son kapanış toplantısı yapılacak. Bu toplantıda proje nasıl yazıldı, nasıl yönetildi, çıktılar neler bunlar paylaşılacak.Bu BİRLİKSİS adıyla yaptığımız yazılımı akademik yönü de olacak şekilde kurguladık. Bu proje hakkında proje kapanış toplantısında bilgi verilecek. Zirve’nin Açılış Konuşmaları ile Başladı İlk Konuşmacı: Mehmet Alacacı, Birlik Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanıİkinci Konuşmacı: Yaşar Karayel, Birlik Vakfı Kurucular Kurulu Üyesi, 23. 24. 25. Dönem Kayseri Milletvekili Zirvenin açılış konuşması Birlik Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Alacacı tarafından yapıldı. Alacacı, toplantının gayesinin STK’ların günün şartları içinde kendilerini yenilemesini, günün şartlarına kendisini adapte etmesinin bir gereklilik olduğu konusunda bilinç uyandırmak olduğunu ifade etti. Birlik Vakfı olarak tüm STK’larla paylaşacağını, daha verimli daha geniş topluma yansıyan çalışmalar yapmalarını ve netice almalarını sağlama hususunda kendilerine rehberlik yapma durumunda olacaklarını belirtti Zirvenin açılış konuşmalarının ikincisinde söz, Birlik Vakfı kurucular kurulu üyesi, aynı zamanda 23-24-25. Dönem Kayseri Milletvekili Yaşar Karayel’indi. Konuşmasında genel olarak Türkiye’deki STK’ların genel sorunlarına değinirken daha özel olarak ise kurumsallaşma ve dijitalleşme konusundaki eksikliklerin altını çizdi. “15 aydan beri yapılan bu çalışma Türkiye’deki STK’ların alt yapılarının iyileştirilmesi meselesine katkıyı hedefliyor. Geleneksel olarak büyümüş, bugünlere gelmiş STK’ları artık el yordamıyla yürütmek, ilerletmek oldukça zor bir hal aldı. STK’ların kurumsal kimliğinin gelişmesi lazım onun içinde genel işleyişi hesap verilebilir şeffaf herkesin görebileceği şekilde tanzim etmek gerekir. Bu noktalarda bu zirvenin bunlara da çok büyük katkısı olacaktır. Oldukça Zengin Bir Panel Gerçekleşti Açılış konuşmaların ardından, Prof. Dr. Davut Pehlivanlı’nın yönetiminde panele geçildi. “STK’larda kurumsallaşma ihtiyacı” konulu bir konuşma ile başlayan Pehlivanlı konuşmasında, kurumsal kapasitelerinin gelişmesinin önemine ve bu gelişmişliğin devamı için sürdürülebilirliğe olan ihtiyaca değindi. Pandemi gibi beklenmedik zamanlarda bu kurumsal ilerlemenin öneminin ne kadar ortaya çıktığını da söyledi. Ardından söz panel konuşmacılarına verildi. STK'larda Gönnüllü YönetimiAv. Hamza Akbulut, TGTV Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı  STK’larda Kurumsallaşma ve Sürdürülebilirlik Zirvesi’nin ilk panelisti Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Av. Hamza Akbulut olmuştur.Genel olarak Osmanlı’dan yakın geçmişe kadar vakıfların günlük yaşantıda ve kültürde çok önemli bir yer aldığını vurgulayan Akbulut, bugünlerde bu etkinin biraz azaldığını ve kurumsallaşması gereken STK’ların tam anlamıyla kurumsallaşamadığını ifade etti. Bir Zihniyet Değişikli Gerekli Osmanlının son döneminde vakıfların milli gelirden aldığı pay yüzde 30ları geçiyor. Sürdürülebilirlik noktasında vakıflara kaynak aktarımının veya vakıfların herhangi bir kamu veya dış kaynaklara ihtiyaç duymadan kendi faaliyetlerini sürdürülebilmeleri açısından kritik bir hususu ifade ediyor. Bir de Osmanlı vakıfların hizmet yelpazesi oldukça geniş bu da toplumu kuşatma konusunda önemli. Bunun yanında Akbulut, bugünün Türkiye’sindeki sivil toplumu kendi penceresinden değerlendirdi. Vakıflarda işler halen el yordamı ile yürütülüyor. Bu konuda son zamanlarda gelişmeler olmasına karşın amatör ruh işlerin ilerleyişinde halen yoğunlukta var. Mütevelli heyetleri yeterli vasıflarda oluşan insanlardan olmadığını görüyoruz ve bu kurumlardaki üyelerin sosyal statü kazanmak için görev aldıklarını görüyoruz. Hakeza çalışanlarda da bir nitelik sorunu olduğu aşikar. Tüm kurumların kullanacağı müşterek bir uygulamaya ihtiyaç var. Herkes aynı işleri yapıyor. Vakıflarımızda bir hedef noksanlığı var bir zihniyet değişikliği olmalı. Bunu nasl sağlarız bunu düşünmeliyiz. Geleceğin Türkiye'sinde Sivil ToplumProf. Dr. Nihat Erdoğmuş, İLKE Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı  Panelde ikinci konuşmacı olan Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş, dünden bugüne ve bugünden yarına STK’ların var oluşlarına hem bir sivil toplum gönüllüsü hem de bir STK yöneticisi gözü ile değerlendirdi.   Bugünü İyi Anlamak Yarına Hazır Olmak  Dünyamızın teknolojik, sosyolojik, ekonomik ve hukuki birçok değişikliğin yaşadığı konusunun altını çizen Erdoğmuş, bu değişimlerin STK’ların üzerine etkisi, STK’ların nasıl dönüşmesi gerektiği, sivil alandaki kavramsal tanımlamalarındaki noksanlıklara, teknolojik adaptasyon ihtiyacı gibi konulara değindi. Çok kıymetli bir vakıf kültür birikimimiz var ancak bu bilginin bugüne taşınması ve bugünün şartlarına uyarlanması gerekiyor. Ancak şöyle bir gerçeklik önümüzde duruyor bu birikimi bugünün vakıf ve derneklerimizin ihtiyaçlarına göre şekillendirmemiz gerekiyor. Bunun içinde öncelikli olarak veriye dataya ihtiyacımız var. Türkiye’de sivil topluma dair veri elde etmek oldukça zor bir mesele. Baktığınız zaman gayet güzel faaliyet yürüten STK’lar var. Bir, iki, üç kez güzel işler ortaya konulabilir bu önemli bir şeyken bu yapılan işlerin etkin, verimli, organize olunması ve devamlılığının sağlanması da oldukça önemli. Benim STK’lardaki ölçülerimden bir tanesi yönetimin birkaç nesil devredip edemediğidir. Buradaki temel sorun devredilebilir yönetimlerin inşa edilememesidir. Yönetimler maalesef biraz kişilere bağlı olarak ilerliyor. Peki ya o güçlü kişiler ayrıldığı zaman ne oluyor? İşte bu masamızdaki en önemli soru işaretlerinden bir tanesi. Covid süreci biraz daha hızlandırmış olsa da geleceğe baktığımızda ciddi bir değişim söz konusu. Ekonomi bilgi ekonomisine doğru kayıyor, küresel düzeyde içe kapanma artıyor, sosyal dinamiklerde değişimler söz konusu, yasal değişiklikler var çevresel değişiklikler var. Tüm bunları okuma ve dönüşüm hazırlığı yapmanın yanında bir duruş gerektiren bir konu daha var: ilişkiler.  STK’ların kamu, özel sektör ve hatta diğer STK’lar ile ilişkilerinde durdukları yeri belirlemeleri gerekiyor. İlişki ve iletişim kurulmasın demiyorum ancak sivil duruşun ve anlayışında kaybolmaması gerekiyor. STK Yöneticisi Büyük Resme Odaklanmalı Gündelik İşlere Değil! Tüm bu olan bitenin doğru okunması ve doğru aksiyonların alınabilmesi için STK yöneticilerinin hem bu gelişmeleri hem de kendi kurumlarını kuşbakışı görmeleri gerekiyor. STK yöneticilerinin operasyonlarla ilgilenmekten ziyade büyük resme odaklanması gerekiyor. Dolayısıyla burada bir iş bölümüne ihtiyaç var. Yönetim kurulları ve mütevelli heyetleri  gelecek odaklı ve kurumlara değişim hedefleri belirleme noktasında daha fazla rol üstlenmeli. Kaynakların Etkin Kullanımının Önemi Bir Kez Daha Ortaya Çıktı Pandemi süreci bizlere kaynakların etkin kullanımının önemini bir kez daha gösterdi. Kurumlarda kaynakları ne kadar etkin kullanıyoruz bunu sorgulamalıyız. Tekrarlayan işler, yapılmayan iş birlikleri kapasite israfına sebep oluyor. Kaynakların etkin kullanılmamasının manevi bir ağırlığı da var vebali kimin? Kaynak yetersizliği değil de birinci önceliğimiz var olan kaynağı ne kadar düzgün kullanıyorum ve yeni kaynağa ne kadar ihtiyacım var, nereden bulabilirim olmalı. Kaynak çok hayati fakat merkeze alındığı anda diğer faaliyetleri ve gidişatı kaçırma riski var. “Değişim hazır olanları sever.” Üzerinde bulunduğumuz zaman hem birey olarak bizlere hem de kurumlara bir değişim dayatıyor. Değişime hazır olanlar bu süreçlerin oluşmasına da katkı sağlayacaklar ve zamana uyum sağlayacaklar. Ben artık STK’larımızın, edilgen değil teknolojinin, sosyal hayatın oluşumuyla ilgili dönüştürücü aktörler olmaları gerektiğini düşünüyorum. Yoksa pasif olma tüketici konumunda olma hali bizi bekliyor. Türkiye AB İlişkileri ve STK'lara Genç Katılımİsmail Emrah Karayel 26 ve 27. Dönem Milletvekili  Zirvenin üçüncü konuşmacısı 26 ve 27. Dönem milletvekili ve AB Uyum Komisyonu Birim Üyesi olan İsmail Emrah Karayel idi. Konuşmasında genel olarak Türkiye AB müzakere süreçlerine değinmenin yanında AB projelerinin önemine, bu projelerde gençlerin var olmasının gerekliliğine değindi. Vakıflarda Kurumsallaşma ve Başarı HikayeleriYusuf Tülün, İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Yusuf Tülün konuşmasında STK’ların teknolojik ilerlemelere adapte olmasının ne kadar önemli olduğunun altını çizdi. Bu konuda kendi kurumunun kullandığı yazılımlar hakkında bilgi verdi. Ayrıca STK’lardaki yönetici, çalışan yahut gönüllü olsun çok kıymetli olduğunu belirtti. İnsan kaynağında ilerlemenin sağlanması ve korunmasında STK yöneticilerinin rol üstlenmesinin önemli olduğunu söyledi. İnsanları bugüne ve yarına hazırlayacak olan, geliştirecek olan, yetiştirecek olan, yetişmişlerini değerlendirecek olan da yöneticilerdir. Bu Sevgiden, anlayıştan, hoş görüden geçiyor, hiçbir beklentisi olmadan hasbilikten geçiyor. Tüm büyüklerimiz hiçbir beklenti olmadan bu işe başladı. Avrupa Birliği Hibeleri ve Proje Destekleri Bülent Özcan, Avrupa Birliği Bakanlığı, Proje Uygulama Başkanı AB sürecinin Türkiye’nin kalkınmasında önemli bir etkiye sahip olduğunu söyleyerek sunumuna başlayan Özcan, sunumunda AB üyelik sürecinde gelinen nokta, bu süreçte STK’ların üstlendiği ve üstlenebileceği rol, sürecin STK’lar üzerine etkisi gibi konulara değindi.AB Sürecinde STK’lara Büyük İş Düşüyor AB yolculuğumuz bütün bu süreci destekleyen bir anlamda Türkiye’nin kalkınması açısından bir çıpa görevi gören bir süreçtir. Bu işin bir boyutu. Diğer boyutunda bu sürecin getirmiş olduğu bazı fırsatlar var. Eğer bu fırsatları doğru değerlendirebilirsek çeşitli alanlarda daha kalkınmamıza imkan sağlıyor. Sivil toplumun güçlenmesi bu işin çekirdek alanlarından bir tanesi. 12 Eylül’den sonra Türkiye’nin siyasi anlamda da kalkınmaya başlaması, 2000li yılların başından itibaren sivil toplumum güçlenmesini de yanında getirdi. Dolayısıyla AB sürecini biz sivil toplumun güçlenmesi açısından fırsata çevirdik. Bu süreçte atılan reformlar, Türkiye’nin üstüne düşeni yerine getirmesi özellikle ekonomik sosyal anlamda kalkınması alanında yapmış olduğu çalışmalar, sivil toplumun güçlenmesi açısından da bir fırsat yarattı. STK’ların sayısında, kayıtlı üye sayısında artış yaşandı, ekonomik kalkınmayla bu yapılarda güçlendi. AB Mali Destekleri STK’ların Gelişimine Önemli Katkı Sağlıyor AB süreci ile ortaya çıkan siyasi atmosfere ek olarak AB’nin Türkiye’ye sağladığı fonlar da sivil alanın gelişmesi için önemli bir imkandır.  Türkiye bu desteklerden 2002 yılında yararlanmaya başladı. Bizim katılım öncesi mali yardımlar dediğimiz destekler aracılığıyla da başta STK’lar olmak üzere toplumun bir çok kesimi bu kaynakları kullanmaya başladı. Lakin 2014 yılına kadar ki zaman dilimi içerisinde biz bu kaynakların ağırlıklı olarak kamu tarafından kullanıldığını görüyoruz. Bizde buralarda çalışanlar olarak bu kaynakların STK’ların daha fazla kullanabilmesi gerektiğini söylüyoruz. 14-20 döneminde sağlanacak AB mali yardımlarında sivil toplum konusunu kabullenilmiş bir sektör olabilmesini istedik. Bu çabaların ardından sivil toplum 2014 yılında bir sektör haline geldi ve bir bütçe tashih edildi. AB kaynaklarını kullanırken bir strateji belirliyorsunuz, bu strateji doğrultusunda bir yol haritası belirliyorsunuz önceliklerinizi tespit ediyorsunuz ve bir bütçe tahsis talep ediyorsunuz.2015-16 yılından sonraki süreçte bu süreç çok siyasallaştı ve mali desteklerde ciddi anlamda bir kısıtlamaya gidildi. 2002 yılından 2020’ye kadar yaklaşık 9.2 Milyar Euro kaynak kullanmışız AB’den hibe olarak. Bu başlık altında binlerce proje yapılmış, ağırlık kamu kurumlarında. STK’lar AB Desteklerini Daha Fazla Talep Etmeli AB’nin sağladığı 9.2 Milyar Euro desteğin içerisinde STK’ların doğrudan yararlandığı kaynak ise 300-350 Milyon Euro.  Bu bütün yapı içerisinde cüzi bir rakam. Bugüne kadar kaynaktan yararlanmış STK sayısının yaklaşık olarak 1500 olduğunu ifade edebiliriz. Türkiye’deki sivil toplum sayısıyla kıyasladığımızda bu sayının az olduğunu görüyoruz. Bu sebeple önümüzdeki dönemde Dış İşleri Bakanlığı ve AB Başkanlığı olarak temel hedeflerimizden bir tanesi sivil toplumun bu sürecin içinde daha fazla yer alması. Ortaya bazı hedefler konması lazım. Türkiye açısından bakıldığında sivil toplumu güçlendirmek bizim için temel hedeflerden bir tanesi. Doğrudan STK’lara fon desteği sağlayabilmek ya da dolaylı olarak STK’ların kapasitesini güçlendirmeye imkan sağlayacak destekler olmalı.  Kurumsallaşma kapasite gelişimi bu süreç içerisindeki temel unsurlardan birisi. Corona Süreci İş Birliğinin Gerekliliğini Gösterdi Corona sürecinin toplum üzerine olumsuz etkilerinin giderilmesi anlamında STK’ların aldıkları etkin roller bize kamu ile STK’ların birlikte çalışması gerektiğini gösterdi. Sahaya hızlıca erişen STK’ların kamunun hizmet götürürken kamunun bu kurumlara ne kadar ihtiyaç duyduğunu da ispat etti. Bu sürecin ardından kaynak tahsisi yaparken kamu-STK iş birliği bizim için olmazsa unsurlardan bir tanesi olacak. STK’ların sadece kamu ile değil akademi, özel sektör, yerel yönetimlerle olan iş birliklerini de arttırmalıdır. STK’larımız Dünyaya Hizmet Eder Kapasiteye Erişmeli Türkiye’deki güçlü sivil toplum örgütlerinin balkanlarda Kafkaslarda belli bölgelerde daha güçlü hareket etmesi lazım. Bir anlamda hizmet ihracat etmesi iyi uygulama ihracat etmesi, Türkiye’nin diplomasisine destek sağlayacaktır. Sivil toplumunun toplum içerisindeki öneminin bir kez daha altı çizilen zirvede sivil alanın dünü, bugünü ve yarını belirli gelişmeler ışığında değerlendirildi. Zoom üzerinden yayınlanan zirvenin tam video görüntüsüne linkten erişim sağlanabilir:https://www.facebook.com/watch/live/?v=1060820974304821&ref=watch_permalink