Logo
Kurumsal Gelişim Eğitimi Yoğun Katılımla Gerçekleşti

Kurumsal Gelişim Eğitimi Yoğun Katılımla Gerçekleşti

Kategori: Kurumsal Tarih: 26 Mart 2017

Sivil toplum kuruluşlarının (STK) kurumsal kapasitelerinin geliştirilmesi amacıyla uzun yıllardır çeşitli faaliyetler düzenleyen İLKE, bu çalışmalarını geliştirmek ve daha sistematik yürütmek amacıyla “STK Kurumsal Yönetim Akademisi”ni kurdu.

Akademi temel olarak, sivil toplum alanında faaliyet gösteren kuruluşların kurumsal ve yönetsel kapasitesi ile bu kuruluşlarda gönüllü ve profesyonel çalışanların kişisel yetkinliğini artırmayı amaçlamakta. Bu bağlamda akademi bünyesinde, Kurumsal Kapasite Geliştirme” eğitim programı güz dönemi 24- 25- 26 Mart 2017 tarihlerinde İLKE Merkez binasında yoğun katılımla gerçekleşti.

Program, 24 Mart Cuma sabahı Kurumsal Yönetim Akademisi Başkanı Nihat Erdoğmuş, İLKE Derneği Yürütme Kurulu Başkanı Lütfi Sunar ve Üsküdar Belediyesi Belediye Meclis Başkan Vekili Celalettin Cingöz’ün açılış konuşmaları ile başladı. Ardından Kurumsal Gelişim Eğitim programının İlk günü, Nihat Erdoğmuş'un, Kurumsal Yönetim ve Organizasyon başlıklı eğitimi ile devam etti. Erdoğmuş, STK'lardaki yöneticilik ve çalışanların yönetime aktif katılımı üzerinde durdu. Verimlilik ve etkinlik için yıllık yönetim sorgulamaları ve STK'lar arası kıyaslamanın yapılmasının öneminden bahseden Erdoğmuş, STK'larda çalışan personelin performansının sadece eğitimle değil, eğitim dışında kazanılan saha bilgisi ve becerisinden de kazanıldığına vurgu yaptı. Erdoğmuş'un eğitiminin ardından, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Murat Şentürk tarafından Gönüllü Yönetimi Eğitimi verildi. Eğitimde Şentürk, gönüllüğün ekonomik, sosyal ve psikolojik boyutlarından bahsetti. Geniş bir gönüllülük tanımı yaptı. Gönüllülük çeşitlerinden ve Türkiye'de yapılan gönüllülük araştırmasından katılımcılara detaylı bilgiler verdi.

25 Mart'ta yapılan ikinci gün eğitimleri, Mali Kaynak Geliştirme ve Yönetme Eğitimi, SPK lisanlı Gayrimenkul Değerleme Uzmanı olan İbrahim Taşdemir tarafından verildi. Taşdemir eğitimde STK’larda mali işlerin verimli, etkin ve disiplinli yürütülmesi için gerekli donanımın sağlanması konularına değinerek mali kaynak geliştirme ve yönetme, ulusal ve uluslararası fon kaynaklarının kullanımı konularında katılımcıları bilgilendirdi. İkinci günün bir diğer eğitimi, medya sektöründe uzun yıllardır profesyonel olarak görev yapan Esra Saltık Yaman tarafından verilen STK'lar için Medya İletişimi başlığıyla yapıldı. Yaman eğitiminde, STK'ların medya ile iletişim kurarken geliştirmeleri gereken stratejiler, etkin medya iletişim yönetimi, yıllık medya planı hazırlama, basın bülteni yazma, basın toplantısı ve röportaj hazırlığı gibi konuları uygulamalı olarak katılımcılarla paylaştı.

Eğitimin üçüncü ve son günü olan 27 Mart Pazar günü AR GE alanındaki çalışmalarıyla tanınan Ömer Özdinç tarafından Proje Yazma ve Yönetme eğitimi verildi. Özdinç eğitime, proje ve proje döngüsü konusunda bilgilendirme yaparak başladı. Proje seçimi, proje yönetimi, proje analizi konusunda katılımcılara bilgi veren Özdinç, pratik bilgilerle sunumunu zenginleştirdi.

Eğitim sonunda katılımcılar, vaka analizi ile öğrendiklerini uygulama fırsatı buldular. Üç gün süren Kurumsal Gelişim Eğitim Programı, sertifika dağıtımı ve aile fotoğrafının çekimiyle eğitim sona erdi.

İlgili İçerikler

Dijital Bağımlılık ve Eğitim: Sorunlar, Eğilimler ve Politika Önerileri

Dijital bağımlılık, öğrencilerin akademik başarısını, bilişsel gelişimini ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyen giderek büyüyen bir sorundur. Eğitimde dijital teknolojiler önemli fırsatlar sunarken, bilinçsiz ve aşırı kullanım çeşitli riskler doğurmaktadır. Ancak, bu sorunla mücadelede eğitim sistemi paydaşları arasında etkin iş birliği sağlanamadığında, dijital bağımlılık derinleşmektedir. Hazırlanan politika notu, dijital bağımlılığın eğitim üzerindeki etkilerini analiz ederek, ebeveynler ile öğretmenlerin rollerini, öğrencilerin değişen teknoloji kullanım alışkanlıklarını ve eğitimde dijitalleşmenin fırsat ve risklerini ele almaktadır. Ayrıca, öğrencilerin bilinçli teknoloji kullanımını destekleyecek stratejiler ve öğretmenlerin bu süreçte nasıl daha etkin olabileceği incelenmektedir. Bu politika notu, eğitimde dijital bağımlılığın getirdiği sorunları ve sunduğu fırsatları değerlendirerek, politika yapıcılara, öğretmenlere ve ebeveynlere somut çözüm önerileri sunmaktadır.

20 Şubat 2025

Öğretmenlikte Kurumsal Dönüşüm: Millî Eğitim Akademisi

Türkiye’de öğretmen yetiştirme süreçlerinde köklü bir dönüşüm başlatan Millî Eğitim Akademisi (MEA), öğretmen eğitiminin geleceğini şekillendiren yeni bir model olarak öne çıkıyor. Bu seminerde, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun öğretmen yetiştirme süreçlerine etkileri, MEA’nın kuruluş amacı ve temel misyonu, eğitim fakülteleriyle ilişkisi ve uluslararası benzer modellerle karşılaştırılması ele alınacak. Ayrıca, Öğretmen Akademileri ile MEA’nın kavramsal ayrımı, MEA’nın eğitim fakülteleri ve Millî Eğitim Bakanlığı ile nasıl bir koordinasyon içinde çalışacağı ve öğretmenlerin kariyer gelişimine yönelik sunduğu fırsatlar ve sınırlılıklar değerlendirilecek. Çevrimiçi düzenlenecek seminerde, "Millî Eğitim Akademisi ve Öğretmen Yetiştirme Sürecinin Dönüşümü" başlıklı politika notunun yazarı Doç. Dr. Murat Polat, konuyla ilgili görüşlerini paylaşacak.

EPAM Seminer Notları: Millî Eğitim Akademisi Seminerinden Öne Çıkanlar

Millî Eğitim Akademisi (MEA), öğretmen yetiştirme sürecinde önemli bir dönüşüm olarak öne çıkıyor. Eğitim fakültelerinin formasyon programlarının yerini alacak olan MEA, hem aday öğretmenlerin hem de mevcut öğretmen ve yöneticilerin mesleki gelişimini desteklemeyi hedefliyor. Öne çıkan yenilikler şunlar:Akademiye Giriş Sınavı (AGS): KPSS yerine, Türk Millî Eğitim Sistemi ve eğitimin temelleri üzerine odaklanan yeni bir sınav getiriliyor.Eğitim Süreci: Eğitim fakültesi mezunları 3, diğer bölümlerden gelenler ise 4 dönemlik bir uygulamalı eğitim alacak.Uygulama Odaklı Eğitim: Staj ve saha deneyimi, MEA’nın temel unsurlarından biri olarak öne çıkıyor. Öğretmen adaylarının uzun süreli ders gözlemi yapmaları ve alan uzmanlarıyla etkileşimde bulunmaları sağlanacak.Uluslararası Karşılaştırmalar: Japonya, Singapur ve Çin gibi ülkelerde benzer hizmet içi eğitim modelleri mevcut olsa da MEA’nın üniversitelerden bağımsız bir yapı olması önemli bir fark olarak değerlendiriliyor.Potansiyel Riskler: Finansal ve kurumsal sürdürülebilirlik, bölgesel standartların korunması ve öğretmen adaylarının atama süreçlerine dair kaygılar, dikkat edilmesi gereken unsurlar arasında yer alıyor. Sonuç olarak, MEA modeli, öğretmen yetiştirmede uygulama ağırlıklı bir sistem sunarak eğitimde kaliteyi artırmayı amaçlıyor. Ancak modelin başarılı olması, YÖK ve eğitim fakülteleri ile iş birliği, mali kaynakların etkin yönetimi ve şeffaf bir yol haritasının oluşturulmasına bağlı. Pilot uygulamalarla eksikliklerin giderilmesi ve aday öğretmenlerin sürece dair endişelerinin yönetilmesi kritik önem taşıyor. Öne Çıkan Değerlendirmeleri Görmek İçin Tıklayın