Kültürel Diplomasi Stratejisi Belirlenmeli
İLKE İlim Kültür ve Eğitim Derneği’nin 2017 yılı
itibariyle başlattığı Politika Notları Serisi kapsamında yazılan metinlerin
müzakere edildiği Gündem Konuşmaları etkinliğinin dokuzuncusu gerçekleştirildi.
Toplantıda "Küresel Siyasette Kültürel Diplomasi" konusu masaya
yatırıldı.
Toplantıya Kızılay’dan Selim Gencal, Anadolu
Ajansından İbrahim Tığlı, Yeşilay’dan İsmail Memiş ve Nihat Yücel, Maarif
Vakfı’ndan Kemal Bulut, TRT’den Samed Karagöz ve Ebru Afat, Türkiye Diyanet
Vakfı’ndan Mikail Çolak, IRCICA’dan Sadık Unay ile çok sayıda akademisyen ve
araştırmacı katıldı.
İLKE Derneği merkezinde düzenlenen toplantıda Araştırmacı
Firdevs Bulut, İLKE için hazırladığı "Küresel Siyasette Kültürel
Diplomasinin Yeri: Türkiye’nin Durumuna Dair Tespit ve Öneriler"
başlıklı politika notunu sundu. Bulut, Türkiye'de Kültürel Diplomasinin yakın
zamanda yoğun olarak gündeme geldiğinin altını çizerek bunun geleneksel
diplomasinin alternatifi değil tamamlayıcısı olduğunu vurguladı. Bulut, 1990’lı
yıllar sonrası popülerleşen küreselleşme teorileri ve iletişim teknolojilerinin
gelişmesi sonucunda kültürel diplomaside teoriden ziyade pratiğe daha çok önem
verilmeye başlandığını kaydederek Amerika, İngiltere ve Almanya gibi kültürel
diplomasi kavramını uzun yıllardır kullanan ülkelerin son zamanlarda kültürün
ne olduğuna dair tartışmaları geride bıraktığını, çözüm odaklı projelere
yöneldiklerini söyledi.
Daha
sonra kültürel diplomasinin dünyadaki ve Türkiye'deki örnekleri ve tarihi seyri
hakkında bilgiler veren Bulut, ülkemizde kültürel diplomasi alanında yurt
dışında faaliyet gösteren ve yurt içinde politika üretmeyi hedefleyen kurumlar
arasında Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Kamu Diplomasisi
Koordinatörlüğü (KDK), Yunus Emre Enstitüsü (YEE), Türkiye Radyo Televizyon
Kurumu (TRT) ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB)’nın
sayılabileceğini ifade etti.
İNSANİ
DİPLOMASİNİN KÜLTÜREL DİPLOMASİYE KATKILARI
Firdevs
Bulut Kızılay, AFAD, İHH gibi kurumların faaliyetlerinin insani diplomasi
alanına girdiğini belirterek insani diplomasinin kültürel diplomasiye dolaylı
olarak katkı sunabileceğini kaydetti. Bulut, bu konuda şu ifadeleri kullandı:
“Son
yıllarda ekonomik büyümede yaşanan sorunlar ve siyasi çatışmalardan dolayı Türk
lirasında yaşanan değer kayıplarına rağmen, Türkiye’nin insani yardım alanında
öncü olması uluslararası alanda organik bir şekilde yankı bulmakta, dünyanın
birçok farklı yerinden insanların Türkiye’ye olan ilgisini artırmaktadır.
Krizler, afetler gibi tatsız olaylar sebebiyle başlayan bu süreç, iyi bir
stratejik yapılanma ve kurumlar arası koordinasyon sonrasında yaraların
sarılması, insani ilişki kurulması ve Türkiye’nin daha iyi tanıtılmasına doğru
evrilebilir.”
Bulut, kültürel diplomasinin beslendiği müzik, spor
diplomasisi gibi çeşitli alanlara ek olarak, son 5 ila 10 yıl içerisinde
bilhassa gelişim gösteren ve Batı akademisi içerisinde de geniş yer bulan
dijital diplomasi konusuna da ağırlık verilmesi gerektiğini
söyledi.
Dijital diplomasinin gelişimi, medya ve sosyal medya
teknolojilerinin gelişme ve globalleşmesi ile doğrudan ilişkili olduğunu
belirten Bulut, “Bu gelişmeler takip edilirken bir alt başlık da Türkiye’nin
dijital diplomasisi için açılmalı, kültürel diplomasi etkinliğini ne derece
artırabileceği tartışılmalıdır” ifadelerini kullandı.
KÜLTÜREL
DİPLOMASİ YOL HARİTASI ÇIKARILMALI
Bulut sunumunun sonunda kamu ve kültürel diplomasinin
daha etkili sonuçlar vermesi için öneriler sundu. Devlet veya kısmi bir şekilde
devlet destekli kurumların, uluslararası sivil-kültürel projelere destek
vermeye açık olmaları gerektiğini kaydeden Bulut'un bazı önerileri şöyle:
- Kültürel diplomasinin bir kavram olarak daha iyi
anlaşılması adına kavramın tarihine dair çalışmalar yapılmalıdır.
- Kültürel diplomasi alanında temel strateji ve
koordinasyonun belirlenmesi için Cumhurbaşkanlığı bünyesinde daha aktif bir
birim oluşturulmalıdır.
-Türkiye’nin
önümüzdeki 5 ila 10 yıllık dış politika vizyonu içerisinde öncelik verilen
ülkelere yönelik bir kültürel diplomasi yol haritası çıkarılması gerekir.
- Kültür ve Turizm Bakanlığı, kültürel diplomasi
konusunda daha aktif bir rol almalıdır. Öncelikle Yunus Emre Enstitüsü gibi
kurumlarla bağlarını ve ortaklıklarını güçlendirmeli; sahip olduğu devlet
geleneğini ortak projeler geliştirmede kullanmalıdır.
- Türkiye’nin mevcut durumda en fazla ilgi çeken kültürel ve sanatsal ögelerinin neler olduğuna dair kapsamlı bir AR-GE çalışması yapılmalıdır.
Kültürel diplomasi kurumlarının strateji geliştirme
başkanlıklarının kurumsal kapasitelerini nasıl geliştirilebileceğine dair
çalışmalar yapması gerektiğini kaydeden Bulut, doğru kitlelere ulaşmanın
önemine değindi. Bulut ayrıca kültür ve sanat için ayrılacak bütçelerin diğer
kamu harcamaları içerisindeki yeri ve öneminin anlaşılması ve bunun bir lüks
değil, bir gereklilik olduğu üzerine üretici çalışmalar yapılması gerektiğini
belirtti.