Logo
İLKE Vakfı İslam İktisadı Araştırma Merkezi 11. İslam İktisadı Atölyesi’ni Düzenledi!

İLKE Vakfı İslam İktisadı Araştırma Merkezi 11. İslam İktisadı Atölyesi’ni Düzenledi!

Kategori: TODAM Tarih: 15 Ekim 2023

 

İLKE Vakfı bünyesinde faaliyetlerini sürdüren İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) tarafından organize edilen "11. İslam İktisadı Atölyesi" tamamlandı. Sorunlara insan merkezli çözümler sunmayı hedefleyen ve her yıl alanında yetkin araştırmacıların ilgili konuyu farklı bakış açılarıyla ele almasını sağlayan atölye, bu sene "İslam İktisadı ve Çevre" temasıyla düzenlendi.
 

İslami finansın kalkınma ve çevre konularında büyük bir potansiyeli var

 

İKAM Direktörü Mustafa Afşin Sancar’ın, çevre konusunun gündemimizde giderek önemini artıran bir konu olduğunu dile getirdiği konuşmasında, üretim maksimizasyonunda artış görülürken insan mutluluğunda aynı artışı görmenin mümkün olmadığını belirtti. Gelir dağılım bozukluğu, kaynakların aşırı kullanımı gibi sorunların da mevcut olduğunu ifade eden Sancar; “İslam ekonomisi ile farklı paradigmaları görüyoruz, farklı imkanlar sunuyor. Bu imkanlar nedir ve nasıl hayata geçirilir bunları konuşacağız. İslami finansın kalkınma ve çevre konularına sunabileceği büyük bir potansiyeli var.” sözlerini kullandı.

İslam iktisadı ve finansının pazardan pay alması önemlidir

 

Ziraat Katılım Bankası Ürün Yönetimi ve Dijital Bankacılık Grup Başkanı Suat Tüccar konuşmasında: “Her somut eylemin, arkasında değerli ve ilmi çalışmalar bulunur. Bizler bu alanda çalışanlar olarak, ilmi çıktılardan faydalanıyoruz. 1980’lerde ilk katılım bankasının açılmasıyla katılım bankacılığı ve yapılan çalışmalar ete kemiğe büründü. İslam iktisadının ve finansının geliştiği ülkelerde kamu otoritesini görüyoruz, bunun pazardan pay alması, görünürlüğü açısından önemlidir. Bu güzel çalışmaları desteklemekten son derece mutluyuz.” ifadelerini kullandı.

 

İslam dini çevre ile ilgili adalet, denge ve ölçü gibi önemli fikirler sunmaktadır

 

Atölyede İslam dininin çevreye verdiği ehemmiyeti vurgulayan İGİAD Başkanı Ayhan Karahan; İslam dininin, insanların dünya üzerinde Allah’ın halifeleri olduğunu vurguladığını, bunun da sorumlulukları beraberinde getirdiğini söyledi. Bu sorumluluklardan birisinin de çevreye yönelik  sorumluluklar olduğunu dile getiren Karahan sözlerine: “Daha sürdürülebilir, çevreye duyarlı bir şekilde var olmak da bu sorumlulukları yerine getirmenin bir izdüşümüdür. Çevre ve doğaya zarar vermeden, dengesi bozulmamış bir dünyayı gelecek kuşaklara bırakmak boynumuzun borcudur. Çevre konusu tüm insanlığı etkilemektedir. Bu bağlamda İslam dini insanlığa çevre ile ilgili adalet, denge ve ölçü gibi önemli fikirler ve kavramlar sunmaktadır.” ifadeleriyle devam etti.

Önde gelen kapitalist ülkeler önlem almadığı için sorunlar büyüyor

Çevre konusunun, içinde bulunduğu dönemde çok önemli hale geldiğini vurgulayan İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yaşar Akgün: “Ozon tabakası ve sera etkisi gibi konularda özelinde her ne kadar önceden önlem alınabiliyorsa da insan oğlu duyarsız olduğu için, özellikle önde gelen kapitalist ülkeler önlem almadığından bu sorunlar giderek büyüyor. Oysaki; çevre sorunu, gıda güvenliğini tehdit eder boyuta geldi. Bu sebeple İslam’ın sunduğu çözümlerin insanlara teorik ve anlaşılabilir şekilde anlatılmasına ihtiyaç var.” dedi.

 

Uygulanabilir ve gerçekçi çözümler üretilmesi gerekiyor

 

Etkinliğin açılışında konuşan İLKE Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Sunar konuşmasında İslam iktisadının çevre ile ilgili gerçekçi ve uygulanabilir çözümler sunmasını umduğunu belirtirken, bir faaliyetin sürdürülebilir ve akar hale geldiğinde daha fazla fayda sunmaya başladığını sözlerine ekledi. Sunar; “Çevre teması maalesef bizim çok ilgi göstermediğimiz, sonuçları kapımızda sel olarak, yıldırım olarak karşımıza çıkınca farkına vardığımız bir tema. 80’li yıllardan itibaren Batı bu konuyla daha çok ilgilenmeye başladı. Bugün geldiğimiz yerde plastik üretiminden hava kirliliğine, buzulların erimesi, hayvan türlerinin yok olması gibi pek çok alanda etkisini gösteriyor.” ifadelerini kullandı. İslam’ın son ve saadet getirecek din olduğunu belirten Sunar, çevre konusunda İslami ilke ve prensiplerle beraber insanların da uygulanabilir ve gerçekçi çözümler üretmesi gerektiğini söyledi. İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Mustafa Sinanoğlu ise açılış konuşmasında katılımcıları selamladı.

 

ACİLDER'e İslam İktisadı Uygulama Ödülü

 

İslam İktisadı Uygulama Ödülü, özellikle İslami finans alanında sektöre yönelik katkılarıyla İslam iktisadının ilkelerinin uygulamasına katkıda bulunan, kurmuş oldukları iş ve ortaklık modelleriyle piyasada yardımlaşma ve faizsiz işlem yapmanın öncüleri olan kurumlara verildiği vurgulandı. 2023 yılında İslam İktisadı Uygulama Ödülü’nün sahibi ise Acil Yardım Gönüllüleri Derneği (ACİLDER) oldu. Her gün yüzlerce ailenin acil ihtiyacı olan binlerce malzemeyi, “İsraf Etme, İnfak Et” sloganıyla; israf etmeyip, infak etmek isteyenlerden toplamakta ve gerekiyorsa bakım ve onarım atölyelerinde onarımını yaparak ihtiyaç sahiplerine tamamen gönüllülük esasıyla dağıtan dernek, son dönemde gündem olan “Sıfır Atık” hedefini çok önceden beri gündemine aldığı ve teşvik ettiği ifade edildi.

 

İslam İktisadı Ödülleri sahiplerini buldu

 

İslam İktisadı Ödülleri kapsamında verilen "İslam İktisadı Araştırma Ödülü”, alana yapmış olduğu önemli araştırmalarıyla katkı sunan Prof. Dr. Ahmet Faruk Aysan’a takdim edilirken, "The Economics of Awqaf in Türkiye" başlıklı doktora tez çalışmasıyla Dr. Ozan Maraşlı'ya, "İslam İktisadı Tez Ödülü” son olarak 200’ü aşkın eserde imzası bulunan ve bu eserlerle alana katkı sunan Murat Çizakça'ya ise  "İslam İktisadına Katkı Ödülü" verildi.

 

"Çevresel Krizler Karşısında İslam Ekonomisi ve Finansının Yapabilecekleri" başlıklı panel gerçekleştirildi

 

11. İslam İktisadı Atölyesi'nin açılış etkinliği kapsamında "Çevresel Krizler Karşısında İslam Ekonomisi ve Finansının Yapabilecekleri" başlıklı panel gerçekleştirildi. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Kızılkaya'nın yönettiği panelde, Albaraka Türk Genel Müdür Yardımcısı Ömer Emeç ve Katar Hamad bin Khalifa Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Faruk Aysan konuya ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. İki gün süren atölyede de ise dünyanın farklı yerlerinden birçok araştırmacı konuya farklı açılardan yaklaştıkları sunumları gerçekleştirdiler.

İlgili İçerikler

Tüketici Boykotuna Karşı Pazarlama Stratejilerindeki Değişim: İsrail'i Destekleyen Markalar Örneği

Tüketici açısından boykot, bireysel satın alma tercihleri aracılığıyla ahlaki, vicdani veya politik bir duruş sergileme fırsatı sunmaktadır. Tüketici boykotları ile, 7 Ekim 2023 sonrası İsrail’e destek açıklamaları yapan markalar kısa sürede hedef hâline gelmişlerdir. Boykotlar neticesinde firmalar yalnızca maddi kayıplarla değil, aynı zamanda ciddi bir itibar zedelenmesiyle de karşı karşıya kalmışlardır. Bu sebeple firmalar boykot çağrılarına karşılık kriz yönetimi stratejileri geliştirmeye ve uzun vadeli itibar yönetimi planlamaları yapmaya başlamışlardır. Bu politika notunun amacı, firmaların boykotun olumsuz etkilerini hafifletmek için izledikleri stratejileri incelemektir. Çalışmanın bulgularına göre, boykotun hedefindeki markaların yerelleşme stratejisiyle kendilerini boykot edilen ülkenin milli kimliğinin bir parçası gibi gösterdiği tespit edilmiştir. Bununla birlikte ilişkisiz olumlu çağrışım çabalarıyla odağı Filistin meselesinden uzaklaştırarak marka imajlarını güçlendirmeye çalıştığı ortaya konulmuştur.Prof. Dr. Ömer Torlak, Prof. Dr. Muhammet Ali Tiltay ve Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Enes Tepe’nin kaleme aldığı çalışmada, söz konusu stratejiler, firmaların vicdani ve ilkesel tavırlar göstermekten uzak, tüketici algısını manipüle edici, ahlaki sorumluluğa aykırı ve salt kendi itibarlarını koruma çabası olarak değerlendirilmektedir. Bu politika notu, söz konusu stratejilere yönelik, manipülatif pazarlama stratejilerine karşı medya okuryazarlığının artırılması, farkındalık kampanyalarının yürütülmesi, tüketici bilincini artıracak STK'ların kurulması, tüketici aktivizminin eğitimlerle desteklenmesi, boykot olmayan markaların ve firmaların listelerinin periyodik olarak güncellenmesi ve firmaların şeffaflık politikalarının zorunlu hale getirilmesi gibi dikkat çekici öneriler sunmaktadır. 

28 Ekim 2025

13. İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi

İLKE Vakfı İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) tarafından düzenlenen 13. İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi, Vakıf Katılım ana sponsorluğunda ve Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD), Anadolu Ajansı (AA), Türkiye Katılım Sigorta, Hamad bin Khalifa University, İktisat Vakfı ve Boğaziçi Üniversitesi’nin değerli katkıları ve işbirlikleriyle 28 Ekim 2025 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilecektir.Geçtiğimiz yıllarda yalnızca akademik sunumların yapıldığı İslam İktisadı Atölyesi, 2024 yılı itibariyla İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi olarak devam etmektedir. Bu yıl 13. İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi yine araştırmacılar, akademisyenler, kamu ve özel sektör çalışanlarını bir araya getirerek, İslam İktisadı ve Katılım Finans ile ilgili güncel çalışmaların paylaşılmasını ve tartışılmasını hedeflemektedir.Program öğlene kadar aynı salonda icra edilecek, öğleden sonra ise genel salon ve akademik salon olmak üzere iki ayrı oturum olarak devam edecektir. Genel salonda sektörün öncü kuruluşlarının, finans sektörü içerisindeki mevcut durumlarını açıklayıcı sunumlar gerçekleştirilecektir. Önceki atölyelerde yer alan bildiri sunumu oturumları ise bu yıl akademik salonda icra edilecektir.Akademi ve sektör oturumlarıyla gerçekleşecek olan İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi, hem akademisyenlerin hem de sektörün önde gelen isimlerinin İslam iktisadı ve finansı konularını ve mevcut durumlarını derinlemesine tartışılabileceği uzun soluklu oturumların gerçekleşmesine imkân sunacaktır. Böylece akademi ve sektör arasındaki işbirliklerini destekleyici ve uyumu artırıcı fırsatların ortaya çıkması amaçlanmaktadır.Ayrıca İslam İktisadı Ödülleri 2025 de 13. İslam İktisadı ve Finansı Zirvesinde sahiplerini bulacaktır.Kayıt için:

13. İslam İktisadı Zirvesi Akademi ve Sektörü Buluşturdu!

İLKE Vakfı’na bağlı İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM) tarafından düzenlenen 13. İslam İktisadı ve Finansı Zirvesi 28 Ekim 2025 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’de gerçekleştirildi. Zirvenin açılış konuşmalarında, İslam İktisadı Araştırma Merkezi Direktörü Dr. Melih Turan, İslam iktisadı çalışmalarının hızla geliştiğini ancak sistematik sorunların hala devam ettiğini vurguladı. Ayrıca zekâtın kurumsallaşmasının altını çizdi. İLKE Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Av. Ahmet Sait Öner ise “Türkiye, finansal katılımda bir merkez olma yolunda ilerliyor, amacımız emeğe değer veren, yapısal sorunlara kalıcı çözümler sunan bir sistem inşa etmek” dedi. Vakıf Katılım Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Servet Bayındır Türkiye’nin, İslami finansın merkezi olma potansiyeline sahip olduğunu ve bu yüzden başlıca sosyal finans alanları olmak üzere kapsayıcı bir mevzuata ihtiyaç olduğunu vurguladı. T.C. Merkez Bankası Denetleme Kurulu Üyesi Dr. Melikşah Utku ise İslam ekonomisinde değerin yalnızca bireysel değil, aynı zamanda ahlaki ve toplumsal bir boyuta sahip olduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, “İstanbul Finans Merkezi’nin uzun vadeli hedefi, Türkiye’yi uluslararası ölçekte bir finans merkezi haline getirmektir.” dedi.Açılış konuşmalarının ardından iki farklı salonda paralel oturumlar halinde gerçekleştirilen panellerle akademi ve sektörün farklı açılardan ele aldığı konular üzerinde derinlemesine tartışmalar gerçekleştirildi.Gerçekleştirilen panellere akademiden ve sektörden katılan birbirinden değerli konuşmacılar, İslam iktisadı alandaki potansiyelin gerçeğe dönüşmesi için gerekli olan bilgileri, stratejileri ve uygulama alanlarındaki tecrübeleri paylaştı.İslam İktisadı Ödülleri Sahiplerini BulduZirvede, İslam iktisadı alanında yürütülen çalışmalar ödüllendirildi. İslam İktisadı Tez Ödülü  “Budgetary Impacts of Zakat Potential and Tax Reforms in Türkiye: An Islamic Economics Perspective” başlıklı  teziyle Dr. Safa Yıldıran’a verildi. Çalışma, modern devletlerin artan sosyal, ekonomik ve politik sorumlulukları karşısında kamu gelirlerinin sürdürülebilirliğini İslami iktisat perspektifinden incelemektedir. İslam İktisadı Uygulama Ödülü Finans Genç Projesi ile ÖNDER İmam Hatipliler Derneği’ne verildi. Ödülün layık görüldüğü proje, gençlerin İslami finans üzerine çalışarak bu alanda bilinç kazanmalarını ve uluslararası piyasalara uyumlu İslami finans ürünü ortaya koyacak isimlerin yetiştirilmesini hedefliyor. Entegrasyon odaklı yaklaşım benimseyen bu proje, klasik İslam finansı ile çağdaş finansal teknoloji (fintech) öğelerini birleştirmeye çalışıyor. İslam İktisadı Araştırma Ödülü sosyal bilimler alanında çok önemli ve rağbet edilen bir dergi olan Religion dergisinde yayınladığı “Maqāsid al-Sharī ‘a in Islamic Finance: A Critical Analysis of Modern Discourses” başlıklı makalesiyle Doç. Dr. Necmeddin Güney’e verildi. Söz konusu çalışma, makasıda dair literatürdeki niteliği çalışma boşluğunu doldurarak literatüre özgün bir katkıda bulunmaktadır. İslam İktisadı Katkı Ödülü ise Prof. Dr. Hamdi Döndüren’e verildi. Ödül sahibi, Türkiye’de İslam hukuku (fıkıh / şer’î hukuk) ile İslam iktisadı / finansı alanları arasında köprü kuran, bu iki disiplinin kesişim noktalarında özgün katkılar sunan ve İslam İktisadı ve Finansı alanında uzun yıllardır öne çıkan kilit isimlerden biridir.Zirvede Katılım Finans Öne ÇıktıZirve boyunca düzenlenen panellerde, katılım finans sektörü farklı açılardan incelendi. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Katılım Finans Dairesi Başkanı Dr. Tarık Akın,” Varlık eşitsizliği, gelir eşitsizliğinden farklıdır ve ekonomik ile toplumsal düzeyde ciddi sorunlara yol açarak büyümeyi olumsuz etkiler.” dedi. Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri İsmail Vural, Katılım finansın önümüzdeki dönemdeki en büyük ihtiyacının; engelleri aşarak bütüncül bir ekosistem inşa etmek olduğunun altını çizdi. Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Fatma Çınar ise, “İslami finansın gelişimi için en önemli adım, sistemin işleyişini doğru anlatmak ve farkındalık oluşturmaktır.” dedi.Sebelas Maret Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tastaftiyan Risfandy, faiz temelli finansal sistemlerin, yüksek gelirli ve düşük gelirli bireyler arasındaki ekonomik uçurumu derinleştirdiğini vurguladı. Hamad Bin Khalifa Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Faruk Aysan İslam iktisadının yalnızca Müslümanlara özgü konularla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda uluslararası ekonomik meseleleri de kapsaması gerektiğinin altını çizdi. Guidance Capital’den Dr. Mohamad Hammour ise “Bu zorlu dönemde, ihtiyaç yalnızca Müslümanlara özgü değil; tüm insanlık için İslam İktisadı’na yöneliktir.” dedi.