İLKE Vakfı
tarafından düzenlenen ve mutat hale getirilmesi planlanan “İLKE Buluşmaları”nın
ilki 28-30 Haziran 2019 tarihleri arasında Kızılcahamam’da gerçekleştirildi. Adalet
teması altında buluşan İLKE mensupları, üç gün boyunca İLKE birliğini
güçlendirici bir organizasyona imza attı. “Değişen Dünyada Adalet” teması ile
düzenlenen İLKE Buluşmalarının ilkinde konuyu ele alan konuşmalar, müzakereler
ve kaynaşmayı sağlayan sosyal etkinlikler gerçekleştirildi.
Kur’an-ı Kerim
tilaveti ve İLKE Vakfı tanıtım filminin izlenmesi ile başlayan program, İLKE
Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Sunar’ın selamlama konuşması ve ardından İLKE
çatısı altında yer alan kurumlardan İGİAD Başkanı Ayhan Karahan ve İLEM Başkanı
Süleyman Güder’in konuşmaları ile devam etti. Konuşmalarda kurumun hafızası
tazelenerek, İLKE mensuplarının hayır yolda saçlarını ağarttıklarına şahit
olunduğunun ve bu hayırlı topluluğun ömrü yettikçe hayra devam edeceğinin altı
çizildi.
Adalet ve hikmet
ile sözü yüceltmenin gerektiğine inanan İLKE mensupları, adaletin
yükseltilebilmesi için öncelikle her şeyin bir yeri olması gerektiğini kabul
etmek gerektiğine inanmaktadır. Bir şeyin yerinin neresi olması gerektiğinin
bilgisine vakıf olmanın ve adaletin bilgi ile yoldaş olduğunun bilincinde olan mensuplar; adaletin olduğu
yerde düzen, olmadığı yerde kaos olacağı tecrübesiyle, mensubiyetinin mesuliyet
gerektirdiğinin farkındadır. İslam bir hayat görüşüdür mucibince adaletin ancak
İslam’ın toplumsal gerçekliğe hakimiyeti ile ortaya çıkacağının bilincindedir.
“MÜSLÜMAN OLMAK BİZLERE SADECE KENDİMİZ İÇİN
DEĞİL BAŞKALARI İÇİN YAŞAMAYI DA SORUMLULUK OLARAK YÜKLER”
İLKE Yönetim
Kurulu Başkanı Lütfi Sunar hayır yolunda yoldaşlığın önemine dikkat çektiği
konuşmasında şunları kaydetti: “Yolda tesadüfen karşılaşanlar yoldaş değildir,
insanları yoldaş yapan aynı ilke etrafında, aynı dava etrafında bir arada
olmaktır. Yenilenmek ve yeni kalmak için birbirimize ihtiyacımız var. Müslüman
duyarlılığımızın kamusal gereklerini yerine getirmek ve toplumu değiştirmek
için biraradayız. Müslüman olmak bize sadece kendimiz için değil başkaları için
yaşamayı da sorumluluk olarak yükler. Birlikte yeni başlangıçlar yapmak için
buradayız. Mesuliyet için buradayız. Bugün, bundan sonraki günlerin ilkidir.”
İLKE’nin Gündemi
ve Vizyonu’nu anlatan İLKE Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Nihat Erdoğmuş, gönül
ve fikir dünyalarının kaynaşmasına
vesile olan buluşmaların pek çok hayra kapı araladığını ifade etti. İLKE’nin;
liyakat, adalet, istişare, amme yararı, şahsiyetin toplum içinde erimemesi,
kemal yolcusu olma, kulluk bilinciyle hareket etme, hayrı ortak hedef olarak
gözetme ilkelerine bağlı olarak hareket ettiğine dikkat çekerek çatısı altında
bulunan kurumlarına, planlama, organizasyon, koordinasyon gibi hususlarda
destek olunduğunu belirtti. İLKE’nin çalışma sistemini ise gönüllülük,
organizasyon, verimlilik ve süreklilik olarak açıkladı. Dünyanın değişmeyen
gündemini insanlığın varoluşsal sorunları, adil bir dünya ve insanlığın temel
ihtiyaçları olarak belirten Erdoğmuş, İLKE’nin ne yapmaya çalıştığına
değinerek; Kimlik ve aidiyeti güçlendirme ile Hayatı anlama ve anlamlandırma
çabası çerçevesinde ilmi faaliyetler, bilgi ve düşünce üretimi, bilginin
paylaşımı ve yayılımı, aile, eğitim, iktisadi hayat, sosyal hayat ve sivil
toplum alanlarında çalışmalar yürütüldüğüne işaret etti.
“TEVHİDİN TOPLUMSAL GERÇEKLİĞE HAKİM OLMASI
ADALETİ ORTAYA ÇIKARIYOR”
28 Haziran 2019
günü “Hüküm ve Tahakküm Çatalında: Çok-anlamlı Adalet Kavramı Üzerine
Düşünceler” başlıklı konuşmasını gerçekleştiren İhsan Fazlıoğlu, kavramların
önemine dikkat çekerek, adaleti
konuşabilmek için ilişkili kavramları konuşmak gerektiğini ifade etti. Adalet
tanımlarının belli kalıplara göre yapıldığını, kanonik yapılara göre yapılan
tanımların ise sosyal gerçekliği ihmal ettiğini vurguladı. İslam’ın yorumu
değişse de değişmeyecek temel ilkeleri olduğunu, bunların neler olduğunu şu
şekilde ifade etti: “Kadiri mutlak bir tanrı, her şeyi yaratan bir tanrı,
nübüvvet, ahiret. Bunların hepsinin adına tevhid diyoruz. Tevhidin toplumsal davranışa dönüşmesi adalettir. Başka bir deyişle tevhidi
topluma taşıdığınızda, sosyal gerçekliği dikkate aldığınızda adalet ortaya
çıkıyor.”
İslam
medeniyetinde adaletin formel bir şey olmadığını, adaletin kavram ile yargı arasındaki nispeti koruma çabası olduğunu
ifade eden Fazlıoğlu, hüküm verilirken eşyanın tabiatına uygun vermek zorunda
olduğumuzu vurguladı. Her bir eşya için her bir yargıyı dikkate almak zorunda
olduğumuzu, aç bir insanın çalmasının hırsızlık olarak nitelendirilemeyeceğini,
yargıların içeriği değişince muamelenin de değişeceğini; zaman, koşullar ve nispet dikkate alınarak hareket edildiğinde hüküm,
dikkate alınmadığında ise tahakküm olacağını belirtti.
“AHLAK BAŞKASININ PAYIDIR”
“Günümüz Dünyasında Sosyal Adalet ve
Eşitsizlik” başlığında 29 Haziran 2019 günü konuşmasını gerçekleştiren Lütfi
Sunar, dünyadaki açlık sınırlarına işaret ederek bunun gıdasızlık problemi değil, sistem sorunu olduğunu vurguladı.
Adaletin mutedil olmak ve ıslah ve imar edici olmak ile ilişkili olduğuna dikkat
çekti. Toplumsallığın başkasını düşündüğümüzde başladığını ve ahlakın
başkalarını gözetmek olduğunu ifade etti. Neden Adalet sorusuna soran Sunar:
“İnsanın yeryüzünü imarında adalete ihtiyaç var, başarı ve mutluluğunun
temininde adalete ihtiyaç var, insani kapasitenin geliştirilmesinde adalete
ihtiyaç var, aşırılıkların giderilmesinde adalete ihtiyaç var. Küçük pastanın
eşit, büyük pastanın eşitsiz bölüşülmesi kapitalizm ve sosyalizmin tercihidir.
Pasta hem büyük olup hem eşit paylaşılabilir. Eşitsiz sistemin faydası eşit
sistemin faydasından düşüktür.” sözlerini kaydetti.
“Adldir asl-ı nizamı alem
Adlsiz saltanat olmaz muhkem”
“Ailede ve
İnsani İlişkilerde Adalet” başlığında konuşmasını gerçekleştiren Bilal Kemikli,
adaletin doğruluk, sıdk, ihlas ve sabır kavramları ile ilişkili olup zulmün
öfke, kin ve kıskançlık olduğunu ifade etti. Adaletin öncelikle ailede tesis
edilmesi gerektiğini, adaletin denge olduğunu ve birini ötekine tercih etmemek
gerektiğini ifade ederek, bir çocuğun sevildiğinde diğerinin de sevilmesi
gerektiğini vurguladı. Ailede ve insani ilişkilerde sohbet etmenin ve ortak
metinlerin okunmasının önemine değinerek çocuklara ve anne-babaya verilecek
eğitimlerin neler olması gerektiğini klasik metinlerden hareketle aktardı.
“TABİİ MÜDAHALEYE AÇIK, HERKES İÇİN
YAŞANABİLİR ADİL KENTLER”
Buluşmanın son
oturumunda Yunus Çolak, Adil Şehirler başlığı ile şehrin adil olmasından ne
anlaşıldığının sorgulanması gerektiğine dikkat çekti. Adaletsiz şehirlere
faydacılık, kamu yararı, kanonik kent ve planlama anlayışı sonucunda
varıldığını kanonik kentlerin ise tabii müdahaleye açık olmadığını ifade etti.
Eşitlik, çeşitlilik ve demokrasinin adil kentler için üst ilkeler olduğu ve herkes
için yaşanabilir bir çevre, erişilebilir, esnafın korunduğu, ayrışmanın
önlendiği ve hak sahiplerinin temsil edildiği, projenin paydaş genişliğinin en
üst düzeyde olduğu ve zararların tazmin edildiği kentlerin adil olarak
nitelendirilebileceğinin altını çizdi. Adil kentler için önerilerini ise şu
şekilde sıraladı: “Komşuluktan vazgeçme, sokağını semtini çocuğuna tanıt, bir
şekilde yönetime katıl, yaşamın gündemini belirle, adil bir şehri hak ettiğinin
farkında ol, senden daha hayırlı kimselerin müdahil olmadığı bir çevrede
mesuliyet sendedir.”
Organizasyonda,
konuşmaların yanı sıra spor aktiviteleri, yürüyüş, anne-çocuk ve baba-çocuk
masal atölyeleri gibi etkinliklere de yer verilerek mensupların eğlenceli
vakitler geçirmesine zemin hazırlandı. Efruze Esra Alptekin liderliğinde
gerçekleştirilen atölyelere adalet teması hakim kılınarak, hayatın tüm
alanlarını ve tüm anlarını kuşatması gereken adil olmak inancı, oyun ve masal
araçları ile aktarıldı.
Kapanış
oturumunda Yusuf Alpaydın düzenleme heyeti adına konuşmasını gerçekleştirdi. Ardından
Mütevelli Heyet Başkanı Nihat Erdoğmuş organizasyonu değerlendiren konuşmasında
şunları kaydetti:
“Sadece fikri kuruluş değil, nasıl olması gerektiğine
dair eylemi önemseyen bir kurumuz. Nasıl sorusunu çok önemsiyor, odaklandığımız
alanlarda cevap üretmeye çalışıyoruz. Türkiye’yi ilgilendiren meselelerde
nasıla dair söz söylüyor, eyleme önem veriyoruz. Bu dikkatle, aidiyetimizin ve kimliğimizin gereklerini yerine
getirmeliyiz.”