Logo
GELCEĞİN TÜRKİYESİNDE DIŞ POLİTİKA RAPORU AÇIKLANDI

GELCEĞİN TÜRKİYESİNDE DIŞ POLİTİKA RAPORU AÇIKLANDI

Kategori: Kurumsal Tarih: 25 Şubat 2020

İLKE Vakfı’nın Geleceğin Türkiyesi Projesi kapsamında hazırladığı beşinci rapor olan Geleceğin Türkiyesinde Dış Politika, 25 Şubat Salı günü saat 10.00’da Şişli Grand Cevahir Hotel’de kamuoyuna sundu.
İlim Kültür Eğitim Vakfı (İLKE) tarafından 2018 yılında başlatılan ve 8 serilik bir rapor silsilesini oluşturan Geleceğin Türkiyesi Projesi, Türkiye’nin kritik meselelerine dair vizyoner önerilere imza atıyor. 

İstanbul Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Süleyman Güder, Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Çemrek  ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi M. Hüseyin Mercan tarafından kaleme alınan Geleceğin Türkiyesinde Dış Politika raporu bu ay kamuoyu ile paylaştı.
Raporda, yapılan analiz ve değerlendirmeler ışığında sunulan Geleceğin Türkiye’si için dış politika vizyonunda ortaya konulan temel ilkeler ve temel sabiteler yer aldı. Çok boyutlu-çok aktörlü, değer merkezli, yumuşak güç-sert güç dengesine dikkat eden, insani ve kalkınmacı diplomasi odaklı bir dış politikanın yanı sıra savunma sanayisi ve teknolojide bağımlılığın azaldığı bir dış politika vizyonunun olması gerektiğinden bahsedildi.




DÜNYA SİYASETİNDE AKTİF BİR TÜRKİYE

“Geleceğin Türkiyesinde Dış Politika” Raporu sunumu programında konuşan İLKE Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Sunar, "Bu rapor Türkiye’deki meselelere belirli bir perspektiften, belirli bir bakış açısından bakmanın lüzumu ve ihtiyacı çerçevesinde ortaya çıktı. Dünü konuşmanın, sürekli geçmişle cebelleşmenin ve bu anlamda yaraları sürekli taze tutmanın ülkemize faydasının olmadığını aslında son 20 yıllık süreçte çok ciddi bir biçimde gördük. Hayaletlerle boğuşan, çözümü imkânsız problemler çerçevesinde enerji harcayan ve çoğu kez de birbirine çelme takma çerçevesinde yürüyen bir kamuoyumuz var. Biz kamuoyunun tıkanmış halini aşmak, bir gelecek perspektifi, gelecek vizyonu oluşturma çabasıyla bu projeyi başlattık. Bu minimalde de çalışmalarımızı devam ettiriyoruz." dedi.

Küreselleşen, gittikçe birbirleri ile etkileşen devletlerin bulunmuş olduğu bir dünyada dış politikanın sadece dış politikadan ibaret olmadığını vurgulayan Sunar, "Bizler belirli bir hissiyatla Türkiye'nin dünyada bir rol oynaması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye'nin dünya sisteminin pasif bir bileşeni olmaması gerektiğini, kendisine sunulan seçenekler içerisinde sınırlı bir alanla oynayan bir oyuncu olmaması gerektiğini, hakkın ve adaletin sesi olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu düşüncenin sadece söylemle olmayacağını, kapasitenin geliştirilmesi gerektiğini, taşıyıcı kolonların oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu çerçeveyi dış politika alanına başarılı bir şekilde taşıyabilmek için kurumsal ve fikri altyapının, insan kaynaklarının geliştirilmesi gerektiği aşikâr. O anlamda bazı söylemleri dile getirmek, bazı fikirleri ortaya atmak, bir vizyon, hedef oluşturmak çok önemli. Daha da önemlisi bu hedefin altını doldurmak. " şeklinde konuştu.



BAĞIMSIZ, TUTARLI, UYGULANABİLİR VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR DIŞ POLİTİKA

İLKE Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Nihat Erdoğmuş da yaptığı konuşmada, " Günümüz uluslararası sistemi küresel düzeyde belirsizlik, düzensizlik ve ilkesizlik üzerine inşa edilmiş durumda. Küresel güçlerin uluslararası hukuk ve teamülleri açıkça çiğnemekten çekinmediği, müstekbirlerin hudut tanımadığı bir dönemi yaşıyoruz. Böyle bir dönemde dış politika yapımı çok sayıda küresel, bölgesel, ulusal ve yerel dinamiğin etkisi altında gerçekleşmekte. Çok karmaşık ve çok katmanlı süreçlerin eşzamanlı yürütülmesi bir başka zorunluluk. Dış politikada başarı için devletlerin uluslararası sistemdeki konumları ve sahip oldukları unsurları yine eş zamanlı bir biçimde harekete geçirmek bir mecburiyet. Bağımsız, tutarlı, uygulanabilir ve sürdürülebilir dış politika yapımı her gün biraz daha güçleşmekte. Türkiye’nin tarihi, coğrafi ve kültürel dinamikleri dış politikada atılacak adımları ve verilecek kararları etkilemekte. Bu bağlamda Türkiye sahip olduğu tarihi, kültürel ve coğrafi zorlukların yanında yine bu unsurların sağladığı imkanları da kullanarak dış politikada etkili olmaya çalışmakta. Türkiye için dış politikada kararlılık, proaktiflik, çok yönlülük, yumuşak güç unsurlarını kullanmak ve kamu diplomasisi araçlarını çeşitlendirme gereği dikkat çekmekte.” dedi.




DEĞER TEMELLİ BİR DIŞ POLİTİKA YAPILMASI GEREKİYOR

Konuşmaların ardından Dr. Öğr. Üyesi Süleyman Güder, Prof. Dr. Murat Çemrek ve Dr. Öğr. Üyesi M. Hüseyin Mercan yazdıkları raporu sundu. Raporda, Geleceğin Türkiyesinde dış politika nasıl olmalı?' sorusuna odaklandıklarını anlatan Süleyman Güder, raporun başında birtakım varsayım ve parametreler oluşturduklarını söyledi. Güder, "Raporda, dış politikanın uzmanlık ve tecrübeler gerektiren bir alan olduğunu, dış politikanın çok boyutlu, çok katmanlı, geniş çaplı perspektifle ele alınması gerektiğini belirttik. Dış politikada bir meseleyi ele alırken bunun iç siyaseti de ilgilendiren kısmının olduğunu ifade ettik. Uluslararası sistemin yapısı ile ilişkili olduğunu ve bunu bütün kararlarda uygulamamız gerektiğinin özellikle altını çizdik. Eşit egemenliğin soyut bir ilke olduğunu, prensipte böyle bir ilke olsa da realitede böyle bir şeyin olmadığını belirttik. Özellikle küreselleşme ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte dış politikanın hızlı ve ekiple karar alınması gerektiğine dikkat çektik. Bazen 1-2 saat bile sizin tepki vermenizde çok geç olabilir. Dünya ve olaylar o kadar hızlı gelişiyor ki olaylar sizin kontrol edemediğiniz bir evreye evrilebiliyor. Son olarak dış politikada reel politik düzlemde değer temelli bir dış politika yapılması gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.



GÜÇLÜ, ETKİLİ VE BAĞIMSIZ BİR DIŞ POLİTİKA İÇİN "BÜYÜK BİR STRATEJİ"

Geleceğin Türkiyesinde Dış Politika Raporuda, yapılan analiz ve değerlendirmeler ışığında sunulan Geleceğin Türkiye’si için dış politika vizyonunda ortaya konulan temel öneriler: 
"Güçlü, etkili ve bağımsız bir dış politika için "büyük bir strateji" oluşturulmalı ve genel çerçevesi kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Batı yönetimli dış politika anlayışı çok yönlü bir yaklaşımla değiştirilmelidir. "Dünya beşten büyüktür" söylemi işe şekillenen "yeni bir dünya sistemi" arayışını destekleyecek şekilde Çin, Hindistan, Rusya, Iran ve Brezilya gibi ülkelerle güçlü ve kalıcı ilişkiler tesis edilmelidir. Uygulanabilir ve geçeceğe odaklı bir dış politika için rasyonel, öngörülebilir, kurumsal, pozitif ve katılımcı bir karar alma süreci işletilmelidir. Dışışleri Bakanlığının kurumsal yapısı ve insan kaynakları tüm boyutlarıyla çok boyutlu ve çok katmanlı bir dış politika yapım sürecine uygun hale getirilmelidir. Diplomatik kanallar sürekli ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılmalıdır. Bölgesel ve küresel çalışmalarda "ara bulucu" rolü pekiştirilmeli ve "kriz yönetimi" süreçleri geliştirilmelidir. Türkiye, bölgesel güç olmaktan küresel bir güç olmaya dönüştürülmelidir. Türkiye, yumuşak gücünü akıllı güce dönüştürmelidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine uygun olarak oluşturulan katılımlı karar alma modeli amaca yönelik olarak uygulanmalı ve kurumlar arasında eş güdüm sağlanmalıdır." şeklinde on temel öneri sunuldu.



Galeri

İlgili İçerikler

Dezavantajlı Çalışanlar

Sanayi Devrimi ile birlikte günümüzdeki anlamını kazanmaya başlayan ‘çalışma’ eylemi, herkes için temel haklardan birisi olarak değerlendirilmektedir. Toplumsal adaletin sağlanabilmesi için her bir birey için uygun çalışma koşullarının oluşturulmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda dezavantajlı gruplar olarak kavramsallaştırılan kişilerin istihdamı ile ilgili gerekli tedbirlerin alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Sahip oldukları özellikleri itibariyle diğer bireylerle eşit konumda olmayan dezavantajlı grupların sosyal politika tedbirleri ile korunmaları ve koşullarının iyileştirilmesi gerekmektedir.TODAM tarafından hazırlanan Toplumun Görünümü 2024 Yılı Raporu’nun Araştırma Konusunu ‘Dezavantajlı Çalışanlar’ oluşturmaktadır. Engelliler fiziksel ve zihinsel engeli; kadınlar istihdama dahil olma ve terfi sürecindeki önyargı; gençler tecrübe eksikliği; çocuklar ve yaşlılar korunmasız olmaları; eski hükümlüler daha önce yaptıkları eylemlerinden dolayı ve göçmenler de ayrımcılık vb. davranışlar nedeniyle çalışma hayatına dahil olma ve istihdamlarını sürdürme konusunda problem yaşamaktadırlar.Raporda dezavantajlı grupların istihdama dahil olma ve istihdam sürecinde yaşadıkları problemlerin ortaya çıkarılması ve onları koruyucu düzenlemelerin hayata geçirilmesi önerilerine odaklanılmıştır. Bu kapsamda yapılacak çalışmaların Anayasa’nın 49. maddesinde yer alan ‘Çalışma Hakkı ve Ödevi’ başlığında belirtilen hususlara uygun olması ve toplumda emeğini arz ederek çalışma isteğini gösteren kişilere gerekli koşulların oluşturulması gerekmektedir.

15 Mayıs 2025

Toplumun Görünümü 2024 & Dezavantajlı Çalışanlar Rapor Sunumu

Toplumun Görünümü 2024 ve Dezavantajlı Çalışanlar raporları kamuoyuna sunuluyor! Türkiye’nin toplumsal yapısına dair merak edilen her şey, Toplumun Görünümü 2024 ile sizlerle buluşuyor! İLKE Vakfı Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) tarafından her yıl hazırlanan bu kapsamlı çalışma; nüfus, aile yapısı, hanehalkı, sosyal gruplar, eğitim, ekonomi, işgücü ve istihdam, çalışma hayatı, refah ve eşitsizlik, sağlık, hukuk ve göç gibi toplumun temel alanlarını istatistiksel veriler ışığında analiz ediyor. Bununla birlikte, TODAM Direktörü Prof. Dr. Ramazan Tiyek'in editörlüğünde Dezavantajlı Çalışanlar temasıyla hazırlanan araştırma raporu ise; engelliler, kadınlar, gençler, çocuklar, yaşlılar, eski hükümlüler ve göçmenler gibi dezavantajlı grupların istihdama katılımı ve çalışma hayatında karşılaştıkları problemleri, çözüm önerileriyle birlikte alanında uzman akademisyen ve araştırmacılar tarafından değerlendiriyor. Toplumun güncel sorunlarını veriye dayalı analizlerle ele alan bu iki kapsamlı rapor hem politika yapıcılar hem de akademik ve sivil paydaşlar için önemli bir başvuru kaynağı niteliği taşıyor. Program, İLKE Vakfı TODAM Direktörü Prof. Dr. Ramazan Tiyek ve TODAM Araştırmacısı Enes Koru’nun sunumuyla gerçekleştirilecektir. Kayıt için:  window.jotformEmbedHandler("iframe[id='JotFormIFrame-251212566475962']", "https://form.jotform.com/")

Toplumun Görünümü 2024 ve Dezavantajlı Çalışanlar Raporları Kamuoyuna Tanıtıldı

İLKE Vakfı Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) tarafından hazırlanan Toplumun Görünümü 2024 Raporu ve Dezavantajlı Çalışanlar Araştırma Raporu, 15 Mayıs 2025 tarihinde İLKE Vakfı’nda düzenlenen programla kamuoyuna tanıtıldı.İLKE Vakfı’nda gerçekleştirilen sunum, Dr. Öğr. Üyesi Elyesa Koytak’ın açılış konuşmasıyla başladı. Ardından, İLKE Araştırmacısı Enes Koru, yazarlarından biri olduğu Toplumun Görünümü 2024 raporunun hazırlık süreci, metodolojisi, amacı ve elde edilen temel bulgular doğrultusunda Türkiye’deki toplumsal yapının en önemli sorunlarını ele alan bir sunum gerçekleştirdi. Akabinde, TODAM Direktörü Prof. Dr. Ramazan Tiyek, editörlüğünü üstlendiği Dezavantajlı Çalışanlar araştırma raporunun temel bulgularını paylaşarak, ilgili sorunlara yönelik muhtemel çözüm önerilerini içeren bir sunum yaptı. Programa, akademisyenler, sivil toplum temsilcileri, gazeteciler ve kamu kurumu yetkilileri yoğun ilgi gösterdi. Rapor sunumlarının ardından katılımcılar, raporlarla ilgili görüş, öneri ve sorularını paylaşarak çeşitli değerlendirmelerde bulunduHer iki rapora da aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz:Toplumun Görünümü 2024Dezavantajlı Çalışanlar