Logo
EPAM’dan ChatGPT Semineri: Etkileşimli Öğrenme Deneyimleri Oluşturmak İçin Kullanılabilir

EPAM’dan ChatGPT Semineri: Etkileşimli Öğrenme Deneyimleri Oluşturmak İçin Kullanılabilir

Kategori: EPAM Tarih: 16 Mayıs 2023

İLKE Vakfı Eğitim Politikaları Merkezi EPAM, "Eğitimde ChatGPT Senaryoları" semineri düzenledi. Seminerde, yapay zeka modeli olan ChatGPT'nin eğitim alanında kullanımı ve bu uygulamaların eğitim camiasında ortaya çıkan güven sorunlarına karşı alınabilecek önlemler ele alındı. EPAM Direktörü Dr. Selim Tiryakiol'un takdimiyle başlayan seminerde, konuşmacı olarak İbn Haldun Üniversitesi Yenilikçi Öğrenme ve Öğretme Merkezi Koordinatörü Dr. M. Akın Bulut yer aldı.


Seminer, ChatGPT gibi yapay zeka modellerinin eğitimde hangi alanlarda kullanılabildiği özetlenerek başladı.  Bulut, yapay zekâ uygulamalarının eğitim camiasında ortaya çıkardığı güven sorunlarının nasıl önüne geçilebileceği konusunda da bilgi verdi. Dr. Akın Bulut, bu tedbirlerden bazılarını şu şekilde açıkladı: "ChatGPT gibi uygulamaların neden olabileceği güven problemleri ve intihal durumlarını engellemek için çeşitli uygulamalar yapılabilir. Örneğin, canlı performansı arttıran ölçme eylemleri gerçekleştirilebilir. Ayrıca, bireysel yaşantılarla, örnek olaylarla ve durum analizleriyle öğrenme deneyimleri özelleştirilebilir. Ödevlerde ChatGPT kullanılan noktaların belirtilmesi istenebilir ve öğrencilerden ChatGPT'nin çalışmada ne kadar faydalı veya faydasız olduğunu belirtmeleri istenebilir."


Bulut, ChatGPT gibi yapay zeka uygulamalarının doğru komutlarla birçok konuda geniş bilgiler sunabildiğini belirterek, bu uygulamaların kullanımının öğrencilerin fiziksel sınıf ortamından uzaklaşmasına ve öğretmenlerin iş kapsamlarının daralmasına neden olabileceği konusunda endişelerin arttığını ifade etti. Dr. Akın Bulut, ChatGPT'nin eğitim süreçlerine aktif bir şekilde dahil edilebileceğine dikkat çekerek şu önerilerde bulundu: "Yapay zeka uygulamaları, eleştirel düşünme becerilerinin geliştirilmesine katkı sağlamaktadır. ChatGPT, derslerin sonunda eleştirel düşünceye temel bir katkı sağlayan soru sorma noktasında etkin bir şekilde kullanılabilir. Öğrencilerden derslerin sonunda en zorlu buldukları konu hakkında ChatGPT'yi kullanarak soru sormaları istenebilir. Ayrıca, dersin başında öğrencilere işlenecek konu verilerek ChatGPT ile araştırma yapmaları ve sonrasında tartışmalara katılmaları beklenebilir. Öğrencilerin tercihlerine, ihtiyaçlarına ve yeteneklerine göre uyarlanmış etkileşimli öğrenme deneyimleri oluşturmak için ChatGPT gibi uygulamalardan faydalanılabilir."


Dr. Akın Bulut, ChatGPT gibi yapay zeka uygulamalarının giderek hayatın bir parçası haline gelmesinin olası olduğunu belirtti. Bu nedenle, bu uygulamalara karşı çıkmak yerine nasıl kullanılabileceklerini ve eğitimi nasıl zenginleştirebileceklerini düşünmemiz gerektiğini vurguladı. Seminer, Nearpod adlı uygulama üzerinden katılımcılarla etkileşimli olarak gerçekleştirilirken, katılımcıların soru ve katkılarıyla sona erdi. 

Galeri

İlgili İçerikler

Eğitim İzleme Raporu 2024

Eğitim, bireylerin akademik bilgi ve becerilerinin ötesinde, tutumlarını, değerlerini ve sosyal-duygusal kapasitelerini şekillendiren çok yönlü bir süreçtir. Bu nedenle eğitimdeki güncel durum, yalnızca sayısal verilerle değil; politikalar, uygulama süreçleri ve toplumsal etkilerle birlikte analiz edilmelidir. Eğitim politikalarının güncellenen verilerle toplum dinamikleriyle ilişkilendirilmesi önemlidir. Eğitim İzleme Raporu, her yıl eğitimdeki yeni gelişmeleri ve eğilimleri ulusal verilerle izler ve analizler sunar. Bu yılki raporda, sosyal-duygusal gelişim başlığı da değerlendirildi. Türkiye’deki öğrencilerin sosyal ve duygusal becerileri, uluslararası veriler ışığında analiz edilerek eğitim sistemindeki güncel meselelere dair öneriler sunulmuştur. Eğitim İzleme Raporu 2024, fırsat eşitliği, okul öncesi eğitim, yükseköğretim, eğitimin finansmanı ve insan kaynakları gibi konuların yanı sıra eğitim ortamları ve eğitime erişim alanlarını uluslararası kıyaslamalarla inceler ve uygulamaya dönük önerilerle araştırmacılar, akademisyenler, politika yapıcılar ve diğer paydaşlar için bir başvuru kaynağı olmayı hedefliyor.

29 Mayıs 2025

Eğitimde Mekanın Ruhu: Kimlik, Şahsiyet ve Aidiyet

Mekan, insanın varoluşunu ve kimliğini şekillendiren en temel unsurlardan biridir. Bu bağlamda, eğitim mekanları yalnızca öğrenme alanları olmakla kalmaz; aynı zamanda şahsiyet inşasında rol oynar, aidiyet duygusunu besler ve fert ile toplumun gelişimini şekillendirir. Bu seminerde, mekanı ve insanın şahsiyet gelişimine etkisini ayrıntılı bir şekilde ele alıyoruz.Mekanın tasarımı ve inşası; şehir planlamasından mimari tercihlere, imar süreçlerinden estetik yaklaşımlara kadar uzanan çok katmanlı bir sürecin ürünüdür. Peki, mimaride insani ölçek ne anlama gelir? Mimari üslup, kimliği nasıl yansıtır? Eğitim ortamlarında aidiyet duygusu nasıl güçlendirilir? Bu sorular çerçevesinde, mekanın fert ve toplum üzerindeki dönüştürücü etkilerini birlikte tartışmayı hedefliyoruz.Programımız, mekanın sadece fiziki bir zemin olmadığını; aynı zamanda değerlerin, toplumsal hafızanın ve kültürel sürekliliğin taşıyıcısı olduğunu birlikte düşünmeye davet ediyor.Kayıt olmak için:

“Ortaöğretimde Zorunlu Eğitimin Geleceği Çalıştayı” Tamamlandı

İGEDER ve İLKE Vakfı’nın öncülüğünde, İbn Haldun Üniversitesi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi ve İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nin katkılarıyla düzenlenen 'Ortaöğretimde Zorunlu Eğitimin Geleceği Çalıştayı' 31 Mayıs 2025 tarihinde gerçekleştirildi.Çalıştay, 21. yüzyılda zorunlu lise eğitiminin süresi, yapısı ve politikalarına ilişkin güncel uygulamaların değerlendirilmesi ve geleceğe yönelik yapıcı çözüm önerilerinin geliştirilmesi amacıyla düzenlendi. Mevcut veriler ve uygulamalar ışığında; sürenin yeniden yapılandırılması, içerik ve biçim bakımından sistemin dönüşümü gibi temel başlıklar çok yönlü biçimde ele alındı.Akademisyenlerden politika yapıcılara, eğitim yöneticilerinden sivil toplum temsilcilerine kadar geniş bir katılımla gerçekleşen programda, konu başlıkları bilimsel bir perspektifle ve disiplinlerarası bir yaklaşımla değerlendirildi. Tartışmalarda, Türkiye’ye özgü sosyo-kültürel koşullar, eğitimdeki güncel yönelimler ve küresel ölçekte artan rekabetin ortaya koyduğu yapısal ihtiyaçlar dikkate alındı.Katılımcılar, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli doğrultusunda, insanın bütün yönleriyle gelişimini esas alan; bilgi, beceri, eğilim ve değerleri merkeze alan bir ortaöğretim sistemi için uygulanabilir politika önerileri geliştirmeye odaklandı. Ayrıca bireysel farklılıklar, ilgi ve yetenekler temelinde farklılaşan bir lise eğitiminin, öğrencilerin potansiyellerini gerçekleştirmelerine nasıl katkı sunabileceği de çalıştayın önemli gündemlerinden biri oldu.Elde edilen çıktılar doğrultusunda, gençlerin yalnızca akademik bilgiyle değil; aynı zamanda güçlü bir karakter, sorumluluk bilinci ve toplumsal duyarlılıkla yetişmelerini destekleyecek, nitelikli, herkes için erişilebilir ve farklılıkları gözeten kapsayıcı bir lise eğitimi yapısının oluşturulması amaçlanmaktadır.