Logo
Eğitime Bütüncül Bir Bakış: Eğitim İzleme Raporu 2022

Eğitime Bütüncül Bir Bakış: Eğitim İzleme Raporu 2022

Kategori: EPAM Tarih: 01 Şubat 2023

Eğitimde salgın sonrası etkilerin devam ettiği ve kronik sorunlara çözüm aranan 2022 yılı “öğretmenliğin dönüşümü” temasıyla analiz ediliyor. İLKE Vakfı’nın 2020’de başlattığı Alan İzleme Raporları kapsamında yayımlanan Eğitim İzleme Raporu 2022’de, öğretmenliğin dönüşümü meslek kanunundan, özel sektöre, toplumsal itibardan, öğretmen yetiştirmeye birçok konu etrafında ele alınıyor.

 

Yıllık olarak yayımlanan ve ilgili alanı kapsamlı bir şekilde analiz eden Alan İzleme Raporları kapsamındaki “Eğitim İzleme Raporu: 2022 Öğretmenliğin Dönüşümü” akademisyen ve araştırmacıların katkısıyla hazırlandı. Rapor 31 Ocak Salı 2023 tarihinde geniş katılımlı bir toplantıyla kamuoyuna sunuldu.

İlk olarak 2020 yılında yayımlanan raporlarla başlayan Alan İzleme Raporları Projesi; Ekonomi, Toplum, Eğitim, Hukuk ve Sivil Toplum olmak üzere temelde beş alanı kapsıyor. Yıllık olarak yayımlanan bu raporlarda veri temelli ve kapsayıcı bir yaklaşım benimseniyor. İLKE Vakfı Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi’nin (EPAM) hazırladığı raporun ilk bölümünde eğitim alanına ilişkin temel veriler “Genel Görünüm” başlığı altında özetleniyor. Raporun ikinci bölümünde ise öğretmenliğin dönüşümü dokuz başlıkta analiz ediliyor.

Rapordan Öne Çıkanlar

Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı arttı

Okul öncesi ve ortaöğretim (din öğretimi dışında) düzeyinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısında %25’lere varan bir artış yaşandı. Okul öncesi eğitim kademesinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısında 2020-2021 yılına kadar düşüş eğilimi mevcutken 2021-2022 eğitim öğretim yılında bu eğilim artış yönünde seyretmeye başladı. Ortaöğretim türlerine bakıldığında genel ortaöğretim ve mesleki teknik ortaöğretim türlerinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısında artış yaşanırken din öğretiminde azalma yönünde bir seyir söz konusu. Lisede öğrenci sayısında en çok genel ortaöğretimde artış yaşanırken öğretmen sayısının aynı oranda artmamış olması öğretmen başına düşen öğrenci sayısında diğer lise türlerine göre bariz bir yükselmeye neden oldu.


Öğretmenlerin yaşları yükseliyor

Öğretmenlerin yaşları ve eğitim yılları yükselmeye devam etti. 2022 yılında da lisansüstü mezun öğretmen sayısı artmaya devam etmiştir. Öğretmen yaş ortalaması da yükselmektedir. Özellikle ek göstergenin yükseltilmesine yönelik beklentiler, emekli olacak öğretmen sayısını düşürmüştür. Buna ek olarak öğretmen alımlarındaki nispi azalmanın bunda etkisi olduğu görülmektedir.

Öğretmen gelişiminde yeni uygulamalar

Mesleki gelişim çalışmalarında yenilikçi uygulamalar hayata geçirildi. Öğretmenlerin mesleki gelişimlerine yönelik politikalarda merkeziyetçi anlayış korunurken yerel imkanların harekete geçirilmesini sağlayacak yaklaşımlar uygulamaya geçirildi. Kendine özgü okul bazlı bütçesi olan Okul Temelli Mesleki Gelişim, Mesleki Gelişim Toplulukları, Öğretmen- Yönetici Hareketlilik Program, ÖBA, yüz yüze eğitimler benzeri çalışmalar ile öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin mesleki gelişimlerini atırmaya yönelik yeni uygulamalar hayata geçirildi.  Ancak öğretmenlik mesleğini güçlendirmeye yönelik girişimler palyatif kaldı. Öğretmenlik Meslek Kanunu; kanuna bağlı olarak çıkarılan kariyer yönetmeliği ve kariyer sınavı gibi mesleğini güçlendirmeye yönelik politika ve kararlar 2022 boyunca en çok konuşulan konular olmakla birlikte kurumsal ve profesyonel çıktıları bakımından ücret iyileştirmesine yönelik girişimler olarak algılandı.

Bölgeler arası farklılıklar devam ediyor

Türkiye’de bölgeler arasında okullaşma oranlarındaki anlamlı farklılık devam etti. Temel eğitimde, ilk ve orta okul düzeyinde okullaşma oranları Türkiye genelinde önemli ölçüde eşit olsa da ortaöğretim ve okul öncesi okullaşma oranları bölgelere göre farklılık gösteriyor. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Kuzeydoğu Anadolu Bölgelerinde okullaşma oranlarının anlamlı derecede düşük olduğu görülüyor.

Fiziki iyileştirme devam ediyor

Eğitimin niteliğini artırmaya yönelik politikalar, altyapının iyileştirilmesi ve eğitim ortamlarının güçlendirilmesine yönelik oldu. Mesleki ve teknik eğitim kurumlarının iyileştirilmesi, temel eğitimin iyileştirilmesi, ana sınıfı ve anaokulu sayısının artırılması ve kütüphanelerin artırılmasına yönelik politikalar, ülke geneline yayılan bir fiziki iyileşme gündemi oluşturdu.

Okullaşma oranı artıyor

5 yaş okullaşma hedefi için kararlı adımlar atıldı, okullaşma oranında %90’ların üzerine çıkarıldı. Okul öncesi derslik ve öğretmen sayıları da arttı. Ana sınıflarının anaokuluna dönüştürülmesinin, okul yöneticileri için bürokratik yük getirdiği belirtiliyor. Ortaöğretim düzeyinde de okullaşma oranı yükseldi. Halen ortaöğretim öğrencilerinin önemli bir kısmı (yaklaşık %30) açıköğretime kayıtlı olsa da ortaöğretimdeki okullaşma oranları da %90’ları aştı. Mesleki ve teknik ortaöğretim artış, din öğretiminde düşüş eğilimi yaşandığı görüldü.

Özel eğitime devam eden öğrenci sayısında temel eğitim düzeyinde artış görüldü

Bununla birlikte yaklaşık %2,5 düzeyindeki okullaşma oranı oldukça düşüktür. Bu oranın %15’ler düzeyinde olması beklenmektedir. Diğer taraftan özel eğitimde kız öğrenciler aleyhine bir durum söz konusudur. Kız öğrencilerle karşılaştırıldığında erkek öğrenciler 2 kat fazla okullaşmaktadırlar. BİLSEM (Bilim ve Sanat Eğitim Merkezleri) sayısında 2022 yılında önemli bir artış (192’den 362’ye) yaşanmış, ancak öğrenci ve öğretmen sayısı aynı oranda artmamıştır.

Eğitime ayrılan bütçe arttırılmalı

Bütün kademelerde öğrenci başına düşen harcamada ve öğretmen maaşlarında dolar kuru esas alındığında önemli bir azalma görülüyor. Yatırıma ayrılan pay nispeten artmış gibi görünse de toplam bütçe, GSMH’ye oranla ve merkezî bütçeye oranla düştü. MEB, YÖK ve üniversite bütçelerinin Merkezi Yönetim Bütçesi’ndeki paylarında da düşüş yaşandığı görülüyor. MEB’in kendi bütçesi içerisinden yatırıma ayırdığı payda ise bir artış gözleniyor. 2022 yılı bütçe ödenek türleri incelendiğinde gider türlerinin hemen hepsinde bir önceki yıla göre gözle görünür bir artış yaşandığı görülüyor.


Yükseköğretim ’de büyüme sürüyor

Yükseköğretimde öğrenci sayısı bakımından büyüme devam etti. 2022 yılında yapılan yerleştirmelerde baraj puanı uygulamasının kaldırılması ile açık öğretime giden öğrenci sayısında azalma oldu ve örgün eğitim programlarına talep arttı. Yükseköğretimde yabancı öğrenci sayısı bakımından uluslararasılaşma devam etti. Salgın döneminde düşen yabancı öğrenci sayısında, 2022 yılı itibariyle önemli bir artış görüldü.  Ayrıca yükseköğretim mezun sayısı da arttı.  Son iki yılda ön lisans ve lisans düzeyinde yüksek mezun sayısına ulaşıldı. Salgın döneminde azalan yüksek lisans mezunu sayısında tekrar bir yükselme görülürken doktora mezunu sayılarında anlamlı bir değişiklik yaşanmadı.


İlgili İçerikler

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli İzleme Raporu

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli (TYMM), eğitim sisteminde kapsamlı bir dönüşüm hedeflerken, bu sürecin sahadaki etkilerinin izlenmesi; uygulamadaki güçlü yönlerin ve gelişime açık alanların belirlenmesi açısından kritik önem taşıyor.İstanbul’un farklı ilçelerindeki ortaokullarda görev yapan Türkçe, Matematik ve Fen Bilimleri öğretmenlerinin görüşlerine dayanan bu çalışma, TYMM'nin uygulama sürecini nitel veriler üzerinden analiz etmekte; programın anlaşılırlığı, uygulanabilirliği, ölçme-değerlendirme boyutları ve disiplinlerarası yaklaşım gibi kritik alanlarda kapsamlı bulgular sunmaktadır.Öğretmenlerin deneyimlerini merkeze alarak TYMM’nin sahadaki işleyişini mercek altına alan rapor, yalnızca mevcut durumu ortaya koymakla kalmamakta; aynı zamanda eğitim politikalarına yön verecek öneriler de geliştirmektedir. Bu yönüyle akademisyenler, politika yapıcılar, öğretmenler ve diğer paydaşlar için bir kaynak niteliği taşıyor.YÖNETİCİ ÖZETİNİ BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ

04 Ekim 2025

V. İstanbul Eğitim Konferansı

Bu yıl beşincisi düzenlenen İstanbul Eğitim Konferansı, öğretmen yetiştirme alanını hem politika hem de uygulama düzeyinde yeniden düşünmek için güçlü bir zemin sunuyor. “Öğretmen Yetiştirmede Vizyon ve Dönüşüm” temasıyla gerçekleştirilecek konferans; güncel yaklaşımları, özgün modelleri ve uluslararası deneyimleri bütüncül bir bakışla ele almayı amaçlıyor.Alanında uzman ulusal ve uluslararası konuşmacıların katılımıyla gerçekleşecek etkinlikte; 21. yüzyıl öğretmenliğinin gerektirdiği beceri ve yeterlikler, kurumsal modeller, politika önerileri ve iyi uygulama örnekleri paylaşılacak. Öğretmen yetiştirme kurumlarının yapısal dönüşümü, Millî Eğitim Akademisi gibi yeni inisiyatiflerin etkisi ve küresel ölçekte öne çıkan alternatif modeller, tartışmaların odak noktalarından biri olacak.Konferans, öğretmenlik mesleğini merkeze alan stratejik bir düşünme ve iş birliği alanı sunarken; eğitimin geleceğine dair vizyon geliştirme, ortaklık kurma ve etkileşim imkânları da sağlayacak. Eğitimciler, karar vericiler, akademisyenler ve araştırmacılar başta olmak üzere, öğretmen yetiştirmenin geleceğine çok boyutlu bir bakışla katkı sunmak isteyen herkesi bu önemli buluşmaya davet ediyoruz.Kayıt için tıklayın.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli İzleme Raporu Sunumu Gerçekleşti

İLKE Vakfı Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi (EPAM) tarafından hazırlanan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli İzleme Raporu, 18 Eylül 2025 tarihinde İLKE Vakfı’nda düzenlenen sunum programıyla kamuoyuna tanıtıldı. İLKE Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Av. Ahmet Sait Öner’in selamlama konuşmasının ardından, EPAM Direktörü Doç. Dr. Ayhan Öz’ün açılış konuşmasıyla başlayan program raporun sunumuyla devam etti. Akademisyenler, araştırmacılar, yöneticiler, öğretmenler ve sivil toplum temsilcilerinin katıldığı etkinlikte, raporun bulguları kapsamlı biçimde paylaşıldı.Araştırma ekibinden Prof. Dr. Mustafa Öztürk (Boğaziçi Üniversitesi), Doç. Dr. Hasan Özgür Kapıcı (Boğaziçi Üniversitesi), Doç. Dr. Sedat Karagül (İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi) ve Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Şahal (Yıldız Teknik Üniversitesi) raporun bulgularını sundu. Öğretmenler Modeli Benimsiyor, Uygulamada Zorluk YaşıyorRapora göre, öğretmenler TYMM’nin getirdiği dönüşümü genel olarak destekliyor; öğrenci merkezli, etkinlik temelli yaklaşımların sınıf motivasyonunu artırdığı gözlemleniyor. Bununla birlikte öğretmenler, uygulamaya geçerken ciddi zorluklarla karşılaşıyor. Hazırlık eksikliği, sınıf yönetimi, zaman kısıtı ve fiziki altyapı sorunları, öğretmenlerin uygulamayı etkili biçimde hayata geçirmesini sınırlıyor.Zaman ve Sınıf Yönetimi ZorluklarıTürkçe ve fen bilgisi öğretmenleri, yazma, film analizi ve grup etkinliklerinin sınırlı sürede yürütülmesinin zorluk yarattığını belirtti. TYMM’nin kademeli sorumluluk devri modeli, her öğrencinin aktif olmasını gerektirdiğinden kalabalık sınıflarda uygulanmayı güçleştiriyor. Ayrıca, bazı soyut konuların (ör. hücre, kütle, ağırlık) 5. sınıfa taşınması, öğrencilerin bilişsel seviyesine uygun bulunmadığı için öğretmenler tarafından zorlayıcı görülüyor.Ölçme-Değerlendirmede Yeni Yaklaşım ve EndişelerTYMM ile birlikte süreç odaklı, analitik düşünmeyi ölçen açık uçlu soruların ön plana çıkması öğretmenler tarafından olumlu karşılanıyor. Ancak, merkezi sınavlarda hız ve ürün odaklı değerlendirme ile uyumsuzluk, öğrencilerin sınav performansını olumsuz etkileyebileceği endişesini beraberinde getiriyor. Öğretmenler, klasik yazılı sınavlar ile süreç odaklı ölçme değerlendirme arasında uyumsuzluk yaşandığını aktardı.Fiziki ve Dijital Altyapı SınırlılıklarıRapor, öğretmenlerin fiziki koşullar ve materyal eksikliklerinden kaynaklanan sıkıntılarını da ortaya koyuyor. Kalabalık sınıflar ve atölye ortamlarının yetersizliği, öğrenci merkezli etkinliklerin uygulanmasını kısıtlıyor. Dijital materyaller açısından ise öğretmenler, tamamen EBA’ya bağlı kalmanın teknik ve içerik sınırlılıkları yarattığını ifade ediyor.Öneriler ve İleriye Dönük AdımlarRaporun sonuçlarına göre, öğretmenler için uygulama temelli mesleki gelişim eğitimleri tasarlanmalı, sınıf mevcutları azaltılmalı ve altyapı eksiklikleri giderilmeli. Dijital platformlar TYMM’ye uyumlu içeriklerle güçlendirilirken, velilerin sürece katılımını artıracak bilgilendirme ve atölye çalışmaları da planlanmalı. Ayrıca, zümreler arası işbirliği platformları kurularak öğretmenlerin program geliştirme süreçlerine katkısı artırılmalı.Araştırma ekibi, raporun sadece bir başlangıç niteliğinde olduğunu, uygulama süreçleri ve altyapı destekleri iyileştirilmeden modelin etkin biçimde uygulanmasının güç olduğunu vurguladı. Öğretmenler, modele dair inançlı olmakla birlikte, uygulamayı hayata geçirme noktasında rehberlik, destek ve zaman esnekliği ihtiyacı duyuyor.