Logo
Dayton Anlaşması Bosna’da Bir “Apartheid” Düzeni Oluşturdu

Dayton Anlaşması Bosna’da Bir “Apartheid” Düzeni Oluşturdu

Kategori: İLKE Agenda Tarih: 15 Aralık 2022

İLKE Vakfı Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM), Aliya İzzetbegoviç'in danışmanlığı yürütmüş, üst düzey bürokrat, siyasetçi ve akademisyen Prof. Dr. Adamir Jerkovic ile 15 Aralık 2022 Perşembe günü Dayton Anlaşması'nın yıl dönümünde “Bosna-Hersek'te Mevcut Durum ve Bosna'nın Geleceği” başlıklı bir seminer düzenledi.

Adamir Jerkovic, Dayton Anlaşması’nın oluşturduğu kaotik siyasi düzeni ve bölgenin karşı karşıya olduğu sorunların tarihsel arka planını aktardı. Anlaşmanın barış getirmek için değil, bölgeyi kontrol altında tutmak için ortaya çıkarıldığını öne sürdü. Ayrıca, Birleşmiş Milletler tarafından atanan Yüksek Temsilci'nin ülke anayasası ve kurallarının ötesinde yetkilere sahip olduğunu ve bu nedenle bir vesayet oluşturduğunu iddia etti. Ona göre, soykırım sona ermiş olsa da sistematik adaletsizlik ve etnik milliyetçilik Bosna siyasetinde devam ediyor. Sırplar ve Hırvatlar nüfus içerisindeki paylarından daha yüksek bir siyasi temsil elde ederken Boşnakların kendi ülkelerinde daha az temsil ediliyor. Jerkovic, Dayton Anlaşması’nın Bosna’da bir apartheid düzeni oluşturduğunu vurgulayarak bu ırksal ayrımcılığa dayalı sistemin Bosna’yı bölebileceğini dile getirdi.

Sunum sonrası Bosna-Hersek’teki kaotik siyasi düzen dinleyicilerin katkılarıyla tartışıldı ve program hediye takdiminin ardından sona erdi.

İlgili İçerikler

İş-Yaşam Dengesi Bağlamında Ebeveyn İzni ve Çocuk Bakım Hizmetleri

Günümüz toplumsal yapısında ekonomik dönüşümler, kentleşme ve çalışma hayatındaki değişim aile yaşamının dengeli biçimde sürdürülmesini her zamankinden daha zor hale getirmiştir. Geleneksel destek mekanizmalarının zayıflaması, ailelerin bakım ve geçim sorumluluklarını tek başına üstlenmesini güçleştirmektedir. Bu durum iş ve aile yaşamını uyumlaştıracak kurumsal düzenlemelere ve kamu destekli mekanizmalara olan ihtiyacı artırmaktadır.Bu analiz raporu, Türkiye’de ebeveyn izni ve çocuk bakım hizmetlerinin kapsamını, erişilebilirliğini ve toplumsal etkilerini küresel karşılaştırmalarla incelemekte mevcut düzenlemelerin koruyucu ve sınırlı yapısına dikkat çekmektedir. Rapor, aileyi güçlendiren sürdürülebilir ve nitelikli bir iş-yaşam dengesinin sağlanması için uygulanabilir politika önerileri sunmakta ve aile kurumunun günümüz toplumsal koşullarına uyumunu destekleyecek yeni kurumsal mekanizmaların önemine vurgu yapmaktadır.

17 Kasım 2025

Hukuk İzleme Raporu 2024 Rapor Sunumu

Hukuk İzleme Raporu, Türkiye’de 2024 yılı boyunca ön plana çıkan hukuki gelişmeleri, yargı sistemini ve kurumların işleyişini adli istatistiklerle analiz ederek Türkiye’de hukuk alanını geniş ve bütüncül bir perspektif ile kamuoyuna sunmayı amaçlıyor. İLKE Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Av. Ahmet Sait Öner ve Dr. Öğr. Üyesi Muhammed Göçgün editörlüğünde hazırlanan rapor, hukuk alanını sosyoloji, siyaset ve iktisat başta olmak üzere disiplinlerarası bir yaklaşımla ele alarak 2024 yılı görünümünü gözler önüne seriyor. Program Bilgileri17:30-18:00 Kokteyl18:00-19:15 Rapor SunumuModeratör: Dr. Öğr. Üyesi Muhammed GöçgünKonuşmacılar: Prof. Dr. Ali Emrah BozbayındırProf. Dr. Nesibe Kurt KoncaDoç. Dr. Taylan Barın19:15 – 19:30 Ara 19:30 – 20:30 Türkiye’de Yeni Anayasa TartışmalarıModeratör: Av. Ahmet Sait ÖnerKonuşmacı: Prof. Dr. Abdurrahman Eren

Yerel Yönetimlerde Yenilikçi Yaklaşımlar ve Mevcut Sorunlar TODAM Seminerinde Tartışıldı

İLKE Vakfı Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM), kent yönetişiminde yenilikçi yaklaşımları ele alan bir seminere ev sahipliği yaptı. 17 Temmuz 2025 tarihinde vakıf merkezinde düzenlenen “Yerel Yönetimlerde Yenilikçi Yaklaşımlar: Dijitalleşme, Sürdürülebilirlik ve Katılım” başlıklı seminerde, yerel yönetimlerin karşılaştığı güncel sorunlar ve olası çözüm yolları çok katmanlı bir perspektifle tartışıldı.Seminerin konuşmacıları Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Burak Hamza Eryiğit ve Kırklareli Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Sezgin Sezgin, Türkiye’de yerel yönetimlerin karşılaştığı yapısal zorluklar ve potansiyel fırsatlar üzerine kapsamlı sunumlar gerçekleştirdi. Eryiğit, Türkiye’deki mevcut yerel yönetim yapısında, kent yönetiminin yalnızca seçimlerle sınırlı kalmayıp vatandaşların karar alma süreçlerine aktif katılımını sağlayacak mekanizmaların geliştirilmesinin önündeki yapısal zorluklar, kısıtlar ve eksiklikler üzerinde durdu. Ayrıca, dijitalleşme ve teknolojik gelişmelerin merkeziyetçiliği güçlendirme eğiliminde olduğuna dikkat çekti.Sezgin ise, akıllı şehir kavramının salt teknolojik entegrasyon olarak ele alınamayacağını; sürdürülebilirlik, şeffaflık ve toplumsal katılım boyutlarıyla birlikte düşünülmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye’deki akıllı şehir uygulamalarını Konya ve İstanbul örnekleri üzerinden değerlendiren Sezgin, bu uygulamaların kentsel yaşamı kolaylaştıran pek çok olumlu yönü bulunduğunu, ancak aynı zamanda gözetim toplumuna dönüşme riski taşıdığını belirterek veri güvenliği ve vatandaş haklarının korunmasının altını çizdi.Sunumların ardından gerçekleşen soru-cevap bölümünde, yerel yöneticiler, siyasi parti temsilcileri, akademisyenler, medya ve sivil toplum kuruluşlarından katılımcılar kent yönetişiminde kapsayıcılık ve sürdürülebilirliği güçlendirecek politika adımları üzerine verimli bir tartışma yürüttüler. Program, yerel yönetimlerde yenilikçi politika yaklaşımlarının geliştirilmesine yönelik önemli bir platform işlevi gördü.