Sınav sisteminde reforma değil restorasyona ihtiyaç var
İLKE İlim Kültür ve Eğitim Derneği’nin yakın zamanda başlattığı Politika Notları Serisi kapsamında yazılan metinlerin müzakere edildiği Gündem Konuşmaları etkinliğinin beşincisi gerçekleştirildi.
İLKE Derneği merkezinde düzenlenen toplantıya İLKE Araştırmacılarından Arife Gümüş konuşmacı olarak katıldı. Yoğun bir ilginin olduğu toplantıda Gümüş, İLKE Politika Notları kapsamında hazırladığı “Türk Eğitim Sisteminin Sınavlarla İmtihanı” başlıklı bir sunum yaptı.
Sunumuna dershanelerin kapanmasından sonra geliştirilen temel liselere ilginin arttığını belirterek başlayan Gümüş, eğitim müfredatının sınav odaklı olduğunu kaydetti. Sınavları okulun, öğretmenlerin ve öğrencilerin sınavı olmak üzere üçe ayıran Gümüş, temel liselere ilginin artması ile sınav sisteminin sürekli değişmesi ve belirsizlik yüzünden stres ve kaygı yaşayan velilerin, öğrencileri “okul kazandırma tecrübesi” olan temel liselere yönlendirdiğini belirtti.
Gümüş, öğretmenlerin sınavının ise önceki yıllarda sınavlarda çıkan konuları öğretmeye odaklanmak, öğrencilere yalnızca test dağarcığı içinde kalan konuları göstermek, sınav sırasında zaman sınırlamasına uymamak, sınav yapılan günler başarısı düşük öğrencilere izin ya da uzaklaştırma vermek şeklinde olduğunu söyledi.
Öğrencilerin sınavına değinen Gümüş, şu ifadeleri kullandı:
“Okul ve meslek tercihlerinde büyük oranda merkezî sınavların sonuçlarının belirleyici olmasının, öğrencinin ruhsal sağlığına olan olumsuz etkisinin yanında onun sosyal yaşamında da birtakım problemlere yol açtığı görülmektedir. Sınava hazırlık süreci ve sınav sonuçları öğrencilerin akranları ile olan ilişkilerini olumsuz etkileyebilmekte; merkezî sınavların rekabetçi yapısından dolayı öğrenciler arasında karşılıklı güven duygusunu ve iş birliğini geliştirmek zorlaşabilmektedir. Bununla birlikte öğrencinin sınava hazırlık sürecinde ailesi ile çok az vakit geçirebildiği; aile ile ilişkilerinde sınav kaynaklı sorunlar yaşadıkları bilinmektedir.”
Okul ve meslek tercihlerinde büyük oranda merkezî sınavların sonuçlarının belirleyici olmasının, öğrencinin ruhsal sağlığına olan olumsuz etkisinin yanında onun sosyal yaşamında da birtakım problemlere yol açtığını belirten Gümüş, fırsat eşitsizliğine de değinerek zengin ailelerin çocuklarını özel okullara göndererek bu eşitsizliğin artmasına neden olduklarını söyledi.
Sistemde reforma değil,, restorasyona ihtiyaç olduğunu, 0kullar arasındaki nitelik farkının en aza indirilmesi gerektiğini kaydeden Gümüş, şu önerilerde bulundu:
"Okulun sadece akademik eğitim veren bir kurum olmadığı aynı zamanda öğrencinin ilgi ve ihtiyaçları çerçevesinde kişisel becerilerini geliştirebileceği bir kurum olması için gerekli tedbirler alınmalıdır.
Öğrenci için önemli bir sosyalleşme ve sosyal beceri kazanma ortamı olarak okulların dershane ve etüt merkezleri gibi çalışarak öğrenciyi yalnızlığa itmesine engel olunmalıdır. Bunun için okul kulüpleri ve sosyal etkinlikler daha fazla öğrenciyi içine alacak şekilde çeşitlendirilmeli ve aktif olarak faaliyet göstermelidir.
Öğretmenler eğitimin genel amacını öğrenciye ulaştırma konusunda motive olmalıdır. Bunun için okul yönetimleri öğretmenleri destekleyecek etkinlikler organize etmelidir.
Akademisyenler, sınavsız bir eğitim sisteminin imkânına yönelik tartışmalar yürütmeli ve araştırmalar yapmalıdır. Akademisyenler, eğitimin içeriğini güçlendirmeye yönelik analiz ve öneriler geliştirerek politika yapıcılarına ve uygulayıcılarına yol göstermelidir.
Sivil toplum, okul ve aile arasında köprü vazifesi görecek faaliyetler yapmalıdır. Üniversiteler, alt eğitim kademelerinin içeriğinin güçlendirilmesi için okullarla işbirliği yapmalıdır.”
Katılımcıların sorularıyla zenginleşen program İLKE Mütevelli Heyet Başkanı Davut Şanver’in Gümüş’e plaket takdimiyle sona erdi.