14 Ocak 2021

Öğretmenler Nasıl Not Verecek?

23 Kasım 2020’de başlayan ara tatil sürecinin ardından salgın nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı uzaktan eğitim sürecinin ilk olarak 4 Ocak 2021 tarihine kadar uzatılmasına karar verdi. 18 Aralık 2020 tarihinde ise yapılan bir diğer açıklama ile uzaktan eğitim sürecinin 2020-2021 eğitim öğretim yılı ilk dönem bitimine kadar uzatılmasına karar verildi. Yine aynı tarihte yapılan açıklamaya göre ölçme değerlendirme sürecinin yüz yüze bir sınav, varsa performans çalışması, derse hazırlık, devam ve aktif katılım notları ile gerçekleştirileceği belirtildi. 

Bu kararın ardından 25 Aralık 2020 tarihinde Bakan Selçuk bir açıklama daha yaptı ve yüz yüze sınavların ilkokul ve ortaokullar için gerçekleştirilmeyeceğini; ortaöğretim kurumlarında ise birinci dönem sınavlarının ikinci dönemde gerçekleştirileceğini açıkladı.  

2020-2021 eğitim öğretim yılının ilk dönemi biterken yapılacak iş ve işlemler de öğretmenlere bildirildi. Ancak öğretmenlerin, not girişi işlemleri ile ilgili kafa karışıklığı devam ediyor. Yüz yüze sınavların kaldırılması ile ölçme değerlendirme sürecinin yönetimi öğretmenler için oldukça zorlaştı. MEB’in açıklamasına göre ilk ve ortaokullarda not belirleme ölçütü olarak yüz yüze eğitime, EBA TV etkinliklerine ve canlı ders uygulamalarına katılım değerlendirip katılım puanları oluşturulacak. 


Burada akıllara şu soru geliyor: Öğretmenler yüz yüze eğitime veya canlı ders uygulamasına katılan öğrencileri günlük devamsızlık çizelgeleri sayesinde takip edebiliyor. Peki ya alt yapı yetersizlikleri veya devamsızlığın zorunlu tutulmadığı bir dönemde salgın endişesi nedeniyle yalnızca EBA TV üzerinden eğitim öğretim sürecini devam ettiren öğrenciler? Öğretmenler bu öğrenciler için nasıl bir değerlendirme süreci yönetecek? Öğrencilerin gerekli kazanımları edinip edinmediklerini nasıl ölçecek?



Bunun yanı sıra okulların yüz yüze eğitime devam ettiği dönemde bazı derslerin sınavları gerçekleştirilmişti. MEB’in ilk yaptığı açıklamaya göre yapılan sınavların sonuçlarının ölçme değerlendirmede kullanılacağı belirtilmişti. Ancak burada da sınavların hangi derslere ait olduğu ve kaç öğrencinin katıldığı mahalleden mahalleye bile farklılık göstermekteyken sınavlara giren, girmeyen veya belirli sebepler nedeniyle aynı sınavlara giremeyen öğrenciler arasındaki eşitliğin nasıl sağlanacağı sorun oluşturmaktaydı. 

Yapılacak basit bir hesaplamaya göre yüz yüze sınavdan 80, ders katılımı puanından ise iki defa 100 almış bir öğrencinin (A) notları üçe bölünecek ve genel not ortalaması 93 olacaktı. Fakat yüz yüze sınavlara herhangi bir neden ile katılamayan bir öğrencinin sınav notu sekmesi boş bırakılacak ve öğrenciye dersin kaç saat görüldüğü ile orantılı olarak yalnızca ders katılım puanı verilecekti. 

Aynı şekilde yapılacak bir hesaplama ile ders katılım puanından iki defa 100 almış bir öğrencinin (B) notu ikiye bölünecek ve genel not ortalaması 100 olacaktı. Bu durumda (A) öğrencisinin (B) öğrencisinden not ortalamasının daha düşük olmasındaki tek suçu yüz yüze sınavlara katılmış olması mıydı? Ayrıca merkezi sınav sistemlerinde de öğrencilerin kademelere göre genel not ortalamalarının puanlarına etki ettiği düşünüldüğünde bu adaletsizlik nasıl giderilecekti?

Tüm bu sorular eğitimin tüm paydaşlarının olduğu gibi öğretmenlerin de kafasında büyük soru işaretleri oluşturmaktayken MEB, 14 Ocak 2021 tarihinde aldığı kararla ilkokul 4.sınıf ve ortaokul kademesindeki öğrencilerin yüz yüze girdikleri sınav puanlarının değerlendirmeye katılmayacağını; ancak velinin istemesi ve 21 Ocak 2021 tarihine kadar okul müdürlüklerine başvurması halinde yüz yüze sınav notlarının değerlendirilmeye alınacağını belirtti. 

Ancak bu açıklamayla da tüm kademeler için ders içi katılım puanlarının nasıl ölçüleceği hala muammadan ibaret kalmış oldu. Eğitim ortamlarından alınan duyumlara göre kimi öğretmenler herkese 100 tam puan vereceğini kimileri canlı ders uygulamalarına katılımı ön planda tutacağını kimileri ise herkese orta halli ama eşit bir puanlama yapacağını belirtiyor. 

MEB, yüz yüze eğitim konusunda olduğu gibi bu konuda da tüm eğitim paydaşlarını, özellikle öğretmenleri aydınlatmalı ve eşitlik ilkesinin sağlanacağı bir değerlendirme sürecinin oluşturulması için gerekli adımları kısa süre içinde atmalıdır.


ÜYE KURULUŞLARIMIZ

ARAŞTIRMA MERKEZLERİMİZ